1001 Hadis indirin

Kodla Büyü
Allah razı olsun.. Hz. Allah herkese mucibince yaşamak nasip etsin..
 
MEB İN GİREBİLDİĞİ BİR LİNK KOYMA İMKANINIZ VAR MI ACABA?
 
sayın kardeşim,
bu yayınladığınız 1001 hadis'e bakıpta şaşırmamak mümkün değil,
ebu hureyre kaynaklı yaklaşık 250 hadis aktarılmış,

arkadaşlar size birazcık bu şahıstan bahsedeyim,
bu insan Resulullah(s.a.a)'nın vefatından 3 yıl önce biat etmiş,
ve Medine'de efendimizle yaklaşık 1 yıl kalmış,
Efendimizin vefatından sonra 2.Halife Ömer (r.a.) onu yalan hadis uydurduğu için kırbaçlamış(yada kırbaçlatmış), sonra
3.Halife Osman (r.a.) döneminde muaviye'ye olan yakınlığı her islam tarihçisi kabul etmiştir.
hatta 4.Halife İmam Ali(r.a.) zamanında yaşananlar çok ilginçtir.
" 4. Halife'nin arkasında namaz kıldığı görülmüş, fakat muaviye sofrasında karın doyurduğu da,
sorulunca demiş ki, 4.Halife'nin namazı haktır, muaviyenin yemekleri yağlıdır."

ve asıl olana bakalım bu insan muaviye dönemimde birde bakmışınız MEDİNE valisi oluvermiş!

ve buhari, müslim, .. ve bir sürü hadis toplayıcısı
bu insandan yaklaşık 5200 civarı farklı hadis nakletmişler.
akıl ve insaf sahibi kardeşlerime soruyorum şimdi
siz 3 yıl gibi kısa bir sürede nasıl oluyor da Efendimiz(s.a.a)'in yanında İslamın tüm aşamalarına şahit olup hizmetini yapanlardan daha çok hatta kat ve kat fazlasıyla hadis nakledebiliyor sunuz?

arkadaşlar soruyorum burada bi sıkıntı var mı?
burada atladığımız bir şey var, burada benim akıl terazimi zorlayan bi durum var,
bu yoksa ümeyyeoğullarının saltanat ve hilafet meselesi konusunda yürütülen siyasetin meyvesi mi?
biz bu zehirli meyveden acaba kaç lokma midemize indirdik, acaba bizi ne kadar etkilemiş, acaba biz dinimizi tanımaktan alı konulmuş muyuz?
Doğrusunu ALLAH bilir deyip meseleyi kapatmak neden kolay gelmiş bizlere anlamıyorum,
anlayan varsa lütfen anlatabilir mi?
 
Ya sahabi hakkında Konuşmayalım.Güzel zan yeter bize.Ki bize düşen de bu.Kmdir necidir falan uydurmalar ile hareket etmeyelim.Kişiye her duyduğunu söylemesi günah olarak yeter hadisince hareket edelim.Allah muhafaza çok zarar ediz.Allah kendilerinden razı olmuştur ki Kuran ı kerimde de geçer bu ayet.Yapmayın Allah aşkına kardeşlerim.Aramıza nifak sokmaya çalışan melunlara uymayın.Mümin 2 el gibidir birbirlerini temizler.Kardeşiz biz.Şimdiki veliler dahi en düşük makamlı ashabın ayaklarının tozu dahi olmazlar canım kardeşlerim...
 
Allah ın Adaleti yetmez mi.Bize onları eleştirmek veya bir yerlerde okuduğumuz bilgilerin doğruluğuna hemencecik inanıpta onları eleştirmek düşmez sayın hocam.Onlardan Allah razı oldu biz mi olmayacağız.Bu konular insana fayda sağlamaz sayın hocam.İnanın onların her yaptığı bu ümmete rahmettir.Allah muhafaza biz o zamanlarda olsa idik bizim halimiz 1000 kat daha beter olurdu şimdiki halimizden.Ellerindeki tek kaynak SAV efendimiz.Okuma yazma yok.Oysa bizim kütüphanelerimiz kitap ilmihal kaynıyor.Alimimiz desen herkes alim.Telefonlarda dahi Kuran var.Bilgisayarda vs...Bu nimetlerde dahi Rasulullah Sav ümmetiyim deyip te namaz kılmayanlar Var.Yazık yazık ki çok yazık.Bu kadar nimetin içerisinde dahi ümmet olamıyoruz.Namz kılmamak 3 mezhebe göre kafirlik alameti.Hanifiye göre büyük günahtır..Bunları konuşalım yeter.İnsandır beşer şaşar.Onlarda hata yapmış olabilr.
Ümmetimin ihtilafları rahmettir hadisince elbeteteki çekişme olacaktı ashab arasında.Ancak şunu da unutmayalım.En Byük kıyamet alametli Rasulu kibriya Efendimiz İki cihan güneşi ,O konuştuğunda rüzgarın bile sustuğu Efendimiz Peygamberimiz ve Allah ın HAbibinin Ahirete göç edişi idi.
Boşverin be kardeşlerim bu konuları.Biz oturup Allah için,İçinde bulunduğumuz hale ağlayalım beraber ağlayalım belki rahmet eder Allah bize......Gelin Hep beraber olalım.Sohbetlerin içbir tesiriinin olmadığı bu zamanda bir kişiyi daha kazanabilmenin çilesi ile uğraşalşım.Hal ehli olanların haline bakalım.Hayat zaten geçiçi bir yer.Bugün toprak üstü yarın toprak altında olacağız.Susan kazandı hadisince Rasulallah için ölmekten zerre kadar çekinmeyen insanları konuşmak bize yakışmaz...
 
Anlaşılmayan hadisleri inkar yerine o hadislerin 1500 senedir izahları yapılmış ve yapılıyor oraya müraacat etmek gerekir.

Sahabeler ise, sadakat ve doğruluk için, can ve mal ve peder ve validelerini ve kavim ve kabilelerini feda edip, sıdk ve hak için fedai oldukları halde, hem "Benden bilerek yalan birşey haber veren, Cehennem ateşinden yerini hazırlasın" meâlindeki hadis-i şerifin tehdidine karşı, yalana mukabil sükût etmeleri mümkün değildir.

Buharî ve Müslim kaynak kitapları ise tüm ehl-i tahkik ve dahî alimler, Kur'ân'dan sonra en sahih yani sıhhatli ve güvenilir kitap olduklarını kabul etmiş ve ümmete ders vermişler.
 
Ezber konusundaki itiraz için de şunların bilinmesinde fayda var:

Normal bir insan Günde 10 cümle ezberlese ve bu işi kendine meslek edinse; yılda 3600 cümle eder.. Kaldı ki bu Ebû Hüreyre (ra.) ;

"Allahın habibi olan Peygamberi, Kainatın Efendisi olan ve başta Kur'an-ı Kerim olmak üzere 1000 civarı muazzam mucizesi görülmüş Hz. Muhammed SAV" i görmüş, talebe olmuş ve kendini islam davasına feda etmiş ve SAV'in hafıza hususunda duasına mazhar biridir.

-bir alıntı-
Ebû Hüreyre’nin (r.a.) İtirazlara Verdiği Cevap

Ebû Hüreyre (r.a.), çok hadîs rivayet ettiği için kendisine yöneltilen tenkitlere genellikle şu cevabı vermiştir: “Bazı kimseler: ‘Ebû Hüreyre çok (hadîs rivayet) ediyor’ deyip duruyorlar. Hâlbuki Ensar kardeşlerimiz tarlalarında ziraatla, muhâcir kardeşlerimiz de pazarda ticaretle meşgul olurken, (bu kardeşiniz) karın tokluğuna Hz. Peygamber’e (s.a.s.) hizmet ediyor onların görmediklerini görüyor, duymadıklarını duyuyordu.”12 “Allah’a yemin ederim ki, Allah’ın Kitabı’ndaki şu iki âyet olmasaydı, size hiçbir şey rivayet etmezdim”13 demiş ve şu âyetleri okumuştur: “Gerçekten indirdiğimiz açık delilleri ve doğru yolu, Kitap’ta insanlara açıkça gösterdikten sonra gizleyenler var ya, onlara hem Allah lânet eder, hem de lânetçiler lânet eder. Ancak tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği açıkça ortaya koyanlar müstesnadır; zira ben onların tövbelerini kabul ederim. Tövbeleri en çok kabul edici ve günahları en çok bağışlayıcı benim.”14

Hz. Ebû Hüreyre, vefatına kadar Allah Resûlü’nün (s.a.s.) yanından hiç ayrılmamış, ömrünü O’nun hizmetine adamıştır. İlmini bizzat O’ndan almış, hemen her yerde O’na refakat etmiştir. Mescid-i Nebevî’nin kenarındaki Suffe’yi kendisine mekân edinmiş ve böylelikle paha biçilemeyecek bir ilim hazinesini bizzat Allah Resûlü’nden (s.a.s.) elde etme şerefine nail olmuştur. Hz. Peygamber’le (s.a.s.) ‘sohbeti’ dört yıl kadar sürmüş, bu zaman zarfında pek çok hadîs dinlemiş ve sünnet-i seniyyenin inceliklerine vakıf olmuştur.

Ebû Hüreyre’nin (r.a.) hem kemmiyet hem de keyfiyet itibariyle hadîs ve sünnete olan bu vukûfiyeti, geçmişten günümüze Mu’tezile, Şia, Râfiziye ve Hâriciye gibi muhtelif mezhep mensuplarının dikkatini celbetmiş, genelde sahabeye karşı menfî bir tavır takınan bu mezhebî akımlar, Ebû Hüreyre’ye (r.a.) karşı daha saldırgan bir üslûp kullanmışlardır.3 Bu hücumlar, günümüzde farklı bir zemine taşınmış ve Batı’da İslâmî ilimlere ilgi duyan Oryantalistler, 18. yüzyıldan itibaren İslâm dünyasında, bilhassa hadîs, sünnet ve sahabe hakkında şüpheler uyandırmaya matuf çalışmalar yapmışlardır. Oryantalistler, İslâm’ın temelini sarsmayı hedefledikleri bu sinsi projeyle, tanınmış sahabilere yönelik akla hayale gelmedik iftiralar uydurmuşlar ve bilhassa en çok hadîs rivayet eden sahabi olması dolayısıyla adı hadîsle bütünleşmiş Ebû Hüreyre (r.a.) hakkında bilimsel dürüstlükle bağdaşmayan bir tezyif ve tahkir kampanyası başlatmışlardır.4 Oryantalistlerin bu çabası, maalesef sayıları az da olsa, bazı Müslüman yazarlar cephesinde de kabul görmüş ve bu sayede atılan şüphe tohumları Müslümanlar eliyle yeşertilmeye çalışılmıştır.

Allah istikametsiz görüşlerden muhafaza etsin..
 
Geri
Üst