- Mesajlar
- 736
Arkadaşlar sayfalarca tartıştık, düşüncelerimizi aktardık. Bundan sonrası hazırlık safhası dedim ancak bu ilgi görmedi ve tartışmaya devam ettik.
Bakınız herkes özgürce düşüncelerini ifade etti. Etmedim diyen yoktur. Örneğin ben teknik müdür yardımcılığı yada bt rehber öğretmenliğini destekledim, bir başka arkadaşım derslerin yeniden düzenlenmesi, zorunlu hale getirilmesini destekledi. Muhakkak herkesin düşüncesinde haklılık payları var. Söylemlerimiz farklı ancak buluştuğumuz nokta ortak ;
A) Bilişim Teknolojileri Eğitiminin Önemi
B) Bilgisayar Destekli Eğitimin Önemi
isterseniz geçmişi kısaca irdeleyelim;
Bakın bundan 7 sene önce yıl 2003 ilk BÖTE mezunları verildiği zamanlarda BT dersi 2 saatti bizler normal öğretmendik. Notu, rehberliği, nöbeti olan camianın içindeki herkesden biri. Yıl 2006 olduğunda ise 6-7-8. sınıflarda ders saatimiz 1'e indi. O yıllarda ilk formatörlük toplantılarımızada gitmeye başladık.Buradan anlaşıldığı üzere ders saatlerinin bire indirilmesi esnasında planlanan birşeyler olduğu belli.
Biz zaten ek ders alamıyorduk, 3 yıl boyuncada görmemiştik, bir saate indiğinde 15 saati dahi tamalayamıyorduk haliyle formatörlük bizim artık kabul etmemiz gereken bir görev oldu. Arkasından eğitici formatörlük sınavı yapıldı, çoğumuz kazandı ancak 2 yıl tayin hakkı olmadan çalışma şartı koydukları için yine çoğumuz kabul etmedi. Yine eğiticilerimiz bilişimci değil, orada ne aradığını bile anlamadığım birilerinin oldu. Amaç neydi bilemiyorum ben sadece başkasından duymadığım yaşadıklarımı yazıyorum.
Yıl 2008 yine eğitici formatörlük sınavı yapıldı, bu kez bilişimci arkadaşlarım kabul ettiler bir çoğu eğitici formatör olarak görev aldı. Sonra bir denge tazminatı meselesi çıktı, birşeyler oldu ne olduğunuda tam anlamadan baktım ki bizim bilişimci arkadaşların hepsi yuvaya dönmüş
Bu arada eğitici olarak görev yapan çok kaliteli abilerimizde var bizim onlara karşı hiçbir zaman saygızılığımız olmaz.
Neyse yuvaya döndü ya herkes, tam alışmışız formatörlüğe bakıyoruz İl Mem lerden biri yaz tatilinde formatörlük görevlendirmesi yapıyor, diğerini arıyorum hocam siz görevlendirme yapmıyormusunuz diyorum? bana yaz tatilinde ne yapacaksın okulda diyor.... ama 15 tatilde arayıpta hocam bukez görevlendirme verme diyorum o zaman evde ne işin var diyor. Geçen yıllarda 3 okula gideceksiniz deniyordu, şimdi sadece kendi okulundasın deniyor, siteye bakıyorum bazı arkadaşlarım 3 okula yine birşekilde görevlendiriliyor. Lahana hangi turşunun içinde belli değil, şanslı olan bulur.
Yıl 2010 dersler kuşa döndü, aslında 15 m2 sınıfta 15 bilgisayarla 40 kişi ders işlemek kimsenin haddine değil, çocuklar oyun delisi, eskiden mavi olan perdeler şimdiki labda kırmızı, iyice haşere olsunlar diye sanırım, ne yapacaksın formatörlüğe devam ,
Arkadaşlar arada sırada düşünüyorum, dersler yeniden zorunlu olsa ne olur ? inanın bu sınıflarda bu kadar öğrenciye ders anlatmak zulüm. Bakın biz BT ciler sınıf hakimiyeti kurmaya o kadar alışmışızki geçen yıl matematik anlatırken en şımarığı dahil gözler açık beni dinliyordu ama aynı sınıfın en çalışkanı bilgisayar laboratuvarına geldiğinde tepeme çıkıyordu.
Birde dersler zoruınlu olupta yanlışlıkla 1 saat yaparlarsa gitti bizim ek ders, ne yapacağız ondan sonra... kuru ekmeğe talim.. en azından uzun tenefüste yanına peynir alıyorduk.. Düşünsenize hem öğrenciler tepeme çıkacak hemde ek ders almayacağız, birde müdür gelip yine bana " Orhanım şu bizim yazıcıya bir el atsan " diyecek, bende "lafımı olur" diyeceğim tabiki , bu ne zaman değiştiki.
Şuan kendimce ya BT rehber öğretmen yada teknik müdür yardımcısı olmalıyız diyorum. BT Rehber öğretmeni herkes biliyor ama neden Teknik müdür yardımcılığını istediğime gelince, ince bir nokta;
Böyle olursa emir almazsın ,okulun sahibi olduğun için zaten yapmalısın, kimse sana emir veremez, bizde emir almadan güzelce görevimizi yaparız. Sadece öğretmenler odasında lafın geçer işte, "şu bilgisayarlara müdür yardımcısı hiç bakmıyor bu nasıl adam diye", o kadar Doğru yada yanlış
Son geldiğimiz nokta bu arkadaşlar , benim yaşadıklarım bunlar fazlasını yada eksiğini yaşayan, düşünen muhakkak vardır.
Anafikre gelince, içimizden birileri halen olurda ; CEBIT'e niye gidiyoruz diye hayıflanıyorsa yukarıdaki yazıyı bir daha okusun, biz orada sonuç alsakta alamasakta bir gün bir yerlerde sonuç alabilmek için artık hep beraber hareket etmeyi öğrenmeliyiz. Yoksa sonumuz hayrola..
Bakınız herkes özgürce düşüncelerini ifade etti. Etmedim diyen yoktur. Örneğin ben teknik müdür yardımcılığı yada bt rehber öğretmenliğini destekledim, bir başka arkadaşım derslerin yeniden düzenlenmesi, zorunlu hale getirilmesini destekledi. Muhakkak herkesin düşüncesinde haklılık payları var. Söylemlerimiz farklı ancak buluştuğumuz nokta ortak ;
A) Bilişim Teknolojileri Eğitiminin Önemi
B) Bilgisayar Destekli Eğitimin Önemi
isterseniz geçmişi kısaca irdeleyelim;
Bakın bundan 7 sene önce yıl 2003 ilk BÖTE mezunları verildiği zamanlarda BT dersi 2 saatti bizler normal öğretmendik. Notu, rehberliği, nöbeti olan camianın içindeki herkesden biri. Yıl 2006 olduğunda ise 6-7-8. sınıflarda ders saatimiz 1'e indi. O yıllarda ilk formatörlük toplantılarımızada gitmeye başladık.Buradan anlaşıldığı üzere ders saatlerinin bire indirilmesi esnasında planlanan birşeyler olduğu belli.
Biz zaten ek ders alamıyorduk, 3 yıl boyuncada görmemiştik, bir saate indiğinde 15 saati dahi tamalayamıyorduk haliyle formatörlük bizim artık kabul etmemiz gereken bir görev oldu. Arkasından eğitici formatörlük sınavı yapıldı, çoğumuz kazandı ancak 2 yıl tayin hakkı olmadan çalışma şartı koydukları için yine çoğumuz kabul etmedi. Yine eğiticilerimiz bilişimci değil, orada ne aradığını bile anlamadığım birilerinin oldu. Amaç neydi bilemiyorum ben sadece başkasından duymadığım yaşadıklarımı yazıyorum.
Yıl 2008 yine eğitici formatörlük sınavı yapıldı, bu kez bilişimci arkadaşlarım kabul ettiler bir çoğu eğitici formatör olarak görev aldı. Sonra bir denge tazminatı meselesi çıktı, birşeyler oldu ne olduğunuda tam anlamadan baktım ki bizim bilişimci arkadaşların hepsi yuvaya dönmüş
Bu arada eğitici olarak görev yapan çok kaliteli abilerimizde var bizim onlara karşı hiçbir zaman saygızılığımız olmaz.
Neyse yuvaya döndü ya herkes, tam alışmışız formatörlüğe bakıyoruz İl Mem lerden biri yaz tatilinde formatörlük görevlendirmesi yapıyor, diğerini arıyorum hocam siz görevlendirme yapmıyormusunuz diyorum? bana yaz tatilinde ne yapacaksın okulda diyor.... ama 15 tatilde arayıpta hocam bukez görevlendirme verme diyorum o zaman evde ne işin var diyor. Geçen yıllarda 3 okula gideceksiniz deniyordu, şimdi sadece kendi okulundasın deniyor, siteye bakıyorum bazı arkadaşlarım 3 okula yine birşekilde görevlendiriliyor. Lahana hangi turşunun içinde belli değil, şanslı olan bulur.
Yıl 2010 dersler kuşa döndü, aslında 15 m2 sınıfta 15 bilgisayarla 40 kişi ders işlemek kimsenin haddine değil, çocuklar oyun delisi, eskiden mavi olan perdeler şimdiki labda kırmızı, iyice haşere olsunlar diye sanırım, ne yapacaksın formatörlüğe devam ,
Arkadaşlar arada sırada düşünüyorum, dersler yeniden zorunlu olsa ne olur ? inanın bu sınıflarda bu kadar öğrenciye ders anlatmak zulüm. Bakın biz BT ciler sınıf hakimiyeti kurmaya o kadar alışmışızki geçen yıl matematik anlatırken en şımarığı dahil gözler açık beni dinliyordu ama aynı sınıfın en çalışkanı bilgisayar laboratuvarına geldiğinde tepeme çıkıyordu.
Birde dersler zoruınlu olupta yanlışlıkla 1 saat yaparlarsa gitti bizim ek ders, ne yapacağız ondan sonra... kuru ekmeğe talim.. en azından uzun tenefüste yanına peynir alıyorduk.. Düşünsenize hem öğrenciler tepeme çıkacak hemde ek ders almayacağız, birde müdür gelip yine bana " Orhanım şu bizim yazıcıya bir el atsan " diyecek, bende "lafımı olur" diyeceğim tabiki , bu ne zaman değiştiki.
Şuan kendimce ya BT rehber öğretmen yada teknik müdür yardımcısı olmalıyız diyorum. BT Rehber öğretmeni herkes biliyor ama neden Teknik müdür yardımcılığını istediğime gelince, ince bir nokta;
Böyle olursa emir almazsın ,okulun sahibi olduğun için zaten yapmalısın, kimse sana emir veremez, bizde emir almadan güzelce görevimizi yaparız. Sadece öğretmenler odasında lafın geçer işte, "şu bilgisayarlara müdür yardımcısı hiç bakmıyor bu nasıl adam diye", o kadar Doğru yada yanlış
Son geldiğimiz nokta bu arkadaşlar , benim yaşadıklarım bunlar fazlasını yada eksiğini yaşayan, düşünen muhakkak vardır.
Anafikre gelince, içimizden birileri halen olurda ; CEBIT'e niye gidiyoruz diye hayıflanıyorsa yukarıdaki yazıyı bir daha okusun, biz orada sonuç alsakta alamasakta bir gün bir yerlerde sonuç alabilmek için artık hep beraber hareket etmeyi öğrenmeliyiz. Yoksa sonumuz hayrola..