3 Mayıs Türkçülük Günü

Kodla Büyü

mustafatoker

Seçkin Üye
Seçkin Üye
Mesajlar
405
II. Dünya Harbi sırasında Almanya, esir Türkistanlılardan oluşturduğu birlikleri, Rusya’nın batısında Ruslarla mücadele için görevlendirmişti. 1942’de Milli Türkistan Birlik Komitesi de kurulmuştu. Almanya’nın himayesinde bu faaliyetler yürürken, Türkiye’deki bir avuç “Türkçü” de yazıları ve şiirleri ile Türkistanlı Türkleri destekliyordu. 1944 ilkbaharı ile birlikte Almanya kaybetmeye başlarken, Milli Türkistan Komitesi de son toplantısını 8-10 Haziran 1944’te Viyana’da yapabildi. Daha sonra da Sovyetlerin dayanılmaz baskısı geldi…

Almanya ile ilişkileri iyi olan Türkiye, 1944’ten itibaren Sovyet aleyhtarı faaliyetlerde hassaslaştı. Bunun üzerine Milliyetçi şair/yazar Nihal Atsız, Mart 1944’te Başbakan Saraçoğlu’na Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve Sabahattin Ali’yi suçlayan, devlete komünizmin girdiğini şikâyet eden bir mektup yazdı. Sabahattin Ali de Atsız’ı dava etti.

İlki 26 Nisan, ikincisi 3 Mayıs 1944’daki duruşmalarda milliyetçi gençler Atsız’a sahip çıktılar. 3 Mayıs’ta Ankara Adliyesinde kalabalığı gören Yargıç Saffet Ünen, duruşmanın yapılamayacağını açıkladı. Ancak kısa bir sürede sayısız polis memuru ortaya çıkarak göstericileri tutukladılar. İstanbul’da da mahkemeyi protesto edenlerden tutuklananlar oldu. İçlerinde genç subaylardan Üsteğmen Alparslan Türkeş ve Fethi Tevetoğlu da vardı.

Türk tarihine “Irkçılık-Turancılık davası” diye geçen, Nihal Atsız - Sabahattin Ali davasının bir yıl sonrasında, 3 Mayıs 1945 tarihinde Tophane Askerî hapishanesinde Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan dâhil, 10 mahkûm tarafından anılan gün kutlandı. Sonraki yıllarda 3 Mayıs tarihi “Türkçülük Günü (Bayramı)” adını aldı.

Atsız, Türkeş ve arkadaşları “ırkçı ve Turancı”lıkla suçlandılar. İşin ilginç yanı, bu milliyetçi gençleri tutuklayan iktidarın Başbakanı Saraçoğlu “Ben Türkçü bir başbakanım… Türkçülük bizim için bir kültür meselesi olduğu kadar bir kan meselesidir!” demekteydi.

Keza üniversitelerdeki İnkılâp Tarihi Dersleri ve Atatürk İhtilalı adlı, M. Esat Bozkurt’un kitabında “Türk birliğinin bir gün hakikat olacağına imanım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım!” ifadesi vardı. Bu ve benzer örneklerden de açıkça anlaşılacağı üzere, aslında Türkiye’de bu gençlerin tutuklamasını gerektiren bir yasa ya da politika mevcut değildi.

Aynı yılın 19 Mayıs’ında Cumhurbaşkanı İnönü, birçok yerinde “Türk” vurgusu yaptığı konuşmasında “Turancı” gençleri suçlayıp, Cumhuriyet’in ilk yıllarında tek “dostumuzun” Sovyetler olduğunu söyleyerek, bir bakıma Sovyetlerin hiddetini savuşturmak istemişti. Ancak, milliyetçiler İnönü’nün bu “Moskof”a yaranma ifadelerini asla affedemediler. İnönü’nün bu konuşmasındaki bir ifade şöyleydi: “Turancılar, Türk milletini bütün komşularıyla onulmaz bir surette derhal düşman yapmak için birebir tılsım bulmuşlardır. Bu kadar şuursuz, bu kadar vicdansız fesatçıların tezvirlerine Türk milletinin mukadderatını kaptırmamak için elbette cumhuriyetin bütün tedbirlerini alacağız…”

Gizli cemiyet kurmak ve Atsız’ın telkinlerine katılmakla suçlanan Türkeş, 27 yaşındaki biri olarak telkinlere kapılmasının mümkün olamayacağını ve gizli bir cemiyetten haberdar olmadığını ifadeyle Türklük konusundaki şahsi düşüncesini şöyle açıklamıştı: “Devletin bütün önemli idari kademelerinde iyi yetişmiş milliyetçi Türklerin bulunması gereklidir. Türkiye sınırları dışındaki Türklerle de ilgilenmek lazımdır. Ben, sınırlarımız dışındaki Türklerin yabancı boyunduruğundan kurtulmasını, hür, müstakil ve müreffeh olmasını isterim!”

Bu davada her ne kadar mahkûmiyetle sonuçlanmamışsa da, tutukluların bir kısmı adı “tabutluk” konan dar ve kapalı hücrelerde ayakta zincire vurularak işkence görmüşlerdi. Bir kısmı işinden ve eğitiminden olurken, Türkeş de kazandığı Harp Akademisi sınavına bir kez daha (1951) girmek mecburiyetinde kalmıştı
Türk Dünyasına ve kalbi Türkiye için çarpanlara Kutlu Olsun!
 
"Ey Türk;
üstte gök çökmedikçe, altta yer
delinmedikçe, senin ilini ve töreni
kim bozabilir. titre ve kendine
dön." Bilge KAĞAN
 
Bu gün aynı zamanda istanbulun fatihi, cihan sultanı Fatih Sultan Mehmet' in ölüm yıldönümüdür. Türkçülük gününü kutlarken en şanlı Türklerden Fatihi anmamak da olmaz...
 
BaRBaRYaN' Alıntı:
Bu gün aynı zamanda istanbulun fatihi, cihan sultanı Fatih Sultan Mehmet' in ölüm yıldönümüdür. Türkçülük gününü kutlarken en şanlı Türklerden Fatihi anmamak da olmaz...
:alkis:
 
Allah Türk'ü vatansız, kimliksiz bırakmasın. Türkçülük günü kutlu olsun. Hem de her zamankinden daha kutlu olsun...
 
Accipiter' Alıntı:
Allah Türk'ü vatansız, kimliksiz bırakmasın. Türkçülük günü kutlu olsun. Hem de her zamankinden daha kutlu olsun...

Amin.

BaRBaRYaN' Alıntı:
Bu gün aynı zamanda istanbulun fatihi, cihan sultanı Fatih Sultan Mehmet' in ölüm yıldönümüdür. Türkçülük gününü kutlarken en şanlı Türklerden Fatihi anmamak da olmaz...
:+1:
 
Adıyaman'ın Besni ilçesinde, 3 Mayıs 1944 Türkçülük günü dolayısıyla Besni Yüksek Okulu öğrencileri, Türk bayrağı baskılı tişörtleriyle okula alınmayınca yürüyüş düzenledi.
... Besni MYO öğrencileri, 3 Mayıs 1944 Türkçülük Günü münasebetiyle rektörlükten gelen yazı nedeniyle okul içerisine alınmadıklarını iddia etti. Besni MYO öğrencileri okula alınmayınca, okul önünden Besni KYK’ya kadar Türk bayrakları ve sloganlar eşliğinde yürüyüş yaptı. Olası bir olay için Adıyaman’dan çok sayıda çevik kuvvet polis ekibi gelerek güvenlik önlemi aldı. Öğrenciler, KYK önünde İstiklal Marşı okuduktan sonra olaysız bir şekilde dağıldı.
 

Ekli dosyalar

  • 24.jpg
    24.jpg
    48.6 KB · Görüntüleme: 524
Atsız'ı anıyoruz. Ruhu şad kendi söylemi ile mekanı uçmağ olsun..

NE GÜZELDİR ANARAK "TUNGA ER EFSANESİ"Nİ YÜRÜMEK
RUH OLUP, ORDU OLUP TANRI DAĞI ÇEVRESİNİ BÜRÜMEK [ATSIZ]
 
vay be... 100 yılda neler olmuş, zaten biliyoz bunları da; şu anneler günü, babalar günü, türkçülük, kürtçülük günü.. bunları bi türlü anlamıyorum..türkiyede herkes birbirine karışmış, türkistan özbek tatar özbeöz türk. hiçbirinin dilini bile anlamıyoz.. Daha da kavmiyyetçiliğe devam.
 
3 Mayıs TABUTLUKLARDAN çıkarak deyim yerindeyse tekrar dirilen TÜRKLERİN bayramıdır!

Tabutluk nedir?

Tabutluk adıyla anılan yer, yarım metrekarelik bir yerdir. Yani 40 cm genişliğinde, 50 cm uzunluğunda, 2.5 metre yüksekliğinde beton duvar içerisinde açılmış oyuklardır. İçine sokulan insan kapı kapandığında yere çömelemez. Bu oyuklara sokulanları belinden ve kollarından duvara bağlamak için demir prangalar vurulmaktadır. Ayrıca oyuğun tepesine üç adet beşyüzer mumluk ampül konulmuştur. Tabutluklara konulanlar 2-3 gün aç ve susuz bırakılır, hatta tabi ihtiyaçlarını gidermesine bile izin verilmezdi. İstanbul'un Sirkeci semtinde yer alan ünlü Sansaryan Han'da bulunan tabutluklara konulan insanlara çeşitli işkenceler uygulayanlar hakkında Birleşmiş Milletler Anayasası'na göre her zaman dava açılabilir ve "zaman aşımı" yoktur.

Fakat tabutluklarda sınanan ATSIZLAR,TÜRKEŞLER; yine kendilerinden önce devletlerini düşünüp, Devletini yabancı devletlere şikayet etmeyi acizlik olarak görmüştür!!!

VATAN NE TÜRKİYEDİR TÜRKLERE, NE TÜRKİSTAN
VATAN, BÜYÜK VE MÜEBBET BİR ÜLKEDİR; TURAN !!!
 
mustafatoker' Alıntı:
Adıyaman'ın Besni ilçesinde, 3 Mayıs 1944 Türkçülük günü dolayısıyla Besni Yüksek Okulu öğrencileri, Türk bayrağı baskılı tişörtleriyle okula alınmayınca yürüyüş düzenledi.
... Besni MYO öğrencileri, 3 Mayıs 1944 Türkçülük Günü münasebetiyle rektörlükten gelen yazı nedeniyle okul içerisine alınmadıklarını iddia etti. Besni MYO öğrencileri okula alınmayınca, okul önünden Besni KYK’ya kadar Türk bayrakları ve sloganlar eşliğinde yürüyüş yaptı. Olası bir olay için Adıyaman’dan çok sayıda çevik kuvvet polis ekibi gelerek güvenlik önlemi aldı. Öğrenciler, KYK önünde İstiklal Marşı okuduktan sonra olaysız bir şekilde dağıldı.
Hocam Türk Bayrağı'nın kıyafet olarak basılması zaten yasak değil mi kanunen? Ben mi yanlış biliyorum yoksa?(logo olarak kullanılmasından bahsetmiyorum)
 
Turan ellerinden haber gelmiyor,
Yarabbi derdimi kimse bilmiyor,
Dört asırdır Türk'ün yüzü gülmüyor.
Akşam olur sabah olur ağlarım,
Nerde benim Ural-Altay dağlarım?

Kimlere söylesem bilmem derdimi,
Acep dünya böyle zulüm gördü mü?
Bozkurt gitmiş ayı basmış yurdumu,
Bozkurdum der, özyurdum der ağlarım,
Nerde benim yaslı Tanrı dağlarım?
 
Geri
Üst