1. Bilgisayar (Bilişim Teknolojileri) Öğretmeni olarak 10.yılımı çalışıyorum, şu anki kurumum çalıştığım 8.kurum.
İlk 2 yıl şehir merkezindeki büyük bir okulun 20+1, toprak kokan 486dx yatay kasalı 13"inçlik 800*600'lük bt sınıfında geçti. Harikaydı. Öğretmenliğimin en keyifli zamanları olduğunu şimdi anlıyorum. Öğretmenler beni gereksiz yere asla rahatsız etmez, haftada 21 saat dersime paşalar gibi girerdim. Öğretmenler gününde bir sürü hediye alırdım, bolca elim öpülürdü. Ders etkinliklerimde projeksyonum olmadığı için ter içinde kalırdım, sürekli faranjit olurdum ama çok keyif alırdım. Okul idaresi benim isteğim üzerine dersimde kullanmam için okul kermesinden elde edilen 2 milyar küsür lirayı sony marka kaliteli bir projeksiyon cihazına verdi. Hatta banka promosyon anlaşması o senelerde okul bazında yapılıyordu ve 3,5 milyar liraya 5 tane bilgisayar ve 2 yazıcı alındı, bu makinelerden 4'ü bt sınıfıma geldi. Uzatmaya gerek yok, iyi zamanlarmış şimdi düşündüğümde.
Sonraki 1 yılı yatılı okulda asker öğretmen olarak geçti. 28 saat ders, sınıf, eğitici kol, nöbet, belletmenlik, beko 1.faz iki tane bt sınıfı. Hiç eğitici kol çalışması yapılmayan okulda basın kulübünu kurup gazete çıkardım. Çok değerliydim yine
Sonraki yıl zorunlu hizmet.. 1 yıl meslek lisesi deneyimi. Çocuklar çok düşük seviyelerdeydi ve onlara ders anlatmak, temrinlerini yaptırmak için uğraştım. Ben de bu arada programlama dillerinden azıcık daha anlamaya başladım çünkü ders çalışmak zorundaydım. Bu esnada kaymakamlık web sitesi ve ilçe milli eğitim müdürlüğü web sitesini hazırladım. O yıl yapılan eğitici bt formatör öğretmenlik seçme sınavında 71 puan aldım ama sıralamada 5.olduğum için görev isteyemedim.
Sonraki yıl ilköğretim okulu ve sadece bt öğretmeniyim. Formatörlük istemedim ve aynı okulda formatör öğretmen olan çok sevdiğim bir abimle birlikte çalıştık. 8 saat de ingilizce dersine girdim. Eğlenceli bir ders kabul etmek lazım. Ben sevdim şahsen. Not bu yıl kalkmıştı ve ben hala öğretmendim. Not defteri elinden alınan aslan gibi değildim yani
Sonraki yıl kendi isteğimle bir başka okula görevlendirme bilişim teknolojleri formatör öğretmeni oldum. Mesleki olarak en rahat ve verimli yılımdı. O yıl (2008) yine eğitici seçme sınavı yaptı Eğitek. 50,45 gibi bir puanla barajı geçtim ama yine sıralamada 3.sırada olduğum için görev alamadım. Ancak diğer arkadaşlardan biri görev istemedi diğeri de yazın bıraktı. Sıra bana geldi ve yine çok verimli ve eğlenceli 1 yıl geçirdim.Eğitici olmayı çok istemiştim çünkü. Aslında gözüm Ankara yollarına bakıyordu ama o bir türlü olmadı. (Ankara'da Bakanlık bünyesinde çalışmak istedim yani.)
Sonra yine tayin oldum ve ölmek için yaşayacağım yere geldim. Eğiticiliği bıraktım, öğretmenlik yapmam gerektiğini düşündüm, öğrencilerle çalışmak daha güzeldi. Hala okulumda öğretmen(ci)lik oynuyorum. Az ders kaldı ama ben daha iyi bir öğretmen oldum diyorum kendi kendime. En verimli çağımda sanırım öğretmenlik becerilerim köreltiliyor
Kızım var 6 yaşında elinizden öper, eşim branştaşım. Dert ortağım. Millete dışarıda bağıramıyoruz, evde birbirimize giriyoruz! O derece yani!
---------------
2. Benim öğretmenliğim gelişti (bence) ama derslerim azaldı.
--------------
Diğerlerini de yazmaya çalışırım ama biraz toparlamam lazım
Sen ne düşünüyorsun, üniversite hayatı muhteşemdir be! Yak sigarayı, demle çayı, ver damarı
)