eerhan
Site Gezgini
- Mesajlar
- 93
"Sayın Milli Eğitim Bakanlığı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ve Değerli Basın mensupları;
Bizler bu ülkenin Bilişim Teknolojileri Öğretmenleri olarak, öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi bilişim çağının gerektirdiği yeterlilikler ile donatabilecek kişileriz. Bizler eğitimi teknoloji ile buluşturacak kişileriz. Bizler Bilişim Teknolojileri Öğretmenleriyiz. Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 2. Maddesinde belirtildiği üzere Milli Eğitimin Genel Amaçları arasında “öğrencileri hayata hazırlamak” maddesi bulunmaktadır. Bizler Öğrencilerimizi hayata hazırlarken, onların zamanlarının büyük bir bölümünü geçirmeye başladıkları sanal dünyayı artık göz ardı edemeyiz. Teknoloji bizim bildiğimiz dünyayı tamamen değiştirmektedir.
Facebook’ta yazışabilen, kes-kopyala ile ödev hazırlayan, oyun oynamakta başarılı, bir iki yere tıklamayı kestirebilen çocuklarımızın her şeyi bildikleri varsayılmakta, gerçek yeterlilikleri bilgi toplumunun gerekleri ile etkili kullanım ise göz ardı edilmektedir. Öğrencilerimizin alanımıza ilişkin yeterliliklerinden ve teknolojiyi kullanma amaçlarından kaygı duymaktayız.
Dijital resim işleme, veri tabanı oluşturma, hesap tablosu kullanarak grafik oluşturma, sunum oluşturma ve ses, görüntü ve resim içeren çoklu ortam materyali hazırlama olarak beş temel alanda OECD ülke ortalamalarının çok altında kaldığımız açıkça görülmektedir. Bu nedenle okulları sadece teknolojik araçlarla doldurmak yeterli değildir. Yapılan araştırmalar, internet konusunda en düşük bilgiye sahip kullanıcıların Türkiye’den çıktığını, Türkiye’deki ebeveynlerin internet hakkında en az bilgiye sahip olduğunu göstermiştir. Ülkemizde on milyon kişinin düzenli olarak internet üzerinden okey oynadığı, ülkemizde bu potansiyelin ve zamanın etkili işlere yönlendirilmesi büyük fayda sağlayacaktır.
Her yıl bir önceki yıla göre bilgi miktarı %30 artmaktadır. Dolayısıyla dünyada üretilen toplam bilgi miktarı üç yılda iki katına çıkmaktadır. Bu kadar bilginin arama motoruna bir kelime yazıp kopyala yapıştır ile edinildiğini zanneden öğrencilerin kaliteli bilgiye ulaşma, bu bilgiyi sınama ve kullanılabilir olduğuna karar verme, sitenin/bilginin güvenilirliğini kontrol etme vb. konularda seçici olmasını sağlayacak bir eğitimden geçmesi şarttır. Bilgi kirliliği interneti “çöplük” olarak nitelendirecek kadar arttığı günümüzde gerçek anlamda bu fırsattan yararlanabilmenin tek yolu eğitimdir.
BT derslerinin okutulması “Ben her şeyi biliyorum” dönemindeki 11 yaşındaki öğrencilerin seçimine bırakılamayacak kadar önemlidir.. Okul idaresi tarafından eğitimci vasıfları dışında görev verilen, mesai saatleri dışında çalıştırılmak istenen BT öğretmenleri, değişik bir işçi – iş veren yapısına dönüşen bu durum ile mağduriyet yaşamaktadır. Okul yönetimi ile fikir ayrılıkları yaşayan öğretmenlerin dersinin seçilmemesi sağlanabilmekte, öğretmen norm fazlası durumunda atanmaya zorlanmakta ve resen atamalar yapılmaktadır.
1998 yılında 600 milyon dolarlık Temel 13 Eğitim Projesi kapsamında 7188 BT Sınıfı kurulmuş, tek bir proje kapsamında bile 45 binden fazla araç bu sınıflara sağlanmıştır. 2006 yılına kadar her biri 20 bin dolara mal olan 20 000 adet bilgisayar laboratuvarı kurulmuştur. Okullara bilgisayar, ağ araçları, yazıcı, tarayıcı, bilgisayar masası, tabure, klima, yansıtıcı gibi çok sayıda malzeme ve internet
bağlantısı sağlanmış, her türlü teknik alt yapı hazırlanmıştır. Fatih Projesine de 2012’de bütçeden 903 mjilyon lira ayrıldığı, 2013’te bu rakamın %72 artışla 1.4 milyara çıkartılacağı bilinmektedir.
Bu ülkenin Bilişim Teknolojileri öğretmenleri olarak yapılan bu çalışmaların, halkın vergisi ile bu alana ayrılan ödeneklerin boşa gitmemesi için çözüm önerilerimizi sunuyoruz:
* BT alanına ilişkin en az 1 ders (Medya/İnternet/Bilgi Okuryazarlığı, Bilişim Teknolojileri ve Yazılım vb.) tüm kademeler de zorunlu olarak okutulmaktadır.
* BT dersine bilgisayarla ilgili farklı bölüm mezunları değil BT Öğretmenleri girmelidir.
* Medya Okuryazarlığı dersi sadece Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerince okutulmalıdır. Medya okuryazarlığı öğretim programı medya/internet ve bilgi okuryazarlığını kapsayacak şekilde genişletilmelidir.
* Grafik, animasyon, programcılık, web tasarımı vb. ilave seçimlik dersler konulmalıdır.
* BT derslerinde teknoloji ve tasarım derslerinde olduğu gibi 25 kişiden kalabalık olan sınıflar bölünebilmelidir.
* Bazı bilişim teknolojileri konuları diğer derslerin ünitelerine uyarlanmalı (entegre edilmeli), öğretmenler bu konularda Bt öğretmenlerince eğitilmelidir.
* MEB bünyesince teknik sıkıntılarda, okulla ilgili çalışmalarda, programlarda danışılabilecek bir birim, çağrı merkezi ya da yardımcı olmak isteyen gönüllüleri bir araya getirecek, iletişimi sağlayacak, dergi web sayfası vb. yayınlar çıkaracak bir yönlendirme sistemi kurulmalıdır.
* Okullarda BT takımları çalıştırmamıza olanak verecek şekilde Ders Dışı Etkinlikler Genelgesi güncellenmelidir.
* BTR ya da eski adıyla Formatör adı altında geçici görevlendirmelere son verilmeli, bir an önce Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmen kadrosu verilerek okullarda norm fazlası olma durumunun önüne geçilmelidir. Bir Bilişim Öğretmeni 100 saatte değil 4 yılda yetişmektedir. Ve Özellikle Fatih Projesi gibi bir proje devam ederken bu iş görevlendirme ile yürümemektedir.
* BTR kursu adı altında alan dışı öğretmenlerden BT öğretmenlerinin eğitimlerine uygun işleri yapacak kişi yetiştirmeye çalışmaya ve görevlendirmeye son verilmelidir.
* Öğretmenleri devamlı BT konusunda eğitecek, yeni uygulamaları ve projeleri koordine edecek BT öğretmenlerinden oluşan bir birim kurulmalıdır.
* Yapılan genel sınavlarda (MEB onaylı sertifika sınavları vb. ) sorular amaca hizmet etmeli, işin önemini vurgulamalı, kaliteli hazırlanmalı ve sürekli güncel ve farklı program sürümlerinde geçerli olmalıdır.
* Merkezi sınavlarda BT alanına ilişkin sorulara yer verilmelidir.
Bu sorunlarımızın Milli Eğitim Bakanlığı ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından dikkate alınmasını ve bir an önce ilgili yönetmelik ve yasalarda değişikliğe gidilerek, BT öğretmenlerinin mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyoruz."
Bizler bu ülkenin Bilişim Teknolojileri Öğretmenleri olarak, öğrencilerimizi ve öğretmenlerimizi bilişim çağının gerektirdiği yeterlilikler ile donatabilecek kişileriz. Bizler eğitimi teknoloji ile buluşturacak kişileriz. Bizler Bilişim Teknolojileri Öğretmenleriyiz. Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 2. Maddesinde belirtildiği üzere Milli Eğitimin Genel Amaçları arasında “öğrencileri hayata hazırlamak” maddesi bulunmaktadır. Bizler Öğrencilerimizi hayata hazırlarken, onların zamanlarının büyük bir bölümünü geçirmeye başladıkları sanal dünyayı artık göz ardı edemeyiz. Teknoloji bizim bildiğimiz dünyayı tamamen değiştirmektedir.
Facebook’ta yazışabilen, kes-kopyala ile ödev hazırlayan, oyun oynamakta başarılı, bir iki yere tıklamayı kestirebilen çocuklarımızın her şeyi bildikleri varsayılmakta, gerçek yeterlilikleri bilgi toplumunun gerekleri ile etkili kullanım ise göz ardı edilmektedir. Öğrencilerimizin alanımıza ilişkin yeterliliklerinden ve teknolojiyi kullanma amaçlarından kaygı duymaktayız.
Dijital resim işleme, veri tabanı oluşturma, hesap tablosu kullanarak grafik oluşturma, sunum oluşturma ve ses, görüntü ve resim içeren çoklu ortam materyali hazırlama olarak beş temel alanda OECD ülke ortalamalarının çok altında kaldığımız açıkça görülmektedir. Bu nedenle okulları sadece teknolojik araçlarla doldurmak yeterli değildir. Yapılan araştırmalar, internet konusunda en düşük bilgiye sahip kullanıcıların Türkiye’den çıktığını, Türkiye’deki ebeveynlerin internet hakkında en az bilgiye sahip olduğunu göstermiştir. Ülkemizde on milyon kişinin düzenli olarak internet üzerinden okey oynadığı, ülkemizde bu potansiyelin ve zamanın etkili işlere yönlendirilmesi büyük fayda sağlayacaktır.
Her yıl bir önceki yıla göre bilgi miktarı %30 artmaktadır. Dolayısıyla dünyada üretilen toplam bilgi miktarı üç yılda iki katına çıkmaktadır. Bu kadar bilginin arama motoruna bir kelime yazıp kopyala yapıştır ile edinildiğini zanneden öğrencilerin kaliteli bilgiye ulaşma, bu bilgiyi sınama ve kullanılabilir olduğuna karar verme, sitenin/bilginin güvenilirliğini kontrol etme vb. konularda seçici olmasını sağlayacak bir eğitimden geçmesi şarttır. Bilgi kirliliği interneti “çöplük” olarak nitelendirecek kadar arttığı günümüzde gerçek anlamda bu fırsattan yararlanabilmenin tek yolu eğitimdir.
BT derslerinin okutulması “Ben her şeyi biliyorum” dönemindeki 11 yaşındaki öğrencilerin seçimine bırakılamayacak kadar önemlidir.. Okul idaresi tarafından eğitimci vasıfları dışında görev verilen, mesai saatleri dışında çalıştırılmak istenen BT öğretmenleri, değişik bir işçi – iş veren yapısına dönüşen bu durum ile mağduriyet yaşamaktadır. Okul yönetimi ile fikir ayrılıkları yaşayan öğretmenlerin dersinin seçilmemesi sağlanabilmekte, öğretmen norm fazlası durumunda atanmaya zorlanmakta ve resen atamalar yapılmaktadır.
1998 yılında 600 milyon dolarlık Temel 13 Eğitim Projesi kapsamında 7188 BT Sınıfı kurulmuş, tek bir proje kapsamında bile 45 binden fazla araç bu sınıflara sağlanmıştır. 2006 yılına kadar her biri 20 bin dolara mal olan 20 000 adet bilgisayar laboratuvarı kurulmuştur. Okullara bilgisayar, ağ araçları, yazıcı, tarayıcı, bilgisayar masası, tabure, klima, yansıtıcı gibi çok sayıda malzeme ve internet
bağlantısı sağlanmış, her türlü teknik alt yapı hazırlanmıştır. Fatih Projesine de 2012’de bütçeden 903 mjilyon lira ayrıldığı, 2013’te bu rakamın %72 artışla 1.4 milyara çıkartılacağı bilinmektedir.
Bu ülkenin Bilişim Teknolojileri öğretmenleri olarak yapılan bu çalışmaların, halkın vergisi ile bu alana ayrılan ödeneklerin boşa gitmemesi için çözüm önerilerimizi sunuyoruz:
* BT alanına ilişkin en az 1 ders (Medya/İnternet/Bilgi Okuryazarlığı, Bilişim Teknolojileri ve Yazılım vb.) tüm kademeler de zorunlu olarak okutulmaktadır.
* BT dersine bilgisayarla ilgili farklı bölüm mezunları değil BT Öğretmenleri girmelidir.
* Medya Okuryazarlığı dersi sadece Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerince okutulmalıdır. Medya okuryazarlığı öğretim programı medya/internet ve bilgi okuryazarlığını kapsayacak şekilde genişletilmelidir.
* Grafik, animasyon, programcılık, web tasarımı vb. ilave seçimlik dersler konulmalıdır.
* BT derslerinde teknoloji ve tasarım derslerinde olduğu gibi 25 kişiden kalabalık olan sınıflar bölünebilmelidir.
* Bazı bilişim teknolojileri konuları diğer derslerin ünitelerine uyarlanmalı (entegre edilmeli), öğretmenler bu konularda Bt öğretmenlerince eğitilmelidir.
* MEB bünyesince teknik sıkıntılarda, okulla ilgili çalışmalarda, programlarda danışılabilecek bir birim, çağrı merkezi ya da yardımcı olmak isteyen gönüllüleri bir araya getirecek, iletişimi sağlayacak, dergi web sayfası vb. yayınlar çıkaracak bir yönlendirme sistemi kurulmalıdır.
* Okullarda BT takımları çalıştırmamıza olanak verecek şekilde Ders Dışı Etkinlikler Genelgesi güncellenmelidir.
* BTR ya da eski adıyla Formatör adı altında geçici görevlendirmelere son verilmeli, bir an önce Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmen kadrosu verilerek okullarda norm fazlası olma durumunun önüne geçilmelidir. Bir Bilişim Öğretmeni 100 saatte değil 4 yılda yetişmektedir. Ve Özellikle Fatih Projesi gibi bir proje devam ederken bu iş görevlendirme ile yürümemektedir.
* BTR kursu adı altında alan dışı öğretmenlerden BT öğretmenlerinin eğitimlerine uygun işleri yapacak kişi yetiştirmeye çalışmaya ve görevlendirmeye son verilmelidir.
* Öğretmenleri devamlı BT konusunda eğitecek, yeni uygulamaları ve projeleri koordine edecek BT öğretmenlerinden oluşan bir birim kurulmalıdır.
* Yapılan genel sınavlarda (MEB onaylı sertifika sınavları vb. ) sorular amaca hizmet etmeli, işin önemini vurgulamalı, kaliteli hazırlanmalı ve sürekli güncel ve farklı program sürümlerinde geçerli olmalıdır.
* Merkezi sınavlarda BT alanına ilişkin sorulara yer verilmelidir.
Bu sorunlarımızın Milli Eğitim Bakanlığı ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından dikkate alınmasını ve bir an önce ilgili yönetmelik ve yasalarda değişikliğe gidilerek, BT öğretmenlerinin mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyoruz."