derste susmayan öğrenciler

Kodla Büyü
hocam, öncelikle ilk defa derse gireceğiniz bir sınıfı direk bilgisayar sınıfına götürmeyin. ilk dersi sınıfta geçirin. kendinizi öğrencilere kabul ettirin. bilirsiniz ilk derste öğrenciler öğretmenlere hemen etiketi yapıştırırlar. dolayısıyla ilk derste kendinizi kabul ettiriseniz sonrası rahat geçer. mesela öğrencilerle tanışırken şu güzel bir yöntem. ben 4 yıldır kullanıyorum. öğrenciler kendilerini değil de, yanındaki arkadaşını tanıtıyorlar. emin olun çok faydası oluyor. ayrıca işin içine birkaç tane de güzel espri katarsanız, sonra isterse 40 öğrenci olsun labta sorun yaşamazsınız Allah'ın izniyle. Başarılar diliyorum. Allah(cc) yardımcınız olsun...
 
ekrana bir kilit, bir uyarı işareti... susmasınlar bakalım :x ders sonuna kadar öyle beklerler.
 
derste susmayan öğrenci olursa tabii sus dememe karşı yoksa uygulama yaparken konuşmalarında ben bir sorun görmüyorum. ozaman o öğrenci bilgisayar başından kaldırıyorum. eğer ben anlatırken sınıftan ses gelirse bilgisayarları kitliyorum bu sefer birbirlerini susturuyorlar:)
 
hepsini formatla, sonra windowsu baştan kur...konuyu buraya açtığına göre hocam :o
 
ceza iyi bir yöntem değil bence.
ekranı kilitli olan öğrenci ne yapacak konuşmayacak mı?
 
hocam bizde mevcut en az 52-53 kişi. hatta şuan 6'lar var 52 kişiler, biri kapıya açar, biri arkadaşına artık bilgisayardan kalk diye tartaklar, kızlar ayrı telde:)) şaka gibi,ne yaparsan yap susturmak imkansız... daha bir kaç güm önce birine sadece kızdım, ne biçim adamsın falan dedim de aynı gün velisi damladı okula, çocuğun psikolojisi bozulmuş...:)) benim psikolojim şuan tavan yaptı inanın:))
 
En efendi ve sessiz öğrenciler bile Bt sınıfına girince değişiyor. PC başına bir öğrenci düşmediği sürece bizim derste ortamın sessiz olması çok zor. 3 erli 4 erli oturulan sınıflarda ise öğretmenin sabrının taşmaması imkansız. BT sınıfının büyüklüğü ve yerleşim planı da çok farkediyor.
 
Ben farklı bir yöntem kullanıyorum; derse başlamadan önce 5 dakika süreniz var diyorum,konuşun arkadaşlarınızla,içinizde ne varsa dökün,o sıradada zaten öğrenci yoklaması alıp,defteri işliyorum.İnsanoğlu her zaman yasakları çiğnemek ister,bende konuşmalarını yasaklamıyorum,5 dakika sonrada kimseden ses çıkmıyor... 8)
 
Hocam labda sessizliğin olması imkansız. Hele ki 2 ya da 3 kişi oturuyorlarsa.
Göreve ilk başladığımda sessizliği sağlamaya çalışıyordum ama olmadığını farkettim.
Zamanla kendime has bir ses çizgisi oluştu. :) Onu aştıklarında uyarıyorum.
Ama kontrol programlarını da kullanmanızı öneririm, baya bir işe yarıyor.
 
önce gözlerle uyarırız
tam konuştuğu anda dersle ilgili soru yöneltiriz
ayakta bekletiriz
bire-bir görüşme
sınıf değişikliği tehditleri
veli ile görüşme tehditleri
en son rencide ederiz.aşamalı bir günde son basamağa gelen de var yoldan dönen de var.
 
Üniversite bi hocamız sandalyelerinde elektrik olsa elektirk versek derdi o aklıma geldi :P
 
1. unutmayın ki onlar varsa biz varız. onlar bizim mesleğimizin varlık sebebi
2. onlar bizim geleceğimiz. kim ne ekerse onu biçer kendinize ve çocuklarınıza nasıl bir gelecek istiyorsanız ona göre ekim yapın.
3. şiddet şiddeti doğurur. sen onu döversin kızarsın oda başkasını döver ve bir süre sonra dayak ve kızma günlük hayatındaki rutin olaylar arasında
yerini alacaktır. bir süre sonra zaten palazlanan öğrencileri susturmak mümkün olmayacaktır.
4. sizde bir zamanlar öğrenciydiniz sizleri döven öğretmenleriniz hakkındaki düşünceleri buraya yazmak istermisiniz. mesela ben her hafta tarih ve
coğrafya dersine giren öğretmenimden dayak yerdim. öss ve öys de tek soru bile yapmadım sosyalden. öğretmenim hakkındaki düşüncelerimi de
buraya yazmayayım bayanlarda var forumda
5. öğrenciye kızacağınız sırada öğrenciyi kendi çocuğunuz yerine koyun. kendi çocuğunuza vereceğiniz tepki ne ise onada aynı tepkiyi verin
6. öğrenciyi kendi çocuğunuz öğretmen olarakta herhangi bir insanı düşünün çocuğunuzun dayak yediğini ve azar işittiğini korkmuş gözlerle öğretmene bakışını hayal edin.
7. bence şu aşamada yapmamız gereken ilk asli görevimiz bilişimi öğretmek değil sevdirmektir.

isteyen beğenir isteyen beğenmez ama benim meslekteki 8. yılım ve tecrübelerim bana bunları öğretti. herkesin bir düşüncesi kişiliği ve bakış açısı vardır. meslekte tecrübeli olanlar elbet kendilerine bir yol çizmiştir ancak yeni başlayanlara tavsiyemdir.
 
Sayın Hocam yazdıklarınızın çoğuna aynen katılıyorum ama bir maddede öğrenciyi kendi çocuğunuz yerine koyun demişsiniz.Bazı öğrenciler var evinde annesinin babasının yanında söyleyemediği sözleri,yapamadığı hareketleri okulda sizin yanınızda yapıyor ve diğer öğrencilerede kötü örnek oluyor,onlara zarar veriyor.Ben böyle davranışlar sergileyen öğrenciler için anne baba şevkatinin yeterli olacağını düşünmüyorum.Kaba kuvvet konusunu hiç bir şekilde uygun görmüyorum,30-40 yaşında yetişkin bir insanın 10-15 yaşında yetişme çağındaki gençlere şiddet uygulaması kendisinin acizliğini gösterir.Dediğiniz gibi asli görevimiz okulu, okumayı, bilişimi sevdirmek;çünkü sevgi ile her sorunun üstesinden gelinebilir...
 
hazır cevap olun direk lafınızı sokun. bir iki üç.. derken artık çocuk sizin derste her ağzını açtığında yada her olumsuz davranışta kendisine yöneleceğini bileceği için kendini kontrol etmek zorunda kalıyor.
 
Geri
Üst