Domuz gribi aşısı yaptırmayı düşünüyor musunuz?
- Konbuyu başlatan *cem62*
- Başlangıç tarihi
ömercan815
Üye
- Mesajlar
- 1
Domuz gribi aşısı olmayı düşünümüyorum. Yan etkileri olabilir. Gribi doğal sürecine bırakmak lazım 
yasinbozkurt
Üye
- Mesajlar
- 15
bizde düşünüyoruz ama bildiğim kadarıyla domuz gribi aşısı ülkemize daha geleli 3-4 gün oldu kobaylar üzerinde denenme süresi 14-15 gündü yani 12 gün sonra falan aşıya başlancak.
Butterfly1
Üye
- Mesajlar
- 1
ben kolay kolay olmam :roll:
Daha geçenlerde domuz gribi aşısı olmayı düşünmüyordum ama şimdi olmak istiyorum. Başbakan da aşı olmadı biz nasıl olalım diyenler de var, bu bence çok yanlış. Başbakan neden aşı olmadı? Çünkü başbakanın aşıya hem yaşı hem de aşı tehlikesi olmadığı için olmadı. Yani başbakan aşı olmadı diyerek aşının tehlikeli olduğunu düşünmeyelim;ölümler artıyor her grip olan domuz gribidir lütfen aşı olalım.
Ben de kendimden çok bebeğim için endişeleniyorum. Şimdi olmasa bile yıllar sonra ortaya çıkabilecek bir yan etki riski varken aşıyı yaptırmak çok büyük hata olur diye düşünüyorum. O yüzden yaptırmayacağım.Okulda büyük risk altındayız. O da ayrı bir sorun tabi. Yine de kobay olarak kullanılmak istemiyoruz...
A
Anonymous
Misafir
ben çok kararsızım bazıları diyr zararlı bazıları diyor zararlı değil
- Mesajlar
- 1,166
fatih900' Alıntı:
başbakanın yaşı güvenli değil o yaşta ölenler var.solunum yoluyla bulaşabilen bir hastalık başbakan tehlikeden uzak değil.kararsızdım ama başbakanın olmayacağını gördükten sonra vazgeçtim bende olmayacağım.ecelden kaçış yok hepimiz öleceğiz ama sakat kalmak istemem
- Mesajlar
- 490
yazılacak çok şey var aslında ama bu kadar bilgi kirliliğinin olduğu bir ortamda biraz da ben kirlilik yapmak istemem tek kelime :
HAYIR...!!!
HAYIR...!!!
f_usak
Site Gezgini
- Mesajlar
- 46
bununla devletleri söğüşledikten sonra ilaç satıp yeniden zengin olma yollarını arayacaklar.Zaten yeni yeni grip çeşitleri hazır. Bu sefer de at gribi gelecek miş.
http://www.hurriyet.com.tr/yasasinhayat/12574845.asp
http://www.hurriyet.com.tr/yasasinhayat/12574845.asp
- Mesajlar
- 310
Ne olduğu belli olmayan aşı diye piyasaya sürülmüş tamamen ticari amaçlı bir ürün.. Aşı olmayı düşünmüyorum hastalığın bu kadar abartılmasını da anlamıyorum.Sağlık bakanı salı günü aşısını yaptırdı. canlı yayınla aşı olma anı tvlerde gösterildi... Bakan aşı oluyor herkes olsun denir.. Burası Türkiye geçmiş te çernobil sonrası içilen çay misali canlı yayınla aşı etkili olur bence... Türk Milleti KOBAY değildir...Dünyada mevsimsel griplerden yılda 250000 insan ölürken domuz gribinden ölen insan sayısı ortada....500 trilyon para sayıldı bu aşıya...aşıyla değil maşayla ilğileniyorum
Mikrobun vücuda giriş noktaları yalnızca burun delikleri, ağız ve boğaz yoluyla olmaktadır. Çok bulaşıcı bir yapıya sahip olmasından dolayı her türlü önleme karşı H1N1 virüsüyle temas etmekten kaçınmak veya korunmak imkânsızdır. H1N1 virüsüyle temas etmek virüsün vücutta çoğalması kadar önemli değildir.
Sağlığınız yerinde ve H1N1 hastalık belirtileri göstermiyorken virüsün vücutta üremesini, belirtilerin daha da şiddetlenmesini ve ikincil enfeksiyonların gelişmesini önlemek için dikkatimizi N95 veya tamiflu gibi ilaçları stoklamaya vermek yerine çoğu bildirgelerde bahsedilmeyen bazı çok basit önlemleri uygulayabiliriz.
1. Ellerin sıklıkla yıkanması ( Bütün bildirgelerde bahsedilmiştir)
2. Hands-off-the-face-Ellerinizle yüzünüze dokunmayın yaklaşımı. Yemek, banyo ve yara bakımı gibi zorunluluklar dışında yüzünüzün herhangi bir yerine dokunmaktan kaçınınız.
3. Ilık tuzlu suyla günde iki kere gargara yapınız( tuza güvenmiyorsanız listerin kullanınız). H1N1 in boğaz ve burun boşluklarında çoğalıp enfeksiyona sebep olarak karakteristik belirtileri göstermesi için 2 -3 güne ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir kişinin ılık, tuzlu suyla gargara yapmasının etkisi hastalığa yakalanmış olan bir kişinin tamiflu kullanması ile aynıdır. Bu basit ucuz fakat güçlü önleyici yöntemi küçümsemeyiniz.
4. Yukarıdaki 3. Önleme benzer olarak; Burnunuzun içini en az günde bir kere ılık tuzlu suyla temizleyiniz. *Günde bir kere burnunuzu sümkürün ve sonra ılık tuzlu suya batırılmış pamuk tamponlarla silerek temizleyiniz. Bu yolla burnunuzda bulunak virüs sayısını etkili bir şekilde azaltmış olursunuz.
5. Narenciye suları gibi C vitamin bakımından zengin olan yiyecekler kullanarak doğal bağışıklığınızı güçlendiriniz. Eğer ilave olarak C vitamin kullanmak zorunda iseniz emilimi artırmak için mutlaka Çinko ile birlikte alınız.
6. Bitkisel çaylar, çay, kahve gibi sıcak veya ılık içeceklerden içebildiğiniz kadar çok içiniz. * Sıcak içecekler içmek gargara yapmakla aynı etkiye sahiptir fakat ters yöne doğru. Sıcak içecekler virüsleri yaşamaları mümkün olmayan ortama sahip olan mideye doğru yıkayarak götürürler. H1 N1 virüsü midede çoğalamaz, herhangi bir zarar veremez ve hayatiyetını devam ettiremez.
Sağlıklı günler dileğiyle.
Mikrobun vücuda giriş noktaları yalnızca burun delikleri, ağız ve boğaz yoluyla olmaktadır. Çok bulaşıcı bir yapıya sahip olmasından dolayı her türlü önleme karşı H1N1 virüsüyle temas etmekten kaçınmak veya korunmak imkânsızdır. H1N1 virüsüyle temas etmek virüsün vücutta çoğalması kadar önemli değildir.
Sağlığınız yerinde ve H1N1 hastalık belirtileri göstermiyorken virüsün vücutta üremesini, belirtilerin daha da şiddetlenmesini ve ikincil enfeksiyonların gelişmesini önlemek için dikkatimizi N95 veya tamiflu gibi ilaçları stoklamaya vermek yerine çoğu bildirgelerde bahsedilmeyen bazı çok basit önlemleri uygulayabiliriz.
1. Ellerin sıklıkla yıkanması ( Bütün bildirgelerde bahsedilmiştir)
2. Hands-off-the-face-Ellerinizle yüzünüze dokunmayın yaklaşımı. Yemek, banyo ve yara bakımı gibi zorunluluklar dışında yüzünüzün herhangi bir yerine dokunmaktan kaçınınız.
3. Ilık tuzlu suyla günde iki kere gargara yapınız( tuza güvenmiyorsanız listerin kullanınız). H1N1 in boğaz ve burun boşluklarında çoğalıp enfeksiyona sebep olarak karakteristik belirtileri göstermesi için 2 -3 güne ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir kişinin ılık, tuzlu suyla gargara yapmasının etkisi hastalığa yakalanmış olan bir kişinin tamiflu kullanması ile aynıdır. Bu basit ucuz fakat güçlü önleyici yöntemi küçümsemeyiniz.
4. Yukarıdaki 3. Önleme benzer olarak; Burnunuzun içini en az günde bir kere ılık tuzlu suyla temizleyiniz. *Günde bir kere burnunuzu sümkürün ve sonra ılık tuzlu suya batırılmış pamuk tamponlarla silerek temizleyiniz. Bu yolla burnunuzda bulunak virüs sayısını etkili bir şekilde azaltmış olursunuz.
5. Narenciye suları gibi C vitamin bakımından zengin olan yiyecekler kullanarak doğal bağışıklığınızı güçlendiriniz. Eğer ilave olarak C vitamin kullanmak zorunda iseniz emilimi artırmak için mutlaka Çinko ile birlikte alınız.
6. Bitkisel çaylar, çay, kahve gibi sıcak veya ılık içeceklerden içebildiğiniz kadar çok içiniz. * Sıcak içecekler içmek gargara yapmakla aynı etkiye sahiptir fakat ters yöne doğru. Sıcak içecekler virüsleri yaşamaları mümkün olmayan ortama sahip olan mideye doğru yıkayarak götürürler. H1 N1 virüsü midede çoğalamaz, herhangi bir zarar veremez ve hayatiyetını devam ettiremez.
Sağlıklı günler dileğiyle.
- Mesajlar
- 1,205
dünyadaki misyonunu tamamladığımı düşünmüyorum onun için olmayacağım
- Mesajlar
- 393
aşıyı bence başbakan olmuyor diye olmamız kesinlikle yanlış sonuçta bilim adamı veya doktor değil içindeki maddelerin ne olduğunu bile bilemez.. tek korkum aşının yan etkileri daha dün bi hemşire arkadaş yoğun bakıma kaldırılmış sonuçlarının net olmaması endişe verici bencee..
- Mesajlar
- 754
Merhaba,
Çok düşündüm "Yazayım mı?" diye, aslında temel ilkem hiçbir forumda hayata dair veya siyasi sayılabilecek hiçbirşey yazamamak; ama buna yazacağım. Çünkü vebali var.
Öncelikle söyliyeyim ki; şu an hükümet olan siyasi fikirde değilim, ama tarih yapılanların ne kadar önemli olduğunu size bana ve tüm topluma gösterecektir inancındayım. Bunu bilmelisiniz. Ben Başkabakın yerinde olsaydım, aşıyı yaptırırdım; o an öleceğimi bilseydim yine de yaptırırdım. Ben Başbakanın yerine olsaydım hiçbir şekilde Sağlık Bakanım hakkında o davranışta bulunmazdım. Eğer ben sağlık Bakanı olsaydım, o an toplantıdan çıkar ve istifa ederdim. Tarih bu şekilde davranabilmiş insanları haklılığı ile doludur.
O sağlık bakanının tarihe geçecek 2. vatan millet çabasıdır (1.si "Dumansız Hava" dır ve bu da tarihe geçmiştir) bu aşı organizasyonu, buna eminim. Ve tarih "aşı olmayın!" diyen Başbakanın yüzlerce ölümden sonra nasıl kıvırttığını gösterecektir. O sorumluluğu hissedince geceleri bakalım nasıl uyayacak?
Ne acıdır ki bilim korkak siyasete ve külhanbeyliğine yenilmiştir. Ne yazık ki bizim toplumumuz bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan insanlar ile doludur. Herkes konuşur ve ahkâm keser. Bilimi takan yoktur, dinleyen de yoktur.
Türkiye'nin Pandemik A (H1N1) virüsü ile savaşı dünya litaratürüne geçecek kadar iyidir. Bilim Kurulu gerçekten tüm önlemleri almıştır. Aylarca gecilktirdiler salgını farkında değil misiniz? Toplumda alınan önlemleri farkında değil misiniz? Başbakan o şekilde konuşmasaydı 5000+ olacak ölüm sayısını +500 'e düşürmüşlerdi. Salgın hastlıklar ile mücadele konu insan olmasına rağmen istatistik hesap ve seneryolara göre yapılır. Hayatın acı gerçeğidir. Pandemik A (H1N1) vürüsü toplumun %30'unu aşılıyabilirseniz ancak kırılmakta ve yayılım durmaktadır.
İstatiksel olarak 100.000 mertebesi böyle bir olayda doğru bir adettir. Bugün için 100.000'in üzerinde kişi aşı olmuş 15-20'sinde 2. dereceden bazı şikayetleri olmuştur. Yine 100.000-200.000 arasında virüsü kapmış hasta bulunmakta ve ölü sayısını hepmiz biliyoruz. Hangi yöntem doğru ?
Yapmayın; eğer sadece gazete başlıklarını okur, bizim ahlaksız TV kanallarındaki "haber" programlarındaki ıhlamur, ada çayı, zencefil, havlıcan, ebe gümeci, kuşburnu, ekinezya ve karanfil muhaebbetleri ile kafamızı şişirirsek, yanılırız. Herkesi yanıltırız. Kalkar "Aşı oldu sadece geri geri yürüyebiliyor" asaparagaslarına inanırız. Bu toplum o aşıları olmaz ise en az +5000 can verir bu salgına. Biraz bilm adamlarına güvenelim. Onlar içinde de farklı düşünerek ancak varlıklarını koruyabilecekler de olduğunu görelim. Türkiye'ye güvenelim.
Kobay olmak, 3. Dünya ülkesi olmak, kullanılmak, çok para harcamış olmak, korkmak..vs bunların hepsi insani duygular, kaygılar ve belki de bir miktar gerçeklik payı da var. Ben de çocuklarım için korkuyorum, eşim de "Ben olmam!" diyenlerden, ama emin olun herkes gibi o da olacak. Göreceksiniz.
Selamlar,
http://www.who.int/en/
http://www.grip.saglik.gov.tr/domuz-gribi-ik2.html
http://www.ttb.org.tr/index.php/haberle ... omuzgribi-
Çok düşündüm "Yazayım mı?" diye, aslında temel ilkem hiçbir forumda hayata dair veya siyasi sayılabilecek hiçbirşey yazamamak; ama buna yazacağım. Çünkü vebali var.
Öncelikle söyliyeyim ki; şu an hükümet olan siyasi fikirde değilim, ama tarih yapılanların ne kadar önemli olduğunu size bana ve tüm topluma gösterecektir inancındayım. Bunu bilmelisiniz. Ben Başkabakın yerinde olsaydım, aşıyı yaptırırdım; o an öleceğimi bilseydim yine de yaptırırdım. Ben Başbakanın yerine olsaydım hiçbir şekilde Sağlık Bakanım hakkında o davranışta bulunmazdım. Eğer ben sağlık Bakanı olsaydım, o an toplantıdan çıkar ve istifa ederdim. Tarih bu şekilde davranabilmiş insanları haklılığı ile doludur.
O sağlık bakanının tarihe geçecek 2. vatan millet çabasıdır (1.si "Dumansız Hava" dır ve bu da tarihe geçmiştir) bu aşı organizasyonu, buna eminim. Ve tarih "aşı olmayın!" diyen Başbakanın yüzlerce ölümden sonra nasıl kıvırttığını gösterecektir. O sorumluluğu hissedince geceleri bakalım nasıl uyayacak?
Ne acıdır ki bilim korkak siyasete ve külhanbeyliğine yenilmiştir. Ne yazık ki bizim toplumumuz bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan insanlar ile doludur. Herkes konuşur ve ahkâm keser. Bilimi takan yoktur, dinleyen de yoktur.
Türkiye'nin Pandemik A (H1N1) virüsü ile savaşı dünya litaratürüne geçecek kadar iyidir. Bilim Kurulu gerçekten tüm önlemleri almıştır. Aylarca gecilktirdiler salgını farkında değil misiniz? Toplumda alınan önlemleri farkında değil misiniz? Başbakan o şekilde konuşmasaydı 5000+ olacak ölüm sayısını +500 'e düşürmüşlerdi. Salgın hastlıklar ile mücadele konu insan olmasına rağmen istatistik hesap ve seneryolara göre yapılır. Hayatın acı gerçeğidir. Pandemik A (H1N1) vürüsü toplumun %30'unu aşılıyabilirseniz ancak kırılmakta ve yayılım durmaktadır.
İstatiksel olarak 100.000 mertebesi böyle bir olayda doğru bir adettir. Bugün için 100.000'in üzerinde kişi aşı olmuş 15-20'sinde 2. dereceden bazı şikayetleri olmuştur. Yine 100.000-200.000 arasında virüsü kapmış hasta bulunmakta ve ölü sayısını hepmiz biliyoruz. Hangi yöntem doğru ?
Yapmayın; eğer sadece gazete başlıklarını okur, bizim ahlaksız TV kanallarındaki "haber" programlarındaki ıhlamur, ada çayı, zencefil, havlıcan, ebe gümeci, kuşburnu, ekinezya ve karanfil muhaebbetleri ile kafamızı şişirirsek, yanılırız. Herkesi yanıltırız. Kalkar "Aşı oldu sadece geri geri yürüyebiliyor" asaparagaslarına inanırız. Bu toplum o aşıları olmaz ise en az +5000 can verir bu salgına. Biraz bilm adamlarına güvenelim. Onlar içinde de farklı düşünerek ancak varlıklarını koruyabilecekler de olduğunu görelim. Türkiye'ye güvenelim.
Kobay olmak, 3. Dünya ülkesi olmak, kullanılmak, çok para harcamış olmak, korkmak..vs bunların hepsi insani duygular, kaygılar ve belki de bir miktar gerçeklik payı da var. Ben de çocuklarım için korkuyorum, eşim de "Ben olmam!" diyenlerden, ama emin olun herkes gibi o da olacak. Göreceksiniz.
Selamlar,
http://www.who.int/en/
http://www.grip.saglik.gov.tr/domuz-gribi-ik2.html
http://www.ttb.org.tr/index.php/haberle ... omuzgribi-
- Mesajlar
- 10,680
insanların aklını o kadar karıştırdılar ki herkes şüpheli bakıyor
