Memura 'yol' göründü..

Kodla Büyü

karinca_52

Hiperaktif Üye
Hiperaktif
Mesajlar
10,703
Öğretmen, mühendis, doktor gibi meslek memurları, açık bulunan kentler dikkate alınarak belirli sürelerde yer değiştirecek. Rotasyona tabi memurlara ek ücret yok. Belediyelerde çalışan 20 bin sözleşmelinin yanı sıra geriye kalan 60 bin sözleşmelinin de seçimler öncesinde kadroya alınması gündemde. Bakanlık, memur konfederasyonları ile görüşmelerinin ardından, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nda yapılacak değişiklikleri taslak aşamasına getirdi. Konfederasyonlar bakanlığın memurlara yönelik “rotasyon” uygulamasına tepki göstererek karşı çıkmışlardı. Bakanlık, “rotasyon” ifadesini kabul etmiyor. Kentlerdeki kamu personeli açığının giderilmesi için dengeli dağılım tanımını benimsiyor. Bakanlığın çalışmasında uyulamanın sadece doktor, hemşire, mühendis, öğretmen gibi meslek memurlarını kapsaması öngörülüyor.

Buna göre, meslek memurları bir kente atandığında orada ne kadar kalacağını bilecek. Bu sürenin 2-3 yıl olabileceğine dikkat çekiliyor. Böylece özellikle Doğu ve Güneydoğu’daki meslek memuru açığı kapatılmaya çalışılacak. Bakanlık, kentlerdeki memur ihtiyacını karşılamak için oluşturulan “çakılı kadro, sözleşmeli kadro” uygulamasının çözüm olmadığına işaret ediyor.



Haziranda sunum var

Çalışma Bakanlığı, kamu personel rejiminde yapılacak değişiklikleri haziran ayına kadar gerçekleştirmek istiyor. Gelecek yıldan itibaren yerel, genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğunu dikkate alan bakanlık, seçim sürecine girileceği için çalışanları ilgilendiren kapsamlı değişikliklerin haziran sonrasında gerçekleştirilemeyeceğine işaret ediyor


http://www.kamudanhaber.com/memurlar/me ... 77555.html
 
bu memlekette öğretmeni ancak öğretmen ve akademisyenler eleştirmeli.
ama üzülerek görüyorum ki asgari ücretli çalışan, amele, ilkokul mezunu yada hiç okumamış vatandaş bile öğretmeni acımasızca eleştiriyor.

kendini öğretmenle denk tutuyor. böyle bir emsal tutma dünyada sadece türkiyede var.
her bir şeye öğretmeni katmasalar ölürler.

öğretmenler bunları zamanında demekki cok canını acıtmış
 
ozcanikli' Alıntı:
öğretmen zaten zorunlu hizmetini yapıyor. ama öğretmenlik mesleği herkese batıyor.
:+1:
Bu mesleğin nasıl yapılacağını bir tek öğretmenler bilmiyor, diğer tüm vatandaşlar biliyor. Hayatında 1 saat devlet okulunda ders anlatmamış insanların cahili de eğitimlisi de kendi çapında bizi eleştirip akıl vermeye kalkıyor. Memurlarla ilgili alakalı alakasız her haberin içine öğretmenler de katılıyor.
 
rüyamda bu rotasyon muhabbetiyle ilgili olarak önce tayinimin önce amasya-merzifona (astsubay akrabamın oraya tayini çıktığını öğrendim onun etkisi galiba) sonra yanlışlık olduğunu asıl yerin diyarbakır-dicle olduğunu gördüm...
 
2010 da zorunlu hizmete gitmeyen öğretmenleri zorunlu hizmetten muaf tutan başka bir hükümetmiydi arkadaşlar yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum.
 
Bizler ilk atama zorunlu hizmet bölgesi seçelim. Tam bizimki bitince sen git affet. Sonra da herkese rotasyon.
 
Daha önce de bu sitede doğru olmayan birçok haber okumuştum. Bence bu haber de büyük olasılıkla öyledir.
 
rotasyon şuan öğretmenlere halihazırda var ve uygulanıyor.. daha nasıl bir rotasyon yapacaklar.
 
memlekette işçi sınıfı diye bir sınıf kalmadı. özelleştirmlerden dolayı yüzbinlerce işçi asgari ücrete talim eder oldu. biraz mırın kırın ettiler ama sonunda hükümetin dediği oldu. işçiler bile hükümete direnemediyse bizim memur tayfası hükümetin her dediğini yapar
 
Hükümet yanlısı sendika öğretmenler arasında bu kadar sevilmeye devam ettiği sürece bize müstahak...
Onlar teklif eder, sarı sendika karşı çıkar ama imzalar. Oldu bitti olur...
 
Mesleğin çalışma koşulları ile ilgili eleştiri yapanlara benim cevabım genelde şu şekilde oluyor. Ben temmuz ve ağustosta da çalışmaya razıyım, 8 - 17.00 mesaisi de bana uyar. Yıllık 30 günlük izin de yeter. Fakat ben mesleğimi nasıl gerçekleştireceğim, ben öğretmenim ders anlatmam lazım yani benim müşterim öğrenci, sizler öğrencinizi gönderin, devlet de ek dersimi versin bana uyar. Şu devlet işlerindeki verimsizliği bir türlü anlamıyorum. Kardeşim hastane 7-24 çalışması gereken bir yer, emniyet de öyle ama ben okulda ne yapacağım. yazın seminer denilen tuhaf uygulama yüzünden devletin parası boşa gidiyor. Sanki maksat iş yaptırmak değil tuhaf bir tatmin duygusunu yerine getirmek.

Yok rotasyon yapacam - yok 8 - 5 yapacam, yok fazla para alıyorsunuz, yok yan gelip yatıyorsunuz. İş yükümüz belli bizim, hizmet ettiğimiz sektör belli. Siyasilerin saçma sapan uygulamaları yüzünden neredeyse suç işliyormuşuz veya devlete yükmüşüz veya fazlalıkmışız gibi bir psikoloji oluşturuluyor. 550 tane milletvekili var bunların hepsi harıl harıl çalışıyor mu yoksa çoğu horul horul yatıyor mu? tasarruf yapılacaksa meclisten başlasın. Siz güvenliği sağladınız da biz mi gitmiyoruz doğuya. Yoksa o da mı öğretmenlerin suçu.

Ülke dediğinin devlet dediğinin bir planı programı olur. Gelecekte ne yapacağı belli olur. Ortak bir amaç doğrultusunda hükümetler iş yapar. Siyasi farklılıklarını her alana, her kanuna, her projeye her plana bulaştırmazlar. Bu mesele a - b - c hükümetleri veya partileri meselesi değil. Bize bu ortamı oluşturan bu süreçleri yaşatan gelmiş geçmiş hükümetlerdir. 10 işçi lazım olan yere her gelen parti adamını yerleştirdiği için 1000 işçi oldu. Sonra da yok fabrika zarar etti, yok serbest ekonomiye müdahil olduk vs.. özelleştirildi - satıldı. Memur alımlarında da öyle, ne kadar ihtiyacın varsa ve ilerde ne kadar ihtiyaç duyacaksan bunu belirlersin, okulunla üniversitenle koordineli çalışırsın vatandaş ne istediğini ne olabileceğini görür, şartlara uyum sağlar. Yoksa siyasilerin rüzgarıyla bir oraya bir buraya savrulur durur. Sistem zarar ettiğinde de genel müdürü, müdür yardımcılarını işten atacak değil ya altta kalanın canı çıksın hesabı asıl iş yapacak adamı çıkarırlar. İstersen sen kendini parçala bir anlam ifade etmez.

Açıkçası bizlerin hatta toplum olarak gözümüzü açmamızın zamanı geldi. Ülkede ağalık sistemi yok ama her parti mensubu zaten ağa olmuş. Birlik içinde olan onlar çünkü sistemden etkilenmiyorlar. Muhalefet de etkilenmiyor hükümette herkes koltuğunu tutmuş tüm imkanlarından zaten yararlanıyor. Bizim yaptığımız ise onların koltuklarında rahat rahat oturmalarını sağlamak.

Fakat sendikalara, partilere, gruplara, takımlara bölündük. Çabamız hak veya haklıyı arama değil de sanki tutkunu olduğumuz büyüklerimizin (!) başımızda kalmasını sağlamak olmuş. Bu düşüncelerden sıyrılmak lazım, karşılarına çıkıp -ki zaten seçimlerde onlar bizim karşımıza geliyor- tamam iyi hoş diyorsun da bizim iş ne olacak diye sorabilmek. veya durup dururken gaza - benzine niye zam geldi diye sorabilmek, ya da sen 4 sene de emekli olabiliyorken ben neden aşağı yukarı 35 - 40 yıl çalışmak zorundayım diyebilmek. Sen hükümetlik yapamıyorsan sen çekil de yapan birisi gelsin diyebilmek, sen muhalefet olamıyorsan benim haklarımı savunamıyorsan sen de çekil adam gibi birileri muhalefet yapsın diyebilmek. Ama maalesef toplumumuzun irice bir kısmının hükümet tutkunluğu da kronik, muhalefet tutkunluğu da. Bizden olsun da istersen çamurdan olsun zihniyetiyle iş yapılmaz. Bu zihniyet değişmedikçe başımıza gelecek kimselerin de zihniyeti değişmeyecektir. Biz nasılsak bizleri yönetenler de öyle olacaktır.
 
Geri
Üst