ne bekliyordun ey şakirt!
- Konbuyu başlatan 06Davut
- Başlangıç tarihi
bilbil1920
Aktif Üye
- Mesajlar
- 146
:+1:ysartemur' Alıntı:
hakkaten Torpille vasıfsızken KPSS siz alınan yüzlerce bakan ve millet vekili vb kişilerin akrabaları ,yine torpille atanan müdürleri ve yine torpille atanacak Müdür yardımcılarını da lanetliyormusunuz çok merak ettim :?:
atandım 2014 yazdığın yazı bir yıl önce yazılmıştı. aynı kişinin yeni yazılarını takip ediyorsundur sanırım bak ne diyor.iki hafta önceki yazısında kirlenme nedir içerden birinin itirafı.
Bu davanın çocukları
Hepimiz fakirken ve rutubetli bodrum katı evlerde yaşarken bu davaya adamıştık kendimizi.
Beyazıt’ta başörtülü bacımız için, Filistin için, Afganistan için eylem yapıp, dayak yerken polisten, bu davaya adamıştık kendimizi.
Burslarımızı denkleştirip kitap alırken ve o kitabı nöbetleşe okurken, Seyyid Kutub’un satırlarında gördüğümüz bu davaya adamıştık kendimizi.
Biz gözü yaşlı gençler, biz heyecanlı gençler, biz yüreğinde bir büyük hayalin kıpırtısı olan gençler, anamıza hasret sürgünlerde gezerken bu davaya adamıştık kendimizi.
Derdimiz var bizim. Adı ümmet olan bir aşkın derdi var yüreğimizde. Biz dava aşkından başka aşk, dava arkadaşından başka arkadaş bilmediğimiz zamanlarda, bu davaya adamıştık kendimizi.
Bizim bu şehirleri, bu toprakları aşan dertlerimiz vardı. Kimse bizim gibi ağlamadı Hama’ya, Halepçe’ye. Kimse dizlerini dövmedi bizim kadar Kudüs için, Gazze için.
Biz, acemi bestelenmiş marşlarımızı, karanlık gecelerde göz yaşlarıyla söylerken bu davaya adamıştık kendimizi.
Sahiciydik, gerçektik, dürüsttük, namusluyduk, kirlenmemiştik... Tertemiz aile çocuklarıydık. Davet yolunda dökülenleri hiç ama hiç hayal edemezken bu davaya adamıştık kendimizi.
Bu dava gönlünde, aklında, ruhunda tevhid bayrağı dalgalanan tertemiz gençlerin omuzunda yükseldi.
Bir gün Küdüs’ü, Kabe’yi, Şam’ı, Kahire’yi özgür kılacağız diye hayaller kurarken; ay başında yetmeyen maaşlarımızla kirayı ödeyemediğimiz zaman bu davaya adamıştık kendimizi.
Biz fakirken çektik çilesini bu davanın, fakirken aşık olduk bu davaya, fakirken dayak yedik nezarethanelerde. Çocuklarımızı fakirken doğurduk.
Sonraları çetin imtihanlardan geçtik. Keşke işkenceyle, dayakla, açıkla imtihan olsaydık. Hiç bilmediğimiz yerden hesaba çekildik, parada, makamdan, mevkiden...
Bu davanın çocukları imtihanları kaybetti, günahlara battı, gaflete daldı ama affeden, bağışlayan, merhamet eden bir Allah’a inandı, onun yolundan vazgeçmedi. Af diledi, gözyaşı döktü, tövbeler etti.
Bu davanın çocukları düşse de, tökezlese de, sürünse de bu dava için ağlamaya, bu dava için dertlenmeye devam etti. Bu çocuklar ümmetin evlatlarıdır.
Bu çocukları ne kadar hatalı olursa olsun, zerre kadar davaya katkısı olmayan, çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen insanlara kurban edemeyiz.
Davanın çocuklarını haksız yere siyasete, çıkar ilişkilerine, kişisel kavgalara kurban edemeyiz.
Eğer davanın çocuklarını haksız yere kurban verirseniz, bugüne kadar verdiğimiz kavganın, ödediğimiz bedellerin, çektiğimiz çilenin ne anlamı kalır?
Biz siyaseti ve ticareti bir büyük dava için, Büyük Türkiye hayali için, ümmetin birliği için yapanlardanız.
Davanızın çocuklarını siyaset ve ticarete kurban ederseniz Allah rahmetini keser.
Twitter.com/alinurkutlu
Bu davanın çocukları
Hepimiz fakirken ve rutubetli bodrum katı evlerde yaşarken bu davaya adamıştık kendimizi.
Beyazıt’ta başörtülü bacımız için, Filistin için, Afganistan için eylem yapıp, dayak yerken polisten, bu davaya adamıştık kendimizi.
Burslarımızı denkleştirip kitap alırken ve o kitabı nöbetleşe okurken, Seyyid Kutub’un satırlarında gördüğümüz bu davaya adamıştık kendimizi.
Biz gözü yaşlı gençler, biz heyecanlı gençler, biz yüreğinde bir büyük hayalin kıpırtısı olan gençler, anamıza hasret sürgünlerde gezerken bu davaya adamıştık kendimizi.
Derdimiz var bizim. Adı ümmet olan bir aşkın derdi var yüreğimizde. Biz dava aşkından başka aşk, dava arkadaşından başka arkadaş bilmediğimiz zamanlarda, bu davaya adamıştık kendimizi.
Bizim bu şehirleri, bu toprakları aşan dertlerimiz vardı. Kimse bizim gibi ağlamadı Hama’ya, Halepçe’ye. Kimse dizlerini dövmedi bizim kadar Kudüs için, Gazze için.
Biz, acemi bestelenmiş marşlarımızı, karanlık gecelerde göz yaşlarıyla söylerken bu davaya adamıştık kendimizi.
Sahiciydik, gerçektik, dürüsttük, namusluyduk, kirlenmemiştik... Tertemiz aile çocuklarıydık. Davet yolunda dökülenleri hiç ama hiç hayal edemezken bu davaya adamıştık kendimizi.
Bu dava gönlünde, aklında, ruhunda tevhid bayrağı dalgalanan tertemiz gençlerin omuzunda yükseldi.
Bir gün Küdüs’ü, Kabe’yi, Şam’ı, Kahire’yi özgür kılacağız diye hayaller kurarken; ay başında yetmeyen maaşlarımızla kirayı ödeyemediğimiz zaman bu davaya adamıştık kendimizi.
Biz fakirken çektik çilesini bu davanın, fakirken aşık olduk bu davaya, fakirken dayak yedik nezarethanelerde. Çocuklarımızı fakirken doğurduk.
Sonraları çetin imtihanlardan geçtik. Keşke işkenceyle, dayakla, açıkla imtihan olsaydık. Hiç bilmediğimiz yerden hesaba çekildik, parada, makamdan, mevkiden...
Bu davanın çocukları imtihanları kaybetti, günahlara battı, gaflete daldı ama affeden, bağışlayan, merhamet eden bir Allah’a inandı, onun yolundan vazgeçmedi. Af diledi, gözyaşı döktü, tövbeler etti.
Bu davanın çocukları düşse de, tökezlese de, sürünse de bu dava için ağlamaya, bu dava için dertlenmeye devam etti. Bu çocuklar ümmetin evlatlarıdır.
Bu çocukları ne kadar hatalı olursa olsun, zerre kadar davaya katkısı olmayan, çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen insanlara kurban edemeyiz.
Davanın çocuklarını haksız yere siyasete, çıkar ilişkilerine, kişisel kavgalara kurban edemeyiz.
Eğer davanın çocuklarını haksız yere kurban verirseniz, bugüne kadar verdiğimiz kavganın, ödediğimiz bedellerin, çektiğimiz çilenin ne anlamı kalır?
Biz siyaseti ve ticareti bir büyük dava için, Büyük Türkiye hayali için, ümmetin birliği için yapanlardanız.
Davanızın çocuklarını siyaset ve ticarete kurban ederseniz Allah rahmetini keser.
Twitter.com/alinurkutlu
atandım 2014 bu satırlara ne diyeceksin acaba.
Sonraları çetin imtihanlardan geçtik. Keşke işkenceyle, dayakla, açıkla imtihan olsaydık. Hiç bilmediğimiz yerden hesaba çekildik, parada, makamdan, mevkiden...
Bu davanın çocukları imtihanları kaybetti, günahlara battı, gaflete daldı ama affeden, bağışlayan, merhamet eden bir Allah’a inandı, onun yolundan vazgeçmedi. Af diledi, gözyaşı döktü, tövbeler etti
Sonraları çetin imtihanlardan geçtik. Keşke işkenceyle, dayakla, açıkla imtihan olsaydık. Hiç bilmediğimiz yerden hesaba çekildik, parada, makamdan, mevkiden...
Bu davanın çocukları imtihanları kaybetti, günahlara battı, gaflete daldı ama affeden, bağışlayan, merhamet eden bir Allah’a inandı, onun yolundan vazgeçmedi. Af diledi, gözyaşı döktü, tövbeler etti
su kuyularının fotoğrafları videoları herşey var. daha ne görmek isityorsunuz anlamadım.
http://goo.gl/hwzh9B
bu da google görseller http://goo.gl/j6n48o
http://goo.gl/hwzh9B
bu da google görseller http://goo.gl/j6n48o
- Mesajlar
- 726
ben 1 yıl yurtlarında kaldım ünide yurt 2 tane yurt taksitini ödeyemedim kimsede bişey demedi Allah razı olsun... kendi adıma konuşuyorum sadece hiç bir zararlarını görmedim...aksine dediğim gibi katkıları olmuştur...
eve çıkarma konusunda epey ısrarcı oldular bi arkadaşımın sabaha kadar yalvardığını bilirim çıktımda 2 ay kadar kaldım sonra o zamanlar verdiği özgürlüğe düşkünlük sebebiyle kndi arkadaşlarımla çıktım...hiç bir zaman uzakta olmadım çok yakında...
ama cemaati bu maddiyat konusunda(zamana abonelik,himmet parası vb.)ısrarcı tavırlarını sevemedim hiç...
ayrıca kendi adamlarını yerleştirme konusunda da torpil olayını yaptıklarını biliyorum bu benim için bütün iyiliklerini siliyor...çünki biliyorumki bunun içinde kul hakkı var...hükümet paralel devlet konusunda haklı, ama kendileri daha alalarını yaptı adam kayırmanın iltimasın... gözümüzle gördük şahit olduk okullarımızda ki basit bi idareci atamalarında bile bu ta hsyknın yapısına kadar uzanıp gidiyor... o yüzden de masum değil hiç birisi....hak adalet dürüstlük denen kavramlardan bu ülke gittikçe uzaklaşıyor...
eve çıkarma konusunda epey ısrarcı oldular bi arkadaşımın sabaha kadar yalvardığını bilirim çıktımda 2 ay kadar kaldım sonra o zamanlar verdiği özgürlüğe düşkünlük sebebiyle kndi arkadaşlarımla çıktım...hiç bir zaman uzakta olmadım çok yakında...
ama cemaati bu maddiyat konusunda(zamana abonelik,himmet parası vb.)ısrarcı tavırlarını sevemedim hiç...
ayrıca kendi adamlarını yerleştirme konusunda da torpil olayını yaptıklarını biliyorum bu benim için bütün iyiliklerini siliyor...çünki biliyorumki bunun içinde kul hakkı var...hükümet paralel devlet konusunda haklı, ama kendileri daha alalarını yaptı adam kayırmanın iltimasın... gözümüzle gördük şahit olduk okullarımızda ki basit bi idareci atamalarında bile bu ta hsyknın yapısına kadar uzanıp gidiyor... o yüzden de masum değil hiç birisi....hak adalet dürüstlük denen kavramlardan bu ülke gittikçe uzaklaşıyor...
- Mesajlar
- 1,540
adalet bir gün herkese lazım olacak
bir anım:
akp li bir arkadaşla dolaşıyoruz o sıralarda dinleme skandalı patlamıştı laf geldi dedim ki
.. herkesi dinlemişler olurmu hükümet devlet buna nasıl izin verir
akp li arkadaş .. dinlesinler kardeş suçu olan düşünsün beni de dinlesinler ben çekinmem bence herkesin dinlenmesi lazım ..
..ya olur mu
falan muhabbet böyle devam etti vatandaş tarafsız kendi başına düşünemediği için ikna olmadı tabi
aradan takriben bir yıl kadar bir süre geçti tesadüf muhabbete girdi vatandaş
akp li arkadaş .. ya başbakanı bile dinlemişler şerefsizlik değil mi bu
dedim dur bakalım duurr
geçen yıl ne demiştin
ya öylede kem küm
la oğlum fanatik olmayın lan
insanlara tapmayın kula kulluk etmeyin
adalet mülkün temelidir
herkese lazım olacak bana dokunmayan yılan bin yaşasın demeyin
halk için millet için gelecek için çocuklarımız için adaletsizliği alkışlamayın
naziler önce komünistler için geldiler, bir şey demedim çünkü komünist değildim. sonra yahudiler için geldiler ve bir şey demedim çünkü yahudi değildim. sonra sendikacılar için geldiler ve bir şey demedim çünkü sendikacı değildim. sonra katolikler için geldiler ve bir şey demedim çünkü katolik değildim. ve sonra benim için geldiklerinde ise çevremde benim için bir şeyler diyecek kimse kalmamıştı.
bir anım:
akp li bir arkadaşla dolaşıyoruz o sıralarda dinleme skandalı patlamıştı laf geldi dedim ki
.. herkesi dinlemişler olurmu hükümet devlet buna nasıl izin verir
akp li arkadaş .. dinlesinler kardeş suçu olan düşünsün beni de dinlesinler ben çekinmem bence herkesin dinlenmesi lazım ..
..ya olur mu
falan muhabbet böyle devam etti vatandaş tarafsız kendi başına düşünemediği için ikna olmadı tabi
aradan takriben bir yıl kadar bir süre geçti tesadüf muhabbete girdi vatandaş
akp li arkadaş .. ya başbakanı bile dinlemişler şerefsizlik değil mi bu
dedim dur bakalım duurr
geçen yıl ne demiştin
ya öylede kem küm
la oğlum fanatik olmayın lan
insanlara tapmayın kula kulluk etmeyin
adalet mülkün temelidir
herkese lazım olacak bana dokunmayan yılan bin yaşasın demeyin
halk için millet için gelecek için çocuklarımız için adaletsizliği alkışlamayın
naziler önce komünistler için geldiler, bir şey demedim çünkü komünist değildim. sonra yahudiler için geldiler ve bir şey demedim çünkü yahudi değildim. sonra sendikacılar için geldiler ve bir şey demedim çünkü sendikacı değildim. sonra katolikler için geldiler ve bir şey demedim çünkü katolik değildim. ve sonra benim için geldiklerinde ise çevremde benim için bir şeyler diyecek kimse kalmamıştı.
- Mesajlar
- 1,737
Boşu başuna tartışıyorsunuz. Tarih tekerrürden ibarettir. Bugün kü iktidar - cemaat kavgasını 1300 lerin başındaki Tapınak Şövalyeleri cemaati ile Fransa taht kavgasının arasında neredeyse hiç fark yok. 1307 yılında sözüm ona mabed koruyucuları tarikatının başındaki isim olan Jacques de Molay'in asılması (günümüzde bizdeki cemaatin başındaki kişi) ile başlayan sürecin bir benzeride bizde yaşanıyor. 1200 - 1300 lü yıllarda tek amaçları sözüm ona hizmet etmek olan bu vakıf (başlarda vakıf) sonraları avrupanın pek çok ülkesinde kendi okullarına, kilisilerine ve bankalarına sahipti. Son dönemde Fransa iktidarını epeyce tehtid eden bu cemaat ile Fransa Kralı IV Philippe ile bir iktidar çatışmasına girdiler. Fransa Kralı IV Philippe ülke genelinde mabed şövalyelerinin gayri menküllerine ve bankalarına göz dikti. Cemaati ortadan kaldırırsa hem ülkeyi daha rahat yönetebilecek ti hem de Fransa da bulunan mal varlığına el koyabilecekti. Zaten tapınakçıların bir şer yuvası olduğu istihbarat ağının ne derece güçlü olduğu biliniyordu. Velhasıl kelam bu güç mücadelesi sonunda Fransa Kralı IV Philippe Jacques de Molay'ı idam ettirdi. Görünüşte tapınakçı vakfının hakkından geldi. Diyeceğim o ki bu olay da ne iktidarı ne de cemaati sütten çıkmış akkaşık değil. İki tarafa da meylederek kendinizi kullandırmayın. Jacques de Molay ın günümüzde ki karşılığını siz tahmin etmişsinizdir. Fransa Kralı IV Philippe in kim olduğu da belli. Zira Fransa da cadı avı 1307 den sonra hız kazanır ki kimleri yaktıkları da ortada (cemaat üyeleri). Unutmayın bir ileri gelenimiz bundan 8-9 ay önce memlekette cadı avı başlatacağını söylüyordu.
Son sözümde atandım2014 arkadaşıma. Rumuzundan da anlaşılan mesleğe yeni atandım arkadaşım hayırlı olsun. Daha bu mesleğe başlar başlamaz bütün enerjini böyle cadı kazanı muhabbetlerine harcama zira at izinin it izine karıştığı memleketimde gerçekten yapılacak çok daha önemli işler var. Bu paralel yapı fitnesinin iki tarafında yanacak sonunda. 4 tane koyun güdemeyen adamların bir gece yarısı İlçe Şube Müdürü olduklarını göreceksin. Hayatında müdür yardımcılığı yapmamış insanların Milli Eğitim Müdür Yardımcısı olduğunu göreceksin. Sen 3-4 sene zorunlu hizmetini yaparken Milli Eğitim Bakanı imzasıyla Van dan Ankara ya tayin olanları göreceksin. Okulun normu tayine açık değilken okula 2. bilgisayarcı atananlanları göreceksin. Gece yarısı okulunda ki öğretmenlerin 3-4 tanesinin farklı okullarda idareci olduğunu göreceksin. 5 yıllık öğretmenin idareciliği bile yokken daire başkanı olduğunu göreceksin. İller de Mebbis ve Eğiticilerin başına Teknik konularla yakından uzaktan alakası olmayanların sorumlu müdür olarak getirildiğini göreceksin. Sonra bir gün youtube a müzik dinlemek için girdiğinde kabinenin en ileri gelenlerinden 4 tanesinin akıl almaz dümenlerini dileyecek aradan 1 sene geçtikten sonra bu kayıtların resmi olarak imha edileceğini öğreneceksin. Hocam Türkiye bitmişte okeye dönüyor boş ver.
Son sözümde atandım2014 arkadaşıma. Rumuzundan da anlaşılan mesleğe yeni atandım arkadaşım hayırlı olsun. Daha bu mesleğe başlar başlamaz bütün enerjini böyle cadı kazanı muhabbetlerine harcama zira at izinin it izine karıştığı memleketimde gerçekten yapılacak çok daha önemli işler var. Bu paralel yapı fitnesinin iki tarafında yanacak sonunda. 4 tane koyun güdemeyen adamların bir gece yarısı İlçe Şube Müdürü olduklarını göreceksin. Hayatında müdür yardımcılığı yapmamış insanların Milli Eğitim Müdür Yardımcısı olduğunu göreceksin. Sen 3-4 sene zorunlu hizmetini yaparken Milli Eğitim Bakanı imzasıyla Van dan Ankara ya tayin olanları göreceksin. Okulun normu tayine açık değilken okula 2. bilgisayarcı atananlanları göreceksin. Gece yarısı okulunda ki öğretmenlerin 3-4 tanesinin farklı okullarda idareci olduğunu göreceksin. 5 yıllık öğretmenin idareciliği bile yokken daire başkanı olduğunu göreceksin. İller de Mebbis ve Eğiticilerin başına Teknik konularla yakından uzaktan alakası olmayanların sorumlu müdür olarak getirildiğini göreceksin. Sonra bir gün youtube a müzik dinlemek için girdiğinde kabinenin en ileri gelenlerinden 4 tanesinin akıl almaz dümenlerini dileyecek aradan 1 sene geçtikten sonra bu kayıtların resmi olarak imha edileceğini öğreneceksin. Hocam Türkiye bitmişte okeye dönüyor boş ver.
- Mesajlar
- 1,540
İki suclu var ortada sucu isleyen ve sucluya yardim ve yataklik eden
Durustsen delikanliysan Sucu isleyen cemaata kufurlerini ederken ona bu suclari islerken yardim yataklik edenlere savcisiyim diyenlere ne istedilerde vermedik diyenlere yaptiklarina goz yumanlarada iki cift laf et de gorsun millet ne oldugunu
Durustsen delikanliysan Sucu isleyen cemaata kufurlerini ederken ona bu suclari islerken yardim yataklik edenlere savcisiyim diyenlere ne istedilerde vermedik diyenlere yaptiklarina goz yumanlarada iki cift laf et de gorsun millet ne oldugunu