Neredesiniz ey Müslümanlar!

Kodla Büyü

ozgurgitarim

Seçkin Üye
Seçkin Üye
Mesajlar
778
Neredesiniz ey Müslümanlar!

Utanıyorum… Sıkılıyorum…

Bir dua sonrası… Eve dönüş… İçimden geçiriyor ve dayanamıyorum, bağıra bağıra söylüyorum, benden 25 yaş büyük olan Müştak amcaya şu kelimeleri:
Müştak Amca, Vallahi de Billahi de, yarın mahşer yerinde Allah’ı Zülcelal Hazretleri bize soracak,
Neredeydiniz Ey Müslümanlar, Suriyeli Kardeşleriniz bu durumda iken!

Neredesiniz ey Müslümanlar!

Kulaklarımda bir Suriyeli annenin çığlığı yankılanıyor yine…

Neredesiniz Ey Müslümanlar!

Sıcak odamda, güzel bir ocak sabahı güneşi, savaşsız, karnım tok ve sırtım pek günümü aydınlatırken ve sıcak çayımı rahat koltuğumda yudumlarken yazıyorum…
Börekler, zeytinler, peynirler, ekmekler…

Okuldaki bilgisayar sınıfının penceresinden dışarı bakıyorum bir ara, çok şükür caminin minaresi hala sağlam ve hala ezan okunabiliyor ülkemde…

Sonra, 19 yaşında, ay parçası oğlu şehit olmuş, 13 yaşındaki kızına tecavüz edilmiş bir annenin çığlıkları bozuyor rahatımı:

Neredesiniz Ey Müslümanlar!
Neredesiniz Ey Arap Dünyası!

Buradayız! Ve dimdik ayaktayız! biraz geri durun lütfen!
Ve hadi kardeşim başka kapıya!
Bağırmayın fazla lütfen, kulaklarım bu ara biraz rahatsız, fazla duyamıyorum…
Sonra gözlerim de de biraz problem var, yorgun ve bitkinler, göremiyorum…
Kalbim, efendim o zaten yıllar önce ölmüş…
Gömdüm ben onu hemen… Toprağının üzerinde de ağaçlar bitmiş…
Bedenler ölür, önemli olan kalplerin ölmemesi diye bir söz işitmişim bir ara, şimşek hızıyla hafızamdan attığım…
Kalbimiz, ruhumuz ölmüş aslında…

Bedenimiz ayakta sadece, sonsuz ihtiras ve arzu çukuruna gömülmüş bir halde ayakta duruyor, direksiz, dayaksız, dayanaksız…

Eve gittiğimde yapılan yemeği beğenmezken, burun kıvırıp, bir de fırça atarken kaderime, Köpek yemeye fetva veriyor Din adamları Suriye’de…

Yiyebilirsiniz ey Müslümanlar, kedi de köpek de yiyebilirsiniz…

Bir ekmek fırının önünde bir ekmek için saatlerce günlerce bekleyen binlere bakıyorum şimdi…

Buz gibi zeminde, yarı çıplak, minik bir kız çocuğu görüyorum sonra… halsiz, hasta, aç…

Tedavi edilmeyi bekliyor, ilaç marsta zaten, su bile yok…
Ölecek orada birazdan…yok başka bir seçenek… Vatan sağ olsun…

Bir sinema filmi değil yaşananlar… Aşağılık aktörlerin, aşağılık aktrislerin, kepaze, ahlaksız, edepsiz, rezil, rüsvay sahnelere milyon dolarlar harcadığı bir sinema filmi değil…

Bir çuval b.ku, tezeği, irini, leşi bize sanat diye iştahla lokma lokma yedirirken bu gözü dönmüşler, yaşananlar ve izlediklerim bir sinema filmi değil…

Made in England sıcak çikolatamı yudumluyorum şimdi, Made in France koltuğumda arkama yaslanmış, Made in USA bilgisayarımda tuşları tıkırdatırken…

12 yaşında bir kız çocuğuna tecavüz ediyor şu anda bir hayvan, izliyorum…

Bir cami bombalanıyor, kollar, bacaklar, gövdelerden ayrılmış, havada uçuşuyor, bakıyorum…

Kuran-ı Kerimi yerlere atıyor başka bir zavallı, üzülüyorum…
Kuran-ı Kerim’e değil, atanın haline üzülüyorum…


Sonra bir sinema filmi daha açıyorum…
Boğazın kenarı, lüks bir cip, klasik müziğin arka plan olduğu bir deniz mahsulleri lokantası, yakışıklı bir oğlan, güzel bir kadın…
Kemanlar, viyolonseller, dekolteler…
Aparatifler, ara sıcaklar, tatlılar, ezmeler…
Ha bir de, Aşk lazım bize, aşk…
Bayılıyorum bu yönetmene Nalan, gerçekten çok başarılı filmlere parnak basıyor…
Hele dövüş sahnelerini, hele araba kırma, dökme, ay hele parçalama sahnelerini…

Bitiyorum, doluyorum sonra yeniden bitip yeniden doluyorum şu oyuncuya, emeğinin hakkını veriyor kız Nalan, iyi sevişiyor gerçekten…

IMDB’ de, eşşşeğin ta erkeklik uzvunda, kaç puan almış acaba bu film…

İnannnmıyoruuummmm!

Evet…

Bir damla su, bir parça ekmeğe muhtaç milyonlar… Suriye…

Sonra bir duş alımında, 100 Suriyeli çocuğun 1 aylık su ihtiyacını karşılayacak kadar su harcayarak, döne döne hayvanlar gibi duş alan ben…

Evet…

Bir damla su, bir parça ekmeğe muhtaç milyonlar… Suriye…


Bir balık yemek için, İstanbul’dan 200 bilmem kaç km yol gidip bilmem ne yaylasında, bilmem ne merasında bulutların arasında, ormanın koynunda, ırmakların kenarında, tıkına tıkına yiyen ben… bu etkinliğe 12 saat yani 720 dakikasını harcarken, yatmadan önce okuyacağı 4 dakikalık bir Mülk Suresini her seferinde bir sonraki güne transfer eden ben…

Bir Cuma çıkışı yardım parası için atacağım 5 lira için, elleri, Azrail(AS) görmüş parkinsonlu gibi titreyen yine ben!

Ay valla çok güzel bir etkinlikti gerçekten…
gezdik tozduk, stres attık, depresyon fırlattık, yorgunluk boşalltık…

Açlıktan kendi çarıklarını kemiren, susuzluktan idrarlarını içen bir neslin torunları olan ben…
Fi Sebilillah uğruna, İ'la-i Kelimetullah uğruna canlarını Çanakkale’de gözünü kırpmadan yoka sayan bir neslin torunları olan ben…

Evet…

Komşumuz Suriye, kardeşimiz Suriye, Irak, Mısır…

Efendimiz Muhammed Mustafa (SAV)'in bir hadisi geliyor aklıma:

Komşusu aç yatarken, kendisi tok yatan bizden değildir…

Sonra bir diğer hadisi :

Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.

Ardından şu hadis:

Bir kötülük gördüğünde elinle düzeltmeye çalış. Gücün yetmiyorsa, dilinle düzelt. Ona da gücün yetmiyorsa kalbinle buğz et.

Ne kadar güzel bir dinimiz var oysa, ne kadar latif…
Şimdi televizyonun başındayım…
Biraz çerez atıştırıyorum…

Ezan okunuyor, kendimi toparlamalı, televizyonun sesini kısmalı, ezana kulak vermeli ve davete icabet etmeliyim…

Boş ver diyor güçlü bir ses içimden ve ben ona kulak vermeyi çok seviyorum…

Biraz daha gömülüyorum sonra, sıcak koltuk, pijama ve kumanda üçlüsünün içerisine…

Kredi faizleri ne durumda acaba, altın da bu aralar iyice yükselişe geçti, alamadık şöyle yüklü bir altın…

Mesleği bırakıp, ticarete atılmalı aslında, para yok kardeşim bu işte… Çalış çalış hep nereye kadar…

Bitiyor ezan bu hesapların arasında, Ezandan sonra yeniden Suriyeli bir annenin bir çığlığı geliyor kulaklarıma:

Neredesiniz Ey Müslümanlar!

Buradayız!


Bizler, araba modelimizi yükseltmek, yeni bir ev almak, olan 2+1 evi, 3+1; eğer 3+1 ise 4+1 yapmak, yatırım, kaldırım ve kredi borçları ve faizleri ile uğraştığımız ha bir de birbirimizi yediğimiz için, size bu aralar kapımız, gönlümüz kapalı!

Lütfen Kusura bakmayın!

Ama söz, gerçekten söz, erkek sözü, yaşlanınca…
Siz bi ölün, öldürün, tecavüze uğrayın, biz bekliyoruz… Bekliyoruz…
 
Şu anda herkes geçim derdine düşmüş, dünyanın günlük işlerinde baş döndüren prosedürlerinde yönünü şaşırmış bir hal içerisinde.. Bu da bir kıyamet alameti.. Beklenen sona doğru gidiyoruz..
 
Aynı duruma düşsek Allah korusun
o Suriye bizi kapıdan içeri bile almazdı ,Irak ve İranda almazdı, ötekilerde. Bir Türk annenin sesini kesmek için ağzını burnunu kıracakları kesin. Bu ülke kendi aç yatan vatandaşlarını doyuramazken, sayılan 1.6 milyon Suriyeli besliyor, neyle bizden çıkan ve hergün yenisi eklenen vergilerle.
Yani bu ülkedeki ister müslüman ister ateist ne olursa olsun istesede istemesede yardımda bulunuyor.
yani müslümanlar burda, daha çok yapmak isteyeninde elinden tutan yok. O koskaca Arab dünyası için yazdıklarınız geçerli olabilir, ülkemizi bu yazının dışında tutmak lazım bence
ki suriyenin bugün ki durumunda malesef ülkemizinde payı var.
 
Güzel sanatsal değeri var, Güzel hoş biz yazı derdim...
Ama demiyorum
Hatırlattığın için "ALLAH razı olsun"kardeşim.
 
Dinlerarası Diyalog ve Büyük Ortadoğu projelerine destek olup; Hristiyan ve Yahudilerin safında kendisi dışındaki Müslümanları aşağılamakla, suçlamakla, ayrıştırmakla, onu bunu kafir ilan etmekle meşguller... Allah'tan(c.c.), resülü Hz. Muhammed ve Ehl-i Beytinden uzaklaşmış; kimliksiz ve kişiliksiz bir haldeyiz. Nerde olduğunu kimse bilmiyor herhalde. VATİKAN'a doğru giden bir gemide KABE'ye yönelmiş namaz kılıyorlar. Oysaki Namaz ayıktırır; kötülüklerden uzaklaştırır... Kapitalizme gömülmüş, faize boğulmuş, Amerika'ya boyun eğilmiş, Haçlı taarruzu altında tarumar olmuş ama hala ayıkamamış bir halde karanlıklardayız.
 
dünya her zaman kötü bi yerdi. tarihe bakın hep kanlı din savaşları.... o yüzden günümüzde anormal olan bir şey yok.... müslümanları daha çok yine ben müslümanım diyenler öldürüyor.
günümüzde bir müslümanın yapacağı en iyi şey bilim sanat ve teknolojiye önem verip ekonomisini dışarıya bağlamamaktır.
 
Ağzına sağlık özgür.
Bunları uzun zamandır biliyorum . Maalesef içim içimi yiyor.
Müslüman, müslümanla birleşeceği halde kendi çıkarına düşmüş hep kendi mezhebinden olmayan MÜSLÜMAN'ı öldürüyor. Asıl düşmanı görmek ÇIKARINA gelmiyor.
Herkes kendi kafasına göre fetvalar vermiş, kendinden olmayanı Allahüekber diyerek öldürüyor.

Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen bozguncuların emrine uymayıın 26/152 ayeti ve kuranı kerimde toplam 36 yerde geçen( http://meal.ihya.org/kurandan-ayetler/kuranda-gecen-bozgunculuk-ile-ilgili-ayetler.html) ayetleri görmezden geliyorlar

Halbuki Rasullah efendimiz "bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir" buyuruyor

Ahirette mizanda Allah cc tüm bunları tek tek hesap edecek. Ne diyecekler çok merak ediyorum. Çünkü o gün azaları onlar aleyhinde şahitlik edecek. Ağızları kapanacak.
“O gün kendi dilleri, elleri ve ayakları yapmış oldukları şeylere şahitlik edecekler.” (Nur: 24)

Bunlar için CEHENNEM boşuna yaratılmış değil.
İmam Gazali Kalplerin keşfi eserinde cehennemden bazı tasvirleri sunuyor.

Cehennemden dünyaya bir iğne ucu kadar küçük delik açılsaydı tüm onun harareti ile kavrulurdu
“Zakkum ağacı; günahkarların yemeğidir, erimiş madenler gibidir, sıcak suyun kaynaması gibi karınlarında kaynar.” [257]

“Cennet gibi konak mı hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı? Biz, o ağacı zalimler için fitne yaptık. O, cehennemin dibinde çıkan bir ağaçtır. Tomurcukları, şeytanın başı gibidir. İşte cehennemlikler bundan yer ve karınla-rını bununla doldururlar. Sonra, bu yemeğin üzerine kaynar su katılmış içki onlar içindir. Sonra dönüşleri yine cehennemedir” [258]

“Sonra siz, ey sapık yalanlayıcılar, Size kesin-likle Zakkum ağacının meyvası yedirilecektir. Onunla karınları-nız doldurulacaktır, özerine de kaynar su içeceksiniz. Onu, . içtikçe susayan develer gibi içeceksiniz. Sizleri yaratan biziz, bunu onay/asanıza.- Onlar hesap günü işte böyle ağırlanacak-lardır.” [259]

o gün zalimler diyecekki

Muhakkak ki, sizi yakın bir azapla uyardık. O gün kişi, elleri ile takdim ettiği şeye bakacak. Ve kâfir olan: “Keşke ben toprak olsaydım.” diyecek. Nebe 40

Dünyanın heryerinde

FİLİSTİNDE ,
MISIRDA
SOMALİDE
AFGANİSTANDA
IRAKTA
SURİYEDE
ARAKANDA
MYAMMARDA
BUDANDA
DOĞU TÜRKİSTANDA

Müslümanlar kırılıyor. Sistematik zülümlere uğratılıyor.

DOĞU TÜRKİSTANDA ÇİN 1 OCAK 2015 itibarı ile namaz kılmayı ve başörtüsünü de yasakladı. Kaçımızın haberi var?

UKBA derneği genel sekterinin yaptığı açıklama:

Bu dernek uluslara arası çapta ülkere yardım ve irşat hizmeti yürütüyor. Kendisine farklı ülkelerde söylenen şu cümle çok anlamlı;

Dünyada islamı temsil eden son kale Türkiye kaldı. Lütfen bizi bırakmayın diyor


Uyanık olmalıyız. Lüften ismini yukarda saydığım ülkelerdeki kardeşlerimize DUA edelim.

Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor. "“Bir kötülük gördüğünde elinle düzelt.
Elinle düzeltemezsen dilinle düzelt.Dilinle düzeltemezsen kalben buğz et,fakat bu imanın en zayıf mertebesidir”

Allah yardımcımız olsun. Selamın Aleyküm
 
özkan hocamın bahsettiği İmam Gazali Kalplerin keşfi Kitabı(SEMERKAND), başucu kitabıdır arkadaşlar, lütfen bir tane edinin.....
 
ülkeyi Suriyeliler doldurdu...1.6 milyon...her yerdeler...ucuza çalışıyorlar...kiraları yükseltiyorlar...
 
Geri
Üst