Norm kadrona sahip çık..

Kodla Büyü

Her okula BT Rehber Öğretmen Kadrosu verilmesini uygun buluyor musunuz?

  • Evet

    Oy: 195 85.5%
  • Hayır

    Oy: 33 14.5%

  • Kullanılan toplam oy
    228
2) Bütün suç bizdeymiş! Bu ders 2006'dan beri seçmeli. Zaten bölüm ilk mezunlarını 2002'de verdi. 4 senede yeni mezun az sayıdaki öğretmen ne yapmış olabilir? .
Bilişim Teknolojileri öğretmenliği eski adıyla Bilgisayar Öğretmenliği eşittir Böte demek doğru değil sayın hocam. Böteler yokken, mühendislikten öğretmen olanlar, teknik eğitim ve esef vardı.
 
Her okula Btr kadrosu verilmesi bizim için sadece norm olayını çözer. Branşın niteliğini ve önemini artıracak olan derslerin zorunlu olmasıdır.
 
Takıldık kaldık hiç bir yere tayin isteyemiyoruz. Bir çözüm olmalı ama nasıl.
hocam şuanda bulunduğun konumu korumak bile çok önemli .inanın ordan ayrılınca bile tak die normu kapatıyorlar. memnun olmadığımız okulları bile mumla arar olduk. sınıfçılar gibi 20 yıl aynı okulda çakılı kalıcaz bu gidişle.zira 8 yıldır tayinim çıkmıyor benim.çünkü iliçinde tek bir norm bile yok
 
BTE derneğimiz maalesef şu güne kadar bilişim teknolojileri öğretmenlerimiz le ilgili doğru dürüst bir çalışma yapmadı. Takibini yaptığım kadarıyla sadece teknoloji ilgili sohbet ve basit bir kaç etkinlik düzenledi. Burda BTE derneği ne üye arkadaş varsa Bilişim öğretmeninin esas sorunlarına inmesi konusunda bir faaliyet yapıp yapmadığını bende öğrenmek isterim.
Derneğe üye olursanız hem eleştirilerinizi direk iletir hem de çalışma yapılmamışsa bile siz başlatırsınız. Ama biz ülke olarak kenardan yapılmalı edilmeli diyerek seyretmeyi çok seviyoruz. Bu nedenledir ki derneğin üye sayısı an itibariyle meb deki kadrolu bilişimci sayısının %5-10 u bile değil. Ondan sonra yazılıyor ne olduğu belirsiz dernek v.s. üye olun hata yapılıyorsa eleştirin bazı arkadaşların ifadesiyle ne olduğu belirli dernek olsun. Ama yok dedim ya biz ülke olarak ben tespiti yaparım gerisine karışmam modundayiz hepimiz... Etkililigi tartisilsada en azından adım atanlara saygı duyalim.
 
Son düzenleme:
Yine BTR olayı başlamış :) 5 sene önce de vardı
Her Okula BT Rehber Öğretmen Kadrosu hayaldir ve boşuna zaman kaybıdır benden söylemesi arkadaşlar.
Hele ki şu anki görev tanımları ile imkansızdır.
Akıllı tahta olayı ile bu iş yürümez bilesiniz.
Bazı arkadaşlar derse girmeyeyim de full ek ders BTR olayına alışmış durumda.
Ama devir değişiyor, teknoloji gelişiyor format atma ile nereye kadar.

Tek çıkış noktamız ders ve kendimizi geliştirme, gerisi hikaye geliyor bana.

Ha bir de son bir sorum olacak. BTR kadrosu isteyen arkadaşlar cevaplarsa sevinirim.
5-10 sene önce de vardı bu konuşma ne gibi bir yol aldılar cevap verirlerse sevinirim.
 
En iyi çözüm : Ya bizim branş tamamen kapatılsın... Yada sadece öğretmen olarak kalalım.
Ne orada ne burada.. Asker öğretmen gibiyiz, ne öğretmenevi bizi öğretmen olarak alır , nede orduevi asker olarak... Bazı arkadaşlarımızın teknik serviscilik merakından derslerini ciddiye almadıklarından dolayı ne idare nede diğer öğretmenlerde bizi öğretmen olarak görmüyor, öğretmen olduğumuz içinde teknik servisciliği bile tam yapamıyoruz.

Biz kendimizi öğretmen yerine koymassak kimse bir şey yerine koymaz. Hala birçok arkadaşımız dersin ortasında gelen "servis çağrılarına" cevap vermek için dersi bırakıp gidiyor. Okulda formalite icabı yapılan etkiliklere önce bizim dersin öğrencileri çağırıyorlar. Arkadaşlarımızın yarısının hala müfredattan haberi yok. Öğretim programı nedir vs... Gerçekçi olalım, dersimize önem verilmemesinin sebeblerinden biri de biziz. Biz önem vermiyoruz.

Mükemmel olduğumu iddia etmiyorum, değilimde ama en azından bakanlığın öğretim programına göre dersi işlemeye çalışıyorum. Başka okuldan gelen öğrencilerin yarısında şunu gördüğüm şu: önceki BT öğetmeni azıcık ders, azıcık kodlama, tamirat, servis karışık yapmış. Özellikle dönem sonuna doğru gelen öğrencilerin velileri bizimkiler bu konuyu görmedi diye şikayetlerini dile getiriyorlar. Hatta ders tamamlamaya gittiğim okuldaki kadrolu öğretmen tüm yıl word, power point anlatmış...

Genelleme yanlış, belirtmem gerekirki gelen öğrencilerden birkısmında da önceki öğretmeninin benden iyi anlattığını farkediyorum.

Teknik serviscilik ıynamak isteseydim eğitim fakültesine gitmezdim...

Sonuna kadar katılıyorum.
Teknik Servis i bizden daha iyi yapan dışarıda yığınla insan var.
 
Ya hocam öyle şeyler yazmışsınız ki, neresini düzeltsem bilemedim. Neyse madde madde yazmaya çalışayım.
1) Bakanlığa bir şey yaptıramazsak kendimizi nasıl kurtaracaz? Biz kendi işyerimizde mi çalışıyoruz? Kuralları, kanunları nasıl aşacağız? Sınavda soru çıkan dersler önemli diğerleri önemsiz kategorisinde. Bakanlığın bu kategorisini nasıl aşacağız? Veliler için de öğrenciler için de MEB için de öncelik Lise ve Üniversite sınavları.
2) Bütün suç bizdeymiş! Bu ders 2006'dan beri seçmeli. Zaten bölüm ilk mezunlarını 2002'de verdi. 4 senede yeni mezun az sayıdaki öğretmen ne yapmış olabilir? Peki MEB bir dersin öğretmenlerinin performansı düşük olunca o dersi seçmeli hale mi getiriyor cezalandırmak için? Peki bu durumda kimi cezalandırmış oluyor; öğretmeni mi ögrenciyi mi? MEB ve tüm toplum bir dersi gerekli gördüğü takdirde öğretmenlerin performansı ne olursa olsun seçmeli yapamaz. Böyle bir cezalandırma usulü yok. Kaldı ki MEB nasıl ölçmüş bilişimcilerin performansını da dersi seçmeli yapmaya karar vermiş? Benim dersime şimdiye kadar hic müfettiş gelmedi, bunca yıldır.
3) Diğer derslerin öğretmenleri öğrencileri tek tek dersin gerekliliğine ikna ettiği için mi o dersler zorunlu. Örneğin dinciler bütün öğrencileri ikna mi ettiler butun kademelerde zorunlu olmadi icin. Veya matematikciler, veya bedenciler. Millet kapi kapi dolanip dersinin ne kadar onemli oldugunu mu anlatıyor? Diyelim öyle. Dersimiz bu kadar önemliyse ikna olmayan velinin çocuğuna yazık değil mi? Böyle laubalilik olur mu? Öğretmen işportacı gibi "müşteri" mi toplar. Eğer bir dersin verilmesi gerekiyorsa bütün öğrencilere zorunlu olarak verilir. Buna da TTKB karar verir. Dolayısıyla bu işler yalnızca kendi çabamızla olmaz. Kanunla, yönetmelikle olur. Bakkal işletmiyoruz. Çocuklara lastik top satmaya çalışmıyoruz.
Son: Daha fazla uzatmak istemiyorum. Konuşacak çok şey var. Kendi kendinizi gaza getirmeye çalışıyorsunuz. Bireysel olarak kurtulabileceğinize inanmak istiyorsunuz. Sorun değil. Ama bunu çok kötü bir üslupla ve mantıksızlıklar silsilesiyle yapıyorsunuz. Eğer çok istiyorsanız kendinizi suçlayabilirsiniz. Ama MEB'in bizim dersimizle ilgili almış olduğu kasıtlı ve kötü niyetli bunca kararı görmezlikten gelip faturayı meslektaşlarına kesemezsin. Lütfen bu 3. sınıf ajitasyonu, 3. sınıf tiradları kendi kendine at. Bu başlıktaki ilk yorumunu beğenmiştim ama bu mesaj olmamış kusura bakma.

Sözüm bir kişiye değil. Sözüm meclisten dışarı da değil. Sözüm herkese. Herkes üstüne alınsın.

Bahane üretmeye cidden bayılıyoruz. Geçen gün birileri de "ilkokulda dersimiz yok, dersi bize vermiyorlar, kodlamadan anlamayan sınıf öğretmenleri bu dersi verecek" diye yakınıyordu. Ben de "gidin dersi siz verin o zaman, kolunuzdan tutan mı var?" dedim. Hocam sen gidip bu dersi ben anlatmak istiyorum desen sınıf öğretmeni yok mu diyecek?

Bakanlığa sayıp sövenler, bakanlığa el açanlar, bakanlığa savaş açanlar bir anlamda Don Kişot'tan farksız. Üstelik bahanelerinin büyük çoğunluğu da bakanlığın bu politikalarına dayalı. Ve ben onlara diyorum ki: Bakanlık öyle yaptı, bakanlık şöyle yaptı. Tamam da sen ne yapacaksın? Söylenip duracak mısın? İşine mi bakacaksın?

Bu kafa aynı zamanda, üniversite okuyanların "hayırlısıyla kpss'yi kazanıp bir devlet dairesine atanalım" kafasıyla aynı. Her şeyi devletten-siyasetten bekleyenler, siyaseti (ve gündemi) ciddiye alanlar ve devleti her şeye kadir zannedenler büyük bir yanılgı içinde. Devlet bir problem çözemez. Türkiye'deki tüm siyasetçileri toplasanız bir stadyumu dolduramazsınız. Bu kadar insanın 80 milyon insanın problemlerini çözmesini beklemek hayal. Ki hayatımızdaki teknik problemleri bilim ve mühendislik, ahlaki problemleri felsefe çözer. Önce bunu iyice idrak etmemiz lazım.

Kısacası devlet de, bakanlık da elinden geleni yapıyor, ellerinden gelen bu kadar. Bizim hiç hoşumuza gitmeyen eğitim politikaları uyguluyor olabilirler de. Biz ne yapacağız? Ders yok diye yakınacak mıyız? Dersimiz kaldırdılar diye ağlayacak mıyız? BT sınıfı açılmıyor artık diye söylenip duracak mıyız? Okul idareleri dersimize önem vermiyor diye sızlanacak mıyız? "Ders yok bari BTR normu verin" diye acınası ve saçma sapan bir istekte mi bulunacağız, yoksa hem sınav odaklı sistemden yakınıp hem de "bizim dersi de sınavlarda sorsunlar" diye mantık hatalarına mı düşeceğiz.

Mevcutla savaşmayı da, bahane üretmeyi de bırakmalıyız, yeniyi inşa etmeliyiz. Enerjimizi Don Kişot misali yeldeğirmenlerine saldırarak, bahane sıralayıp herkesi suçlayarak, okul idarelerindeki liyakatsizlerle tartışıp durarak, ardı arkası kesilmeyecek aptallıklarla savaşarak harcamak mantıklı geliyor mu? Biz emekli olana kadar söylenmek isteyen varsa söylensin. Eline hiçbir şey geçmeyeceğinin, bütün ömrünü ziyan edeceğinin garantisini veriyorum. BTR görevi gibi düşük değerde ve kapasitede işlerle uğraşıp, hiçbir şey üretmeden, yanlış ve saçma sapan bir konuda yıllarca çalışıp, yıllar sonra elinizde hiçbir şey kalmamasını tercih ediyorsanız, yolunuz açık olsun arkadaşlar. BTR normunu alırsınız umarım.

"Bakanlığa bir şey yaptıramazsak kendimizi nasıl kurtaracaz?" demişsiniz. Cevap: Kurtarılmaya ihtiyacımız olduğunu bilmiyordum. Dersin olmaması öldük bittik battık anlamına gelmiyor.
"Kendi işyerimizde mi çalışıyoruz?" Cevap: Evet. Kendi iş yerimiz. Para alışverişi olan her yerde bir üretici, bir ürün bir de müşteri vardır. Okulda biz üreticiyiz, öğrenci ürünümüz. Paramızı verense halkın ta kendisi. Devlet falan değil. Devlet sadece vergi yoluyla para toplar, halka da bu vergiler karşılığında eğitim, güvenlik, sağlık vs. gibi hizmetler taahhüt eder. Yani bizim ürünümüzün-hizmetimizin alıcısı, yani müşterimiz velinin ta kendisi.
"Kuralları kanıunları nasıl aşacağız?" Cevap: İşini yapmanı engelleyen bir kural kanun yok. Sen yeter ki çalış. İdarecileri ve bakanlığı umursamadan, tamamen görmezden gelerek çalış. Saçma gördüğün şeyleri bypass et. Kimse umursamıyor emin ol.
"Sınavda soru çıkan dersler önemli diğerleri önemsiz kategorisinde. Bakanlığın bu kategorisini nasıl aşacağız? Veliler için de öğrenciler için de MEB için de öncelik Lise ve Üniversite sınavları." Cevap: Yukarıda saydım. Bakanlığı bypass et, görmezden gel. Sadece sen varsın, öğrenciler var. Nasıl bir eğitim verirsin? Buna odaklan. Ben öğrencilere aldıkları çoğu dersin çöp olduğunu, hayatlarında hiçbir işe yaramayacağını, muhtemelen aldıkları diplomaların beş para etmeyeceğini, hatta büyük olasılıkla mezun oldukları alanda bile çalışmayacaklarını(üni. mez. arasında mezun olduğu alanda çalışan %14'tü sanırım), hayatın okuldan ibaret olmadığını, hatta okulun hayatlarında çok ama çok küçük bir yere sahip olduğunu, "okulun eğitimlerini engellemesine izin vermemeleri gerektiğini"(mark twain) anlatıyorum. Her fırsatta velilerine de anlatıyorum. Çocuklara her sınıfta "test çöz", "test çöz", "test çöz" denilip duruluyor. Sonra üniversiteden bir çıkıyor çocuklar, sudan çıkmış balık gibi kalıyorlar. Gerçek hayatla okulların bağlantısı kalmamış resmen. Okullar ve üniversiteler acayip izole olmuş halde.

"Bütün suç bizde" olayını yanlış anlamışsınız. Üstelik yanlış bir retoriğe girmişsiniz, "suçlu varsa ceza vardır. O halde meb bizi cezalandırıyor mu?" gibi yanlış bir çıkarım yapmışsınız. Öyle bir şey yok. Bizim kendimizi doğru anlatamamış olmamız var. Ben yazılım geliştirmenin önemini anlamadığı için meb'i suçlayamam, anlatamadığımız için kendimizi suçlayabilirim. Formatörlüğe de karşıydım, BTR görevine de karşıyım. Bunun suçlusu da biziz. Bakanlık kendi ihtiyaçları doğrultusunda BTR görevi gibi istediği görevlendirmeyi yapabilir. Bu onların tasarrufunda. Ama BTR görevi aldığı için, ek ders ücreti yattığı için derse girmek istemeyen kim? Yazıcı problemleriyle, okul idarelerinin saçma sapan problemleriyle uğraşıp kolaya kaçan, dersine önem vermeyen kim? Bu biziz işte. Bunun başka suçlusu yok.

Başkasını suçlamak kolay. Onların hatalarını, onların hoşumuza gitmeyen yönlerini ortaya çıkarmak kolay. Aynı zamanda başkasını suçlamak, çok rahatlatıcı. Bu yüzden önce kendi sorunlarımıza odaklanmalıyız. Bizim suçlu olmamız onların suçsuz olduğu anlamına gelmiyor. Ama onları suçladığımızda, "bizim bahanemiz var, biz suçsuzuz, biz var biz harikayız aslında, biz var ya biz, ah bizi bir bıraksalar var ya, uçarız var ya uçarız, öyle bir ders işleriz ki google'a facebook'a mühendis yetiştiririz buradan" kafası yaşatıyor. Yanlış. Bu şartlar altında hiçbir halt yapamayan, haftada 10 saat ders verse de bir şey yapamaz. Sizin ve @kazuo nickli arkadaşın da belirttiği gibi, haftada kaç saat fen dersi alıp bilim adamı yetiştiremediğimiz, kaç saat ingilizce anlatıp ingilizce öğretmediğimiz, kaç saat matematik anlatıp matematikçi yetiştiremediğimiz, kaç saat din kültürü anlatıp ahlak ve vicdan veremediğimiz vs. gibi. Ve sorsam herkes suçu sisteme atıyor. Sistem sensin benim hocam. İyi okul da yok iyi sistem de yok. İyi hoca var sadece.(Yani aslında öğretmenler olarak biz kötüyüz. Kimse kimseyi kandırmasın.) https://twitter.com/celalposting/status/1089237448247439365

Kanunu yönetmeliği bekleyerek emekli olmazsınız inşallah ne diyeyim.

Psikolojide yeri var. Anne baba sevgisi görmeyen veya anne babadan onay alamayan, beğenilmediğini düşünen çocuklar kabahati kendinde arar. Bir eksikliği olduğunu düşünür. Sürekli kendinde kusur arar. Ne başarı elde ederse etsin anne baba tarafindan beğenilmediği için aşağılık kompleksinden kurtulamaz. Şimdi bazı arkadaşlarımız MEB'i yada Devlet'i bir baba/otorite figürü olarak gördüğü için, bakanlık bizim branşı değersizleştirdikçe, bu arkadaşlar da ya kendilerini yada meslektaşlarını degersizlestiriyor. MEB tutuyor dersi secmeli yapıyor 7 ve 8'den kaldırıyor; neymiş biz branşımıza sahip çıkmıyormuşuz proje yapmıyormuşuz, derse girip çıkmak istiyormuşuz vb. Acaba Türkçeciler ne projesi gelistirdiler de haftada 6 saat dersleri var. Diğer branşlar derse girip çıkmıyorlar da sınıfta mı yatıyorlar? Ayrıca biz niye dersimize sahip çıkmamış olalım. Bize 7 ve 8'lerden dersini kaldıralım mı diye sordular da biz de tamam kaldırın mı dedik? Kaldı ki zaten kaç yıldır birçok ilde robotik projesi yapılıyor. Ne değişiyor? Robotik ders olmayı bırak MEB'in show malzemesi oldu. Branşdaşlarım aşağılık kompleksini veya suçluluk duygusu bırakın. Bizim dersimizin az olmasının tek sebebi MEB'in vizyonsuzluğu. Haftalık ders saatini 30'dan 35'e çıkardılar buna ragmen dersimize yer bulamadılar. Niçin? seçmeli ders sevdası için. Seçmeli ders sevdası ne için? Daha fazla din dersi vermek için. MEB babamız ve otorite figürü değil. Siyasi parti tarafından yönetilen devlet kurumu. Ve bu siyasi partinin din dersinden, imam hatiplerden başka umursadigi bir şey yok. Bu kadar basit. Bunları söylemeyip de hala daha çocuk çocuk; yok suç bizde yok kendimizi geliştirelim ozel sektore geçelim, yok velileri ikna edelim diye konuşmanın anlamı yok. Velileri ikna edecekmişiz de seçmeli ders seçeceklermiş norm açılacakmış. 500 tane veliyi her sene nasıl ikna edecek acaba? Onu bırak bir sürü norm fazlası öğretmen var başka branştan. Millet ders kapışıyor. İl ilçe müdürlükleri okul müdürlerini daha çok din dersi seçmeye teşvik ediyor. Veliler liselere giriş sınavı peşinde. Matematik fen peşinde. Biz robot yapıp ikna edecekmişiz herkesi. Kimse önümüzde duramazmış. Tek engel kendimizmişiz. Kusura bakmayın da çocuk etmez şu lafları.

Bu gönderiniz tamamen ad hominem ve straw man. Söylemediğim şeyleri söylemişim gibi kabul edip veya bağlamından koparıp, sonra bu kabule dayalı yorumlarla dolu. Yani çöp. Cevap vermeye değmez.

Not: Straw Man için örnek diyalog;
A Kişisi: "Savunma bütçesinin azaltılması eğitim ve sağlığa daha fazla yatırım yapmamız için bir fırsat olabilir"
B Kişisi: "Savunmasız kalalım da kökümüze kibrit suyu eksinler demeni hayretle karşılıyorum"
 
Son düzenleme:
Onu bunu bilmem. Kadrom var mı? Var. Gerisini devlet düşünsün. En kalifiyeli öğretmenlik alanındayım. Algoritma, kodlama, matematik, ingilizce ve alandan dolayı sürekli kendini geliştirmek zorunda olan öğretmen grubuyuz ve öyle ya da böyle devlet bize öğretmen olarak maaş verecek.

Eğer en kalifiyeli öğretmenleri bu zamanda değerlendiremeyen yöneticiler varsa, gerizekalıdırlar. Gerizekalıdan yalvar yakar norm kadro sorunu olmasın diye ne idüğü belirsiz BTR kadrosu istemem(10 yıldır ne olup olmadığını meb bile yazmamış).

5. ve 6. sınıflarda zorunlu. Şimdilik bununla yetinirim. Zaten arta kalan zamanlarda da kendi projelerime odaklanırım.

Ama şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Siz problem çözmenin önemini, bir bilgisayar bilimleri öğretmeni olarak kafanızda çözemezseniz, başkasının çözmesini de çok beklemeyin. Bizler çocuklara araçlar aracılığıyla(veya duruma göre soyut bir anlatımla da olabilir) problem çözme becerisini kazandırmaya çalışıyoruz. Bu alanın öğretmeniyiz. Bilgisayar Bilimleri öğretmeniyiz. Alanınızın kıymetini bilin. Bilmeyen yönetici varsa, bırakın cehaletiyle ölsün. Meb içerisinde bir tane akıllı adam olsaydı şu an kadar Bilgisayar Bilimleri dersinizi tüm ortaokul ve 9. ve 10. sınıflarda zorunlu yapmıştı.

Bakın çözüm ne kadar basit 5. sınıftan 10. sınıfa kadar Bilgisayar Bilimleri dersinin zorunlu olması. Bu bütün sorunları çözer ama sizin isteğiniz sorunları çözmüyor, bilakis daha beter bir hale getiriyor. Evet norm kadro sorununuz olmayacak ama geri kalan tüm sorunların çözümüne engel olacak.

Ne istediğinize dikkat edin. Şu ana kadar yapılmıyor oluşunun sebebi de belki hiç ciddi olarak böyle bir istekte bulunmayışımızdır.
 
Dönem arası eş durumu yeni okula atandım,
Bana ilk dedikleri hocam senin BTR var dersleri isterseniz başkası alsın dediler. Dedim niye başkası alıyor, bütün dersler benim kimseye vermiyorum.
Bu arada okulda lab da yok.
(Ama derse hiç girmek istemeyen arkadaşlara da şahit oldum.)

2 aylık dilimde şu an okul benim üzerimden robotik ve kodlama reklam yapmaya çalışıyor. 7.8. sınıf velileri öğrencilerini nasıl kodlama eğitimi alacağı ile ilgili okula geliyorlar.
Hiç 7. ve 8. sınıfa girmeme rağmen robotik kursu talep ettiler ve kurs sınıflarım var.

Sonuç: Kim kazandı. Bizim ders kazandı.
Bu iş burada BTR kadrosu verilsin diye yakınmak yerine herkesin taşın altına elini koymasıyla oluşur.
Yoksa sabaha kadar tartışıp duralım hiçbirşey olmayacak.
12 senelik öğretmenlik yapmakta olan biri olarak sizlere tavsiyem; okulunuzda fark yaratın, farklı olun.
 
Bu bizim BTE derneği denen ne iş yaptığı belirsiz bir dernek var. Onların MEB Personel Başkanı Hamza Bey ile araları da baya iyi...Geçenlerde gidip sohbet etmişlerdi sosyal medyada gördüm. Bu arkadaşlar gidip MEB e ne yapıyorlar....Ulaşılabilirliğin bu kadar basit olduğu bir çağda Hamza Bey hergün Twitterda şu sorunları soramıyorsak zaten bırakalım bu işi. Şu ortamda dahi kendi aramızda anlaşamıyoruz. Olacağı da söyleyeyim yakında ortaokulda zorunlu olan dersi de ders saatlerini azaltıyoruz ayağına kaldırırlar. Bizi de 300 saatlik bir eğitimle X bir branşa geçirirler.Olur biter. Kimse kendini itibarsız görmesin. Gezmediğim okul türü kalmadı o okullardaki öğretmenler arasında en KALİTELİLERİ hep BİLİŞİMCİLER idi.

Kusura bakmayın da ülkede eğitimi bitirdiler. Eğitimi bitirenler Bilişime önem verecek de bizim sorunlarımızı çözecek. 8. sınıfa gelmiş normal bir öğrenci öyle BEPli falan da değil okuma yazma bilmiyor biz BTR normundan bahsediyoruz.


Hamza beyi tanımıyorum.
Maalesef hiç bir araya da gelemedik.
Bünyemizdeki birbirinden değerli hocalar ülkedeki yüzlerce hizmetiçi eğitimi yürüten, hocaların hocalığını ve kendi illerinde kodlamanisa vb yurt genelinde ses getiren projelerin koordinatörlüğünü yapan, alanda toplanmadık ödül bırakmayan, kitapları çalışmaları, duzenledikleri yarismalari vb ile tüm öğretmen ve öğrencilere kaynaklar sağlayan, tüm kurumların nitelikli çalışmaları için destek istediği, sıradışı idealist ve çalışkan öğretmen ve akademisyenler. Üstelik üstlendikleri görevler de hep gönüllülük esasına dayanıyor. Öğretmenlerimizin ne işler yaptığına isimlere teker teker aratarak bir bakabilirsiniz. Liste güncel değil bir süredir de üye alımını durdurduk ama yine de
https://bte.org.tr/uyelik/uyelerimiz/
alanın üstadlarına biraz ayıp olmuş. Bir isimlere göz atın lütfen.

28 - 29 - 30 ağustosta bu ekipten 100 - 150 kadar öğretmen Afyon`da zümre toplantısında olacağız. Tatilde kendi masraflarını karşılayarak katılan ekibi siz de gelip tanıyabilirsiniz. Arkadaşlar yıl boyunca yapılacak çalışmaları planlayacak herhangi bir konuda bir şey yapılmasını isteyen genelde bu ekipten ister.

Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri Derneği
2. Ulusal Zümre Toplantısı
28-29-30 Ağustos 2019
Afyon Sandıklı Safran Otel

https://bte.org.tr/ulusalzumre/
https://bte.org.tr/ulusal-zumre-2018/

Paylaştığım belgenin sadece fotoğraflarına bakabilirsiniz Türkiyedeki tüm eğitim dernekleri arasında bu kadar az kaynakla bu kadar güzel ve nitelikli iş ortaya koyan başka bir dernek olması mümkün değil. Tüm arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz.
 

Ekli dosyalar

  • faliyet raporu.pdf
    12.4 MB · Görüntüleme: 25
Son düzenleme:
Dönem arası eş durumu yeni okula atandım,
Bana ilk dedikleri hocam senin BTR var dersleri isterseniz başkası alsın dediler. Dedim niye başkası alıyor, bütün dersler benim kimseye vermiyorum.
Bu arada okulda lab da yok.
(Ama derse hiç girmek istemeyen arkadaşlara da şahit oldum.)

2 aylık dilimde şu an okul benim üzerimden robotik ve kodlama reklam yapmaya çalışıyor. 7.8. sınıf velileri öğrencilerini nasıl kodlama eğitimi alacağı ile ilgili okula geliyorlar.
Hiç 7. ve 8. sınıfa girmeme rağmen robotik kursu talep ettiler ve kurs sınıflarım var.

Sonuç: Kim kazandı. Bizim ders kazandı.
Bu iş burada BTR kadrosu verilsin diye yakınmak yerine herkesin taşın altına elini koymasıyla oluşur.
Yoksa sabaha kadar tartışıp duralım hiçbirşey olmayacak.
12 senelik öğretmenlik yapmakta olan biri olarak sizlere tavsiyem; okulunuzda fark yaratın, farklı olun.
Kül kedisi masalı gibi senin ki de.Biz masalda değiliz maalesef.Eğitim bilimlerinin çeşitli dallara ayrıldığını öğrendik.Kendi kafana göre robotik öğretiyorsun.bu işler öyle yüremez. Bende kodlama anlatıyorum.Plan programı ülke felsefesi sana sunar.Lisede kodlama ne gibi fayda sağlayacak.üniversitede hangi amaca hizmet edecek.Kodlamanın önemi ve yeri nedir.Her öğrencinin ailesi ekonomik olarak iyi mi,bilgisayarlar veya tablet var mı?Nasıl kullanıyor teknolojiyi Hepsi eğitim felsefesinin bir alanıdır..Google gidip senin kitabını hazırlıyorsa bu ülke de bir sıkıntı var demektir.Bu bizim dersin işlenmesi sorunu değil insanların hayata evrene bakışlarından kaynaklı.Sorun insanların kuru kafa olmaları:D
 
Size de aynı şekilde fikriniz olsun diye yaptıklarımızın minik bir kısmı olan belgeyi ekledim. Bunlar arasında 400 üyemizin kişisel olarak yaptığı çalışmalar yer almıyor ama yine de kendi alanımızın tek gönüllü kuruluşu olarak çok önemli bir kitle tarafından takip ediliyoruz. Umarım kendi meslektaslarimiz tarafından fikir sahibi olunmadığı icin gönüllülerimiz yıpratılmaz.

Bünyemizdeki birbirinden değerli hocalar ülkedeki yüzlerce hizmetiçi eğitimi yürüten, hocaların hocalığını ve kendi illerinde kodlamanisa vb yurt genelinde ses getiren projelerin koordinatörlüğünü yapan, alanda toplanmadık ödül bırakmayan, kitapları çalışmaları, duzenledikleri yarismalari vb ile tüm öğretmen ve öğrencilere kaynaklar sağlayan, tüm kurumların nitelikli çalışmaları için destek istediği, sıradışı idealist ve çalışkan öğretmen ve akademisyenler. Üstelik üstlendikleri görevler de hep gönüllülük esasına dayanıyor. Öğretmenlerimizin ne işler yaptığına isimlere teker teker aratarak bir bakabilirsiniz. Liste güncel değil bir süredir de üye alımını durdurduk ama yine de
https://bte.org.tr/uyelik/uyelerimiz/
alanın üstadlarına biraz ayıp olmuş. Bir isimlere göz atın lütfen.

28 - 29 - 30 ağustosta bu ekipten 100 - 150 kadar öğretmen Afyon`da zümre toplantısında olacağız. Tatilde kendi masraflarını karşılayarak katılan ekibi siz de gelip tanıyabilirsiniz. Arkadaşlar yıl boyunca yapılacak çalışmaları planlayacak herhangi bir konuda bir şey yapılmasını isteyen genelde bu ekipten ister.

Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri Derneği
2. Ulusal Zümre Toplantısı
28-29-30 Ağustos 2019
Afyon Sandıklı Safran Otel

https://bte.org.tr/ulusalzumre/
https://bte.org.tr/ulusal-zumre-2018/

Paylaştığım belgenin sadece fotoğraflarına bakabilirsiniz Türkiyedeki tüm eğitim dernekleri arasında bu kadar az kaynakla bu kadar güzel ve nitelikli iş ortaya koyan başka bir dernek olması mümkün değil. Tüm arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz.


Bünyemizdeki birbirinden değerli hocalar ülkedeki yüzlerce hizmetiçi eğitimi yürüten, hocaların hocalığını ve kendi illerinde kodlamanisa vb yurt genelinde ses getiren projelerin koordinatörlüğünü yapan, alanda toplanmadık ödül bırakmayan, kitapları çalışmaları, duzenledikleri yarismalari vb ile tüm öğretmen ve öğrencilere kaynaklar sağlayan, tüm kurumların nitelikli çalışmaları için destek istediği, sıradışı idealist ve çalışkan öğretmen ve akademisyenler. Üstelik üstlendikleri görevler de hep gönüllülük esasına dayanıyor. Öğretmenlerimizin ne işler yaptığına isimlere teker teker aratarak bir bakabilirsiniz. Liste güncel değil bir süredir de üye alımını durdurduk ama yine de
https://bte.org.tr/uyelik/uyelerimiz/
alanın üstadlarına biraz ayıp olmuş. Bir isimlere göz atın lütfen.

28 - 29 - 30 ağustosta bu ekipten 100 - 150 kadar öğretmen Afyon`da zümre toplantısında olacağız. Tatilde kendi masraflarını karşılayarak katılan ekibi siz de gelip tanıyabilirsiniz. Arkadaşlar yıl boyunca yapılacak çalışmaları planlayacak herhangi bir konuda bir şey yapılmasını isteyen genelde buekipten ister.

Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri Derneği
2. Ulusal Zümre Toplantısı
28-29-30 Ağustos 2019
Afyon Sandıklı Safran Otel

https://bte.org.tr/ulusalzumre/
https://bte.org.tr/ulusal-zumre-2018/

Paylaştığım belgenin sadece fotoğraflarına bakabilirsiniz Türkiyedeki tüm eğitim dernekleri arasında bu kadar az kaynakla bu kadar güzel ve nitelikli iş ortaya koyan başka bir dernek olması mümkün değil. Tüm arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz.

Ekli Dosyalar:
 

Ekli dosyalar

  • faliyet raporu.pdf
    12.4 MB · Görüntüleme: 17
Son düzenleme:
@BurcuYILMAZ hocam elinize sağlık.

Bu bizim BTE derneği denen ne iş yaptığı belirsiz bir dernek var. Onların MEB Personel Başkanı Hamza Bey ile araları da baya iyi...Geçenlerde gidip sohbet etmişlerdi sosyal medyada gördüm. Bu arkadaşlar gidip MEB e ne yapıyorlar....Ulaşılabilirliğin bu kadar basit olduğu bir çağda Hamza Bey hergün Twitterda şu sorunları soramıyorsak zaten bırakalım bu işi. Şu ortamda dahi kendi aramızda anlaşamıyoruz. Olacağı da söyleyeyim yakında ortaokulda zorunlu olan dersi de ders saatlerini azaltıyoruz ayağına kaldırırlar. Bizi de 300 saatlik bir eğitimle X bir branşa geçirirler.Olur biter. Kimse kendini itibarsız görmesin. Gezmediğim okul türü kalmadı o okullardaki öğretmenler arasında en KALİTELİLERİ hep BİLİŞİMCİLER idi.

Kusura bakmayın da ülkede eğitimi bitirdiler. Eğitimi bitirenler Bilişime önem verecek de bizim sorunlarımızı çözecek. 8. sınıfa gelmiş normal bir öğrenci öyle BEPli falan da değil okuma yazma bilmiyor biz BTR normundan bahsediyoruz.

Bu ifadelerle yapılan çalışmalara, bu çalışmalara emek veren ve hep sahada olan sınırlı sayıdaki gönüllü hocalarımıza biraz ayıp etmiş olduğunuzu düşünüyorum. Gönüllü ve bağışlarla ayakta duran bir kurumu eleştirebilmek için bence biraz da olsa o kuruma katkı yapmış olmak gerekiyor.

Saygılar...
 
... 5'den 10'a zorunlu olmalı ve yazılım öğretilmeli. Yani uzmanlık gerektiren bir iş olmalı. Robotik filan da işin show kısmı. Hem çok pahalı, okulların öğrencilerin cok buyuk çoğunluğu o imkana sahip değil. Ustelik gerek de yok. Bedava yazilim ogrenebilecekken, yazilim ogrenmeden hazır kodlari aktararak parca birlestirmenin cok buyuk bir faydasi yok. Birakin ozel okullar bir ton para bayilip show yapsin. Mblok'ta cocuklar kendi kodunu kendi yaziyor diyeceksiniz de, yine o verilen paralara değdiğini düşünmüyorum. Ha belki cocugun programlayi somutlastirabilmesi için bir iki örnek gosterilir. Ama yazilim egitimi tamamen robotik uzerine kurgulanamaz. Temel eğitim python benzeri bir dil uzerine olmali. Scratch, robotik vb. belki 5 ve 6'da olabilir. Sonra ufaktan python'a gecilir. 10'a kadar devam eder. Tek kurtuluş bu. Baska kurtulus yok.
Bakanın hep söylediği bir ifade var, "zamanın ruhunu yakalamak". Bunun yolunun yazılımdan geçtiği aşikar. Söylediklerinizin alıntıladığım kısmına katılıyorum. Ne yazık ki, çocuklarımızı robotik oyuncaklarla oynatacak kadar zengin bir ülke değiliz. Eğer üniversiteden önce çocuklara yazılım öğretebilirsek, ülkede katma değerli üretimi arttırabiliriz. İşin zoru, bunu o fosil kafalı yöneticilere anlatmak, seçmeli derslerle bunun olmayacağını idrak ettirmek.
 
Ders seçmeli olmuş olmamış, okul idarecileri değer vermiş vermemiş, hiçbirisi önemli değil. Yazılım dillerinden herhangi biri sınavlarda çıksın bakın velilerin bakışıyla birlikte işin rengi nasıl değişiyor. Ülkemizde tek gerçek sınavlardır, gerisi laf-ü güzaf...
 
Yazılanlar iyi hoş harika. Ama sonuç biz istediğimiz kadar uğraşalım ders seçmeli hatta ortaöğretim de o bile olmayabilir.
Şu anda çalıştığım okulda okul müdürüm istediğin kadar ders seçeyim sana diyor. Birçok çalıştığım okulda norm fazlası olmama izin vermediler.
Biz burada şunu bilmeliyiz, sorun okul seviyesinde değil. Okullarda özellikle beğenmeseniz bile robotik kodlamayla inanılmaz önem kazandık. Velilerden bile kurs aç diye gelenler oldu bu sene.
Bizim iyi olmamız belki bir yere kadar . Sorun bakanlık seviyesinde bize önem vermiyorlar.
Ve önemli olanda bakanlığın bakış açısı...

Sorunumuz Çevre veya okul değil. Yada bizim başarısızlığımız değil. Bilgisayar öğretmenleri aslında birçok branştan çok daha çalışkan. Çok fazla kendini iyi yetiştirmiş bt öğretmeni var.

Gelecek ne getirecek hep birlikte göreceğiz. Meslek kanunu çıkarsa zaten 35 saat mesai tüm öğretmenlere gelecek söylentisi var. O zaman bizim durumumuz ne olacak bakalım. Belki görevlendirmeye bile gerek kalmayacak ....
 
Ders seçmeli olmuş olmamış, okul idarecileri değer vermiş vermemiş, hiçbirisi önemli değil. Yazılım dillerinden herhangi biri sınavlarda çıksın bakın velilerin bakışıyla birlikte işin rengi nasıl değişiyor. Ülkemizde tek gerçek sınavlardır, gerisi laf-ü güzaf...
daha bugün bir veli görüşmeye ( şikayete) geldi. ilk dönem başka bir arkadaş tüm konulardan önemli kısımları defterlere yazdırıp birebir aynı şekilde de sınavda sormuş. sonra norm fazlası olup atanmış. 2 dönem rica ettiler kabul edip 6. sınıfların derslerini ben işlemeye başladım. code.org scratch algoritma gibi konularını işledim ama lab yok okulda. tahtada ne kadar etkili olabilirse artık. işlediğim derslerin videolarını da çekip youtube kanalıma atıyorum öğrenciler tekrar etsin kaçırdıkları yerlerde faydalansınlar diye, sınavlarda da zorlamadan soracağım dediğim soruları soruyorum ama ezber mantığıyla değil düşünüp mantık yürüterek yapması gerekiyor.
sınıfın biri çok kötü durumda ama çalışmaya da hiç niyetleri yok. veli gelmiş sınav tekrarı yapmamı istiyor hem de bugün. geçen hafta da müdüre şikayet etmiş beni öğretmen zor soru soruyor, yazdırmıyor kendi youtube kanalından soru soruyor diye. hey Allahım ya ne günlere kaldık işte.
daha bunlar iyi günlerimiz zira her gün şartlar daha kötüye gidiyor.
 
Hamza beyi tanımıyorum.
Maalesef hiç bir araya da gelemedik.

Paylaştığım belgenin sadece fotoğraflarına bakabilirsiniz Türkiyedeki tüm eğitim dernekleri arasında bu kadar az kaynakla bu kadar güzel ve nitelikli iş ortaya koyan başka bir dernek olması mümkün değil. Tüm arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz.

Hocam bir konuda özrü dilemek istiyorum " BTE Derneği Hamza Bey ile görüşüyorlar." yazmışım o Bilişim Öğretmenleri Platformu olacaktı. Cevap verdiğiniz için de teşekkürler. Şu 2 konuda da merakımızı giderirseniz sevinirim.

1- Bir kaç mesaj öncesinde bir arkadaşın dediğine göre BTE derneğine üye olan kadrolu Bilişim Teknolojileri öğretmeni sayısı %10 ile sınırlı mıdır?

2- Twitterda incelediğime göre hem Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürüyle hem de yeni YEGİTEK Genel Müdürüyle görüşmüşsünüz. Görüşmelerinizde hiç Norm kadro sorunumuzu dile getirdiniz mi? Dile getirdiyseniz ilgili kişilerin görüşleri nelerdir?
 
Dönem arası eş durumu yeni okula atandım,
Bana ilk dedikleri hocam senin BTR var dersleri isterseniz başkası alsın dediler. Dedim niye başkası alıyor, bütün dersler benim kimseye vermiyorum.
Bu arada okulda lab da yok.
(Ama derse hiç girmek istemeyen arkadaşlara da şahit oldum.)

2 aylık dilimde şu an okul benim üzerimden robotik ve kodlama reklam yapmaya çalışıyor. 7.8. sınıf velileri öğrencilerini nasıl kodlama eğitimi alacağı ile ilgili okula geliyorlar.
Hiç 7. ve 8. sınıfa girmeme rağmen robotik kursu talep ettiler ve kurs sınıflarım var.

Sonuç: Kim kazandı. Bizim ders kazandı.
Bu iş burada BTR kadrosu verilsin diye yakınmak yerine herkesin taşın altına elini koymasıyla oluşur.
Yoksa sabaha kadar tartışıp duralım hiçbirşey olmayacak.
12 senelik öğretmenlik yapmakta olan biri olarak sizlere tavsiyem; okulunuzda fark yaratın, farklı olun.

Okulunuzun tanıtımını, reklamını robotik ve kodlama üzerinden yaparak öğrenci ve velilerin ilgisini çekmeniz çok güzel, alkışlıyorum. Cevaplamanızda bir sakınca yoksa lütfen tüm samimiyetinizle aşağıdaki soruları mevcut durumunuzu da düşünerek yanıtlar mısınız?

Çok vaktim olmuyor uzun süslü mesajlar yazmaya. Bu vakitte aklıma gelenler bunlar. Bir araya gelindiğinde sorular genişletilebilir...
Bu arada tüm BTR olan arkadaşlar da kendilerine bu soruları sorsunlar lütfen... Not: Ben şuan BTR değilim.

1- Daha önceki okulunuzda BTR miydiniz?

2- BTR olarak daha önce görev aldınız mı?

3- Haftalık girdiğiniz ders saati nedir? (Açtığınız kurs saati hariç.)

4- BTR olmadığınız yıllar varsa bu yıllarda bu tür projeler yapıp okulunuzun tanıtımını yaptınız mı?

5- BTR olmak çalışma saatleri içinde size zaman boşlukları tanıdı mı? (Ders dışı zaman olarak.)

6- BTR olduğunuz okuldaki derslerde (yıllık planın dışında) öğrencilerinizle robotik projeler vb. çalışmalara yer veriyor musunuz? (Ders saati içinde)

7- BTR olmak sizi motivasyon olarak nasıl etkiledi? (Pozitif/Negatif/Etkilemedi veya siz de yazabilirsiniz.)

8- BTR olduğunuzda kendinizi Teknik Servis Elemanı olarak mı hissettiniz yoksa önemli, değer verilen, aranan vb. olarak mı hissettiniz?

9- BTR olmadığınız yıllar varsa bu yıllarda okuldaki Bilgisayar, yazıcı, Etkileşimli Tahta, Tablet, yazılım problemleri vb. çözüm ürettiniz mi? Yoksa bu benim görevim değil mi dediniz?

10- Çevrenizdekiler (MEM, okul idaresi, öğretmenler, öğrenciler, veliler…) okulda yaptığınız değişikliklerden ve okula kattıklarınızdan memnun mu?

11- Bir sonraki yıl tekrar BTR olmak ister misiniz?

12- Son olarak, varsayalım ki BTR kadrosu Fatih projesi kurulumu tamamlanan her okula verildi ve bu kadronun görev tanımları MEB tarafından genişletilerek düzenlendi ve sistemli bir yapıya kavuşturuldu.( Örneğin yıl içinde gireceğiniz BT derslerini planlanma, BTR yıllık çalışma planını hazırlanma, BT ile ilgili öğretmen, öğrenci, velilere seminerler düzenleme, öğrencilerinizle beraber yıl içinde yapmayı planladığınız robotik veya diğer kodlama, programlama projeleri, katılacağınız yarışmalar, fuarlar, daha da ilerisini düşünerek ilinizi/ülkemizi temsil edecek projelerin planlanması, yıl içinde BT ile ilgili MEB merkezi/mahalli hizmetiçi kurslarına veya özel kurslara katılımların planlanması veya sizin kurumunuz bünyesinde açabileceğiniz kursların planlanması, Fatih projesi iş ve işlemlerinin planlanması ve daha içini doldurabileceğiniz zenginlikler…) Böyle bir BTR kadrosu içinde bulunmak ister miydiniz?

Amacım bizleri birbirimize düşürmek değil, BT alanında daha başarılı ve üretken bir Türk Gençliği, eğitim/öğretim içinde yeni gelişmelere ve teknolojilere ayak uydurabilecek biz BT Öğretmenlerinin meslekteki doyumunu, verimliliğini arttırmanın alternatiflerini bulmaya çalışmaktır. Bunun için zaman kaybetmeden bakanlığımızın dikkatini çekebilmek ve bu konuyu bakanlığımız önderliğinde yapısal reformlar ile yeniden inşa etmektir.

(Not: Soru 12 benim düşlediğim ve de hayalini kurduğum BTR norm kadrosudur.(Dikkat ederseniz bazı arkadaşların bastıra bastıra dediği gibi tamircilik, teknisyenlik kadrosu değil...:) ) Düşüncelerime katılanlar da olabilir, katılmayanlar da. Hepinizi saygıyla selamlıyorum...)

Son söz olarak; birbirimize suç atmayı bırakalım, geçmişe bir çizgi çekelim ve diyorum ki; gelin hep beraber soru 12 deki BTR kadrosunun içini planlayalım ve bakanlığımıza bu konuyu iletelim, birlikte hedefi 12’den vuralım... Bence böyle içi dolu bir kadroyu MEB seve seve verecektir.
 
Son düzenleme:
Ben
Derneğe üye olursanız hem eleştirilerinizi direk iletir hem de çalışma yapılmamışsa bile siz başlatırsınız. Ama biz ülke olarak kenardan yapılmalı edilmeli diyerek seyretmeyi çok seviyoruz. Bu nedenledir ki derneğin üye sayısı an itibariyle meb deki kadrolu bilişimci sayısının %5-10 u bile değil. Ondan sonra yazılıyor ne olduğu belirsiz dernek v.s. üye olun hata yapılıyorsa eleştirin bazı arkadaşların ifadesiyle ne olduğu belirli dernek olsun. Ama yok dedim ya biz ülke olarak ben tespiti yaparım gerisine karışmam modundayiz hepimiz... Etkililigi tartisilsada en azından adım atanlara saygı duyalim.

Bir kaç mesaj öncesinde bir arkadaşın dediğine göre BTE derneğine üye olan kadrolu Bilişim Teknolojileri öğretmeni sayısı %10 ile sınırlı mıdır?

Dernek güncel üye sayısı: 408
Geçmişe dönük atama sayılarına bakıldığında sadece 2015 başından beri MEB tarafından yapılan BT Öğretmeni atama sayısı aşağı yukarı 4000 civarında. Ben büyük konuşmuş olmamak için yine iyi rakam vermişim %5-%10.
 
Son düzenleme:
Kül kedisi masalı gibi senin ki de.Biz masalda değiliz maalesef.Eğitim bilimlerinin çeşitli dallara ayrıldığını öğrendik.Kendi kafana göre robotik öğretiyorsun.bu işler öyle yüremez. Bende kodlama anlatıyorum.Plan programı ülke felsefesi sana sunar.Lisede kodlama ne gibi fayda sağlayacak.üniversitede hangi amaca hizmet edecek.Kodlamanın önemi ve yeri nedir.Her öğrencinin ailesi ekonomik olarak iyi mi,bilgisayarlar veya tablet var mı?Nasıl kullanıyor teknolojiyi Hepsi eğitim felsefesinin bir alanıdır..Google gidip senin kitabını hazırlıyorsa bu ülke de bir sıkıntı var demektir.Bu bizim dersin işlenmesi sorunu değil insanların hayata evrene bakışlarından kaynaklı.Sorun insanların kuru kafa olmaları:D

Dün kayıt olup bugün saçma bir cevap yazmanı çok görmüyorum.
Çünkü zaten ismin saçmalık :) , O yüzden seni dikkate alıp cevap bile vermeyi gerek görmüyorum.
 
Okulunuzun tanıtımını, reklamını robotik ve kodlama üzerinden yaparak öğrenci ve velilerin ilgisini çekmeniz çok güzel, alkışlıyorum. Cevaplamanızda bir sakınca yoksa lütfen tüm samimiyetinizle aşağıdaki soruları mevcut durumunuzu da düşünerek yanıtlar mısınız?

Çok vaktim olmuyor uzun süslü mesajlar yazmaya. Bu vakitte aklıma gelenler bunlar. Bir araya gelindiğinde sorular genişletilebilir...
Bu arada tüm BTR olan arkadaşlar da kendilerine bu soruları sorsunlar lütfen... Not: Ben şuan BTR değilim.

1- Daha önceki okulunuzda BTR miydiniz?

2- BTR olarak daha önce görev aldınız mı?

3- Haftalık girdiğiniz ders saati nedir? (Açtığınız kurs saati hariç.)

4- BTR olmadığınız yıllar varsa bu yıllarda bu tür projeler yapıp okulunuzun tanıtımını yaptınız mı?

5- BTR olmak çalışma saatleri içinde size zaman boşlukları tanıdı mı? (Ders dışı zaman olarak.)

6- BTR olduğunuz okuldaki derslerde (yıllık planın dışında) öğrencilerinizle robotik projeler vb. çalışmalara yer veriyor musunuz? (Ders saati içinde)

7- BTR olmak sizi motivasyon olarak nasıl etkiledi? (Pozitif/Negatif/Etkilemedi veya siz de yazabilirsiniz.)

8- BTR olduğunuzda kendinizi Teknik Servis Elemanı olarak mı hissettiniz yoksa önemli, değer verilen, aranan vb. olarak mı hissettiniz?

9- BTR olmadığınız yıllar varsa bu yıllarda okuldaki Bilgisayar, yazıcı, Etkileşimli Tahta, Tablet, yazılım problemleri vb. çözüm ürettiniz mi? Yoksa bu benim görevim değil mi dediniz?

10- Çevrenizdekiler (MEM, okul idaresi, öğretmenler, öğrenciler, veliler…) okulda yaptığınız değişikliklerden ve okula kattıklarınızdan memnun mu?

11- Bir sonraki yıl tekrar BTR olmak ister misiniz?

12- Son olarak, varsayalım ki BTR kadrosu Fatih projesi kurulumu tamamlanan her okula verildi ve bu kadronun görev tanımları MEB tarafından genişletilerek düzenlendi ve sistemli bir yapıya kavuşturuldu.( Örneğin yıl içinde gireceğiniz BT derslerini planlanma, BTR yıllık çalışma planını hazırlanma, BT ile ilgili öğretmen, öğrenci, velilere seminerler düzenleme, öğrencilerinizle beraber yıl içinde yapmayı planladığınız robotik veya diğer kodlama, programlama projeleri, katılacağınız yarışmalar, fuarlar, daha da ilerisini düşünerek ilinizi/ülkemizi temsil edecek projelerin planlanması, yıl içinde BT ile ilgili MEB merkezi/mahalli hizmetiçi kurslarına veya özel kurslara katılımların planlanması veya sizin kurumunuz bünyesinde açabileceğiniz kursların planlanması, Fatih projesi iş ve işlemlerinin planlanması ve daha içini doldurabileceğiniz zenginlikler…) Böyle bir BTR kadrosu içinde bulunmak ister miydiniz?

Amacım bizleri birbirimize düşürmek değil, BT alanında daha başarılı ve üretken bir Türk Gençliği, eğitim/öğretim içinde yeni gelişmelere ve teknolojilere ayak uydurabilecek biz BT Öğretmenlerinin meslekteki doyumunu, verimliliğini arttırmanın alternatiflerini bulmaya çalışmaktır. Bunun için zaman kaybetmeden bakanlığımızın dikkatini çekebilmek ve bu konuyu bakanlığımız önderliğinde yapısal reformlar ile yeniden inşa etmektir.

(Not: Soru 12 benim düşlediğim ve de hayalini kurduğum BTR norm kadrosudur.(Dikkat ederseniz bazı arkadaşların bastıra bastıra dediği gibi tamircilik, teknisyenlik kadrosu değil...:) ) Düşüncelerime katılanlar da olabilir, katılmayanlar da. Hepinizi saygıyla selamlıyorum...)

Son söz olarak; birbirimize suç atmayı bırakalım, geçmişe bir çizgi çekelim ve diyorum ki; gelin hep beraber soru 12 deki BTR kadrosunun içini planlayalım ve bakanlığımıza bu konuyu iletelim, birlikte hedefi 12’den vuralım... Bence böyle içi dolu bir kadroyu MEB seve seve verecektir.

Tabi cevaplarım;
1. Evet BTR idim.
2. Evet aldım.
3. 16 saat
4. İlk atandığım 2 yıl BTR değildim. Okul tanıtımı, web sitesi, yurt dışı projeleri, sosyal sorumluluk projeleri vs
5. Evet tanıdı. BTR nin çok fazla zaman aldığını düşünmüyorum zaten.
6. Robotik eğer lab yoksa ve sınıf yoğunluğu fazla ise sınıfta verilemez. Fakat son 1 ay robotiği sınıf içinde gösterdim.
7. BTR olmak beni motivasyon olarak etkilemiyor. Derse girip çocuklarla olmak, geri dönütler almak, onlarla projeler geliştirmek bana göre daha motive edici.(Zaten öğretmenliğin amacı bu)
8. Teknik servis olarak hissetmiyorum. Çünkü artık teknik işleri servisler yapıyor. Genelde öğretmenler tahtaya ihtiyaç duyduğu için aranan kişi oluyorsun.
9. Tabi ki yaptım. Yapmayan arkadaşım yoktur heralde.
10. Kimseyi memnun etme gibi bir çabam yok. Mesleğimde mutlu olmak için çalışıyorum. Bu da çevreye olumlu dönütler veriyorsa ne mutlu bana
11. Bu sistemde ve bu ders sayılarıyla BTR almamak imkansız.
 
@Zizu_ @xalfaa
Zizu_ hocamı İstanbul'da çalıştığımız yıllardan tanırım gerçekten bölümümüz adında yaptığı işlerler fark atan
zümrelerimizden biridir, "kişinin kendi yaptıklarını anlatması zor oluyor".
Bence dersimiz adına somut olarak attığımız ilk ve en gerçekçi olan yıllar önce Ankara'da bakanlık önünde yaptığımız eylemde de beraberdik.

Ne yazık ki derse girmek istemeyip, teknik servis gibi çalışmak isteyen zümremiz çok hatta bir ara teknik müdür yardımcılığı lafları dolanıyordu forumda,
yıllardır aynı şeyleri konuşuyoruz, bende aynı cevapları veririm ders yoksa bizde yokuz BTR kadrosunun verilmeyeceği kesin. Tek çare derslere
sahip çıkmak. Önce ders sonra BTR. Ders yoksa norm kadroda yok, hâlâ BTR yim neden norm fazlası oldum diyen zümremiz bile var malesef.

12 yıl önce göreve başladığım ilk yıllarda attığım format sayısına bakıyorum bide şimdiki duruma arada %99 luk bir fark var, bence teknik işlere giderek ihtiyaç azalıyor tahtaların zaten donanım kısmına müdahale edilmiyor, yazılım kısmındayız birde EBA ve idare ve öğretmenlere yardım kısmındayız, hatta bir çoğumuz okulun gizli müdür yardımcısı konumundayız. Değerimizi tabi ki kendimiz belirliyoruz ama BT öğretmeni okulların en kıymetli öğretmenidir ,

Şuan ki ekonomik şartlar ekders durumu bizi BTR olmaya zorunlu kılıyor gibi,
bence olmayacak duaya amin demeye gerek yok BTR kadrosu kesinlikle verilmez.
Derslerimize sahip çıkmak ve derslerimizin önemini herkese hissettirmemiz en başta yapmamız gerekendir.
Kendi adıma her muhattap bulduğumda bunu o kişiye aktırırım.
 
Son düzenleme:
Dermizin müfredatını çofuklara anlatabilecek öğrrtmen olduğunu düşünmüyorum ayrıca dersimiz gerçekten gerekli ve güzel bir ders ders saatimizi azaltmadan derslerimizi bu şekilde vermeliyiz bence dileyende bt rehber öğretmenlik yapmalı. Benim için öncelik Dersimdir. Bt rehber öğretmeni olupta idarenin gözüne batmak hiç hoş olmuyor zamanla kendi işlerini sonra angarya işleri yaptırmak için uğraşıyolar.
 
Robotik kodlamaya bir kaç kelam etmeden geçmek olmaz.

Pazarlama yapmıyoruz biz. Eğitimciyiz. Ama süslü isimlerle dersimizi, daha doğrusu kendimizi pazarlamaya çalışıyoruz. Her şeyden önce bana aşırı itici geliyor. Dersimizin pazarlanmaya ihtiyacı yok. Ha kendisini değerli hissetmek için bunu pazarlayanlar da, kusura bakmayın ama nazarımda pazarlamacıdır, eğitimci değil.

Çocuklara daha algoritmayı, problem çözmeyi öğretmeden robot yaptırdığınızı iddia ediyorsanız, kusura bakmayın, yalandır bu. Çocuk kodlamanın temelini bilmeden neyin robotik kodlamasını yapıyor? Ama tabii kulağa hoş geliyor. Velilerin buna tav olması da yine pazarlamanın ürünü. Yoksa verin robotu, iki döngü kursun bakalım çocuk, yapabiliyor mu?

Diğer bir konu da şu her yerde başlatılan kodlama furyası. Bu öğretmenlerin bilgisayar bilimlerine verdiği zararı kimse vermedi kanımca. Dersimiz yok işlemeye, elaleme kodlama ile hava atmanın derdindeyiz. Her yerde projeler uçuşuyor, reklamlar, güzel fotoğraflar fink atıyor ama ders yok. Şimdi burada bir mantık hatası var. Eğer kodlama bu kadar müthiş ise neden dersi yok? Ha ders olmadan da proje aracılığıyla bu iş hallolabiliyorsa, neden dersimize ihtiyaç duyulsun ki? Kısır döngü. Ama biraz daha gerçekçi olalım. Ego tatmin ediyor, değil mi? Valilerle fotoğraflar, okula robot kiti almalar, müthiş fotoğraflar çekmeler, meb tarafından onore edilmeler bolca oluyor. Peki ya ürün? Bu kadar reklamdan sonra insan ürün de bekler, değil mi? Ürün nerde? Öğrenciler ne öğrendi? Açık söyleyeyim, öğrenciler bu projelerden dolayı, bu projeler sayesinde hiçbir şey öğrenmedi çünkü amaç öğrenciye ürün çıkarttırmak değil, reklam yapmak. Al sana python, al sana html, al sana javascript desek çocuğa, proje üretebilir mi kendi başına? Üretemediklerini hepimiz biliyoruz. Zaten üreten üç beş kişi de üstün zekasından dolayı üretiyor. Ha üretiliyorsa bile yine üç beş öğrenci tek bundan faydalanmış olacak. Yine saçmalığa çıktı.

Zaten bu projelerin çoğu da meb ile arasını hoş tutan üç beş öğretmen ile oluyor. Yani çok faydalı bir şey olsa dahi kapsama alanı aşırı düşük. Belki de zaten arzu edilen de bu. Özel olmak, özel hissetmek. Vali ile fotoğraf çektirmek. Örneği aşağıya aktarayım.
Bünyemizdeki birbirinden değerli hocalar ülkedeki yüzlerce hizmetiçi eğitimi yürüten, hocaların hocalığını ve kendi illerinde kodlamanisa vb yurt genelinde ses getiren projelerin koordinatörlüğünü yapan, alanda toplanmadık ödül bırakmayan, kitapları çalışmaları, duzenledikleri yarismalari vb ile tüm öğretmen ve öğrencilere kaynaklar sağlayan, tüm kurumların nitelikli çalışmaları için destek istediği, sıradışı idealist ve çalışkan öğretmen ve akademisyenler. Üstelik üstlendikleri görevler de hep gönüllülük esasına dayanıyor. Öğretmenlerimizin ne işler yaptığına isimlere teker teker aratarak bir bakabilirsiniz. Liste güncel değil bir süredir de üye alımını durdurduk ama yine de
Peki tüm bu şaşalı söylemlerin yanında, bir bilgisayar öğretmeni derneği yöneticisinin övünmesi gereken şey ödülleri mi olmalıdır? Ha madem o kadar müthiş, bir zahmet bilgisayar bilimleri dersinin zorunlu olması için de görüşmeler yapsın. Ödüllerini de bu amaçla kullanıp, bu sebeple arttırsın. Ama yok, şaşalı tasvirler yeterli oluyor.

Ha unutmadan, hocaların hocası derken? Derse girmediği, yaptığı işlerden belli, vakti olmamış ama hocaların hocası? Sizin için hocaların hocası olabilir ancak bir öğretmen platformunda, bir şahsı bu derece yüceltmek en yalın ifade ile ayıptır, ayıp. Bana göre benden daha iyi bir eğitimci, daha iyi bir öğretmen olamaz. Kendi hocanızı yüceltirken, buradaki bütün hocaları bir tık aşağı çektiğinizi farketmediniz sanırım. Ah, pardon, öğrenciydiniz siz.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Geri
Üst