Öğretmenlere gönüllü Sinovac aşısı

Kodla Büyü
Buyrun hocam covide yakalandiginizda ölüm oranları.

Aynı haberden

upload_2021-1-17_22-17-20.png


Üstelik haber geçen sene 24 Mart tarihinin haberi. Yani salgının ilk günlerinden. O günden bugüne kadar bir çok veri toplandı. Haberin kaynağı da şurası: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-52026808

Üstelik bu bilgi aşı olmaya gerek olmadığına dair bir argüman değil. Ben de sadece verinin kaynağını merak ettiğim için sormuştum. Ölüm oranı yüksek olsaydı da fark etmezdi, ki yüksek zaten.

Ona bakarsanız, toplumda sma hastalığından ölen bebek oranı milyonda bir bile değil belki. Ancak sma hastası biri için aşı %100 hayat kurtarıcı nitelikte. Aşının gerekli olmadığı, zararlı olduğu gibi bir yanlış inanışla yola çıkınca, görülen her bilgi parçası bu inancı destekleyici geliyor muhtemelen.

Arkadaşlar aşının yaptığı tek şey hastalığı bağışıklık sistemimize tanıtmaktan ibaret. Maymuna dönmeyeceksiniz, mutasyona uğramayacaksınız ve aşı sizi öldürmeyecek.

Ancak son derece sağlıklı olsanız dahi, covid19'un sizi öldürme riski var. Bu risk diyabet, tansiyon veya kronik rahatsızlığınız varsa çok daha artıyor. Aynı şekilde yaşınıza göre de bu risk artıyor. Ülkelerin ölüm oranı, verilen sağlık hizmetine, solunum cihazı sayısına, yoğun bakım doluluk oranına, maske/sosyal mesafe/sokağa çıkma yasağı gibi önlemlerin alınıp alınmadığına göre azalıp/artıyor. Tek bir veriye bakıp %99.88 öldürmüyor(ki bu yanlışmış, hatta %0.5-1 istatistiği de yanlış) demek yanlış bir yargıya varmak olur. Buna bağlı olarak aşıyı reddetmek de bir o kadar yanlış olur.

Neyse ben ikna oldum. Çip takacaklarmış bize. İnşallah i9 takarlar da bana işlemci aksırıp tıksırmaz.
 
Son düzenleme:
Sağlıkçılardan gelen son haberler
 

Ekli dosyalar

  • FB_IMG_1610920306893.jpg
    FB_IMG_1610920306893.jpg
    30.3 KB · Görüntüleme: 74
  • FB_IMG_1610920303865.jpg
    FB_IMG_1610920303865.jpg
    23.4 KB · Görüntüleme: 74
  • FB_IMG_1610920300692.jpg
    FB_IMG_1610920300692.jpg
    27 KB · Görüntüleme: 73
  • FB_IMG_1610920297310.jpg
    FB_IMG_1610920297310.jpg
    30.2 KB · Görüntüleme: 72
  • FB_IMG_1610920293189.jpg
    FB_IMG_1610920293189.jpg
    74.4 KB · Görüntüleme: 68
  • FB_IMG_1610920290277.jpg
    FB_IMG_1610920290277.jpg
    50.3 KB · Görüntüleme: 68
  • FB_IMG_1610920287501.jpg
    FB_IMG_1610920287501.jpg
    53.8 KB · Görüntüleme: 75
  • FB_IMG_1610920284262.jpg
    FB_IMG_1610920284262.jpg
    59.7 KB · Görüntüleme: 73
  • FB_IMG_1610920309781.jpg
    FB_IMG_1610920309781.jpg
    28.5 KB · Görüntüleme: 63
Ne kadar çok bill gates ve avanesinin gizli hayranı var. Ne kadar çok bilim,teknoloji TAPICISI var burada, bilimim,tanrım benim diye diye kuduracaklar.
Açık Görüşlü olmak varken, bu katılık neden ???
 
Bizler mosfet lere iman etmeyiz aynı zamanda i9 işlemciye iman etmeyiz, sadece kullanırız. Bilgisayar kullanmıyor muyuz, kullanıyoruz, elektronik de biliyoruz, kullanıyoruz sadece. Kullanmak ayrı, iman eder gibi tapar gibi yaşamak ayrı.
 
Antarktika’da yaşayan imparator penguenler, hava sıcaklığının kışın eksi 50 dereceye düştüğü, rüzgârınsa saatte 200 kilometre hıza ulaştığı dünyanın bu en soğuk bölgesinde, pek az canlının dayanabileceği şartlar altında yaşıyorlar.

Güney Kutbu’nda sonbahar ayları olan mart ve nisan boyunca, imparator penguenler (Aptenodytes forsteri) okyanusu bırakıp gruplar halinde 100 kilometreyi aşabilen uzun bir yolculuğa koyuluyor ve bazen yürüyerek, bazen de yüzükoyun kayarak üreme alanlarına varıyorlar. Denizin üstündeki kalın buz tabakasının yaza kadar erimediği bu bölgelerde, tüyleri onları sıcak tutsa da soğuk sulara girmelerine henüz imkân vermeyen yavru penguenler güvende oluyor.

Üreme alanındaki dişi penguenler, yaklaşık yarım kilo ağırlığındaki yumurtalarını buzun üzerine düşürmeden dikkatlice eşlerinin ayaklarının üstüne geçiriyor. Ardından, beslenmek ve yumurtadan çıkacak yavrularına yiyecek toplamak için tekrar açık denize dönüyorlar. Görevi eşinden devralan erkek penguenler ise, ortalama 64 gün boyunca yumurtaları ayaklarının üstünde, üzerlerini battaniye gibi örten özel vücut bölgesinin içinde taşıyor. Yumurta buza kısa bir süre dahi temas etse, içindeki yavru ölebilir.

Babalar bu dönemi işbirliği içinde, adeta egolarından sıyrılmış vaziyette geçiriyorlar. Çok soğuk ve fırtınalı günlerde birbirlerine iyice sokulup yanaşarak büyük gruplar oluşturuyorlar. Öyle ki, bir metrekarelik alana 10-12 penguen sıkışabiliyor. Birkaç yıl önce, Almanya’daki Alfred Wegener Kutup ve Deniz Araştırmaları Enstitüsü’nden Dr. Daniel Zitterbart ve ekibi erkek penguenleri görüntüleyerek hareketlerini analiz etti. Zitterbart ve meslektaşları, gruptaki penguenlerin belirli aralıklarla, koordineli şekilde hareket ettiklerini keşfettiler. Penguenlerin 30-60 saniyede bir, sıkışık grubun içinde “Meksika dalgası” gibi hareketlenmeye neden olan küçük adımlar attığını tespit ettiler. Böylece yavaş yavaş grubun düzeni değişiyor, dış kısımlarda kalan hayvanlar daha sıcak iç kısımlara kayıyordu.

Erkek penguenler, üreme alanlarına varmalarının ardından geçen üç ayı aşkın süre içinde ağızlarına tek lokma koymadan “nöbet bekliyor”. İngiltere’deki Open University’nin yayımladığı Animals at the Extremes: Polar Biology (Uçlardaki Hayvanlar: Kutup Biyolojisi) adlı kitapta penguen ve daha başka birçok büyük kutup hayvanının aktif haldeyken ve vücut sıcaklıkları da normale yakın durumdayken uzun süreler aç kaldıkları belirtiliyor. Üreme mevsiminden önce yağlanan ve sonrasında haftalarca aç kalan imparator penguenlerin vücutlarındaki protein kaybının çok az olduğu, oysa şayet insan uzun süre aç kalacak olsa yağ depolarının tükenmesinden çok önce, vücudunda önemli miktarda protein kaybı olacağı ifade ediliyor. Protein kaybının kasların zayıflayıp güçsüzleşmesi, bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara karşı direncinin azalması gibi etkileri oluyor.
 
Ne kadar çok bill gates ve avanesinin gizli hayranı var. Ne kadar çok bilim,teknoloji TAPICISI var burada, bilimim,tanrım benim diye diye kuduracaklar.
Açık Görüşlü olmak varken, bu katılık neden ???

İnsanları neden bu şekilde etiketliyorsunuz? Yani Bill Gates ve avanesinin gizli hayranı diyerek? Kimmiş o avanesi ayrıca? Açık görüşlülük ile kanıtsızlık arasında güçlü bir bağ var. Kanıtı olmayan bir şeye(dini konulardan bahsetmiyorum) "inanan" bir insan, açık görüşlü değil aptaldır. Bu başlığa yazan tüm arkadaşları ve sizi tenzih ederek söylüyorum bunu. İsteyen istediği şeye inanabilir. İnancın kanıtı olmasına da gerek yoktur. Zaten bu yüzden inançtır. Kanıtı olsaydı ona inanmaz, onu bilirdik. Tekrarlıyorum, burada dini herhangi bir şey şey söylemiyorum.

Burada ortada kanıtlanabilir, sınanabilir iddalar var. Aşı ve ilaç gibi alelade konular. Veya tam aksine bir takım şer odaklarının bize çip takmak istemesi gibi saçma sapan iddialar. Bunları öne süren biri ispatlama yükümlülüğü altındadır. Ama ne hikmetse! @ersan3333 hocamız, kâh yanlış bilgiler vererek, kâh çeşitli safsatalar üreterek, kâh -son örnekte olduğu gibi- sağlık çalışanlarının doğruluğu yanlışlığı belirsiz konuşmalarını veya aşının baş ağrısı-kusma vs. gibi olası yan etkilerini, aşının "güvenilir" olmadığına dair argüman olarak sunuyor. "x" diyor, x'in yanlış bir bilgi olduğunu, x'e ulaşmasındaki hatalı düşünceyi gösteriyoruz, "ama y de var" diyor, y'yi çürütüyoruz, "bak internette z'yi buldum" diyor. z'yi çürütsek de bir şey değişmeyecek. çünkü x'e inanmış bir kere.

Burada açık görüşlü olan kim, sorgulayan kim cidden merak konusu? Üstelik siz de hiçbir argüman sunmamışsınız, ad hominem yapmışsınız. Ben x yanlıştır diyorum, siz kalkmış "seni gidi Bill Gates hayranı seni? Kapalı görüşlüsün işte. Bilim TAPICI'sın" gibi bir suçlama ile geliyorsunuz.(Kapalı görüşlü olmak haricindekiler suçlama değil zaten. İsteyen istediğine tapar, istediğine de hayranlık besler.) Buna cevap bile vermeyecektim ama


bunu yazdığınız için penguen gönderisini üstünüze alındığınızı fark ettim. Ben "x yanlıştır" diyorum, bakın doğrusu burada diyorum, siz "sen zaten şöyle şöyle birisin" diyorsunuz. Ben bunun neyine cevap yereyim ki. Dahası "hadi ordan" gönderinizi yazana kadar üstüme de alınmak istememiştim.

Kısacası cevabım size değildi hocam. Yanlış anlaşıldığı için kusura bakmayın. Beni Bill Gates hayranlığı ile(ki değilim), bilim tapıcılığı ile(ki değilim) suçlamak yerine, aşının etkili ve etkin olmadığına dair bir kanıtınız varsa, buna dair bir araştırma varsa buyrun onu paylaşın. Yoksa benim sizinle veya Ersan hocam ile ne alıp veremediğim olabilir Allah aşkına?

Konu bilimin konusu olduğu, düşünce yanılgıları konusunda epey okumuş araştırmış olduğum için de burada doğru bilgiye erişebilmek için ben yazıyorum. Başka bu konulardan hoşlanan, benden daha fazla bilgisi ve enerjisi olan varsa buyursun yazsın, biz de faydalanalım. Eminim yazabilecek arkadaşlar vardır ama hepsi benim gibi işsiz olmayabilir şu sıra. :) Yani araba başlığına yazsaydım da araba tapıcılıkla, Henry Ford'un hayranı olmakla mı suçlanacaktım merak ediyorum. Ya da sanat başlığında bir şeyler konuşsaydık Monet hayranı olmakla mı suçlanacaktım acaba?

Kısacası bu başlığa yazıyor olmak, karşıt görüş sunuyor olmak, ne beni bilim tapıcı yapar, ne de Bill Gates hayranı yapar. Yanlış düşünmüşsünüz.

Sonuç olarak; Ersan hocamıza cevap vererek hocamızı ikna etmek gibi bir amacım olmadığını zaten söylemiştim. İşin aslı isteyen aşı olsun isteyen olmasın. Ama bu karara yanlış bilgiyle, düşünce yanılgılarıyla yola çıkarak ulaşmasın isterim. Hepimiz meslektaşız, forumdaşız, yurttaşız, dahası hepimiz insanız.

Sürç-i lisan eylediysem affola.
 
Son düzenleme:
Aşılara güvenmeyen arkadaşlara tavsiyem biraz istatistik çalışın, korelasyon nedir, nedensellik nedir, safsata nedir, bias nedir bir öğrenin. Bunca bilgi kirliliğinin arasında doğru düşünebilmek için zihninizi eğitin. Doğru mindset'ler kazanmadan, doğru ve yanlış bilgiyi birbirinden ayırabilecek düşünsel enstrümanlara sahip olmadan hepimiz yolumuzu kaybedebiliriz. Söylediklerimi de yanlış anlamayın lütfen, üsttenci bir bakış açısıyla falan söylemiyorum.



Hocam aşı yüzünden değil, aşıya rağmen ölenler olabilir. Bunun ayırdına varmak önemli. Ve aşı yüzde yüz koruma sağlamıyor zaten. Böyle bir iddia yok. Normalde bağışıklık sistemimiz gün içinde vücudumuza giren tonla yabancı maddeyi elimine ediyor. Vücudumuz belirli bir oranda corona virüs ile karşılaştıysa bile bağışıklık sisteminiz onu yok etmiş olabilir yani. Hatta %100 karşılaştınız. Bugün markette covid pozitif biriyle aynı market arabasını tutmuş olma olasılığınız %100. Yani hemen hasta olmuyoruz. Ancak bağışıklık hücrelerinizin yok edemeyeceği çoklukta bir viral yük altındaysanız hasta oluyorsunuz. Aşırı maruziyet bu noktada önemli.

Aşı olduktan sonra ayılanlar bayılanlar oluyor elbette. Bunun aşının muhtevası ile bir ilgisi yok. İnsanlar iğneden, kandan vs. korkabiliyor, tansiyonu düşebiliyor. Aşı olup, aşı yüzünden ölen kimseyi görmedim duymadım. Bu bilgiye nereden ulaştıysanız bizimle de paylaşırsanız sevinirim. Ki aşının amacı o virüsü bağışıklık sisteminize tanıtmak, daha etkili mücadele etmesini sağlamak. Zaten bu yüzden ilk önce viral yük altındaki sağlık çalışanlarından, bağışıklık sistemi zayıf olanlardan ve yaşlılardan başlanıyor aşılama. Sizce aşının öldürücü bir etkisi olsa bu insanlar mı önce aşılanır?

Ek: Yazdıklarımdan alınmaya gücenmeye gerek yok. O kadar hassas olan beyaz show'a gitsin. :D Söylediğim hiçbir şeyi kimse kişisel algılamasın lütfen. Hepimiz doğru bilgiye erişmek istiyoruz, olabildiğince doğru bilgi paylaşmak istiyoruz. Olay bundan ibaret.
Umarım bana söylemiyorsunuzdur. İstatistik dersini aldım. Doktora yaptım. Bu terimleri elbette biliyorum ama sağlıkçılar bile şüpheyle karşılarken ben biliyorum diyerek kesin konuşmuyorum. Bu arada sağlık bilginiz gayet iyiymiş. Bence siz de halkı eğitmek için çaba harcayabilirsiniz. Beyaz Show çoktan bitti. Sevdiğim bir programdır. Bu sizin kendini beğenmişliğinizi ve başkalarını aşağılamaya çalışıyor olmanızı değiştirmiyor.
 
Antarktika’da yaşayan imparator penguenler, hava sıcaklığının kışın eksi 50 dereceye düştüğü, rüzgârınsa saatte 200 kilometre hıza ulaştığı dünyanın bu en soğuk bölgesinde, pek az canlının dayanabileceği şartlar altında yaşıyorlar.

Güney Kutbu’nda sonbahar ayları olan mart ve nisan boyunca, imparator penguenler (Aptenodytes forsteri) okyanusu bırakıp gruplar halinde 100 kilometreyi aşabilen uzun bir yolculuğa koyuluyor ve bazen yürüyerek, bazen de yüzükoyun kayarak üreme alanlarına varıyorlar. Denizin üstündeki kalın buz tabakasının yaza kadar erimediği bu bölgelerde, tüyleri onları sıcak tutsa da soğuk sulara girmelerine henüz imkân vermeyen yavru penguenler güvende oluyor.

Üreme alanındaki dişi penguenler, yaklaşık yarım kilo ağırlığındaki yumurtalarını buzun üzerine düşürmeden dikkatlice eşlerinin ayaklarının üstüne geçiriyor. Ardından, beslenmek ve yumurtadan çıkacak yavrularına yiyecek toplamak için tekrar açık denize dönüyorlar. Görevi eşinden devralan erkek penguenler ise, ortalama 64 gün boyunca yumurtaları ayaklarının üstünde, üzerlerini battaniye gibi örten özel vücut bölgesinin içinde taşıyor. Yumurta buza kısa bir süre dahi temas etse, içindeki yavru ölebilir.

Babalar bu dönemi işbirliği içinde, adeta egolarından sıyrılmış vaziyette geçiriyorlar. Çok soğuk ve fırtınalı günlerde birbirlerine iyice sokulup yanaşarak büyük gruplar oluşturuyorlar. Öyle ki, bir metrekarelik alana 10-12 penguen sıkışabiliyor. Birkaç yıl önce, Almanya’daki Alfred Wegener Kutup ve Deniz Araştırmaları Enstitüsü’nden Dr. Daniel Zitterbart ve ekibi erkek penguenleri görüntüleyerek hareketlerini analiz etti. Zitterbart ve meslektaşları, gruptaki penguenlerin belirli aralıklarla, koordineli şekilde hareket ettiklerini keşfettiler. Penguenlerin 30-60 saniyede bir, sıkışık grubun içinde “Meksika dalgası” gibi hareketlenmeye neden olan küçük adımlar attığını tespit ettiler. Böylece yavaş yavaş grubun düzeni değişiyor, dış kısımlarda kalan hayvanlar daha sıcak iç kısımlara kayıyordu.

Erkek penguenler, üreme alanlarına varmalarının ardından geçen üç ayı aşkın süre içinde ağızlarına tek lokma koymadan “nöbet bekliyor”. İngiltere’deki Open University’nin yayımladığı Animals at the Extremes: Polar Biology (Uçlardaki Hayvanlar: Kutup Biyolojisi) adlı kitapta penguen ve daha başka birçok büyük kutup hayvanının aktif haldeyken ve vücut sıcaklıkları da normale yakın durumdayken uzun süreler aç kaldıkları belirtiliyor. Üreme mevsiminden önce yağlanan ve sonrasında haftalarca aç kalan imparator penguenlerin vücutlarındaki protein kaybının çok az olduğu, oysa şayet insan uzun süre aç kalacak olsa yağ depolarının tükenmesinden çok önce, vücudunda önemli miktarda protein kaybı olacağı ifade ediliyor. Protein kaybının kasların zayıflayıp güçsüzleşmesi, bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara karşı direncinin azalması gibi etkileri oluyor.
İlginç bilgiler.
 
Norvecte pfizer aşısinı olduktan sonra 24 kişi öldü.pfizer açıklama yaptı aşı diğer hastaliklari tetiklemiş olabiir dedi.
Aşıyı sorgulamadan gözü kapalı kabul eden arkadaşlara duyurulur çunku siz vebal ve sorumluluk altindasınız. Allahın verdiği aklı kullanmayıp tvlerin ve medyanın kolesi olduğunuz için.
 
Bu ülkede tekel bi grup olduğu gibi bu sitede de tekel bi grup var, her şeyi onları bilir, konuşma hakları onlara aittir.

Onları iyi tanıyorum, onlar da beni bilir, ya da bilecekler , sözüm onlara, sözümün gittiği yerler bellidir.
 
Umarım bana söylemiyorsunuzdur. İstatistik dersini aldım. Doktora yaptım. Bu terimleri elbette biliyorum ama sağlıkçılar bile şüpheyle karşılarken ben biliyorum diyerek kesin konuşmuyorum. Bu arada sağlık bilginiz gayet iyiymiş. Bence siz de halkı eğitmek için çaba harcayabilirsiniz. Beyaz Show çoktan bitti. Sevdiğim bir programdır. Bu sizin kendini beğenmişliğinizi ve başkalarını aşağılamaya çalışıyor olmanızı değiştirmiyor.

Size söylemiyordum. Bu yüzden gönderinizin altında değil, üstünde paylaştım. Sonra sizin gönderinizi paylaşıp cevap yazdım. Demek ki aynı gönderide iki farklı şey paylaşmamak lazım. Karışabiliyor. Kusura bakmayın.

"Sağlıkçılar bile" derken hepsini kastetmiyorsunuz sanırım. Bir kısmı şüphe ile yaklaşıyor ama bu şüphenin çoğunlukla sürecin yönetimi ve sosyal medyadaki bilgi kirliliği ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Veya artık bilimsel metoddan iyice uzaklaşmış, ideolojik veya belirli bir inanç ekseninde düşünen sağlık çalışanlarının şüphesi olabilir. Kısa süre içerisinde aşıya şüphe ile yaklaşan sağlık çalışanlarının büyük çoğunluğunun ikna olacağını, şüphelerinin gideceğini düşünüyor ve umuyorum.

Şüphe ile yaklaşanları çok iyi anlıyorum ve normal buluyorum. Ancak burada şüpheden ziyade, başlı başına bir reddediş ve karalama var. Çip, mutasyon vs. gibi aslı astarı olmayan saçma sapan iddialar yani. Ben bunlar yanlış diyorum. Aşının "güvenilir" olmadığına dair ortadaki iddiaları destekleyecek bir kanıt olmadığını söylüyorum. Aşının etkili ve etkinliği olduğuna dair bir çok kanıt ve araştırma var. En düşüğü Brezilya'dan geldi ve o bile %50 küsür.

Kimseyi aşağılamaya çalışmıyorum. İnsanlar yanlışlanınca, düşünceleri eleştirilince kızıyorsa, alınganlık gösteriyorsa, iddia ettikleri şey bilgi veya fikir değil inançtır. Bu başlıktaki ilk gönderimde dediğim gibi, bir noktada bilgiye de inanırız. Bilgi de zaman içerisinde inanca dönüşür. Ama o bilginin yanlışlanabilir olması, test edilebilir olması, kanıtlanabilir olması önemli.

Buradaki diyalektiğin doğası gereği inanç çürütüyorum şu an(ya da çürütemiyorum :) ) İnancına(aşı karşıtlığından bahsediyorum) saldırdığım için alınganlık gösteren varsa, buna karşı yapabileceğim hiçbir şey yok. Kişisel olarak kimseye sen şöylesin sen böylesin demedim başlıkta. Düşünce yanılgısı içindeyse düşünce yanılgısı içinde olduğunu söyledim. Bunun için korelasyon, nedensellik, bias vs. gibi konuları araştırmaları gerektiğini söyledim. Bunda ne var?

Hepimiz bir şeylerin cahiliyiz. Bilmiyorum demekten neden korkuyoruz? Bilen bilgisini paylaşsın işte. Bu kadar basit. Bilen bildiğini paylaşıyor diye de kimse kendini beğenmiş veya karşısındakini aşağılamış falan olmuyor. Üzerinde okuduğunuz, araştırdığınız bir konuda, o konuda bilgisi olmayan birine düşüncemizi anlatmaktan, bilgimizi aktarmaktan daha doğal ne olabilir?

Aşı karşıtlığı konusunda forumdaki arkadaşların doğru bilgiye ulaşmalarını sağlamaktan başka bir gayem yok. Sizden de ricam, kişisel algılamamanız, aşı konusunda araştırma, vaka çalışması, konunun uzmanından bilgiler vs. paylaşmanız olur. Kahvehane sohbetlerinden hallice facebook gruplarından alınan ekran görüntüleri doğru bilgi değildir.(Bu son cümle size değil hocam. İmayı sevmem, anlayan anladı. :D)
 
Son düzenleme:
Sinovac firması hakkında bir akış, aşı olmayı düşünen arkadaşlar kaynakları daha titiz inceleyecektir, elbette komplo teorisi de diyebilirsiniz.

https://twitter.com/burak_turna/status/1350162061247000580

Uzun olan bu akışın başlangıcını ekledim, devamını bağlantıda bulabilirsiniz.

https://twitter.com/burak_turna/status/1350162061247000580' Alıntı:
1- Evet, arkadaşlar. Türk milleti çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya. Tüm milletimiz Sinovac isimli bir firma tarafından üretilen bir sıvı ile "aşı" adı altında enjekte edilmek isteniyor. Bu sıvının içinde ne olduğu ve sonuçlarının ne olacağına dair hiç bir fikrimiz yok.
2- Bu firmayı incelediğimizde karşımıza akıl almaz derecede karanlık bir yapı çıkıyor. Ortada açıkçası paravan bir şirket varmış gibi duruyor. Firmanın Başkanı, İdarecisi, Yöneticisi ve sekreteri olan şahıs, aşılarının onayı için Çinli idareciye 9 yıl boyunca rüşvet vermiş.
3- Firmanın idarecilerine baktığımızda hiçbirinin yerleşik idareciler olmadığı, hepsinin çok sayıda başka işinin yanısıra bu işte de imza idarecisi olduğu muhasebeciler olduğu görülüyor. Hatta birisinin şirket emaili bile yok, gmail kullanıyor.
...
 
Size söylemiyordum. Bu yüzden gönderinizin altında değil, üstünde paylaştım. Sonra sizin gönderinizi paylaşıp cevap yazdım. Demek ki aynı gönderide iki farklı şey paylaşmamak lazım. Karışabiliyor. Kusura bakmayın.

"Sağlıkçılar bile" derken hepsini kastetmiyorsunuz sanırım. Bir kısmı şüphe ile yaklaşıyor ama bu şüphenin çoğunlukla sürecin yönetimi ve sosyal medyadaki bilgi kirliliği ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Veya artık bilimsel metoddan iyice uzaklaşmış, ideolojik veya belirli bir inanç ekseninde düşünen sağlık çalışanlarının şüphesi olabilir. Kısa süre içerisinde aşıya şüphe ile yaklaşan sağlık çalışanlarının büyük çoğunluğunun ikna olacağını, şüphelerinin gideceğini düşünüyor ve umuyorum.

Şüphe ile yaklaşanları çok iyi anlıyorum ve normal buluyorum. Ancak burada şüpheden ziyade, başlı başına bir reddediş ve karalama var. Çip, mutasyon vs. gibi aslı astarı olmayan saçma sapan iddialar yani. Ben bunlar yanlış diyorum. Aşının "güvenilir" olmadığına dair ortadaki iddiaları destekleyecek bir kanıt olmadığını söylüyorum. Aşının etkili ve etkinliği olduğuna dair bir çok kanıt ve araştırma var. En düşüğü Brezilya'dan geldi ve o bile %50 küsür.

Kimseyi aşağılamaya çalışmıyorum. İnsanlar yanlışlanınca, düşünceleri eleştirilince kızıyorsa, alınganlık gösteriyorsa, iddia ettikleri şey bilgi veya fikir değil inançtır. Bu başlıktaki ilk gönderimde dediğim gibi, bir noktada bilgiye de inanırız. Bilgi de zaman içerisinde inanca dönüşür. Ama o bilginin yanlışlanabilir olması, test edilebilir olması, kanıtlanabilir olması önemli.

Buradaki diyalektiğin doğası gereği inanç çürütüyorum şu an(ya da çürütemiyorum :) ) İnancına(aşı karşıtlığından bahsediyorum) saldırdığım için alınganlık gösteren varsa, buna karşı yapabileceğim hiçbir şey yok. Kişisel olarak kimseye sen şöylesin sen böylesin demedim başlıkta. Düşünce yanılgısı içindeyse düşünce yanılgısı içinde olduğunu söyledim. Bunun için korelasyon, nedensellik, bias vs. gibi konuları araştırmaları gerektiğini söyledim. Bunda ne var?

Hepimiz bir şeylerin cahiliyiz. Bilmiyorum demekten neden korkuyoruz? Bilen bilgisini paylaşsın işte. Bu kadar basit. Bilen bildiğini paylaşıyor diye de kimse kendini beğenmiş veya karşısındakini aşağılamış falan olmuyor. Üzerinde okuduğunuz, araştırdığınız bir konuda, o konuda bilgisi olmayan birine düşüncemizi anlatmaktan, bilgimizi aktarmaktan daha doğal ne olabilir?

Aşı karşıtlığı konusunda forumdaki arkadaşların doğru bilgiye ulaşmalarını sağlamaktan başka bir gayem yok. Sizden de ricam, kişisel algılamamanız, aşı konusunda araştırma, vaka çalışması, konunun uzmanından bilgiler vs. paylaşmanız olur. Kahvehane sohbetlerinden hallice facebook gruplarından alınan ekran görüntüleri doğru bilgi değildir.(Bu son cümle size değil hocam. İmayı sevmem, anlayan anladı. :D)
Anladım sizi. Umarım aşı beklendiği gibi faydalı olur.
Çok fazla ince ince düşünüyorsunuz hocam. Kelime kelime okuyup karşılık veriyorsunuz.
 
Çin merkezli biyoteknoloji şirketi Sinovac, Türkiye'nin de sipariş ettiği koronavirüs aşısının ikinci dozunu üç hafta sonra alan kişilerde aşının yüzde 70 civarında koruma sağlandığını tespit ettiklerini duyurdu. Çin merkezli biyoteknoloji şirketi Sinovac, koronavirüse karşı geliştirilen Coronavac aşısının iki dozu arasındaki sürenin artırılmasının aşının etkisini de artırabileceğini açıkladı.

https://www.reuters.com/article/us-health-coronavirus-vaccine-sinovac-idUKKBN29N141
 
DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus: Kovid-19 aşısı tedarikinde dünya feci bir ahlaki başarısızlığın eşiğinde
DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, Kovid-19'a karşı yüksek gelirli en az 49 ülkede 39 milyon dozdan fazla aşı yapıldığını belirterek, yoksul ülkelere aşı tedarikinde ise "dünyanın feci bir ahlaki başarısızlığın eşiğinde" olduğu uyarısında bulundu.

AA
 
Geri
Üst