OKULLARA BİLGİSAYARLAR BOŞUNA MI ALINDI
Milli Eğitimi Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ile İşbirliği yaparak Fatih Projesini başlattı. Proje kapsamında Bakanlığın 620 bin dersliğe projeksyon ve dizüstü bilgisayar 60 bin okula Akıllı Bt sınıfı donatılması ve eğitimin e-ortamlarda yapılabilmesinin sağlanması gibi konular var. Ama ortada çok büyük bir sorun var.
Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü ve Personel Genel Müdürlüğü yani bunların toplamında Milli Eğitim Bakanlığının Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerine bakış açısı. Bakanlığın il ve ilçelerde teknolojiyi öğretmenlere kullandırtması noktasında en büyük yardımcısı olan Bilişim Teknolojileri öğretmenlerinin son beş yılda başına gelmeyen kalmadı. Şimdi şöyle bir bakalım.
Önce ilköğretimde bilişim teknolojileri derslerinde öğrencilere not verme yetkisi ellerinden alındı ve ders seçmeli hale getirildi. Bu sayede okullarda Bilişim teknolojileri dersi isteğe bağlı olarak verilmeye başlandı. Bir süre böyle gittikten sonra haftada 2 saat olan bilişim tekolojieri dersi ilköğretim 6,7,ve 8. Sınıflarda 1 saate indirildi ve bilişim teknolojieri öğretmenleri not verip öğrenciyi değerlendiremedikleri ders sayısında düşü meydana geldi. Bir çok okulda maaş karşılığı çalışmaya başladılar. Bir süre sonra ilköğretim 1,2,3,4 ve 5. Sınıflarda bilişim tekolojieri dersi kaldırılarak serbest etkinlik adı altında birleştirildi. Bu noktadan sonra Türkiye'deki hemen hemen bütün ilköğretim okullarında toplam ders saati 21 in altına düştüğü için bilişim teknolojieri öğretmenleri norm fazlası durumuna düşerek maaşlarını hak etmek için ya okul formatörü (bu konu bir sonraki paragrafta açıklanacak) olmak zorunda bırakıldılar ya da okul okul gezmek zorunda kaldılar.
Bunların ötesinde, Eğitim teknolojileri Genel Müdürlüğü 2009 yılında bir yazı yayımlayarak ilköğretimdeki bilişim teknolojieri öğretmenlerini zorunlu olarak formatör yaptı. (ek 1) Buna göre asli görevi öğretmen olan bu kişiler okulları teknolojik işlerini yapmak zorunda kaldılar. İl ve ilçelerde özellikle küçük yerlerde okul idaresinin memuru gibi çalışmak zorunda bırakıldılar. Fotokopi çekmekten ek ders bordrosu hazırlamaya hatta ilçede sayıları az ise muhtarlıktan nufus müdürlüğüne kadar bir çok yere teknik servis hizmeti vermeye zorlandılar. Genelde genç olan bilişim teknolojileri öğretmenleri özlük haklarını pek bilmediklerinden okul idarecilerine boyun eğdiler. Zira görev alamamaları demek bi nevi sürgün gbi oluyordu. Ama bu noktada şöyle bir problem ortaya çıktı zorunlu olarak görevlendirilen okul formatörleri en fazla 30 saatin karşılığı devletten maaş alırken mecburi olarak haftada 40 saat (08:00-17:00 arası) çalışmaya zorlandılar. Yani ücretini alamadan haftada 10 saat fazla mesayi yaptılar ve hala yapmaktalar. Anayasada angarya yasak olmasına rağmen bu durum devam etmekte. Bu arada milli eğitim bakanlığı hizmetiçi kurslar açarak branşı başka olan öğretmenlere 120 saatlik bir eğitim vererek onlara da formatörlük hakkı verdi ve diğer branştan öğretmenlerin derse girmeden bilişim teknolojieri öğretmeni gibi çalışmasına olanak sağlandı. Daha sonra (ek 2) personel genel müdürlüğü bir yazı yollayarak bir velinin şikayeti üzerine derslerin boş geçtiği anlaşıldığı ve bunun üzerine formatör öğretmenlerin asli görevi olan derslerine girmek zorunda oldukları ama geri kalan boş zamanlarda ise formatörlük yapmaları gerektiğini belirtti bunun anlamı şu idi önce derslere girilecek ders bitince (30 saat olsa bile) diğer öğretmenler evlerine giderken formatör öğretmen eve gidemeyecek 10 saat daha okulda beklemesi gerekecekti. Daha sonra birde bunların üstüne eğitim teknolojieri genel müdürlüğü bilişim teknolojileri sınıflarının halka açılması gerektiğini belirten bir yazı yayımladı (ek-3) Yani tüm bu yükümlülüklerin üzerine formatör öğretmeni bilişim teknolojileri öğretmeni derse girecek okulda duracak ve bt sınıfını vatandaşlara açarak onların internete girmesini sağlayacaktı. Tabi bununla ilgili kaynak ve ödeme olmadan. Öğretmenler tüm bu sorumluluklarla uğraşırken ve ders yükü düşmüş ya formatör öğretmen olaya zorlanmış ya da okul okul gezdirilirken illerde bazı farklılıklar meydana geldi . Ek-1 de bahsedilen yazı da görevlendirilmelere yılda 2 defa otomatikman yapılması gerekir diye yazmışken bazı il milli eğitim müdürlükleri örneğin Şanlıurfa, "ben görevlendirme yapmıyorum formatör öğretmen nedir ki" diyerek bakanlığın yazısını görmezden geldi.
Bu süreçte tüm bu reklamlar teknolojiye yapılan yatırımlar tamamen göz boyamadan öteye gidememekte. Kendi öğretmenini angarya çalıştıran ÖĞRETMEN statüsünde olmasına rağmen teknik eleman gibi gösteren bakanlık, tüm bu sorunları görmezden gelmekte. Kimi illerde zorunlu olarak formatör yapılan kimi illerde "siz bu okulda fazlasınız" denilerek okul okul gezdirilen bu arada da statüsü ne olursa olsun her türlü teknolojik işlerde işçi gibi çalıştırlan bilişim teknolojieri öğretmenlerini durumdan rahatsız. Öğretmenler Milli Eğitim'in acilen sorunlarını çözmesini istiyor.
Odatv.com
Milli Eğitimi Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ile İşbirliği yaparak Fatih Projesini başlattı. Proje kapsamında Bakanlığın 620 bin dersliğe projeksyon ve dizüstü bilgisayar 60 bin okula Akıllı Bt sınıfı donatılması ve eğitimin e-ortamlarda yapılabilmesinin sağlanması gibi konular var. Ama ortada çok büyük bir sorun var.
Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü ve Personel Genel Müdürlüğü yani bunların toplamında Milli Eğitim Bakanlığının Bilişim Teknolojileri Öğretmenlerine bakış açısı. Bakanlığın il ve ilçelerde teknolojiyi öğretmenlere kullandırtması noktasında en büyük yardımcısı olan Bilişim Teknolojileri öğretmenlerinin son beş yılda başına gelmeyen kalmadı. Şimdi şöyle bir bakalım.
Önce ilköğretimde bilişim teknolojileri derslerinde öğrencilere not verme yetkisi ellerinden alındı ve ders seçmeli hale getirildi. Bu sayede okullarda Bilişim teknolojileri dersi isteğe bağlı olarak verilmeye başlandı. Bir süre böyle gittikten sonra haftada 2 saat olan bilişim tekolojieri dersi ilköğretim 6,7,ve 8. Sınıflarda 1 saate indirildi ve bilişim teknolojieri öğretmenleri not verip öğrenciyi değerlendiremedikleri ders sayısında düşü meydana geldi. Bir çok okulda maaş karşılığı çalışmaya başladılar. Bir süre sonra ilköğretim 1,2,3,4 ve 5. Sınıflarda bilişim tekolojieri dersi kaldırılarak serbest etkinlik adı altında birleştirildi. Bu noktadan sonra Türkiye'deki hemen hemen bütün ilköğretim okullarında toplam ders saati 21 in altına düştüğü için bilişim teknolojieri öğretmenleri norm fazlası durumuna düşerek maaşlarını hak etmek için ya okul formatörü (bu konu bir sonraki paragrafta açıklanacak) olmak zorunda bırakıldılar ya da okul okul gezmek zorunda kaldılar.
Bunların ötesinde, Eğitim teknolojileri Genel Müdürlüğü 2009 yılında bir yazı yayımlayarak ilköğretimdeki bilişim teknolojieri öğretmenlerini zorunlu olarak formatör yaptı. (ek 1) Buna göre asli görevi öğretmen olan bu kişiler okulları teknolojik işlerini yapmak zorunda kaldılar. İl ve ilçelerde özellikle küçük yerlerde okul idaresinin memuru gibi çalışmak zorunda bırakıldılar. Fotokopi çekmekten ek ders bordrosu hazırlamaya hatta ilçede sayıları az ise muhtarlıktan nufus müdürlüğüne kadar bir çok yere teknik servis hizmeti vermeye zorlandılar. Genelde genç olan bilişim teknolojileri öğretmenleri özlük haklarını pek bilmediklerinden okul idarecilerine boyun eğdiler. Zira görev alamamaları demek bi nevi sürgün gbi oluyordu. Ama bu noktada şöyle bir problem ortaya çıktı zorunlu olarak görevlendirilen okul formatörleri en fazla 30 saatin karşılığı devletten maaş alırken mecburi olarak haftada 40 saat (08:00-17:00 arası) çalışmaya zorlandılar. Yani ücretini alamadan haftada 10 saat fazla mesayi yaptılar ve hala yapmaktalar. Anayasada angarya yasak olmasına rağmen bu durum devam etmekte. Bu arada milli eğitim bakanlığı hizmetiçi kurslar açarak branşı başka olan öğretmenlere 120 saatlik bir eğitim vererek onlara da formatörlük hakkı verdi ve diğer branştan öğretmenlerin derse girmeden bilişim teknolojieri öğretmeni gibi çalışmasına olanak sağlandı. Daha sonra (ek 2) personel genel müdürlüğü bir yazı yollayarak bir velinin şikayeti üzerine derslerin boş geçtiği anlaşıldığı ve bunun üzerine formatör öğretmenlerin asli görevi olan derslerine girmek zorunda oldukları ama geri kalan boş zamanlarda ise formatörlük yapmaları gerektiğini belirtti bunun anlamı şu idi önce derslere girilecek ders bitince (30 saat olsa bile) diğer öğretmenler evlerine giderken formatör öğretmen eve gidemeyecek 10 saat daha okulda beklemesi gerekecekti. Daha sonra birde bunların üstüne eğitim teknolojieri genel müdürlüğü bilişim teknolojileri sınıflarının halka açılması gerektiğini belirten bir yazı yayımladı (ek-3) Yani tüm bu yükümlülüklerin üzerine formatör öğretmeni bilişim teknolojileri öğretmeni derse girecek okulda duracak ve bt sınıfını vatandaşlara açarak onların internete girmesini sağlayacaktı. Tabi bununla ilgili kaynak ve ödeme olmadan. Öğretmenler tüm bu sorumluluklarla uğraşırken ve ders yükü düşmüş ya formatör öğretmen olaya zorlanmış ya da okul okul gezdirilirken illerde bazı farklılıklar meydana geldi . Ek-1 de bahsedilen yazı da görevlendirilmelere yılda 2 defa otomatikman yapılması gerekir diye yazmışken bazı il milli eğitim müdürlükleri örneğin Şanlıurfa, "ben görevlendirme yapmıyorum formatör öğretmen nedir ki" diyerek bakanlığın yazısını görmezden geldi.
Bu süreçte tüm bu reklamlar teknolojiye yapılan yatırımlar tamamen göz boyamadan öteye gidememekte. Kendi öğretmenini angarya çalıştıran ÖĞRETMEN statüsünde olmasına rağmen teknik eleman gibi gösteren bakanlık, tüm bu sorunları görmezden gelmekte. Kimi illerde zorunlu olarak formatör yapılan kimi illerde "siz bu okulda fazlasınız" denilerek okul okul gezdirilen bu arada da statüsü ne olursa olsun her türlü teknolojik işlerde işçi gibi çalıştırlan bilişim teknolojieri öğretmenlerini durumdan rahatsız. Öğretmenler Milli Eğitim'in acilen sorunlarını çözmesini istiyor.
Odatv.com