Okulların açılma süreci neden velinin elinde

Kodla Büyü

mysybl

Aktif Üye
Mesajlar
204
Merhabalar..öğretmen camiasından olarak bu konudaki goruslerinizi almak istiyorum...
Okulların açılma süreci neden velilere bırakılıyor ve bunu doğru buluyor musunuz..
3.siniftaki yavrumu geçen dönem okullairn açık oldugu dönemde göndermek istedik ..öğretmen toplanti yapti ... Önden bazıları ile gorusmus belli ki..toplanti tamamen uzaktan eğitim kararının tercih edilmesi üzerine yönlendirme ile gecti...sınıfın cogu velisi de öğretmen olunca söz alıp biz göndermek istiyoruz öğrenme tek boyutlu değildir ekran bağımlılığı da oluyor diyerek bu konunun tartışılmasını istedim..sozumu kesti ogretmenimiz....nitekim tereddütsüz çoğunluk uzaktan eğitimi tercih etti öğretmenimiz zaten açık açık yönlendirdi... Uzatmadik ..öğretmeniz gerçekten kaliteli bir eğitimcidir de saygı duyduk...sustuk.. uzaktan eğitim karari alındı..
Geldik bu dönemde açılma durumu var yine ya gerçi her şey değişecek muhtemelen..
Bu arada kötü bir deprem atlattık sel gök gurlemeleri yağmurlar derken kızımda o kaygıyı çok net görüyorum... Gereksiz beklemediğimiz kaygılı tepkiler veriyor olmadık şeylere.. dedik fiziksel sağlık önemli... ileride hayatına iz kalacak psikolojik sağlık da çok önemli bu dönem kesin göndereceğiz..
Yine toplantı yapildi...sadece iki kişi göndermek istiyoruz biz ve sınıfın en ilgisiz annesinin çocuğu... Öğretmen son derece duygusal acindirmali konuşmalar yapıyor... Bir hemsireye söz verdi o son derece dramatik korkutucu korkunç çocuklar üzerinde etkisinin kötüye gittiğine dair uzun uzun hatta fazlaca uzun konuşmalar yaptı... Asla konuşmadım özellikle konuşmamın beklendiğini farkettim...gereksiz olacaktı...polemik olacaktı... 15e yakın öğretmenin içinde tek ben nasıl böyle düşünürüm eşimle diye şaştım... Dün akşam haburturk te iki bilim kurulu üyesinin olduğu progrmai izlemiştim programda okullar bulaş in en az olduğu yerlerdir dedi...öğretmenimiz tam tersini söyledi...yine konuşmadım..
İngiltere'de ki arkadaşımı aradım kendisi öğretmenlik eğitimi alıyor yani okullarda yardımcı öğretmen siz de durum ne dedim... Biz de okullar en son kapanır ilk açılır dedi... Seçim ogrretmene ya da veliye bırakılmaz dedi... bir arastirma yapmışlar anasınıfı çocukları üzerinde uzakatan eğitim olanlar la yüzyüze eğitim alanlar arasında uzaktan eğitim psikomotor algılama gibi bir çok alanda gerileme varmış... Olayı da anlattım dedim biz bunları iki gün sınıfın yarısı için tartışıyoruz...orda ise sınıf otuz kişi (oğlunun) beş gün devam varmış...

Ohh çok uzun oldu evet pandemi de yalnız kaldım buralarda uzun yazıyorum bayadir ...
Saygılar hepinize
 
Son düzenleme:
çok şey düşününce hemen yazmak istiyorum yazdıklarım anlamsız ve hatalı olabilir kusura bakmayın...
Eşim saçları uzundur ben de öyle şu an hepten uzattık bir senedir o da ben de Berber kuaför gitmedik büyüklerimizi ziyaretlere mümkün olduğunca gitmiyoruz...doğum günlerini en fazla kardeşimle kutladık... Ama bu korkan veliler kalabalık doğum günleri yapıyor kuaförlerde saç kesitip boyatiyor (öğretmenimiz de).. oğlumu da açık olduğu dönemde gönderdik alınan tedbirleri de az çok biliyoruz.. şükür sıkıntı yasamadik
 
Acı ama gerçek şu öğretmenim: öğretmenlik diğer meslekler gibi meta ( mal,hizmet) haline dönüştü, bu dönüşümün ticaretteki tanımı veli öğrenci müşteri bizlerde hizmet ediyoruz ( müşteri daima haklıdır). Birisine öğretmenim desen ağzınla kuş tutsan pandemi günlerinde çalışmadan aldığımız maaş, normal şartlarda tatilimiz konuşuluyor.. bugünler iyi günlerimiz gelecekte bugünleri mumla arayacağız
 
Bahsettiğiniz bazı bilim kurulu üyelerinin dediği gibi, okullar belki virüsün bulaşması açısından en risksiz yerlerdir ama bakanlık da sonuçta o bilim kurulunun dediklerine bakıyor, demek ki hepsi aynı düşünmüyor ya da oluşan hareketlilikte bir risk görüyorlar, geliş gidiş vs.

Bu konuda tavsiyem bilimsel bilgiye göre hareket edenlere inanmanız ve güvenmeniz. Uzaktan eğitim diyorlar sonuçta ellerinde veri var, bilim kurulunun görüşleri var, biz onlardan iyi mi bileceğiz? Yani medyadaki bir takım komplocu görüşlere göre hareket edemeyiz. Hafta sonu yasak diyecekler, restoran kafe kapalı diyecekler biz inanmak zorundayız, bizim elimizde onlardaki veri yok ki sonuçta onlar uzmanı bu işin, verilere dayalı her şey bilimsel. (bu paragraf ironiydi.)

Bu işin algısı ne yönde ise toplumun geneli de o yönde hassasiyet gösteriyor bu son derece normal. O öğretmenin de kendine göre haklı sebepleri olabilir. Can korkusu bu. Ben politikacıların da bu duruma uyum sağladıklarını düşünüyorum. Tabi bazı noktalarda samimi olmadıkları için yeteri kadar uyum sağlayamamaktan kaynaklı durum komik hal alabiliyor. Ama yasak koymasalar herkes ölüyor neden dışardayız diyecek, millet gözü yollarda kargodan aşı bekliyor. Yasak mı istiyorsun al sana yasak, aşı mı istiyorsun al sana aşı, ne istiyorsan ondan. Ama önce istemen gerekeni algılaman gerek.

Velhasılı algı değişince ne o öğretmen durabilir yüz yüze eğitime karşı ne de başkası. Şu ortamda belki de kimseye kabahat bulmamak lazım.
 
Yoo kimseye kabahat buluyo değilim aksine bu konunun enine boyuna konuşulmamasi beni rahatsiz eden tek bir çizgi üzerinden bakılarak gidilmesi... Oğretmenimiz içinde bulunduğu başka bir grupta a kursuna gonderebilirsiniz güvenilir diye teşvik ediyor... Ya da uzaktan eğitim savunucusu bir velimiz her gün çocuğunun bölgenin yoğun bir parkinda arkadaşlarıyla oyunlar oynarken video atıyor... Amacım fikir ve bakış açısı almak... Ve kendi çocuğumda gördüğüm üzre çocuklarımızın psikolojisi üzerine etkilerini konusabilmek..
Zaten en son ki verilerle açılmasını da beklemiyorum kendi ilimiz için...
 
Son düzenleme:
Öğretmene , veliye kim soruyor onu anlamadım, yukarıdan uzaktan eğitim yapılacak denildiği zaman yapılır.
 
Velilerin uzaktan eğitime karar vermesi diye bir hak hiçbir zaman verilmedi
Okulların açık olduğu zaman, uzaktan eğitime geçilmesi ancak o yerleşim biriminde bir karantina durumu varsa uygulandı
 
Bakanlık uzaktan eğitim kararı almışken veliler olarak yüzyüze eğitim seçseydiniz nasıl okula yollayacaktınız? Ben olayı daha tam çözemedim. Orada bir karışıklık var ama...
 
Merhabalar..öğretmen camiasından olarak bu konudaki goruslerinizi almak istiyorum...
Okulların açılma süreci neden velilere bırakılıyor ve bunu doğru buluyor musunuz..
3.siniftaki yavrumu geçen dönem okullairn açık oldugu dönemde göndermek istedik ..öğretmen toplanti yapti ... Önden bazıları ile gorusmus belli ki..toplanti tamamen uzaktan eğitim kararının tercih edilmesi üzerine yönlendirme ile gecti...sınıfın cogu velisi de öğretmen olunca söz alıp biz göndermek istiyoruz öğrenme tek boyutlu değildir ekran bağımlılığı da oluyor diyerek bu konunun tartışılmasını istedim..sozumu kesti ogretmenimiz....nitekim tereddütsüz çoğunluk uzaktan eğitimi tercih etti öğretmenimiz zaten açık açık yönlendirdi... Uzatmadik ..öğretmeniz gerçekten kaliteli bir eğitimcidir de saygı duyduk...sustuk.. uzaktan eğitim karari alındı..
Geldik bu dönemde açılma durumu var yine ya gerçi her şey değişecek muhtemelen..
Bu arada kötü bir deprem atlattık sel gök gurlemeleri yağmurlar derken kızımda o kaygıyı çok net görüyorum... Gereksiz beklemediğimiz kaygılı tepkiler veriyor olmadık şeylere.. dedik fiziksel sağlık önemli... ileride hayatına iz kalacak psikolojik sağlık da çok önemli bu dönem kesin göndereceğiz..
Yine toplantı yapildi...sadece iki kişi göndermek istiyoruz biz ve sınıfın en ilgisiz annesinin çocuğu... Öğretmen son derece duygusal acindirmali konuşmalar yapıyor... Bir hemsireye söz verdi o son derece dramatik korkutucu korkunç çocuklar üzerinde etkisinin kötüye gittiğine dair uzun uzun hatta fazlaca uzun konuşmalar yaptı... Asla konuşmadım özellikle konuşmamın beklendiğini farkettim...gereksiz olacaktı...polemik olacaktı... 15e yakın öğretmenin içinde tek ben nasıl böyle düşünürüm eşimle diye şaştım... Dün akşam haburturk te iki bilim kurulu üyesinin olduğu progrmai izlemiştim programda okullar bulaş in en az olduğu yerlerdir dedi...öğretmenimiz tam tersini söyledi...yine konuşmadım..
İngiltere'de ki arkadaşımı aradım kendisi öğretmenlik eğitimi alıyor yani okullarda yardımcı öğretmen siz de durum ne dedim... Biz de okullar en son kapanır ilk açılır dedi... Seçim ogrretmene ya da veliye bırakılmaz dedi... bir arastirma yapmışlar anasınıfı çocukları üzerinde uzakatan eğitim olanlar la yüzyüze eğitim alanlar arasında uzaktan eğitim psikomotor algılama gibi bir çok alanda gerileme varmış... Olayı da anlattım dedim biz bunları iki gün sınıfın yarısı için tartışıyoruz...orda ise sınıf otuz kişi (oğlunun) beş gün devam varmış...

Ohh çok uzun oldu evet pandemi de yalnız kaldım buralarda uzun yazıyorum bayadir ...
Saygılar hepinize
Hocam arkadaşlar da düzeltmiş, veliye çocuğunu okula göndermeme hakkı verildi, o çocuklara da uzaktan eğitim verilecek ayrıca, dolayısıyla dersler de hibrit yani yüzyüze ve uzaktan olarak ayarlandı çoğu okulca. Benim çocuk bire gidiyor, 28 kişilik sınıfta 2 veli yüzyüze derse katılmasına izin vermemişti ilk dönem hibrit eğitim başladığında. Şimdi ilkokullar açılınca ilk dönemki gibi 2 gün okula gidecek, 2-3 gün uzaktan alacaklar, bugünkü kararlar beklendiği için ne olur bilemeyiz tabi. İlinizdeki duruma göre eğer açılırsa çocuğunuzun sınıfı, yüzyüze derslere gönderebilirsiniz. Ama ben okulların güvenli olduğu kısmına katılmıyorum. Geçen dönem hele hele kantinler de açılınca ilkokul 1 çocuğu elinde simit, poça yiye yiye koridorda dolaşıyordu, yanından geçerken hapşıranlar, koşmadan kaynaklı toz kalkması vs. İlk bir kaç hafta öğretmen arkadaşlar tenefüslerde bile yalnız bırakmadılar ama sonra gevşettiler. Benim evimin dibinde çocuk parkı var, hava güneşli ise hep dolu, neyseki benim çocuk işin bilincinde, hatta dün, sokağa çıkma yasağı var bunlar niye burdalar diye bana soruyordu yasaklar kalktı mı yoksa diye. Polisi de aramıştık daha önce, gelen giden olmadı. Polis de artık bıktı.
 
  • Beğen
Tepkiler: omd
Arkadaşların da dediği gibi veliye sadece öğrenciyi gönderip göndermeme hakkı verildi. Öğretmen ne derse desin okulda olup dersi yüz yüze vermek zorunda. Veli istedi uzaktan yapacağım deme hakkı yoktu bildiğim. Bizde gittik okula 2 3 öğrencimiz vardı görevimizi yaptık. Oğlumu da kızımı da gönderdim öğretmeni de geldi anlattı.

Siz gönderin o öğretmen mecbur dersini yapacak yok öyle bir dünya.
 
  • Beğen
Tepkiler: omd
Şimdi anladım ilkokulların açılması süreci için toplantı yapmışlar demek.
 
Evet arkadaşlar özür dilerim hızlıca yazmışım açıklayaci olmamış yazım... Bazı arkadaşlar anlayamamış ...gecen dönem bakanlığın yüzyüze eğitim yapabilirsiniz dediği süreçte yaşandı bunlar... Şu an da böyle bir donemdeyiz malum okulların yüzyüze açılma ihtimali var... tabi ki bakanlık tamamen uzaktan eğitim yapacağız dediğinde bizim diyecek bir sözümüz olmaz lakin bakanlık isteyenler yuz yuzeye geçebilir diyor..
Lakin bizim sınıf toplantısı öyle geçmedi geçen dönem..
Herkesin zorunlu uzaktan eğitimi tercih etmesi üzerine ayarlanmış bir toplantı idi ve öyle de oldu..
Ben ama bu dönem çocuğumun fiziksel aktivite eksikliği psikolojik etkenler gibi sebeplerle yüzyüze eğitime başlatma taraftarıyım ... Ama sadece ben mi böyle düşünüyorum diye sormak istedim ...
Ayrıca eğitimin veli tercihine bırakılmayacak bir konu olduğunu da dusunuyorum
 
  • Beğen
Tepkiler: omd
Okullar bulaşsın en fazla olduğu yerdir. Çocuklara test yapılmadığı için okullarda bulaşma durumu ölçülemiyor. 2 hafta okullar açık kaldığı dönemde okulda 10 öğretmen covid olduk. Kapalı olduğu dönemde sadece 1 öğretmen covid oldu. Okullar martta açılırsa nisanda kapanır. Nisanda açılırsa temmuza kadar açık kalır. 1 ay daha beklenmeli
 
... 1 ay daha beklenmeli...
1 ay sonra da birşeyin değişeceğini sanmıyorum.Önümüzdeki 2 hafta çok önemli diye diye 1 yılı devirdik. Bi açma bi kapama, yok açılıyor mu yok kapanıyor mu gibi durumların bile bilerek yapıldığını, toplumu germemek adına, tabiri caizse, "gaz alma" olarak görüyorum.
 
Hocama katılıyorum geçen yıl nisan da diyorduk ki az sabır geçecek ama geçmeyecek...bunu birçok yerden dinleyebiliyoruz.cok uzun yıllar sürecek bir hastalık beş on yıl cocgunuzu uzaktan eğitimle devam ettirmek istiyor musunuz.. Parklar döluyken...site bahçeleri doluyken... berberlerde kuaförlerde mesafesiz durabiliyorken...
 
Evet arkadaşlar özür dilerim hızlıca yazmışım açıklayaci olmamış yazım... Bazı arkadaşlar anlayamamış ...gecen dönem bakanlığın yüzyüze eğitim yapabilirsiniz dediği süreçte yaşandı bunlar... Şu an da böyle bir donemdeyiz malum okulların yüzyüze açılma ihtimali var... tabi ki bakanlık tamamen uzaktan eğitim yapacağız dediğinde bizim diyecek bir sözümüz olmaz lakin bakanlık isteyenler yuz yuzeye geçebilir diyor..
Lakin bizim sınıf toplantısı öyle geçmedi geçen dönem..
Herkesin zorunlu uzaktan eğitimi tercih etmesi üzerine ayarlanmış bir toplantı idi ve öyle de oldu..
Ben ama bu dönem çocuğumun fiziksel aktivite eksikliği psikolojik etkenler gibi sebeplerle yüzyüze eğitime başlatma taraftarıyım ... Ama sadece ben mi böyle düşünüyorum diye sormak istedim ...
Ayrıca eğitimin veli tercihine bırakılmayacak bir konu olduğunu da dusunuyorum
Bakanlık istenirse yüzyüze eğitime geçilebilir demiyor hocam. İlin durumuna göre il Hıfzıssıhha kurulu karar verecek diyor. Eğer il şu şu şartlarda okulu açabiliriz derse veli biz istemiyoruz okulumuz uzaktan olsun deme hakkı yok. Okul açılacak kurallar çerçevesinde ama veli isterse gönderecek fark bu. Okula 1 öğrenci mi gelir 10 öğrenci mi gelir işte o velinin kararı. Öğretmen derse gidecek orası kesin. Bu durum geçen dönem açılan sınıflar içinde geçerli idi. Öğretmen karar aldık uzaktan eğitime devam diyemez. Yüzyüze + canlı dersti açık sınıflar için.
 
Çünkü öğrenciler öğretmenler gibi sahipsiz değil. Öğretmeni ölüme göndermek kolay, öğrenciyi değil.
 
İlin durumuna göre il Hıfzıssıhha kurulu karar verecek diyor.

Bunu yaşıyoruz.. "Köy okulları açılacak" denince okulumuz 15 Şubattan beri açık. Köy aslında majalle yapılmış. 4000 civarı nüfusu var. 9 derslik var, 250 civarı öğrenci. Pandemiye göre hesaplanan sınıf kapasiteleri 10 hesaplanmış. Şimdi sınıflatda en düşük öğrenci sayısı 25! Aynı sırada 2 kişi oturmak zorunda kalan öğrenciler var. Okulda tek oturtmak için yeterli sıra yok. Olsa da kalbalık sınıflara 30 tane sıra yerleştiremezsin, sınıfa sığmıyor.
Öğretmenler odası küçük, mesafesiz 10 öğretmen anca sığıyor. Otusan dipdibe. Orurmasa başka uygun alan yok. Ya dışarı çıkacaksın, ya sınıfta duracaksın ya da kridorda...
 
Bunu yaşıyoruz.. "Köy okulları açılacak" denince okulumuz 15 Şubattan beri açık. Köy aslında majalle yapılmış. 4000 civarı nüfusu var. 9 derslik var, 250 civarı öğrenci. Pandemiye göre hesaplanan sınıf kapasiteleri 10 hesaplanmış. Şimdi sınıflatda en düşük öğrenci sayısı 25! Aynı sırada 2 kişi oturmak zorunda kalan öğrenciler var. Okulda tek oturtmak için yeterli sıra yok. Olsa da kalbalık sınıflara 30 tane sıra yerleştiremezsin, sınıfa sığmıyor.
Öğretmenler odası küçük, mesafesiz 10 öğretmen anca sığıyor. Otusan dipdibe. Orurmasa başka uygun alan yok. Ya dışarı çıkacaksın, ya sınıfta duracaksın ya da kridorda...
maalesef hocam o tür sorunlar da ayrıca ele alınmalı ama neyse.
 
Bahsettiğiniz bazı bilim kurulu üyelerinin dediği gibi, okullar belki virüsün bulaşması açısından en risksiz yerlerdir ama bakanlık da sonuçta o bilim kurulunun dediklerine bakıyor, demek ki hepsi aynı düşünmüyor ya da oluşan hareketlilikte bir risk görüyorlar, geliş gidiş vs.

Bu konuda tavsiyem bilimsel bilgiye göre hareket edenlere inanmanız ve güvenmeniz. Uzaktan eğitim diyorlar sonuçta ellerinde veri var, bilim kurulunun görüşleri var, biz onlardan iyi mi bileceğiz? Yani medyadaki bir takım komplocu görüşlere göre hareket edemeyiz. Hafta sonu yasak diyecekler, restoran kafe kapalı diyecekler biz inanmak zorundayız, bizim elimizde onlardaki veri yok ki sonuçta onlar uzmanı bu işin, verilere dayalı her şey bilimsel. (bu paragraf ironiydi.)

Bu işin algısı ne yönde ise toplumun geneli de o yönde hassasiyet gösteriyor bu son derece normal. O öğretmenin de kendine göre haklı sebepleri olabilir. Can korkusu bu. Ben politikacıların da bu duruma uyum sağladıklarını düşünüyorum. Tabi bazı noktalarda samimi olmadıkları için yeteri kadar uyum sağlayamamaktan kaynaklı durum komik hal alabiliyor. Ama yasak koymasalar herkes ölüyor neden dışardayız diyecek, millet gözü yollarda kargodan aşı bekliyor. Yasak mı istiyorsun al sana yasak, aşı mı istiyorsun al sana aşı, ne istiyorsan ondan. Ama önce istemen gerekeni algılaman gerek.

Velhasılı algı değişince ne o öğretmen durabilir yüz yüze eğitime karşı ne de başkası. Şu ortamda belki de kimseye kabahat bulmamak lazım.

Evet bence de Covid-19 süreci ile ilgili kararlar, yapılan çalışmalar hepsi algı üzerinden yürüyor. Sürecin en başından bugüne gelişmeleri hatırladığımda covid-19 un olduğundan çok fazla abartıldığını ve tüm dünyanın adeta esir alındığını düşünüyorum. Tedbirleri (mesafe, maske, temizlik) alarak bitecek ümidiyle bir baharı geçirdik. 1 Hazirandan sonra sayı patladı gitti, önü alınamadı(!) yazı da "geçecek, güzel günler gelecek, kapanırsa ülke (sokağa çıkma yasağı) bu sıkıntılar tez zamanda bitecek, aşı çalışmalarında büyük yol kat edildi, yeni yılda aşı çıkacak ve virüs sonlanacak" düşünceleriyle geçirdik. Yaklaşık bir yıl oldu hala ne maske ne mesafe ne temizlik ne de aşı bitirebildi şu virüsü. Sürecin başlarında şüphe ile bakmama rağmen büyük oranda ikna olmuştum virüsün "tehlikeli, çok korkulması gereken" bir hastalık olduğuna. Fakat şuan algıdan ibaret olduğuna inanıyorum. Biz aslında bu virüsü 2019 un Ocak ayında ülke olarak atlattık. Bir öğrencide başlayan grip hızla diğer öğrencilerimize bulaştı ve neredeyse okulun yarısı rapor aldı. Tabi o zamanlar bunun adı konulmamıştı ve "daha güçlü domuz gribi" şeklinde ifade ediliyordu. "Çocuklarda semptom göstermeden seyrediyor" ifadesi de hastalığın dehşetini, korkunçluğunu artırmak için uydurulmuş bir bahane. Bunu kullanarak okulları kapattılar. Bunu kullanarak ev hapsi (sokağa çıkma yasağı) getirdiler. Yine hatırlıyorum; daha virüs yeni yayılmaya başlamış ekranları tutmuş kişiler hemen "dünya artık eski dünya olmayacak" ifadelerini kullanmaya başladılar. Demek ki bunu söyletenler de virüsün yayılmasını ve insanların esir alınmasını isteyenler. Bence ülkemizde önceki yıllarda normal gripten ölenlerin sayısı eğer çetelesi tutulmuş olsa bugün covid-19 dan ölenlerin sayısından az değildir. Konuşan uzmanların uzmanlığına, ünvanlarına saygı duyuyorum. Hakkıyla, emek vererek, alın teri dökerek uzaman olduklarına inanıyorum. Ama covid-19 konusunda ahkam kesmelerini anlayamıyorum. Çünkü covid-19 konusunu -bazı araştırma yapan, bilimsel analizleri inceleyenler hariç- onlar da bizimle birlikte öğreniyorlar, bu konuda bizden ileri değiller. Hele hele doktor, hemşire, sağlık çalışanı olanların "amanın bu çok öldürücü, çok korkunç, hastalık geçse de insan vücudunda kalıcı hasarlar bırakıyor" açıklamalarını ve insanları bu şekilde korkutmalarını anlamıyorum.

Velhasıl bence covid-19 süreci, bu süreci köpürtenlerin "tamam virüsü yendik" ifadesine kadar devam edecek.
 
Evet bence de Covid-19 süreci ile ilgili kararlar, yapılan çalışmalar hepsi algı üzerinden yürüyor. Sürecin en başından bugüne gelişmeleri hatırladığımda covid-19 un olduğundan çok fazla abartıldığını ve tüm dünyanın adeta esir alındığını düşünüyorum. Tedbirleri (mesafe, maske, temizlik) alarak bitecek ümidiyle bir baharı geçirdik. 1 Hazirandan sonra sayı patladı gitti, önü alınamadı(!) yazı da "geçecek, güzel günler gelecek, kapanırsa ülke (sokağa çıkma yasağı) bu sıkıntılar tez zamanda bitecek, aşı çalışmalarında büyük yol kat edildi, yeni yılda aşı çıkacak ve virüs sonlanacak" düşünceleriyle geçirdik. Yaklaşık bir yıl oldu hala ne maske ne mesafe ne temizlik ne de aşı bitirebildi şu virüsü. Sürecin başlarında şüphe ile bakmama rağmen büyük oranda ikna olmuştum virüsün "tehlikeli, çok korkulması gereken" bir hastalık olduğuna. Fakat şuan algıdan ibaret olduğuna inanıyorum. Biz aslında bu virüsü 2019 un Ocak ayında ülke olarak atlattık. Bir öğrencide başlayan grip hızla diğer öğrencilerimize bulaştı ve neredeyse okulun yarısı rapor aldı. Tabi o zamanlar bunun adı konulmamıştı ve "daha güçlü domuz gribi" şeklinde ifade ediliyordu. "Çocuklarda semptom göstermeden seyrediyor" ifadesi de hastalığın dehşetini, korkunçluğunu artırmak için uydurulmuş bir bahane. Bunu kullanarak okulları kapattılar. Bunu kullanarak ev hapsi (sokağa çıkma yasağı) getirdiler. Yine hatırlıyorum; daha virüs yeni yayılmaya başlamış ekranları tutmuş kişiler hemen "dünya artık eski dünya olmayacak" ifadelerini kullanmaya başladılar. Demek ki bunu söyletenler de virüsün yayılmasını ve insanların esir alınmasını isteyenler. Bence ülkemizde önceki yıllarda normal gripten ölenlerin sayısı eğer çetelesi tutulmuş olsa bugün covid-19 dan ölenlerin sayısından az değildir. Konuşan uzmanların uzmanlığına, ünvanlarına saygı duyuyorum. Hakkıyla, emek vererek, alın teri dökerek uzaman olduklarına inanıyorum. Ama covid-19 konusunda ahkam kesmelerini anlayamıyorum. Çünkü covid-19 konusunu -bazı araştırma yapan, bilimsel analizleri inceleyenler hariç- onlar da bizimle birlikte öğreniyorlar, bu konuda bizden ileri değiller. Hele hele doktor, hemşire, sağlık çalışanı olanların "amanın bu çok öldürücü, çok korkunç, hastalık geçse de insan vücudunda kalıcı hasarlar bırakıyor" açıklamalarını ve insanları bu şekilde korkutmalarını anlamıyorum.

Velhasıl bence covid-19 süreci, bu süreci köpürtenlerin "tamam virüsü yendik" ifadesine kadar devam edecek.

hocam tek yaşıyorsanız risk sizin oldugundan sıfır olarak dusune bilirsiniz ama gunluk anne babanızla ilişkili iseniz kendınızı degıl aılenızı dusunursunuz zaten bılınen bır hastalık olsa pandemı olayı olmazdı. Virüs olduğu için tamamen bitme denen birşey olmayacak ama o bize biz ona uyum sağlayacagız

devletler hükümetler hiçbirşey olmamış gıbı davranamaz seçim olan bir ulkede bu ımkansız. o nedenle sorumlulugu ailelere veya bır alt kuruma yukleme yolunu seçıyor insanlarda (kurumlarda)

BANA SORAN OLSA BEN ÖĞRENCİLERİN TAMAMININ SINIF TEKRARI YAPMASINI ÖNERİRDİM kayıp yıl en mantıklısı olurdu bence malum emeklilik artık çalışma süresi ile değil yaş ile alakalı Bu dönemi çocukların ve ailelerin eğitim eksikliklerini kapatabileceğini düşünmüyorum.
 
Acı ama gerçek şu öğretmenim: öğretmenlik diğer meslekler gibi meta ( mal,hizmet) haline dönüştü, bu dönüşümün ticaretteki tanımı veli öğrenci müşteri bizlerde hizmet ediyoruz ( müşteri daima haklıdır). Birisine öğretmenim desen ağzınla kuş tutsan pandemi günlerinde çalışmadan aldığımız maaş, normal şartlarda tatilimiz konuşuluyor.. bugünler iyi günlerimiz gelecekte bugünleri mumla arayacağız
bence tam tersi olacak hem de öğretmenlerin eskisi kadar harcadığı çabayı harcamadan çünkü özel ders ücretlerinin nerden başladığını biliyorsunuzdur okullarda da eğitim bedava haliyle kıymeti daha da artacak ayrıca artık öğretmenlik tercih edilir meslek olmaktan da çıktı hem maddi hem manevi olarak değer kaybettiği ve piyasada bir sürü mezun olduğu için ayrıca kimse artık başkasının çocuğuyla uğraşmak istemiyor birde böyle bir durum var!
 
Daha önceden de yazdım benzer bi konuda, "bu ülkede asker ve doktor kendini tanrı yerine koyar", diğerleri itaat eder.
Ayrıca corona'ya iman etmediğimiz ve maskeye-mesafeye karşı olduğumuz için negro statüsündeyiz.

1.Corona tüm insani ilişkileri bitirme noktasına getirdi, çocuk-ana,baba ile tokalaşamaz, kucaklaşamaz oldu.
2.Herkes birbirine öcü-mikroplu gibi bakar hale geldi.
3.Namaz-niyaz-ramazan-hac bitti, bi daha da başlamaz.
4.Ev oturmaları, akrabalık ziyaretleri, seminer,panel vs. bitti.
5.İnsanların mangalı, keyif alacakları tüm faaliyetler bitti, zenginler villarının bahçesinde yakmaya devam edecekler mangallarını tabii

Ama kendileri bilir, kendilerini ziyan ettiler, edecekler, helak olacaklar inşAllah.
 
Geri
Üst