Rahata alıştınız mı arkadaşlar?

Kodla Büyü

buzdagi83

Seçkin Üye
Seçkin Üye
Mesajlar
574
Nagehan Alçı hanımefendi rahata alıştığımızı söylemiş. Ben çok alıştım şahsen. Bakanlık zorla götürmek istiyor beni okula, ben gitmem diyorum, rahatımı bozamam diyorum. Sizde durumlar nasıl?

ErcOpjwW8AAs48e
 
yarın açıklama yapar yanlış anlaşıldım diye :) ziya selçuk kendisine gerekeni söyleyecektir. böyle tipler her siyasi görüşte var, dertleri tarafı oldukları siyasi grubun menfaatleri yada ilkeleri değil, kendi egolarıdır. yoksa hangi görüşten olursa olsun söylenenleri tasvip etmek mümkün değil.
 
Son düzenleme:
Öyle bir algı oluşturuluyor ki. Sanki salgın bitti her şey normale döndü ama öğretmenler bir türlü okula gitmeye yanaşmıyor gibi. Arkadaş biz devlet memuruyuz. Okul açıldı dediler mi eğitimi okuldan veririz. Kapalı dediler mi evden devam. Bu ne aymazlıktır.
 
hocam keşke, ismini buradan anmayacağım bir siyasi partinin genel başkanı "iktidara hâlâ oy veren öğretmene ben öğretmen demem" türevi sözünde de bir tepkiniz olsaydı. Olduysa kaçırmışım özür dilerim. Muhalefet umut vermiyor ki, her gün başka bir yalan, anca kendine oy verenleri tatmin edebiliyor. Dün de beyfendi "sözde cumhurbaşkanı" diye bir lakırdı etmiş. Sen daha karşısına çıkma cesaretini bile gösteremiyorsun, neyin sözdesi? Senin oraya nasıl oturduğun da zaten belli. Cumhurbaşkanı'nın bak kemal demesine çok alınmış bu adam, ancak sabah-akşam yalan dolan iftira. Sen iktidar olursan ne yapacaksın, hani projen diye soruyor gazeteci, cevabı, yaptığımızda göreceksiniz. Keşke iktidar olsanız da millet sizin ne olduğunuzu görse.

Bu forumda siyasi olarak yazmaya karşıyım ama bu adamın iktidara oy veren varsa ben ona öğretmen demem sözü çok fazla kanıma dokundu. Sana mı soracam oy verirken, bir tane oyum var, yasal olan herkese oy veririm. Bak senin hdp ile siyasi ittifak kurman meşru ve yasaldır, çünkü o bir siyasi parti, yaptıkları, yani pkk ile içli dışlı olması yasalara aykırı olsa da. Ama sen bu yasal olan hakkını bile resmi olarak kullanmıyor, alavere dalavere çeviriyorsun. Önce adam ol, ondan sonra şöyle böyle de. Bu arada sözlerim size yani buzdagi83 hocama değil, Atatürk'ün koltuğunu işgal eden o beyefendiye!

Hocam Nagehan Alçı bir siyasi figür olmadığı için paylaştım. Siz de olayı siyasete çekmezseniz sevinirim. Bastında BT başlığında Abbas Güçlü'nün vs. de yazıları var. Yoksa herhangi bir siyasi görüş belirtmemiz doğru değil ve zaten ben de sizin düşündüğünüz gibi düşünüyorum, yani siyaset konuşmak istemiyorum. Rahmetli dedem, yakının olmayan kimseyle "din ve siyaset tartışma" derdi. Gerek yok cidden. Zaten memuruz, başımız falan ağrımasın.

"Bu olurken neredeydiniz?", "Şuna niye tepki göstermediniz?" gibi çıkışları da doğru bulmuyorum. Bu aynı zamanda whataboutism adlı bir safsata. İki kadın cinayeti işleniyor, x'e tepki vermeyip, y'ye verdiysen, "x olurken neredeydiniz?" deniyor. veya olay dramatize edilerek, "Şehitlere de aynı tepkiyi neden vermiyorsunuz?" deniliyor. Neşet Ertaş'ın ölümüne üzülen birine, bu tepki verilebiliyor ya. Ne alakası var? :D Y'ye tepki verebilmenin, üzülebilmenin ön koşulu X'e tepki vermiş olmak, üzülmüş olmak mıdır? Konu ile ilgili şunu okuyabilirsiniz: http://www.tevfikuyar.com/2016/blog...lanilan-safsata-peki-sunun-hakkindacilik.html

Dahası Kılıçdaroğlu'nun söylemi tamamen siyasi bir söylem. Bir siyasi partiye oy verip vermemek gibi absürt bir yargı belirtirken, Nagehan Alçı ise salgın dolayısıyla kapalı olan okullara sanki keyfimizden gitmiyormuşuz gibi bir algı belirtmiş. Bunun ikisi aynı şey değil. Siyasi olduğu için diğer saçmalık ilgimi çekmezken, bu saçmalık ilgimi çekti paylaştım. Durum bu yani.
 
Öğretmen maaşının azlığı, reel enflasyon, hayat pahalılığı, salgından dolayı eğitimin yüz yüze yapılamamasının bizleri daha çok üzdüğü ve online eğitimde iş yükünün aksine artması gibi konularda bu gazetecinin fikri var mı acaba?
 
Son düzenleme:
Sayın bakanımız az önce bir paylaşımda bulunmuş, "Bunu, dünyadaki tüm eğitimciler söylüyor ama yinelemek lazım: Uzaktan eğitimde öğretmenlik yapmak, yüz yüze eğitimdekinden çok daha zor ve yıpratıcı. Meslektaşlarımın çok yorulduğunu biliyorum. İnşallah, salgın azaldığında derslerimizi sınıflarımızda rahatça yapabileceğiz."
 
30 - 40 kişilik sınıfları özlemedik desek yeridir.Nagenhan alcı tabi çocugunu 10 bin dolarlık okula gönderince
içi sızlıyor ipadlerle ders olmuyordur :)
 
Okulları açmaya öncelik verelim diyor, bunun sebebini açıklarken online eğitimin verimsiz olduğundan bahsediyor ama araya öğretmenler rahata alıştı cümlesini sıkıştırıyor. Sanki okulların kapanmasına veya açılmasına öğretmenler karar veriyor.
 
Cahil bile demem cahil degil cunku cahildende asagida bir X kisisi bu laflarin sahibi.ne muhatap aliyorsunuz ki.Bazi insablar varder get öteye dediginiz ha bu da ondan
 
Boş konuşan biri. Bu kadının ilk sıkandalı değil gündeme gelmek için sürekli salakça paylaşımlarda bulunuyor. Daha evvelde asker eşleri için tepki çeken paylaşıma bulunmuştu.

Davulun sesi uzaktan hoş gelir derler. Gelsin canlı derslere kendi girsin bakalım. Şahsım için söyleyeyim. Yüzyüze eğitimden daha zor bir süreç. Ders saatinin 2 misli kadar bilgisayar başında kalıp hazırlık yapıyorum.
 
Çünkü hepimiz arabesk yaşamalıyız. Öğrencilerimiz ayakları kar çamur içinde okula gitmeli. Okullar buz gibi olmalı. Öğretmenler işlerini rahat yapmak yerine bin bir zorlukla eğitim vermeye çalışmalı. Ülkede insanlar rahat nefes almamalı. Şehir merkezlerinde bile; her okul, köy okulu gibi çeşitli zorluklarla mücadele etmeli. Çocukları okula servisler götürmemeli, öğretmenlerin arabası olmamalı hepsi en az 45 kilometre uzalıktaki okullara gitmeli. İstenen bu da ondan... Sürekli öğretmenler değişmeli sirkülasyon hiç bitmemeli. Okullar sürekli velilerden para istemeli, asla ihtiyaçlara yetişilememeli. Ama Kolejler :) ah o kolejler, değerli eğitim yuvaları... Geriye sadece onlar kalmalı. Birileri gerçekten böyle olmasını istiyor. 100.000 liralık iş yapsın ama 2.000 tl maaş alsın mesela. Patronlarının kendilerine davrandığı gibi MEB öğretmenlere davransın istiyorlar.
Ben 1998'de meslek lisesinden mezun oldum. 2005 yılında öğretmenliğe başladım, 2007 yılına kadar 2 yıl öğretmenlikten para kazanmadım. 2 yıl boyunca aldığım sözleşmeli maaşı nerelere gitti bak sayayım. 3 aylık maaşım bilgisayar ve çevre birimlerine gitti. Hayatımda ilk defa 25 yaşında bilgisayar alabildim kendime, alacak maddi durumum olmadı hiç. 6 ay kısa dönem askerlik, maaş alamamak bir tarafa, belki de 3-4 aylık maaşı yemişimdir. Milli Eğitim bursu vardı ilk 5 tercih içinde kazananlara hatırlarsınız, ben 6 yılda bitirince maaşımın 4 katı borç çıkardılar, gitti mi 4 aylık maaş. 2 aylık maaş kredi harç bursu v.s. ona gitti. Bütün burs borçlarımı ödedim. Hayatımda ilk kez takım elbise aldım bir kaç tane 1-2 maaş sadece kılık kıyafete. Geri kalanlarda tamamen faturalar ev ihtiyaçları ilk kez çamaşır ve bulaşık makinesi alabildik evimize. Tam 9 yıl sonunda elde var sıfır. Hiç birikimim olmadı bu dönemde. Bu 9 yıl içinde liseden mezun olup işe girenler, çoluk çocuğa karıştı ev araba alanlar oldu. Biz üniversitede dirsek çürütüyorduk onlarsa gel öğretmen ol desen ne işim var derlerdi. Benim abim "Öğretmen olup ne yapacam sürekli aynı maaş" diyip öğretmenliği gençliğinde eli ile iten, yıllardır inşaatlarda usta olarak çalışan, ssk bile yaptırmayan birisi. Nasıl bir hayata bakış açısı anlamadım hiç bir zaman.

Memurlar.net Facebook grubundaki yorumlara bakın, millet öğretmenlere laf söylemek için üye olmuş. Çoğu memur bile değil. Nasıl olsa devlet memuru ya vur gitsin. Salgın bittikten 1 yıl sonra çıkıp : " Sağlıkçılar siz de rahata alıştınız ha, ne günlerdi korona günleri deel mi?" derlerse şaşırmayın.
 
Son düzenleme:
Akşam düşünmüştür neye sarayım aklına gelmiştir al sana gündemdesin... bir nevi olumlu yada olumsuz kendi reklamını yapmış kadin
 
bilişimciler olarak o kadar bilgisayar başı mesaimiz oldu biz bile bıktık. Eskiden en azından saatimiz belli idi şimdi gece yok gündüz yok. tam mesai. nasıl yatma ise. bütün kurumlar esnek çalışma diye nerede ise yarı yarıya çalışıyorlar. biz öğretmenler eskiden olduğu gibi bütün ders yükümüzü yapıyoruz, üzerine 1 gün okula gidiyoruz ve dahası bunların üzerine whatsapp mesaimiz başlıyor. o velinin sorusu şu öğrencinin sorunu. Az önce veli cep telefonunun ana ekran resmini çekmiş hocam bu 5 programı en çok kullanıyoruz, bu 5 program hakkında bize bilgi verir misiniz? diye yazmış. Tabi ben gülme krizi. Artık sinirden mi, komikliğinden mi bilemedim. Bilgi istediği 5 program Tiktok lite, facebook, istagram, messengar, istagram. Allah için bilimsel programlar, aydınlanması lazım velimizin. Tam bu başlığa denk geldi yazdım paylaştım az da olsa sinirimi attım sizlerle paylaşarak :))
 
Geri
Üst