Sendikalara E-Posta Gönderme Etkinliği

Kodla Büyü
bireysel olarak da bir şey yapamıyoruz, yapsak da anlamı olmuyor. BTE derneği "ben sendika değilim, hak arama mercii" değilim diyor.
Ne yapabiliriz başka??


Biresyel olarak bir şey yapamıyoruz, ama grup olarak çıkanlara katılmıyor, içinde olmadığımız gruplardaki öğretmenlere şunu yapın bunu yapın diyerek işbuyuruyor, peşimizden bir kitle sürükleyip kendi grubumuzu kuralım bizim de faydamız olsun, bu gruplarla birlikte yükselelim güçlenelim diyemiyoruz. BTE Derneğinin yaptığı tek bir güzel şeyi bile paylaşmazken, hatta çoğundan haberdar bile değilken, kimliğimizi ortaya koymayan hesaplarla sağda solda doğru mu yanlış mı kimsenin sorgulamadığı cümleler (BTE derneği "ben sendika değilim, hak arama mercii" değilim diyor) paylaşmaktan çekinmiyoruz.

Hatta mesajların boyutu garip ithamlara doğru kayıyor buna bile aldırmıyoruz. Burada kısacık mesajın altında bile btr, ders, kitap hatta topu topu bir eposta atma konusunda bile fikir birliğine varamıyorken, güzel işler yaparak defalarca kendini ispatlamış kişiler hakkında saçma cümleleri rahatlıkla paylaşabiliyorsuz.


Ne amaçla kurulmuş!? Bilişim öğretmenlerini temsil etmek için kurulmamış mı?

Yoksa Bilişim "öğretmenlerini temsil ediyorum" diyerek üst düzey bürokratlardan böylelikle randevu alıp, görüşme amaçları kendi kişisel çevrelerini mi genişletiyorlar?
Kızan kızsın... Böyle düşünmeye hakkım var bence.

Burada arkadaşlara da sorayım: BTE derneğinde Ankara'da yaşayan biri olsanız neler yapardınız. Cevaplarınızı duyar gibiyim.
... Aynen

Bu cümleyi yazan arkadaşları kendi oluşumlarının başında görmek istiyoruz, Dernek, Sendika, Vakıf... Burada topu topu sendikalara bir eposta atma konusunda bile btr, ders, kitap gibi konularda fikir ayrılığına düşerken 550 kişiye ulaşmak, üstelik bunu bir gruba katılmanın cesaret istediği bir dönemde yapıp, fikir birliğine vardırıp çalıştırmak, nasıl oluyor öğrenir, gelişiriz.

Herkesin her şeyi düşünmeye hakkı olduğunu siz söyleyebilirsiniz, biz de o saçma düşünceleri isimsiz hesaplarla sağda solda paylaşırken 50 kere düşünmesi gerektiğini söyleyebiliriz.

Kızılsın diye paylaşıyorsanız kızılmıyor hatta tersine bilen arkadaşların bize bağlılığı desteği artıyor.

Başkanının bu kadar geniş çevreye sahip olduğu halde bireysel hiçbir şey konuşmadığını, hala haftada 26 saat derse giren bir öğretmen olduğunu, o kişisel bağlantı dediğiniz ilişkileri kendi okuluna sınıf kurdurmak, firmalardan tek bir set dahi sağlamak için kullanmadığını, kanalı, sosyal medya hesapları kitapları paralı seminerleri eğitimleri olmadığı ya da yarışmalara ödüllere başvurmadığı için kişisel bağlantılarını bu amaçlarla kullanmadığını, bu kadar çok akademisyen tanırken bu bağlantıları akademik kariyer kadro vb için kullanmadığını, BT alanı için yaptıklarıyla teşekkür belgesi, ödül kadro vb elde etmediğini, hatta kendisi eleştiriyor ama btr oluyor denmesin diye BTR görevi için başvuru bile yapmadığını, Dernekten kimsenin maddi bir çıkar elde etmediğini aksine Derneğe arkadaşların maddi destek olduğunu bilen arkadaşlar sizin cümlelerinizden ne kadar etkilenir bilemem. O kadar düzgün ve nitelikli bir ekibimiz varken durum buysa, tek yanlışımızda Dernek bitirilmiş olurdu ondan emin olabilirsiniz.

Altında çıkar, fitne, fesat aramaya gerek yok. Çok düzgün bir kitle var BT eğitimine ve önemine herkese ve her şeye rağmen inanıyor. Bir araya gelip mesleki iletişimini, birlik beraberliğini arttırmaya çalışıyor.
 
@BurcuYILMAZ emeklerinize sağlık hocam, az çok stklari bilenler bte'nin ne kadar istisna olduğunu görürler. Çıkar yok menfaat yok getiri yok, götürüsü ise çok.
 
Biresyel olarak bir şey yapamıyoruz, ama grup olarak çıkanlara katılmıyor, içinde olmadığımız gruplardaki öğretmenlere şunu yapın bunu yapın diyerek işbuyuruyor, peşimizden bir kitle sürükleyip kendi grubumuzu kuralım bizim de faydamız olsun, bu gruplarla birlikte yükselelim güçlenelim diyemiyoruz. BTE Derneğinin yaptığı tek bir güzel şeyi bile paylaşmazken, hatta çoğundan haberdar bile değilken, kimliğimizi ortaya koymayan hesaplarla sağda solda doğru mu yanlış mı kimsenin sorgulamadığı cümleler (BTE derneği "ben sendika değilim, hak arama mercii" değilim diyor) paylaşmaktan çekinmiyoruz.

Hatta mesajların boyutu garip ithamlara doğru kayıyor buna bile aldırmıyoruz. Burada kısacık mesajın altında bile btr, ders, kitap hatta topu topu bir eposta atma konusunda bile fikir birliğine varamıyorken, güzel işler yaparak defalarca kendini ispatlamış kişiler hakkında saçma cümleleri rahatlıkla paylaşabiliyorsuz.




Bu cümleyi yazan arkadaşları kendi oluşumlarının başında görmek istiyoruz, Dernek, Sendika, Vakıf... Burada topu topu sendikalara bir eposta atma konusunda bile btr, ders, kitap gibi konularda fikir ayrılığına düşerken 550 kişiye ulaşmak, üstelik bunu bir gruba katılmanın cesaret istediği bir dönemde yapıp, fikir birliğine vardırıp çalıştırmak, nasıl oluyor öğrenir, gelişiriz.

Herkesin her şeyi düşünmeye hakkı olduğunu siz söyleyebilirsiniz, biz de o saçma düşünceleri isimsiz hesaplarla sağda solda paylaşırken 50 kere düşünmesi gerektiğini söyleyebiliriz.

Kızılsın diye paylaşıyorsanız kızılmıyor hatta tersine bilen arkadaşların bize bağlılığı desteği artıyor.

Başkanının bu kadar geniş çevreye sahip olduğu halde bireysel hiçbir şey konuşmadığını, hala haftada 26 saat derse giren bir öğretmen olduğunu, o kişisel bağlantı dediğiniz ilişkileri kendi okuluna sınıf kurdurmak, firmalardan tek bir set dahi sağlamak için kullanmadığını, kanalı, sosyal medya hesapları kitapları paralı seminerleri eğitimleri olmadığı ya da yarışmalara ödüllere başvurmadığı için kişisel bağlantılarını bu amaçlarla kullanmadığını, bu kadar çok akademisyen tanırken bu bağlantıları akademik kariyer kadro vb için kullanmadığını, BT alanı için yaptıklarıyla teşekkür belgesi, ödül kadro vb elde etmediğini, hatta kendisi eleştiriyor ama btr oluyor denmesin diye BTR görevi için başvuru bile yapmadığını, Dernekten kimsenin maddi bir çıkar elde etmediğini aksine Derneğe arkadaşların maddi destek olduğunu bilen arkadaşlar sizin cümlelerinizden ne kadar etkilenir bilemem. O kadar düzgün ve nitelikli bir ekibimiz varken durum buysa, tek yanlışımızda Dernek bitirilmiş olurdu ondan emin olabilirsiniz.

Altında çıkar, fitne, fesat aramaya gerek yok. Çok düzgün bir kitle var BT eğitimine ve önemine herkese ve her şeye rağmen inanıyor. Bir araya gelip mesleki iletişimini, birlik beraberliğini arttırmaya çalışıyor.

Hocam öncelikle tüm emekleriniz için kendi adıma teşekkür ederim. Dernek ilk kurulduğu zamanlar sadece böteye yönelik eylemler gerçekleştirdiği için içimden kızmış, adının hakkını vermediğini düşünerek derneği takip etmemiştim. Ama tabi ortaokula dönünce, derneğin yaptıklarını görünce daha önce de mesajlarımda yazdığım gibi derneğe üye olacağımı belirttim. Hatta üyelik formunun çıktısını evimde aldım duruyor, dün ücretini de ödedim, en kısa zamanda evrakları tamamlayıp üyelik işlemlerini gerçekleştireceğim. Derneğin bir noksanı var Burcu hocam, kendini tanıtmıyor. Okullara resmi yazı gönderin, derneğin faaliyetlerini vs. öğretmenlere duyurmalısınız. Bunu her sene yapmalısınız. Geçen sene idareciydim, çok değişik isimli derneklerden, vakıflardan yazılar, etkinlikler geliyor, ama bizim bu derneğin bir yazısı gelmedi. O yüzden, her sene yazı ile tüm okullara derneğin faaliyetleri duyurulmalı dolayısıyla derneğin bir şeyler yaptığı gösterilmeli.

Bu arada tüm Bilişim Teknolojileri Öğretmeni arkadaşları "Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri Derneği"ne üye olmaya davet ediyorum. Ne kadar çok kişi olursak o kadar etkili oluruz.
 
  • Beğen
Tepkiler: omd
Hocam hem benden hem başka bir arkadaştan alıntı yapıp, bir sürü çıkarım yapmışsınız. Hangisini üzerime alınıp cevap vereyim bilemedim. Yukarıdaki mesajımda kendi üstüme alındığım kadarına cevap verdim. Umarım yeterlidir. BTE Derneğiyle öyle büyük problemlerim yok, hatta herhangi bir problemim yok. Takip etmiyorum. Sadece sosyal medyadan bölük pörçük izlenimlerim var. Hepimiz için iyi şeyler yapıyorsunuzdur eminim. Böyle sert bir tepki gördüğüm için üzüldüm. Çünkü genelde haksızlık yapanlara ben böyle sert tepki gosterir, haklının yanında olurum. Şimdi sanki ters bir pozisyonda kaldım gibi :) Derneği de çok yakından bilmediğim için ben mi haklıyım siz mi bana haksızlık yapıyorsunuz yoksa siz mi haklısınız ben mi size haksızlık yaptım emin olamadım. O yüzden çok uzatmayacağım. Size çalışmalarınızda başarılar dilerim.

:) Teşekkür ediyoruz Hocam. Kurunun yanında yaş da yaktığımız oluyor bazen asıl siz kusura bakmayın
 
Biresyel olarak bir şey yapamıyoruz, ama grup olarak çıkanlara katılmıyor, içinde olmadığımız gruplardaki öğretmenlere şunu yapın bunu yapın diyerek işbuyuruyor, peşimizden bir kitle sürükleyip kendi grubumuzu kuralım bizim de faydamız olsun, bu gruplarla birlikte yükselelim güçlenelim diyemiyoruz. BTE Derneğinin yaptığı tek bir güzel şeyi bile paylaşmazken, hatta çoğundan haberdar bile değilken, kimliğimizi ortaya koymayan hesaplarla sağda solda doğru mu yanlış mı kimsenin sorgulamadığı cümleler (BTE derneği "ben sendika değilim, hak arama mercii" değilim diyor) paylaşmaktan çekinmiyoruz.

Hatta mesajların boyutu garip ithamlara doğru kayıyor buna bile aldırmıyoruz. Burada kısacık mesajın altında bile btr, ders, kitap hatta topu topu bir eposta atma konusunda bile fikir birliğine varamıyorken, güzel işler yaparak defalarca kendini ispatlamış kişiler hakkında saçma cümleleri rahatlıkla paylaşabiliyorsuz.




Bu cümleyi yazan arkadaşları kendi oluşumlarının başında görmek istiyoruz, Dernek, Sendika, Vakıf... Burada topu topu sendikalara bir eposta atma konusunda bile btr, ders, kitap gibi konularda fikir ayrılığına düşerken 550 kişiye ulaşmak, üstelik bunu bir gruba katılmanın cesaret istediği bir dönemde yapıp, fikir birliğine vardırıp çalıştırmak, nasıl oluyor öğrenir, gelişiriz.

Herkesin her şeyi düşünmeye hakkı olduğunu siz söyleyebilirsiniz, biz de o saçma düşünceleri isimsiz hesaplarla sağda solda paylaşırken 50 kere düşünmesi gerektiğini söyleyebiliriz.

Kızılsın diye paylaşıyorsanız kızılmıyor hatta tersine bilen arkadaşların bize bağlılığı desteği artıyor.

Başkanının bu kadar geniş çevreye sahip olduğu halde bireysel hiçbir şey konuşmadığını, hala haftada 26 saat derse giren bir öğretmen olduğunu, o kişisel bağlantı dediğiniz ilişkileri kendi okuluna sınıf kurdurmak, firmalardan tek bir set dahi sağlamak için kullanmadığını, kanalı, sosyal medya hesapları kitapları paralı seminerleri eğitimleri olmadığı ya da yarışmalara ödüllere başvurmadığı için kişisel bağlantılarını bu amaçlarla kullanmadığını, bu kadar çok akademisyen tanırken bu bağlantıları akademik kariyer kadro vb için kullanmadığını, BT alanı için yaptıklarıyla teşekkür belgesi, ödül kadro vb elde etmediğini, hatta kendisi eleştiriyor ama btr oluyor denmesin diye BTR görevi için başvuru bile yapmadığını, Dernekten kimsenin maddi bir çıkar elde etmediğini aksine Derneğe arkadaşların maddi destek olduğunu bilen arkadaşlar sizin cümlelerinizden ne kadar etkilenir bilemem. O kadar düzgün ve nitelikli bir ekibimiz varken durum buysa, tek yanlışımızda Dernek bitirilmiş olurdu ondan emin olabilirsiniz.

Altında çıkar, fitne, fesat aramaya gerek yok. Çok düzgün bir kitle var BT eğitimine ve önemine herkese ve her şeye rağmen inanıyor. Bir araya gelip mesleki iletişimini, birlik beraberliğini arttırmaya çalışıyor.

Normalde verilen kararları sonuçlarına göre değerlendirmem. Mesela bu eposta etkinliği hiçbir işe yaramayabilir. Ancak bu kötü bir karar olduğu anlamına gelmez. Eylemlerin de doğrudan sonuçları gözlemlenemeyebilir. "Yaptığımız tek güzel şeyi bile paylaşmazken" derken nasıl güzel şeyler yaptınız mesela?

Bazı kamu kurumlarının, ilçe müdürlüklerinin sitelerine girip baktığımızda "kaymakamı ziyaret ettik", "belediye başkanımız bizi ziyaret etti" gibi haberler görürüz ya, işi gücü kurum kurum, makam makam gezip fındık fıstık yiyip çay içmek olan ilçe x müdürü sıfatlı insanlardan farkınız yok gibi geliyor. Üzgünüm ama sitenize de girip bakıyorum etkinlik etkinlik etkinlik... Sizden duyduğumuz şeyler de "meb'de x bürokratı ziyaret ettik", "yenilik ve teknoloji müdürüyle görüştük" falan... Ben de diyorum ki eeeee? Bugüne kadar nasıl bir somut kazanım elde ettiniz bir açıklayın biz de dinleyelim??

Bilgisayar öğretmenleri ölmüş ağlayanı yok, ders yok lab yok, btr'nin ne olduğu belirsiz, mobbinge uğrayan uğrayana, norm sıkıntısı yaşanıyor kimse yerinden kıpırdayamıyor, bilgi çağında bilişime 50 kişi kontenjan veriliyor, üniversitelerde bötelerin fişi çekilmek üzere, senede 1 kişi kaydolan böte bölümleri var... BTE derneği bunlardan hangisine çözüm bulmuş? Tamam bir şeylere çalışıyorsunuz da sonuç ne?

16 yıldır bilgisayar öğretmeniyim, bte derneğin kurulduğu zamandan öncesinin bakanlarını da biliyorum. Hüseyin Çelik, Nimet Baş, Ömer Dinçer döneminde de bakanlar kafasına göre hareket etti, ne ders bıraktı ne başka bir şey. Bunlardan sonra gelen Nabi Avcı, İsmet Yılmaz ve görüldüğü üzere Ziya Selçuk döneminde de bilgisayar öğretmenleri atıl vaziyette kalmaktan kurtulamadı. Branş bitmiş halde. Siz burada "yaptığımız tek bir güzel şeyi paylaşmıyorsunuz" diye bize çıkışıyorsunuz. Teknofestlermiş, Eğitimde Teknoloji Zirveleriymiş, zoom toplantılarıymış, akademisyenlerle çalışmalarmış falan, tüm bu saçmalıkları geçin bir zahmet. Farkındalık yaratmayı becerebildiniz mi bu da tartışılır.

Bana öyle geliyor ki, bakanlık yapacağını yapıyor, onların verdiği kararlarla sürükleniyoruz. Genelde kötü kararlar veriyorlar, bu durumda bte derneği hiçbir şey yapamıyor. Bakanlık hasbel kader iyi bir şey yaparsa da yaptığınız görüşmelere falan bağlayabilirsiniz. Herhangi bir etkiniz olduğuna zerre kadar inanmıyorum. Yoksa bugün bu branş bu halde olmazdı.

Sizi yargılamıyorum, çalışmalarınız da kolaylıklar dilerim. Bu işlerin zor olduğunu, etki etmenin güç olduğunun da farkındayım. Size veya derneğe dönük çıkar sağlama ithamlarına da kesinlikle karşıyım. Bunlara cevap hakkınızı da sonuna kadar savunurum. Ancak üstten bir bakışla "siz dernek kurun o zaman" "siz burada bir eposta etkinliğinde bir araya gelemezken 550 kişiye ulaştık" deme hakkınız yok. Yani siz onu derseniz ben de "Eleştiri kaldıramıyorsanız kapatın o zaman derneği, bırakın başkanlığı. Zorla mı yaptırıyorlar?" derim.

Lince hazırım. Teşekkür ederim. :D
 
Son düzenleme:
(BTE derneği "ben sendika değilim, hak arama mercii" değilim diyor)

Tepkim bu cümle içindi.

Normalde verilen kararları sonuçlarına göre değerlendirmem. Mesela bu eposta etkinliği hiçbir işe yaramayabilir. Ancak bu kötü bir karar olduğu anlamına gelmez. Eylemlerin de doğrudan sonuçları gözlemlenemeyebilir. "Yaptığımız tek güzel şeyi bile paylaşmazken" derken nasıl güzel şeyler yaptınız mesela?

Bazı kamu kurumlarının, ilçe müdürlüklerinin sitelerine girip baktığımızda "kaymakamı ziyaret ettik", "belediye başkanımız bizi ziyaret etti" gibi haberler gördüğümüz, işi gücü kurum kurum, makam makam gezip fındık fıstık yiyip çay içmek olan ilçe x müdürü sıfatlı insanlardan farkınız yok gibi geliyor. Üzgünüm ama sitenize de girip bakıyorum etkinlik etkinlik etkinlik... Sizden duyduğumuz şeyler de "meb'de x bürokratı ziyaret ettik", "yenilik ve teknoloji müdürüyle görüştük" falan... Ben de diyorum ki eeeee? Bugüne kadar nasıl bir somut kazanım elde ettiniz bir açıklayın biz de dinleyelim??

Bilgisayar öğretmenleri ölmüş ağlayanı yok, ders yok lab yok, btr'nin ne olduğu belirsiz, mobbinge uğrayan uğrayana, norm sıkıntısı yaşanıyor kimse yerinden kıpırdayamıyor, bilgi çağında bilişime 50 kişi kontenjan veriliyor, üniversitelerde bötelerin fişi çekilmek üzere, sende 1 kişi kaydolan böte bölümleri var... BTE derneği bunlardan hangisine çözüm bulmuş? Tamam bir şeylere çalışıyorsunuz da sonuç ne?

16 yıldır bilgisayar öğretmeniyim, bte derneğin kurulduğu zamandan öncesinin bakanlarını da biliyorum. Hüseyin Çelik, Nimet Baş, Ömer Dinçer döneminde de bakanlar kafasına göre hareket etti, ne ders bıraktı ne başka bir şey. Bunlardan sonra gelen Nabi Avcı, İsmet Yılmaz ve görüldüğü üzere Ziya Selçuk döneminde de bilgisayar öğretmenleri atıl vaziyette kalmaktan kurtulamadı. Branş bitmiş halde. Siz burada "yaptığımız tek bir güzel şeyi paylaşmıyorsunuz" diye bize çıkıyorsunuz. Teknofestlermiş, Eğitimde Teknoloji Zirveleriymiş, zoom toplantılarıymış, akademisyenlerle çalışmalarmış falan, tüm bu saçmalıkları geçin bir zahmet. Farkındalık yaratmayı becerebildiniz mi bu da tartışılır.

Bana öyle geliyor ki, bakanlık yapacağını yapıyor, onların verdiği kararlarla sürükleniyoruz. Genelde kötü kararlar veriyorlar, bu durumda bte derneği hiçbir şey yapamıyor. Bakanlık hasbel kader iyi bir şey yaparsa da yaptığınız görüşmelere falan bağlayabilirsiniz. Herhangi bir etkiniz olduğuna zerre kadar inanmıyorum. Yoksa bugün bu branş bu halde olmazdı.

Sizi yargılamıyorum, çalışmalarınız da kolaylıklar dilerim. Bu işlerin zor olduğunu, etki etmenin güç olduğunun da farkındayım. Size veya derneğe dönük çıkar sağlama ithamlarına da kesinlikle karşıyım. Bunlara cevap hakkınızı da sonuna kadar savunurum. Ancak üstten bir bakışla "siz dernek kurun o zaman" "siz burada bir eposta etkinliğinde bir araya gelemezken 550 kişiye ulaştık" deme hakkınız yok. Yani siz onu derseniz ben de "Eleştiri kaldıramıyorsanız kapatın o zaman derneği, bırakın başkanlığı. Zorla mı yaptırıyorlar?" derim.

Lince hazırım. Teşekkür ederim. :D

@buzdagi83 hocamla benzer duygu ve düşüncelerdeyim
 
Normalde verilen kararları sonuçlarına göre değerlendirmem. Mesela bu eposta etkinliği hiçbir işe yaramayabilir. Ancak bu kötü bir karar olduğu anlamına gelmez. Eylemlerin de doğrudan sonuçları gözlemlenemeyebilir. "Yaptığımız tek güzel şeyi bile paylaşmazken" derken nasıl güzel şeyler yaptınız mesela?

Bazı kamu kurumlarının, ilçe müdürlüklerinin sitelerine girip baktığımızda "kaymakamı ziyaret ettik", "belediye başkanımız bizi ziyaret etti" gibi haberler görürüz ya, işi gücü kurum kurum, makam makam gezip fındık fıstık yiyip çay içmek olan ilçe x müdürü sıfatlı insanlardan farkınız yok gibi geliyor. Üzgünüm ama sitenize de girip bakıyorum etkinlik etkinlik etkinlik... Sizden duyduğumuz şeyler de "meb'de x bürokratı ziyaret ettik", "yenilik ve teknoloji müdürüyle görüştük" falan... Ben de diyorum ki eeeee? Bugüne kadar nasıl bir somut kazanım elde ettiniz bir açıklayın biz de dinleyelim??

Bilgisayar öğretmenleri ölmüş ağlayanı yok, ders yok lab yok, btr'nin ne olduğu belirsiz, mobbinge uğrayan uğrayana, norm sıkıntısı yaşanıyor kimse yerinden kıpırdayamıyor, bilgi çağında bilişime 50 kişi kontenjan veriliyor, üniversitelerde bötelerin fişi çekilmek üzere, senede 1 kişi kaydolan böte bölümleri var... BTE derneği bunlardan hangisine çözüm bulmuş? Tamam bir şeylere çalışıyorsunuz da sonuç ne?

16 yıldır bilgisayar öğretmeniyim, bte derneğin kurulduğu zamandan öncesinin bakanlarını da biliyorum. Hüseyin Çelik, Nimet Baş, Ömer Dinçer döneminde de bakanlar kafasına göre hareket etti, ne ders bıraktı ne başka bir şey. Bunlardan sonra gelen Nabi Avcı, İsmet Yılmaz ve görüldüğü üzere Ziya Selçuk döneminde de bilgisayar öğretmenleri atıl vaziyette kalmaktan kurtulamadı. Branş bitmiş halde. Siz burada "yaptığımız tek bir güzel şeyi paylaşmıyorsunuz" diye bize çıkışıyorsunuz. Teknofestlermiş, Eğitimde Teknoloji Zirveleriymiş, zoom toplantılarıymış, akademisyenlerle çalışmalarmış falan, tüm bu saçmalıkları geçin bir zahmet. Farkındalık yaratmayı becerebildiniz mi bu da tartışılır.

Bana öyle geliyor ki, bakanlık yapacağını yapıyor, onların verdiği kararlarla sürükleniyoruz. Genelde kötü kararlar veriyorlar, bu durumda bte derneği hiçbir şey yapamıyor. Bakanlık hasbel kader iyi bir şey yaparsa da yaptığınız görüşmelere falan bağlayabilirsiniz. Herhangi bir etkiniz olduğuna zerre kadar inanmıyorum. Yoksa bugün bu branş bu halde olmazdı.

Sizi yargılamıyorum, çalışmalarınız da kolaylıklar dilerim. Bu işlerin zor olduğunu, etki etmenin güç olduğunun da farkındayım. Size veya derneğe dönük çıkar sağlama ithamlarına da kesinlikle karşıyım. Bunlara cevap hakkınızı da sonuna kadar savunurum. Ancak üstten bir bakışla "siz dernek kurun o zaman" "siz burada bir eposta etkinliğinde bir araya gelemezken 550 kişiye ulaştık" deme hakkınız yok. Yani siz onu derseniz ben de "Eleştiri kaldıramıyorsanız kapatın o zaman derneği, bırakın başkanlığı. Zorla mı yaptırıyorlar?" derim.

Lince hazırım. Teşekkür ederim. :D


Hocam Allah aşkına "eposta etkinliği hiçbir işe yaramayabilir ama kötü olduğu anlamına gelmez, doğrudan sonuçları gözlenmeyebilir" diyorsunuz, 100'den fazla seminer eğitim atölye düzenlemiş, 2+4 ulusal zümre toplantısında bir araya gelip kararlar almış, 67 bt öğretmenleri buluşması düzenlemişiz, dijital içerik geliştirmekten, kurumsal temsile, yayın çıkarmaktan, makine yapmaya, çalıştay düzenlemekten, önemli gün kutlamaya kadar yapmadığı iş kalmamış, faliyet raporlarında 1652 kayıt altına alınmış etkinliği olan bir gruba (ki bunu raporlayacak, siteye atacak arkadaşlar da gönüllü, kayıt altına alınmamış etkinliklerle sayının 3000i geçtiğini tahmin ediyorum örnek: https://bte.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/63-Atlyem-erik-Portal-10.06.2020.pdf https://bte.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/Etkinlik-Bilgi-Formu-57-BTE-Eğitiminde-Kullanılan-Çevrimiçi-Araçlar-2020-Seçkisi-1.04.2020.pdf https://bte.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/Etkinlik-Bilgi-Formu-54-Refilla-Filament-Geri-Dönüşüm-Makinesi-Üretilmesi-10.05.2020.pdf https://bte.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/Etkinlik-Bilgi-Formu-58-Çocuklar-İçin-Programlanabilir-Drone-Projesi-UPS-Ape-Drone-1.01.2020.pdf ), "bu saçmalıkları geçin" diyorsunuz, "zerrre kadar etkiniz yok" diyorsunuz. "ilçe x müdürü sıfatlı insanlardan farkınız yok" diyorsunuz, ardından sizi yargılamıyorum çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim diyorsunuz. ben de çok net bir şekilde, ister destek olun ister olmayın, ister üye olun ister üye olmayın, ister inanın ister inanmayın, ister BTE Derneği yaptı oldu , ister BTE Derneği yapmadı olmadı diye düşünün gerçekten yorulduk arkadaşlar. Ama bir bırakın da istediğimiz gibi çalışalım "Derneği kapatın" bile demişsiniz artık bunun üzerine diyecek bir şey de kalmamış. Bu binlerce etkinliği ortaya koyan, alanın değerinin öenminin ispatı olmaya çalışan arkadaşların yaptıklarının, sendikaya bir eposta atmak kadar etkisi değeri olmamış ise biz, "en kötü birbirimize destek olduk, toplum faydalı olmaya çalıştık, denedik olmadı" deriz. Siz de "bunlar yüzünden olmadı, kapandılar iyi oldu, şunlardan bunlardan farkları yoktu, bunların başkanları da sağda solda yazı yazmakla mesguldü zaten " demezseniz seviniriz.
 
Hocam Allah aşkına "eposta etkinliği hiçbir işe yaramayabilir ama kötü olduğu anlamına gelmez, doğrudan sonuçları gözlenmeyebilir" diyorsunuz, 100'den fazla seminer eğitim atölye düzenlemiş, 2+4 ulusal zümre toplantısında bir araya gelip kararlar almış, 67 bt öğretmenleri buluşması düzenlemişiz, dijital içerik geliştirmekten, kurumsal temsile, yayın çıkarmaktan, makine yapmaya, çalıştay düzenlemekten, önemli gün kutlamaya kadar yapmadığı iş kalmamış, faliyet raporlarında 1652 kayıt altına alınmış etkinliği olan bir gruba (ki bunu raporlayacak, siteye atacak arkadaşlar da gönüllü, kayıt altına alınmamış etkinliklerle sayının 3000i geçtiğini tahmin ediyorum örnek: https://bte.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/63-Atlyem-erik-Portal-10.06.2020.pdf https://bte.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/Etkinlik-Bilgi-Formu-57-BTE-Eğitiminde-Kullanılan-Çevrimiçi-Araçlar-2020-Seçkisi-1.04.2020.pdf https://bte.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/Etkinlik-Bilgi-Formu-54-Refilla-Filament-Geri-Dönüşüm-Makinesi-Üretilmesi-10.05.2020.pdf https://bte.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/Etkinlik-Bilgi-Formu-58-Çocuklar-İçin-Programlanabilir-Drone-Projesi-UPS-Ape-Drone-1.01.2020.pdf ), "bu saçmalıkları geçin" diyorsunuz, "zerrre kadar etkiniz yok" diyorsunuz. "ilçe x müdürü sıfatlı insanlardan farkınız yok" diyorsunuz, ardından sizi yargılamıyorum çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim diyorsunuz. ben de çok net bir şekilde, ister destek olun ister olmayın, ister üye olun ister üye olmayın, ister inanın ister inanmayın, ister BTE Derneği yaptı oldu , ister BTE Derneği yapmadı olmadı diye düşünün gerçekten yorulduk arkadaşlar. Ama bir bırakın da istediğimiz gibi çalışalım "Derneği kapatın" bile demişsiniz artık bunun üzerine diyecek bir şey de kalmamış. Bu binlerce etkinliği ortaya koyan, alanın değerinin öenminin ispatı olmaya çalışan arkadaşların yaptıklarının, sendikaya bir eposta atmak kadar etkisi değeri olmamış ise biz, "en kötü birbirimize destek olduk, toplum faydalı olmaya çalıştık, denedik olmadı" deriz. Siz de "bunlar yüzünden olmadı, kapandılar iyi oldu, şunlardan bunlardan farkları yoktu, bunların başkanları da sağda solda yazı yazmakla mesguldü zaten " demezseniz seviniriz.

Ve ufak bir rica bu eleştirileri okuyabileceğimiz ya da sizi dinleyebileceğimiz bir yerde yaparsanız daha anlamlı olur. Sosyal medya, forum, gruplar vb çoğu zaman takip edemediğimiz yerler gözden kaçabilir bize ulaşmayabilir.
 
Hocam Allah aşkına "eposta etkinliği hiçbir işe yaramayabilir ama kötü olduğu anlamına gelmez, doğrudan sonuçları gözlenmeyebilir" diyorsunuz, 100'den fazla seminer eğitim atölye düzenlemiş, 2+4 ulusal zümre toplantısında bir araya gelip kararlar almış, 67 bt öğretmenleri buluşması düzenlemişiz, dijital içerik geliştirmekten, kurumsal temsile, yayın çıkarmaktan, makine yapmaya, çalıştay düzenlemekten, önemli gün kutlamaya kadar yapmadığı iş kalmamış, faliyet raporlarında 1652 kayıt altına alınmış etkinliği olan bir gruba (ki bunu raporlayacak, siteye atacak arkadaşlar da gönüllü, kayıt altına alınmamış etkinliklerle sayının 3000i geçtiğini tahmin ediyorum örnek: https://bte.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/63-Atlyem-erik-Portal-10.06.2020.pdf https://bte.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/Etkinlik-Bilgi-Formu-57-BTE-Eğitiminde-Kullanılan-Çevrimiçi-Araçlar-2020-Seçkisi-1.04.2020.pdf https://bte.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/Etkinlik-Bilgi-Formu-54-Refilla-Filament-Geri-Dönüşüm-Makinesi-Üretilmesi-10.05.2020.pdf https://bte.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/Etkinlik-Bilgi-Formu-58-Çocuklar-İçin-Programlanabilir-Drone-Projesi-UPS-Ape-Drone-1.01.2020.pdf ), "bu saçmalıkları geçin" diyorsunuz, "zerrre kadar etkiniz yok" diyorsunuz. "ilçe x müdürü sıfatlı insanlardan farkınız yok" diyorsunuz, ardından sizi yargılamıyorum çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim diyorsunuz. ben de çok net bir şekilde, ister destek olun ister olmayın, ister üye olun ister üye olmayın, ister inanın ister inanmayın, ister BTE Derneği yaptı oldu , ister BTE Derneği yapmadı olmadı diye düşünün gerçekten yorulduk arkadaşlar. Ama bir bırakın da istediğimiz gibi çalışalım "Derneği kapatın" bile demişsiniz artık bunun üzerine diyecek bir şey de kalmamış. Bu binlerce etkinliği ortaya koyan, alanın değerinin öenminin ispatı olmaya çalışan arkadaşların yaptıklarının, sendikaya bir eposta atmak kadar etkisi değeri olmamış ise biz, "en kötü birbirimize destek olduk, toplum faydalı olmaya çalıştık, denedik olmadı" deriz. Siz de "bunlar yüzünden olmadı, kapandılar iyi oldu, şunlardan bunlardan farkları yoktu, bunların başkanları da sağda solda yazı yazmakla mesguldü zaten " demezseniz seviniriz.


Şimdi her şey anlaşıldı. Özür dilerim hocam. Ben derneğin ders, lab, btr, özlük hakları gibi konularda çalışma yaptığını zannediyordum. Yoksa 3000 etkinlik 0 reel kazanımla fecaat olurdu.

Dernek bu haliye lise bilişim kulübünden hallice bir ortammış meğerse. Eş dost liginde şampiyon takım gibisiniz. Taklacı güvercin sevenler derneği gibi şeymiş yani. Adını da bilişim teknolojilerini sevenler derneği olarak koysaymışsınız tam olacakmış.

Ben yapılan çalışmalara karşı bu kadar acımasız bir insan değilim. Çelişkimi fark ettiğiniz üzere e-posta etkinliği gibi, belki hiçbir işe yaramayacak etkinlikleri bile kıymetli buluyorum. Sizin yaptıklarınızı da kıymetli bulabilirdim, ki bir açıdan öyle. Ama ortada bizim yaramıza merhem olacak hiçbir kazanım yokken, branşın selası okunurken sizin "biz neler neler yaptık, görmüyorsunuz" imanızdan sonra, üzgünüm ama size empati kuramam. Derneğe karşı yapılan ithamları savunurken kendinizi övmeseydiniz iyiydi.

Çalışmalarınızda yürekten başarılar dilerim. Ders, lab, btr gibi konularda bir etkinlik yapacak olursanız duyurursunuz, seve seve katılırız. Teşekkürler.
 
Derneğin etkinliklerini sosyal medyada denk geldikçe takip ediyorum ve farkındalık oluşturmak adına yararlı buluyorum.

Bunların dışında; yaptılar diye değil ama beklenti açısından bir kişisel değerlendirme benimkisi, kesinlikle bakanlıktan olsun ya da olmasın yetkililer ile yaptıkları görüşmelerde en ufak bir imâ ile de olsa bt öğretmenleri adına ya da bizlerin de arkasında olduğu intibası oluşturularak görüşme yapılmasını istemem.

Sendikalara e-posta gönderme etkinliğine katılırım. İster ders vurgulansın ister btr şartlarının netleştirilmesi vurgulansın. Ülkemizdeki şartlar gereği derse bağlı olmayan bt öğretmenliği normu için etki oluşturulmasını öncelikli görsem de, ders konusundaki çabaların karşılık bulmasını daha çok ümit ediyorum.

Türkiye'de memur sendikaları siyasi parti gibi. Ben oy verdim hadi aklımdan geçenleri okuyun da işleri düzeltin dersek, kahvede oturup siyaset yapan amcadan farkımız kalmaz. Boş oy kullanıyorum ya da sandığa gitmiyorum demek de dolaylı olarak birilerine destek olmaktır. Bence önemli olan sendikalaşmak ve yeri gelince söz hakkını kullanarak etkili olmaya çalışmaktır. Onlar bizim için var ya da bir işe yaramıyorlar diye sitem etmek gerçekçi gelmiyor bana. Ama saygı duyuyorum, tam olarak olmasa da bir nevi kararsız seçmen statüsüdür ve acaba diye düşündürür.
 
Hocam metinde bir çıkmaz var. Seçmeli dersler 4'e düşsün bizim ders ile tasarım dersi eklensin demişsiniz ancak İmam hatiplerde 5 6 7 sınıflarda 1 saat seçmeli var. Diğer ortaokullarda ise 6 saat var. O 5 saatlik fark arapça, Hz. Muhammed'in Hayatı ve Tdb dersine denk geliyor. Şimdi Türkiye geneli 2 saat bilişim ve tasarım eklenmiş olursa sorun çıkar yapamazlar, 2 saat normal ortaokullardan seçmeli azaltılabilir ancak imam hatip ortaokullarında sadece 1 saat seçmeli var. Öneriniz ile çelişiyor.

Onun yerine bilişimle üretim projesinin daha çok yaygınlaştırılması konusuna yoğunlaşabiliriz. Bizi kurtaracak olan proje o'dur. Bu sene gelen yazıya biz de cevap verdik okulumuzda 40 saat dersimiz vardı son haliyle 70 saat etti ve 1 norm daha arttı. Norm 2 den 3'e çıktı.

Tüm okullar bu projeye geçirilirse yüzde 50 norm artışı olur.

Proje hazır, sistem hazır, bu proje üzerine eylemler yapmalıyız diye düşünüyorum.
 
Hocam, bilişimle üretim projesinde zaten 7'lerde 2 saat var. Demekki ona bir çözüm bulmuşlar. 7'lerde olup da 8'lerde olmamasının da bir mantığı yok zaten. Eğer mesele sınav senesi olmasıysa, secmeliyle 4 saat beden görüyorlar ya da secmeliyle 3 saat muzik goruyorlar. Ayrıca bilişimle üretim projesinde ilk taslakta 5. ve 6. 'lar 3 saatti. Sonra 2'ye düştü. Sonradan düşmüş olsa dahi görüyoruz ki istedikleri zaman ders sayısını çok rahat artırabiliyorlar. 35 saat cidden çok fazla. 35 saat icinde 2 saat bilisime yer bulmak bu kadar zor değil. Imam-hatip'lerde de bulurlar.
Hocam imam hatiplerde çözüm nasıl olacak? Arapça dersini mi düşürecekler yoksa matematik mi? Seçmeli ders zaten sadece 1 saat.
 
Lütfen gerçekçi olalım :) Bilişimi kaldırıp Arapça dersini 2'den 4'e çıkarmaları daha olası bir eylem gibi geliyor bana.
Gerçekçiyim hocam, biz olması gerekeni dile getirmeyip etrafından dolandığımız için adamlar da rahatça böyle kararlar alıyor. Ben olması gerekeni söylüyorum, yapıp yapmamak onlara kalmış elbette. Ama ben demesem, siz demeseniz adamlar hiç kendilerini sorgulama gereği duymaz. Benim söylediğimi gayet mantıklı bulup siyasi çekincelerle dile getiremeyen binlerce öğretmen var. Birinin söylemesi lazım.
 
HocaBTE derneği "ben sendika değilim, hak arama mercii" değilim diyor.
Ne yapabiliriz başka??

"Sendika değiliz" lafı bana ait olup, hak arama mercii değiliz lafını siz eklemişsiniz
bir de derneği suçlamışsınız sayın hocam.
Hafızam iyi olmasa kendimden şüphe ederdim.

Peki ben bu lafı nerede ve niye kullandığımı merak eden arkadaşlar varsa lütfen aşağıdaki linki tıklasın ve hatta tüm mesajları okusunlar
https://www.bilgisayarbilisim.net/konular/utopik-bir-oneri.177255/page-2

Son zamanlarda farklı farklı sayfalarda BTR norm dersler ve benzeri konularda derneğin suçlamasından bıktığım için cevap yazmaktan gerçekten artık yoruldum.

dernek gönüllülük ister özveri ister sendika devlet desteğiyle özlük haklarından yargıya kadar pekçok konuda çalışanı bulunur.

Derneğimizin çalışanı değil gönülleri var ve bu sebeple bazı çalışmalarımızı göz önünde olması da geride kalabiliyor.
peki siz gönüllü olmak ister misiniz? Mesela sosyal medyada daha aktif olmamız için bolca vaktiniz sabrınız var mı?

Dernek üyesi pekçok arkadaş okulda dersine giriyor BTR lik yapıyor, öğrenci ve ataması yapılmamış farklı işlerde çalışan arkadaşlar, kalan vakitlerinde bu çalışmaları yapıyor.

Beğenmeyebilirsiniz, eksik bulabilirsiniz, fikir vermek isteyebilirsiniz ama bu kadar az gönüllü sayımız ile pek çok etkinlik sağlayan derneğin, başkanın, il koordinatörü arkadaşların hakkını yemeyin artık yeter.

Forumdaki adı sanı belli olmayan, onu bunu suçlayan Klavye kahramanı arkadaşlar o şuraya gitsin şuna bunu desin hakkımızı arasın demekle olmuyor.

Dernek olarak bakanlığa gitmek demek: kabul görmek demek, imkansızlıklar içinde bu kadar çok yönlü etkinlikler düzenledik demek. Branşınız ve branştaşınız öğretmenler hakkında birşey istediğinizde, rica ettiğinizde ,gerekli gördüğünüzde siz ne yaptınız da ne istiyorsunuz diyen yetkililere yaptıklarınızla kendinizi derneğinizi kanıtlamak ve dernek üyeleri ne istiyorsa onu yapmak demek

hangi dernek başkanı 24 saat açık telefon numarası paylaşıyor başı sıkışan dernekte başta il koordinatörüne ulaşmaya çalışır yada başkan Burcu yu arar

Biz şurada kaç kişiyiz anlaşamıyoruz daha...
Onbinlerce BT öğretmeninden 550 küsür kişiyiz. Bu kadarını yapabildik. Bu işi daha iyi bildiğini iddea eden arkadaşlar varsa kursun derneğini hatta sendikasını bizden daha iyilerini yada kötülerini yapsın da biz de biraz emeksiz eleştiri hakkımızı kullanalım ama değil mi?

Bu arada o çok imrenilerek bakılan Rehber öğretmenlerinin PDR dernek üye sayısını yine paylaşıyorum 30.000 (Toplam 33-34.000 kişiden)

Ülke deki BT öğretmeni sayısı 18-20.000 civarında( branş değiştiren yöneticiliğe geçenler olduğu için bu sayı oynuyor diye biliyorum. Sayıda yanılıyorsam düzeltiniz. Geçen seneden benim aklımda bu kalmış)
 
Son düzenleme:
Öncelikle e-posta hakkındaki fikrimi beyan etmek istiyorum. Dile getirilenler mantıklı ve olması gereken olduğu müddetçe desteklerim. Ki gördüğüm kadarıyla gayet de olması gerekenler dile getirilmiş. Ancak, hangi konuların öncelikle dile getirilmesi gerekir diye de düşünmeliyiz çünkü her şeyi istersek ciddiyeti azalır isteklerin ve dikkate alınmaz. Bu sebeple ben, önceliğimizin dersler ve müfredat olması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca çıkarımıza olması, eğitim için uygun olduğu anlamına da gelmiyor. Bu gibi isteklerden de kaçınmalıyız diye düşünüyorum. Bu bağlamda, bizim için ve eğitim için uygun olan dersler algoritma/programlamanın 5-10. sınıflarda zorunlu, 11-12. sınıflarda seçmeli; öte yandan teknoloji ve tasarım, robotik gibi derslerin de seçmeli olarak her kademede olması gerektiğini düşünüyorum. Yine bu bağlamda, teknoloji kelimesi geçiyor diye tasarımla ilgili olan derslerin de bize ait olduğunu düşünmüyorum. Yine ilkokulda, hiçbir şekilde, sınıf öğretmeni haricinde hiçbir öğretmenin ders vermesini doğru bulmuyorum zira sınıf öğretmeni bireye odaklanır ancak branş öğretmeni dersin kendisine odaklıdır. Hiçbir branş öğretmeni ilkokulda ders vermemelidir.

BTE hakkında yazmadan evvel bir kaç açıklama yapma gerekiyor. Hani hep diyoruz ya; bölümümüze kıymet verilmiyor diye. Ben de olsam ben de vermem çünkü bilgisayar açıp kapatmayı müfredatta istiyoruz. Ama yine aynı biz; iha yapıyoruz(şaka gibi). Word gibi programların eğitimde yeri yoktur çünkü bu uygulamalar bazı insanların ihtiyaçları için geliştirilmiş basit programlardır. Yine robotik kodlama, programlamanın olmadığı yerde olmamalıdır.

Bunları yazdığımda biliyorum, istemsizce suratını ekşiyecek ama hemen sinirlenmeyin. 15 yıllık bir öğretmenin tecrübeleri söz konusu. Hatırlayanlar vardır, Hüseyin Çelik döneminde bütün okullara atıl bilgisayarlar verildi ve hemen bir bt sınıfı açıldı. 10 dakikada masaüstü, 15 dakikada word'ün açıldığı programlar vardı. Sınıf tıkış tıkış, dip dipe öğrenciler oturuyordu. 1 saatlik sürede ancak çocuklar ismini yazabilecek zaman bulabiliyordu. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Birileri "yaw bilgisayar öğretmenliği word öğretmekse, çok da gerekli değil. Çocuklar kendi kendine de öğrenebilir lazım olduğunda" dedi ve haklıydı da. Ve ondan sonra yavaş yavaş derslerimiz elimizden alındı.

Son zamanlarda da robotik, drone, iha(ohaa, o kadar kolay mı?) muhabbeti almış başını gidiyor. Bakın daha programlama dersimiz yok, python ile çocuk en basit yazılımı bilmiyor ama bilsemler, proje okulları robotik kodlama sınıfı açarak pr kasıyor. Bu ne demektir biliyor musunuz? 3-5 öğrenciye öğretsek yeter anlayışının tezahürüdür. Sadece bununla kalsa amenna, bu ayrıca, kodlamanın aşırı basit olduğunu da kabul etmektir. Çocuk kandırır gibi, hazır kit alıp kopyala yapıştır yaparak robotik kodlayabiliyorsak, ciddi olarak soruyorum, neden zorunlu dersolarak verilsin? Bu kadar basitse kodlama, ne gerek var yıllarca ders vermeye? Gerek yok tabii ki, eğer hiç programlama öğretmeden robotik kodlanabiliyorsa gerçekten gerek yok. Ama kimi kandırıyoruz biz? O robotik araçlarla poz verip birilerinin hava atmasını sağlayan öğrencilerinizi bırakın bakalım kaçı kendi başına bir algoritmayı koda dökebiliyor? Hatta onu da geçtim, algoritma yazabiliyorlar mı? Hayır. Proje okulundayım, robotik sınıf var, robot kiti var, parçaları birleştiren öğrenci var ama ne yok biliyor musunuz? Kodlama bilen öğrenci yok. Bunun için kod yazması gerektiğini bile bilmiyor ama gelip bana robotları sevdiğinden bahsediyor. Sonuç ne oldu peki? Şu kodu yaz dedim, tüm hevesi kaçtı ve gitti.

Şimdi tüm bunları BTE hakkında eleştiri yapmak için yazdım. Burada herkes derdini anlatıp duruyor, dernek, eğer dediği gibi bilgisayar öğretmenlerinin derdiyle hemhal oluyorsa, bu problemleri çözmeye mi yoksa derinleştirmeye mi odaklanmış? Kaç bt öğretmeni, bte etkinliklerinde kendi sorununa çare bulmuş mesela? Süslü salonlarda, süper bilgisayarlarla modelleme yapmak, robot ile uğraşmak bizim sorunlarımızın tam olarak hangi noktasına temas ediyor? Valiliklerle o kadar hemhal olunuyorken, bakanlıktaki müsteşarlarla bile görüşme şansı yakalamışken tam olarak yukarıda saydığım hangi ihtiyacımızı dile getirdiler? Tersine, bu işin etkinlikle çözülmeye çalışıldığı izlenimine kapılıyorum ben. Bütün etkinliklerde öğretmenler modelleme, tasarım yapıyor(ki bizim alanımız değil, kusura bakmayın).

Niyetiniz iyi olabilir ama kusura bakmayın, bt öğretmenlerinin derdinden o kadar uzaksınız ki, buna dair bir fikriniz bile sayfanızda yok.
 
Şimdi herşey anlaşıldı....

Dernek bu haliye lise bilişim kulübünden hallice bir ortammış meğerse. Eş dost liginde şampiyon takım gibisiniz. Taklacı güvercin sevenler derneği gibi şeymiş yani. Adını da bilişim teknolojilerini sevenler derneği olarak koysaymışsınız tam olacakmış
Dernek üyelere fikir sorar onlar ne isterse yapar. Yani istersek taklacı güvercin sevenler derneği ile de birlikte çalışma yapar ama ben Kedi sevenler derneği ile proje olursa daha çok desteklerim mesela dernekteki arkadaşlar ne der önemli... BT sevenler derneği de iyiymiş ama geliştirin de siz kurun bu derneği Federasyona gidelim hatta benzer BT eğitimi dernekleri ile (üstten bir bakışla da değil kuruluş aşamalarının ilk üyelerinin ne kadar zor olduğunu bilin diye)

Btr ile ilgili yapılan çalışmalar yok sanıyorsunuz. Sanmaya devam edin. BBNet te de paylaştık btr ile ilgili sorunlar formunu zahmet edip doldurdunuz mu?

BT Dersi ve normlarla ilgili sosyal medya etkinliği düzenlenirken BBnette de duyuruldu katıldınız mı?

BT sınıfları ile ilgili yapılan çalışmalar yok sanıyorsunuz sanmaya devam edin.
(Engelli okullarına BT sınıfları kurulacak haberini bbnette ben paylaştım. Hatta görme engelliler okuluna kurulacak sınıf için gerekli malzeme, eğitim listesini okuldaki arkadaşlarla bakanlığa ben sundum.) Hatta bu sınıflar bile eskiyor artık
Kaç arkadaş farklı kurumlardan sıfır yada ikinci el bilgisayarlar ile BT sınıflarını yeniledi. Evet çünkü Meb yenilemiyor (Gerekçe Fatih projesi)

Siz sadece burada son zamanlardaki gibi yazılan 3-5 mesaja göre sanmaya devam edin sayın hocam

Biz dernek çatısı altında üyelerimizin istekleri doğrultusunda elimizden geldiğince, imkanlarımız ölçüsünce çalışacağız.


Kendinizi tanıtmıyorsunuz sosyal medyada, web sitesinde diyenlere
Gönüllü arıyoruz bu işler için diyoruz. Yapın diyorsunuz. Gönüllü nerede ya da olanlar yetişebiliyor mu!?!
Çünkü Burcunun da dediği gibi yapılan çalışmaların çoğu bu işlerle ilgili gönüllü eksik olunca yayınlanamıyor
 
Son düzenleme:
Niyetiniz iyi olabilir ama kusura bakmayın, bt öğretmenlerinin derdinden o kadar uzaksınız ki, buna dair bir fikriniz bile sayfanızda yok.
Hocam biz dernek üyeleri olarak bir kısmımız uzaydan geldi, bir kısmımız da gökten zembille indik. Hiç Meb okulunda da çalışmadık zaten. Faz 1 Bilgisayar Labı nedir bilmeyiz zaten


Üye Bağışçı ve Gönüllü kavramlarının dernekler için ne olduğunu öğrenmenizi üyemiz olmasanız da belki gönüllümüz olmanızı temmenni ederim eksiklerimiz var ya tamamlamamıza yardımcı olun

Siz ana sayfada eksikler hatalar olsun istersiniz, başka bir üyemiz farklı şey, ataması yapılmamış öğretmenimiz farklı. Sosyal medyada şunlar bunlar neden yok diyenler var... Dernek kimin dediğini ne ara yapmalı, neyi atlayarak

Yada istekler ve destekler dengesi neden sağlanmıyor?

Desteği geçtim zaten köstek olmasınlar diyorum.

https://bte.org.tr/calisma-raporlari-2/
incelediniz mi mesela
 
Son düzenleme:
Öncelikle e-posta hakkındaki fikrimi beyan etmek istiyorum. Dile getirilenler mantıklı ve olması gereken olduğu müddetçe desteklerim. Ki gördüğüm kadarıyla gayet de olması gerekenler dile getirilmiş. Ancak, hangi konuların öncelikle dile getirilmesi gerekir diye de düşünmeliyiz çünkü her şeyi istersek ciddiyeti azalır isteklerin ve dikkate alınmaz. Bu sebeple ben, önceliğimizin dersler ve müfredat olması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca çıkarımıza olması, eğitim için uygun olduğu anlamına da gelmiyor. Bu gibi isteklerden de kaçınmalıyız diye düşünüyorum. Bu bağlamda, bizim için ve eğitim için uygun olan dersler algoritma/programlamanın 5-10. sınıflarda zorunlu, 11-12. sınıflarda seçmeli; öte yandan teknoloji ve tasarım, robotik gibi derslerin de seçmeli olarak her kademede olması gerektiğini düşünüyorum. Yine bu bağlamda, teknoloji kelimesi geçiyor diye tasarımla ilgili olan derslerin de bize ait olduğunu düşünmüyorum. Yine ilkokulda, hiçbir şekilde, sınıf öğretmeni haricinde hiçbir öğretmenin ders vermesini doğru bulmuyorum zira sınıf öğretmeni bireye odaklanır ancak branş öğretmeni dersin kendisine odaklıdır. Hiçbir branş öğretmeni ilkokulda ders vermemelidir.

BTE hakkında yazmadan evvel bir kaç açıklama yapma gerekiyor. Hani hep diyoruz ya; bölümümüze kıymet verilmiyor diye. Ben de olsam ben de vermem çünkü bilgisayar açıp kapatmayı müfredatta istiyoruz. Ama yine aynı biz; iha yapıyoruz(şaka gibi). Word gibi programların eğitimde yeri yoktur çünkü bu uygulamalar bazı insanların ihtiyaçları için geliştirilmiş basit programlardır. Yine robotik kodlama, programlamanın olmadığı yerde olmamalıdır.

Bunları yazdığımda biliyorum, istemsizce suratını ekşiyecek ama hemen sinirlenmeyin. 15 yıllık bir öğretmenin tecrübeleri söz konusu. Hatırlayanlar vardır, Hüseyin Çelik döneminde bütün okullara atıl bilgisayarlar verildi ve hemen bir bt sınıfı açıldı. 10 dakikada masaüstü, 15 dakikada word'ün açıldığı programlar vardı. Sınıf tıkış tıkış, dip dipe öğrenciler oturuyordu. 1 saatlik sürede ancak çocuklar ismini yazabilecek zaman bulabiliyordu. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Birileri "yaw bilgisayar öğretmenliği word öğretmekse, çok da gerekli değil. Çocuklar kendi kendine de öğrenebilir lazım olduğunda" dedi ve haklıydı da. Ve ondan sonra yavaş yavaş derslerimiz elimizden alındı.

Son zamanlarda da robotik, drone, iha(ohaa, o kadar kolay mı?) muhabbeti almış başını gidiyor. Bakın daha programlama dersimiz yok, python ile çocuk en basit yazılımı bilmiyor ama bilsemler, proje okulları robotik kodlama sınıfı açarak pr kasıyor. Bu ne demektir biliyor musunuz? 3-5 öğrenciye öğretsek yeter anlayışının tezahürüdür. Sadece bununla kalsa amenna, bu ayrıca, kodlamanın aşırı basit olduğunu da kabul etmektir. Çocuk kandırır gibi, hazır kit alıp kopyala yapıştır yaparak robotik kodlayabiliyorsak, ciddi olarak soruyorum, neden zorunlu dersolarak verilsin? Bu kadar basitse kodlama, ne gerek var yıllarca ders vermeye? Gerek yok tabii ki, eğer hiç programlama öğretmeden robotik kodlanabiliyorsa gerçekten gerek yok. Ama kimi kandırıyoruz biz? O robotik araçlarla poz verip birilerinin hava atmasını sağlayan öğrencilerinizi bırakın bakalım kaçı kendi başına bir algoritmayı koda dökebiliyor? Hatta onu da geçtim, algoritma yazabiliyorlar mı? Hayır. Proje okulundayım, robotik sınıf var, robot kiti var, parçaları birleştiren öğrenci var ama ne yok biliyor musunuz? Kodlama bilen öğrenci yok. Bunun için kod yazması gerektiğini bile bilmiyor ama gelip bana robotları sevdiğinden bahsediyor. Sonuç ne oldu peki? Şu kodu yaz dedim, tüm hevesi kaçtı ve gitti.

Şimdi tüm bunları BTE hakkında eleştiri yapmak için yazdım. Burada herkes derdini anlatıp duruyor, dernek, eğer dediği gibi bilgisayar öğretmenlerinin derdiyle hemhal oluyorsa, bu problemleri çözmeye mi yoksa derinleştirmeye mi odaklanmış? Kaç bt öğretmeni, bte etkinliklerinde kendi sorununa çare bulmuş mesela? Süslü salonlarda, süper bilgisayarlarla modelleme yapmak, robot ile uğraşmak bizim sorunlarımızın tam olarak hangi noktasına temas ediyor? Valiliklerle o kadar hemhal olunuyorken, bakanlıktaki müsteşarlarla bile görüşme şansı yakalamışken tam olarak yukarıda saydığım hangi ihtiyacımızı dile getirdiler? Tersine, bu işin etkinlikle çözülmeye çalışıldığı izlenimine kapılıyorum ben. Bütün etkinliklerde öğretmenler modelleme, tasarım yapıyor(ki bizim alanımız değil, kusura bakmayın).

Niyetiniz iyi olabilir ama kusura bakmayın, bt öğretmenlerinin derdinden o kadar uzaksınız ki, buna dair bir fikriniz bile sayfanızda yok.

Hocam çoğu cümlenize katılıyorum ama "Word gibi programların eğitimde yeri yoktur". cümlenize katılmıyorum. İlkokul ve ortaokul çocukları word gibi programlarla klavyeyi tanıyor. Evet lise öğrencisine ofis programlarını göstermek abes kaçıyor sanki ama önceden öğrenmesi gerekiyor. Bilişim eğitimi gören bir insan dilekçesini wordde yazabilmeli, proje anlatımı için sunum hazırlayabilmeli, bazı arkadaşlar temel bilgisayar becerisi olmayan bu çocuklara hemen kodlama/programlama/robotik öğretmeye çalışıyor. Çocuk daha insert tuşunun ne işe yaradığını, çift tıklamanın ne işe yaradığını bilmiyor biz ona kodlama-robotik öğretmeye çalışıyoruz. Meslek lisesinde ofis programları dersinde size bunlar işe yaramayacak alın size fazladan programlama mı deseydik? Hayır, staja/beceri eğitimine gönderdiğimiz işletmeler özellikle ofis programlarını iyi öğrenmesini istiyordu tüm öğrencilerin. Ama bizim arkadaşlar bunları anlatmaktan sıkıldıkları için kendince gereksiz görüyorlar, hayır, kesinlikle gereksiz değil ki artık çocuklar internete vs giriyor ama tablet ve telefonlar yüzünden klavyeyi hiç tanımıyor eğer evinde bilgisayar yoksa.

Eba destek noktamız ekim kasım ayları çok yoğundu, 5 ve 6lardan klavyeyi hiç kullanmayan öğrenciler vardı, çift tıklamayı beceremeyen öğrenciler vardı. Hatta biri 5, biri 2. sınıfa giden 2 abi kardeşten küçük olanı abisinden daha iyi fare kullanıyordu, neden, çünkü ilgiliydi çocuk.

Sözün özü, word göstermek, ofis anlatmak gereksiz değildir. Word sayesinde çocuk klavyeyi tanıyacak, siz robotikle/kodlamayla klavyeyi nasıl tanıtacaksınız, kodu klavyeyi tanımadan nasıl yazacak?
 
Dernek üyelere fikir sorar onlar ne isterse yapar. Yani istersek taklacı güvercin sevenler derneği ile de birlikte çalışma yapar ama ben Kedi sevenler derneği ile proje olursa daha çok desteklerim mesela dernekteki arkadaşlar ne der önemli... BT sevenler derneği de iyiymiş ama geliştirin de siz kurun bu derneği Federasyona gidelim hatta benzer BT eğitimi dernekleri ile (üstten bir bakışla da değil kuruluş aşamalarının ilk üyelerinin ne kadar zor olduğunu bilin diye)

Btr ile ilgili yapılan çalışmalar yok sanıyorsunuz. Sanmaya devam edin. BBNet te de paylaştık btr ile ilgili sorunlar formunu zahmet edip doldurdunuz mu?

BT Dersi ve normlarla ilgili sosyal medya etkinliği düzenlenirken BBnette de duyuruldu katıldınız mı?

BT sınıfları ile ilgili yapılan çalışmalar yok sanıyorsunuz sanmaya devam edin.
(Engelli okullarına BT sınıfları kurulacak haberini bbnette ben paylaştım. Hatta görme engelliler okuluna kurulacak sınıf için gerekli malzeme, eğitim listesini okuldaki arkadaşlarla bakanlığa ben sundum.) Hatta bu sınıflar bile eskiyor artık
Kaç arkadaş farklı kurumlardan sıfır yada ikinci el bilgisayarlar ile BT sınıflarını yeniledi. Evet çünkü Meb yenilemiyor (Gerekçe Fatih projesi)

Siz sadece burada son zamanlardaki gibi yazılan 3-5 mesaja göre sanmaya devam edin sayın hocam

Biz dernek çatısı altında üyelerimizin istekleri doğrultusunda elimizden geldiğince, imkanlarımız ölçüsünce çalışacağız.


Kendinizi tanıtmıyorsunuz sosyal medyada, web sitesinde diyenlere
Gönüllü arıyoruz bu işler için diyoruz. Yapın diyorsunuz. Gönüllü nerede ya da olanlar yetişebiliyor mu!?!
Çünkü Burcunun da dediği gibi yapılan çalışmaların çoğu bu işlerle ilgili gönüllü eksik olunca yayınlanamıyor

Bu başlıktaki asıl amaç sendikalara basınç uygulamaktı. Ama kendimizi savunacağız derken tüm ilgiyi dernek üzerine çekmeyi başardınız. Amacınız dernek propagandası yapmak mı nedir anlamadım.(ki öyle olsa da sorun yok) Ancak şu an bu basıncı üzerinize çekiyorsunuz. Ancak siz derneksiniz. Anlattınız bunu sağolun, anladık; sendika değilsiniz. Kendi ölçünüzde, etki alanınızda yapabildiğiniz kadarını da yapmışsınız. Teşekkür ederiz.

Gerçekten gönüllü bir iş yapıyorsunuz. Hayvansever derneklerinin barınak kurmaya çalışması, mama toplaması gibi faaliyetler. Meb'i karşınıza alıp "biz dersimizi istiyoruz" diyemiyorsunuz. Diyemezsiniz de. Sizi bu konuda suçlamıyorum. Çünkü sendika değilsiniz. Sendika olup halen kaçak güreşseydiniz, branşın bunca problemi varken atölyelerle, çalıştaylarla, etkinliklerle bir şeyler yaptığınızı zannetseydiniz, işte bu kötü olurdu. Sizi suçlamıyorum. Ama biz neler neler yaptık diye ortaya çıktığınız şeylerin branşın hiçbir yarasına merhem olmadığını daha nasıl anlatalım bilemedim.

Bu yüzden branşın problemleri için muhatabı sizmişsiniz gibi davranmayı bırakın lütfen. 12 bin bilgisayar öğretmeninin hepsi derneğinizin üyesi olsaydı da sizin yapacağınız/yapabileceğiniz şeyler değişmezdi zaten. Kendinizi boşuna savunuyorsunuz. Burcu hanım yanlış argümanlarla ortaya çıktı, onun yanlış argümanlarına derneğin bir etki gücü var zannederek cevap verdim, şu an siz de tamamen yanlış argümanlarla kurulu bir tartışmada yanlışlıkla suçlanan derneği savunuyorsunuz. Benim derdim dernekle falan değil. Sağolun var olun, elinizden geleni yapıyorsunuz. -Önceki gönderilerimde küçümsediğim için özür dilerim. Gerçekten hak arayış gibi bir misyonu olan bir mercii zannettiğim için tepki olarak yazdım.- Ancak elinizden gelenlerle bizim problemlerimizin neredeyse alakası yok.

Ülkedeki hakim atmosfer yüzünden yüzbinlerce üyesi olan sendikalar sus pus olmuşken size ne diyebiliriz ki. İktidar mı değişir, meb'deki zihniyet mi değişir bilmiyorum, bizim problemlerimiz ancak öyle çözülecek gibi. Şu aşamada ne sizin ne de sendikaların faydası olacağını düşünüyorum. Hatta branşın köklü problemlerinin çözümünde sendikaların faydası olur sizin olmaz kanaatindeyim. Çünkü siz semptom gideriyorsunuz, oysa bize aşı lazım, ilaç lazım. Semptom gidererek problemi öteleyip dururuz ancak.

"Gönüllü faaliyetlerle günü kurtarabiliyoruz, bağışçılarla birkaç okula bilgisayar sınıfı kurabiliyoruz" demek "kendi başımıza yetiyoruz, size gerek yok" mesajı veriyor, branşın problemlerinin çözümünü geciktirmekten başka bir işe yaramıyor.

Bizim burada yapmaya çalıştığımız şey, o zamana kadar sendikalara ve bakanlığa "bakın burada biz de varız, bizim çözülmeyi bekleyen problemlerimiz var" demek. İster katılın ister katılmayın. Dernek olarak isterseniz destekleyin isterseniz desteklemeyin. Ama biz bunları bunları yaptık diye saymayın, şuna katıldınız mı buna katıldınız mı diye boşuna sormayın. Branşın problemlerini çözebilecekmişsiniz gibi öne atılmayın. Öyle bir derdiniz de yok, yetkiniz yok.
 
Son düzenleme:
Geri
Üst