- Mesajlar
- 778
Tüketim Toplumu....
İnsan bu dünyada uykudadır, ölünce uyanır....
Sen akıllı davran, ölmeden önce uyan...
lafzında bir sözünü hatırlıyorum Mevlana'nın...
(acı ve gerçek olan bir şey daha var, gangham style mıdır ne b.ktur 2 milyarın üzerinde izlenmiş, bu video sadece : 9 izlenmede....evet...)
alın size örnekleriyle , ben demiyorum, amerika'lıların kendileri diyor bu sefer...
http://www.youtube.com/watch?v=MqIJz0YjPg0
Tüketim Toplumu....
Amerika, dünya nüfusunun %5 ine sahip olmasına rağmen dünya kaynaklarının %’30 unu tüketiyor.
Amerikanın 3. Dünya ülkesi dediği şey, kendilerine ait olduklarının düşündükleri şeylerin her nasılsa başka ülkelerin topraklarında olmasıdır.
Bu sistemde, çok şeye sahip değilseniz ve çok şey satın almıyorsanız hiçbir değeriniz yoktur.
Para ve sermaye, fabrikalarını kendi ülkelerinde kurmayarak, diğer ülkelerin kaynaklarını kullanıyor ve o ülkenin topraklarını kirletiyor.
Tüketim sistemin kalbidir ve onu ayakta tutmak için gereklidir.
Üretim aşamasında, insanları ve doğayı katlettikten sonra, piyasaya sürülen ürünlerin sadece %1 i altı ay sonra kullanılabilir durumda kalmaktadır.
Tüketim ve alışveriş hayat biçimi olmalıdır. Hatta kutsal bir hale gelmelidir. Tüketime, yenilerin gelmesine ve çöpe atılmasına ihtiyacımız var.
Tüketimde üretilen ürünler, çöpe atılmak için tasarlanırlar.
Hemen bozulup sonra da tüketicinin yeniden alabileceği ürün tasarımlarını nasıl yapabileceklerini planladılar.
Ancak, ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, bozulması ve çöpe atılarak yenisinin alınması için tasarlanan ürünler, istenilen zamanda bozulmazlar.
İşte bu yüzden tüketim sistemini canlı tutmak için devreye, başka yöntemler girer. Sistem, gayet kullanılabilir olan eşyalarımızı atmaya yönlendirir. Bunu da ürünlerin görünüş ve isimlerini değiştirerek yaparlar. Sosyal değerlerini buna göre ölçen insanlar, hemen tüketime gitme ihtiyacı duyarlar.
Reklamlar ve medya sayesinde, günde binlerce kere, saç, araba, telefon gibi kullanılan ürünlerin yanlış ve eksik olduğunu, hemen alışveriş yaparak bu duruma son vermemiz gerektiğini öğreniriz.
Daha fazla eşyamız var, ancak kendimizi daha mutlu edecek aile, arkadaş, Kuran ve Namaz için daha az vaktimiz var.(burası benim eklemem)
İnsanlar eskisinden olduğundan daha çok çalışıyorlar. Sahip oldukları boş zamanlarda da şu aktiviteleri yapıyorlar : tv seyretmek ve alışveriş yapmak….
İnsan bu dünyada uykudadır, ölünce uyanır....
Sen akıllı davran, ölmeden önce uyan...
lafzında bir sözünü hatırlıyorum Mevlana'nın...
(acı ve gerçek olan bir şey daha var, gangham style mıdır ne b.ktur 2 milyarın üzerinde izlenmiş, bu video sadece : 9 izlenmede....evet...)
alın size örnekleriyle , ben demiyorum, amerika'lıların kendileri diyor bu sefer...
http://www.youtube.com/watch?v=MqIJz0YjPg0
Tüketim Toplumu....
Amerika, dünya nüfusunun %5 ine sahip olmasına rağmen dünya kaynaklarının %’30 unu tüketiyor.
Amerikanın 3. Dünya ülkesi dediği şey, kendilerine ait olduklarının düşündükleri şeylerin her nasılsa başka ülkelerin topraklarında olmasıdır.
Bu sistemde, çok şeye sahip değilseniz ve çok şey satın almıyorsanız hiçbir değeriniz yoktur.
Para ve sermaye, fabrikalarını kendi ülkelerinde kurmayarak, diğer ülkelerin kaynaklarını kullanıyor ve o ülkenin topraklarını kirletiyor.
Tüketim sistemin kalbidir ve onu ayakta tutmak için gereklidir.
Üretim aşamasında, insanları ve doğayı katlettikten sonra, piyasaya sürülen ürünlerin sadece %1 i altı ay sonra kullanılabilir durumda kalmaktadır.
Tüketim ve alışveriş hayat biçimi olmalıdır. Hatta kutsal bir hale gelmelidir. Tüketime, yenilerin gelmesine ve çöpe atılmasına ihtiyacımız var.
Tüketimde üretilen ürünler, çöpe atılmak için tasarlanırlar.
Hemen bozulup sonra da tüketicinin yeniden alabileceği ürün tasarımlarını nasıl yapabileceklerini planladılar.
Ancak, ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, bozulması ve çöpe atılarak yenisinin alınması için tasarlanan ürünler, istenilen zamanda bozulmazlar.
İşte bu yüzden tüketim sistemini canlı tutmak için devreye, başka yöntemler girer. Sistem, gayet kullanılabilir olan eşyalarımızı atmaya yönlendirir. Bunu da ürünlerin görünüş ve isimlerini değiştirerek yaparlar. Sosyal değerlerini buna göre ölçen insanlar, hemen tüketime gitme ihtiyacı duyarlar.
Reklamlar ve medya sayesinde, günde binlerce kere, saç, araba, telefon gibi kullanılan ürünlerin yanlış ve eksik olduğunu, hemen alışveriş yaparak bu duruma son vermemiz gerektiğini öğreniriz.
Daha fazla eşyamız var, ancak kendimizi daha mutlu edecek aile, arkadaş, Kuran ve Namaz için daha az vaktimiz var.(burası benim eklemem)
İnsanlar eskisinden olduğundan daha çok çalışıyorlar. Sahip oldukları boş zamanlarda da şu aktiviteleri yapıyorlar : tv seyretmek ve alışveriş yapmak….