"Ütopik" Bir Öneri

Kodla Büyü
Bir yakınım 90 yılında mezun oldu liseden, ben liseye giderken (98'de başladım) bana bir defter verdi, al bak bakalım neler değişmiş diye, verdiği defterde yanlış hatırlamıyorsam fortran dilini öğretmenleri (artık branşı ne idi bilmiyorum) not tutturmuş, programlama dilleri ile ilgili döngüler, dilin özellikleri vs. temel konular. Yalnız okulda değil halk eğitim kursunda da görmüş olabilir, onu tam bilemiyorum. Şimdi 90 yılında programlama gören bu kişi bunu hayatında kullanmadı. Bilişim teknolojileri derslerinde göstereceklerimiz günlük hayatta da kullanılmalı. Meslek lisesinde çalışırken çoğu öğrenci powerpointi öğrenmeden geliyordu, wordü bile kullanmadan bölüme gelen öğrenciler vardı ki halen bu devam ediyordur.
Şimdi ortaokulda görev yapan çoğu arkadaşımız kodlama etkinliklerine başlamıştır, hatta ilk dönemden başlayan arkadaşlar var. Ama ben 5. sınıflara 3. haftadır powerpoint gösteriyorum, çünkü ileride belki de meslek lisesinde benim karşıma gelecek öğrenci. Temel bilgileri vermeden kodlamaya girmek çok yanlış. Bunu sabahlara kadar tartışırım anlayabilecek olanla. Ama tutturulmuş bir kodlama da kodlama! Kodlama işine yarayacak öğrenci normal bir ortaokulda sınıf düzeyinde 5'i geçmez. Diğerlerinin hayatında kullanmayacakları bir şeyi öğretmenin ne anlamı var. İşte Destekleme ve Yetiştirme kursları bu yüzden önemliydi bizim branşta. İstekli öğrencilerle güzel işler ortaya çıkıyordu.

Doğru bilgi doğru kitleye anlatılmazsa başarı tamamen şansa bağlı kalır.

Ben iddia ediyorum her lisede oyun geliştirme, yazılım, tasarım, robotik, bilgisayar bilimleri gibi konularına ilgi duyan bir sınıf çıkar. Velileri ve velilerden farklı düşünmeyen öğretmenleri bypass edip bu çocuklara erişebilmemiz lazım. Bizim bunu yapabilmemiz için de ders gerekiyor. Ben ekstra zaman ayırıp bilgimi anlatabilirim, ki bunu çok denedim. Ancak çocuk/genç ne kadar istekli olsa da, yazılımla ilgili bir şeyler anlatacak olduğumda koşa koşa gelse de, ailesi izin vermiyor, sınavlara çalış diyor, okulda yeterli zaman bulunamıyor vs. Ortaokulda 7-8. sınıflarda bu daha çok yaşanıyor, lisede de 11-12. sınıflarda yaşanıyor.

Ders bu yüzden gerekli. Zira velilere veya sınav manyağı öğretmenlere bırakırsak bu gençler hayatları boyunca bir şeylere hazırlanıp duracaklar. Bu kitlenin istediği tek şey: çocuklar sınava hazırlansın, hayırlısıyla bir meslek sahibi olsun. Oyun/yazılım geliştirme, tasarım vs. gibi alanların ne olduğunu tam bilmedikleri gibi, çevrelerinde bu alanlarda bir iş imkanı görmedikleri için de çocukların/gençlerin işsiz kalacağını düşünüyorlar. İnsan görmediği bir rengi hayal edemez. Sokaklarında mobilyacı var, eve elektrikçi çağırıyorlar, araba tamircisi görüyorlar, öğretmen görüyorlar, doktor görüyorlar, memur görüyorlar, polis görüyorlar vs. Çocukları okuyup bir yere gelsin istiyorlar okumazsa "kaportacı" olsun diyorlar. Bakanlığın ufku bu insanların ufkundan daha büyük olmalı.

Herkese gerekli mi bu eğitimler. Değil. Bu da bir çözüm elbette ama son derece verimsiz bir çözüm. Herkese aynı eğitimi vermek başarı oranını, verilen eğitimin kalitesini acayip düşürür. Ki bizim okul kalitelerinin düşüklüğü de bunun ispatıdır. Ama hedef odaklı bir şekilde, istekli öğrencilere alan açılacak olursa bu eğitim harika sonuçlar verecektir.

İdeal olan çoklu zeka kuramı ama işte asıl o ütopik olur. Esasında ütopik de değil, tüm branş öğretmenlerini rahatlatacak, başarı oranını yükseltecek olan da o ama bakanlıkta öyle bir vizyon yok, velilerde de öyle bir talep yok. Bu yüzden ütopik kalıyor.
 
... Meslek lisesinde çalışırken çoğu öğrenci powerpointi öğrenmeden geliyordu, wordü bile kullanmadan bölüme gelen öğrenciler vardı ki halen bu devam ediyordur.
Şimdi ortaokulda görev yapan çoğu arkadaşımız kodlama etkinliklerine başlamıştır, hatta ilk dönemden başlayan arkadaşlar var. Ama ben 5. sınıflara 3. haftadır powerpoint gösteriyorum, çünkü ileride belki de meslek lisesinde benim karşıma gelecek öğrenci. Temel bilgileri vermeden kodlamaya girmek çok yanlış. Bunu sabahlara kadar tartışırım anlayabilecek olanla. Ama tutturulmuş bir kodlama da kodlama! Kodlama işine yarayacak öğrenci normal bir ortaokulda sınıf düzeyinde 5'i geçmez. Diğerlerinin hayatında kullanmayacakları bir şeyi öğretmenin ne anlamı var. İşte Destekleme ve Yetiştirme kursları bu yüzden önemliydi bizim branşta. İstekli öğrencilerle güzel işler ortaya çıkıyordu.
Bu dönem dersleri uzaktan işlediğimiz için office programlarını detaylıca anlatamadım, programlamaya geçtim erkenden(Kodlama demek istemiyorum, çünkü bende antipati uyandırmaya başlıyor artık. Suyunu çıkardılar bunun da. )
Aslında Bilişim Teknolojileri ayrı bir ders, Programlama/Yazılım ayrı bir ders olmalı bence. 5. sınıftaki bir öğrenciye ancak temel bilgisayar becerilerini kazandırabiliyorsunuz. Ancak, şununla da karşılaşıyoruz, bazı arkadaşlarımız "kodlama"nın daha önemli olduğunu söylüyorlar. Word, Excel yeter artık, babından. Burada biraz kafa karışıklığı yaşıyoruz. Bocalayabiliyoruz.
Bilemiyorum... Programlamanın ayrı bir ders adında anlatılması daha iyi olur, kanısındayım.

Dersimizin matematik ile ilgisine gelince... Aslında sadece matematik değil, diğer derslerle de bağlantılı. Mesela algoritma anlatırken basit/zor matematik problemleri üzerinden anlatıyorum, ki farklı derslerden de örnekler katılabilir buna. Bunun dışında, mesela "bulut depolama" konusuna girerken ilk önce bulut nasıl oluşur vs. bunun üzerinde duruyor, bağlantısını kuruyorum(fen bilgisi konusu bu da). Ya da ergonomi anlatırken beden eğitimi; virüslerin bulaşmasını anlatırken pascal üçgeni; bilgisayar donanım-yazılımını anlatırken insan resmi/karikatürü üzerinden benzeterek anlatmaya çalışıyorum, mantığı otursun diye(Ne kadar verimli, Allah bilir ama deniyoruz işte) . Bunun dışında her konuya girişte konunun başlığını, kelime anlamını açıklıyorum, alın size Türkçe ile ilgisi... Kısaca dersimizin her disiplin ile bir bağı var.
Kıymetli bir branşa sahibiz, ama gelin görün ki bakırcılar çarşısındaki altın misâli hâlimiz. Ya bir bobine sarılıyoruz ya da utp kabloda iletkenlik görevine atanıyoruz.
Her ne olursa olsun, tavrımız önemli bu konuda. Gerek bireysel olarak, gerek topluca... Arz-ı hâl ediyoruz ister istemez, ama... Her ne ise işte.
 
Akıllı tahta olan ilkokullar var. Ayrıca ben sedece ilkokullar için demedim. BTR olmazsa ne olur diye sordunuz ya... Ortaokullarda BTR olmazsa çok büyük bir kayıp olmaz diyorum ben de. Akıllı tahtalar her gün bozulmuyor. Senede 3-5 tahtaya imaj ya atılıyor ya atılmıyor. Hadi diyelim 20 kere. Ayrıca EBA konusunda neye yardımcı olacağız? EBA dediğiniz bir internet sitesi. Karmaşık bir yazılım değil. İnsanlar nasıl yüzlerce internet sitesine girip kullanıyorlarsa, EBA'yi da kullanıyorlar. İlk çıktığı zamanlarda belki özelliklerini tanıtmak gerekiyordu, tanıtıldı. Bugün için bilinmeyen özellikleri kaldıysa, yarım saatlik sunuyla anlatılır. Bunun için haftalık 10-20 ders arası görevlendirme yapmaya gerek var mı? Kaldı ki EBA'yla ilgili her şey youtube'da var. Umarım MEB bu işi küçümseyip, görevlendirmeleri sonlandırır ve dersimizi iade eder. Biz de öğretmenlik yaparız; EBA tanıtımtıcılığı ya da imaj atıcılığı değil.
Şu mesajı okuyan bir yetkili hakkaten ya bu işler için BTR ye biz niye ekders ödüyoruz bundan sonra yapmayalım der hocam . Ders kısmına da zaten herkes bilgisayar biliyor ne gerek var denileceği için hem dersten hem BTR den oluruz . Ki bence olmaya başladık bile . Forumda BTR görevlendirme yapmayan, yapmaya değer bulmayan tasarruf eden iller gibi başlıklar açılmış . Yakındır hiç birimize görev vermemeleri. Ders bekliyorsak daha çok bekleriz . 15 yılı devirdim eksildi artmadı dersim . Benim söyleceklerim bu kadar
 
Hocam, kendi çıkarımız için yalan mı söyleyelim ya da gerçeklerin üstünü mü kapatalım? Hicbir konuda bizi dinlemeyen, söylediklerimizi dikkate almayan MEB burada yazdıklarımızı dikkate alarak mı hareket edecek?
Ayrıca BTR'deki sorun bizim az iş yapmamız ya da çok iş yapmamız değil. Öğretmenlik yapmamamız. Çok iş yapıyor olsak da sorun, az iş yapıyor olsak da sorun.
BTR olmasa da derslerimizi vermezler diyorsunuz? Binlerce maaş karşılığını dolduramayan öğretmeni ne yapacaklar? Şahsen ben ne yapacaklarını merak ediyorum. Buyursunlar BTR'yi kaldırsınlar. Hakkımız olan dersimizi vermek zorundalar. Vermiyorlarsa, ellerinde binlerce bilişim öğretmeni varken, derse sokmayıp, atıl durumda bekletmenin hesabını kamuoyuna versinler.
Dersi olmayan binlerce teknoloji tasarım öğretmenini napıyorlar hocam . Hepsi 8-10 saat derse girerek bekliyor . Gönderilecekleri okul bile yok biz de öyle olacağız . BTR yi savunduğum için yazmadım ancak bizim ders bitmiş durumda artık kabul edelim
 
Doğru söylüyorsunuz hocam, büyük ihtimal öyle olacak. Açıkçası umudum yok. 2. üniversite bitirip alan değiştirmeyi planlıyorum. Fakat eğitim fakültesinin en yüksek puanlı bolümüyken, kendi üniversitemin elektronik mühendisiliğini kazanacak puanı almışken teknoloji tasarımla ya da görsel sanatlarla aynı noktaya gelmeyi hazmedemiyorum. Benim burda yazdıklarım bir nevi ölmeden önce son çırpınışlar. Belki son bir gayret, son bir hamleyle hayata döndürürüz bölümü... Bunun için en mantıklı hamle dersi matematiksel bir içeriğe kavuşturmak olacaktır diye düşünüyorum. Ama bunu somutlastirmak cok ciddi calistirma gerektirir. O sekilde mufredat hazırlama kolay degil. Matematikci bilgisayarcı birlikte çalışması lazım. Tabii kimse ugrasmaz bu islerle. Benimkisi boş hayal. Ama derler ya, "konuşsam olmuyor sussam gönül razı değil". O hesap işte.
Yüzde yüz hak veriyorum yazdıklarınıza . İnsanın zoruna gidiyor tıp fakültesine yetecek puan alıp da format ile uğraşmak veya dersinin ders yerine konmaması . Umarım matematik- bilimi gibi bir şekle dönüşür bizi de o şekilde değerlendirirler . Zaten son bir kaç yılda mezun olanlar çok düşük puanlarla girdiler . Diğer mezunlarımız ciddi matematik netleri ile bu bölümü kazandılar . Matematik bilimi olursak hakkını veririz diye düşünüyorum. Umalım güzel şeyler olsun . Yoksa yolumuz daha çok uzun . Nerden baksak 20-25 yıl daha çalışacağız ki çoğumuz 14-15 yıllık olduk . 45-50 yaşında dün gelmiş idarecinin öğretmeninin ayağına gidip de yazıcı sök tak .ona buna format at daha da ağır gelecektir bizlere
 
... Ama derler ya, "konuşsam olmuyor sussam gönül razı değil". O hesap işte.

Derdime vâkıf değil cânân beni handân bilir
Hakkı vardır şâd olanlar herkesi şâdân bilir
Söylesem te'siri yok sussam gönül râzı değil
Çektiğim âlâmı bir ben bir de Allâh'ım bilir

Fuzûlî'den... Hâfız Sâmi Efendi de pek güzel söyler.
Forumdaki bütün arkadaşlara gelsin. Saygılarımla...
 
Hocam, BTE derneğinin sendika olmadığının farkındayım fakat dernek de bölümün menfaatleri için mücadele edebilir. Sendikanın mücadele yöntemi başkadır derneğin başka.
Her neyse, amacım BTE derneğini eleştirmek değil. Zaten içinde bulunmadığım ve yakından takip etmediğim için ne yapıp yapmadıklarını bilmiyorum.
Sosyal medyadan edindiğim izlenime göre BTE derneği de dersimize sahip çıkıyor fakat bunu MEB'in belirlediği sınırlar içinde yapıyor. Örneğin MEB dersimize değer vermiyor, okutulmasını gerekdiz görüyor ama bir taraftan da robotik projeleriyle göz boyamak şov yapmak istiyor. BTE derneği büyük bir iştahla bu şovların parçası oluyor. MEB'in bölüm için belirlediği müfredatı eleştirmek yerine o müfredat üzerinden materyal geliştiriyor. Bunlar yapılmasın demiyorum ama biraz da alternatif müfredat çalışması yapılmasi gerekir. Robotik şov malzemesi olmanin ötesine geçemez. Çalıştayların, atölyelerin ötesine geçmez. VEX benzeti setler 3bintl'den başlıyor. Ayrıca para da tek sorun değil. Bu tip teknik şeylerden ziyade matematiksel bir mufredat uzerinde durulmali. Ustteki mesajlarda da yazdığım gibi algoritmayla matematik cozulmeli. Dernek mevcut baglantilarini üniversitede bote akademisyenleriyle iletisime gecmek icin kullanabilir. Alternatif bir mufredat için calisma yapilabilir.
Sadece uzaktan akıl da vermiyorum. Dernege uye olup uzerime duseni yapabilirim. Ama sanki dernektekiler algoritma+matematik yerine robotik istiyorlarmis gibi geliyor. Uyesi oldugunuz icin size soruyorum.

Kesinlikle dernek sadece robotik istiyormuş gibi bir düşünce yanlış onu baştan belirteyim.
Dernekte faaliyette bulunan arkadaşlar robotik yarışmalara/faaliyetlere de katılmışlardır Ama Mebin faaliyetleri olsun diğer faaliyetler olsun pek çok etkinlik var yapılan dernek sosyal medya hesaplarını takip edin derim. En azından fikir almak için.

Müfredatı meslekte olduğum 17 senede bizim kadar köklü değişen kaç branş var. Şuanki müfredat bile daha taslak iken değerlendirme raporunu bile dernek olarak hazırlamıştık. Ayrıca dernek üyelerimizde (hatta kurucu üyelerde) akademisyenler de bulunmaktadır.

Btr hususunda da dediklerimin bazı arkadaşlar tarafından yanlış anlaşılması da sıkıntı. Ben de BTR yim ve belki de bazılarınızdan çok daha uzun süre Formatör/BTR olarak görev aldım ama kanunen kadrosunun verilemeyecek olduğunu anlatmaya çalıştığım durum sanki ben yada dernek istemiyormuş gibi anlaşılmış bu da üzücü. Olay öğretmenlik hakkımızın elimizden alınmasına dönebilir, bu konuda idi uyarım.Dernek üyesi olan BTR öğretmenlerimiz sayısı hiç de az değil. Btr de oluşan sorunlar hususunda ilk ne yapabiliriz diye dernek WhatsApp gruplarında da konuşanlardan biriyim.

Dernek başkanı Burcu Ankara Üniv Böteden sınıf arkadaşım. Yaptıklarını emeklerini ne yapsak ödeyemeyiz. Tam bizim branşla ilgili umutlar tükenirken(en azından kendi adıma) dernek kurmak istediğini söyledi ve ilk üyelerinden biri de ben oldum ilk zamanlar toplantılara da elimden geldiğince katıldım ancak annemin rahatsızlıkları sebebiyle çoğu etkinliğe ve toplantıya özellikle de son yıllardakilere katılamadım. Ancak sürekli görüştüğümüz fikir alışverişinde bulunduğumuz gruplar üzerinden de 7/24 görüşüyoruz. Acil denilen bir iş/ sorun için bu gruplar üzerinden iş bölümü/ekipler oluşturulup gönüllü olarak çalışıyor dernekteki arkadaşlar

Son olarak
BT öğrt. olan BTR arkadaşlar 7 ve 8 lerdeki seçmeli dersi almak için uğraşın (biliyorum sadece akıllı tahta ile ders zordur ama imkansız değil)
BT sınıfı eski yada kullanılmaz durumda ise Bankalar ve Çeşitli kurumlardan gelen bilgisayarlar ile arkadaşlar sınıflarını yenilediler. (Fatih projesi öncesi farklı bir belediyeden 10 AIO sıfır bilgisayar bulmuştum okula) Malesef bakanlık Fatih Projesini gerekçe göstererek BT sınıflarını yenilemiyor.
Bilişimle üretim projesine başvurun. Bilgisayar vermese de malzeme desteği sağlıyor ders sayıları artıyor.

Bunu neden söylediğime gelirsek
Hazırlık /Dil sınıfı uygulaması ortaokul 5. Sınıflardan, imam Hatip 5.,6.,7. Sınıflardaki zorunlu dersimizi ve normu etkiliyor uyarayım. Çoğu arkadaş okulu dil sınıfı uygulamasına başlamadan durumum farkında değil.

Normlar hem biz il içi/il dışı yer değiştirirken hem de yeni atanacak olan meslektaşlarımız için önemli. Malum bu yılki 20.000 öğretmen atamasında BT öğrt sayısı sadece 50 kişi
 
Son düzenleme:
arkadaşlar yorumların bazılarını şaşkınlıkla okuyorum. ona kalırsa müzik, resim yetenek işi değil mi? herkes flüt ya da bir alet çalmak şarkı söylemek zorunda mı? şarkı söylemek kendi başına öğrenilemez mi? yani beden kendi kendine yapılamaz mı? okumayı çocuk evde yapamaz mı? gibi uzar gider. hiçbir branşa sözüm yok. ama neden kendi branşımızı zaten günlük becerileri öğrenir bize gerek yok gibi konuşuyoruz. cidden sinir oldum. başka branş bunu yapmıyor. bizim kadar kendini küçümseyen tek bir branş görmedim. arkadaş derslerimizi nasıl geri alırız diye bir soru sormuş. bölümün işe yaramadığını anlatılmış pes. başkasının bizi küçümsemesine değer vermemesine ihtiyacımız da yok kendimiz yeteriz.
Kendi adıma uzaktan eğitimde dahil öğrencilerime çok güzel şeyler kattığımı düşünüyorum. Hatta velilerimden derse katılıp bunlar bana da lazım ben de öğreneyim dediğini kulaklarımla duydum. Kusura bakmayın ama en çok bizim dersimiz işlerine yarar bu devirde. Ne mesleği olursa olsunlar bilişimi kullanacaklar. Ve bizim dersimiz çok ama çok ihtiyaç.
Biraz kendimizi önemsersek herkes önemsiyor emin olun. Çekim yasası denilen bir şey de var. Biz inanmazsak dersimize neden başkaları inansın ki.
BTR liği ise hiç ama hiç istemiyorum. Eğitim mezunuyum öğretmenliğimi icra etmek istiyorum. Tabi sadece temenni. Umarım bir gün zorunda kalmam.
 
Ben de anlamdım ki nedir bu küçümsemedir özgüvensizliktir. Sorunlar elbette var da herkes bizim işimizi yaparmış ,öğrenecekmiş de nedir?. Öğrenemezler hocam 30 yıl geçse de öğrenmezler niye öğrensinler herkes kendi işiyle meşgul neden uğraşsınlar.
 
Hocam kendi adıma söyleyim, sırasıyla 3 yıl ilköğretimde, sonra 8 yıl meslek liselerinde sonra bir yıl müdür yardımcılığı bu sene de ortaokuldayım. 10 saat dersim var, 30 saat ders bulabilsem bt rehberliği yapmam. Şu pandemi döneminde rehber öğretmenler haftada bir gün, idareciler 2-3 gün geldiğinde biz 5 gün okuldaydık, zoomda, ebada herkesin derdi bitmedi. Sonra bt rehberliği varken (herkes kendi rahatını düşünüyor, haksız mıyım) niye idarecilikle uğraşayım diyerek evimin yanındaki okuldaki mdr yardımcılığından istifa ettim, şimdi ortaokuldayım. Norm fazlası bile olamıyorum 10 saatle, çünkü bakanlığın geçen sene oluşturduğu kadrolardan biri de bizim okula verilmiş, norm fazlası olsaydım bir dakika bile düşünmez meslek lisesine dönerdim. İlköğretimde çalıştığım 3 yılda da sadece yarım dönem bt formatörlüğü yaptım. Benim önceliğim derstir. Ama dediğinizde haklısınız, rahata alışan arkadaşlar maalesef var. Ama rehber öğretmenlerle karşılaştırırsak kendimizi bize rahat yok, her türlü teknolojik problemde bt rehberi olmasak da bizi buluyorlar.
hayır demeyi bildiğimiz sürece BTR olsak da olmasak da kimse bizi bulmaz hocam taktik basit hayır diyebilmek
 
Hocam kimsenin bölümü küçümsediği yok. Dersin öğrenci için nasıl daha faydalı olabileceğini konusuyoruz. Word, excel ya da robotik ağırlıklı bir müfredat mı yoksa algoritma+matematik ağırlıklı bir müfredat mı daha faydalı olur? Mesele bu. Şu an için word, excel ağırlıklı müfredat hâlâ daha geçerliliği olabilir belki, ama bir müddet sonra geçerliliğini tamamen yitirecek. Robotik ise hiçbir zaman yaygın olarak uygulanamayacak. Öyle bir bütçe vermezler. Bizim ders gerektiğinde kağıt kalemle işlenebilir şekilde olması lazım. Zaten bt sınıfı filan vermiyorlar verseler de yenilemiyorlar. Iyisi mi algoritma ile matematik sorusu çözelim. Matematik mufredatina entegre olsun.
mesela şu anlattığına "ütopik" diyebilirdik :)
 
Arkadaşlarımız sapla samanı birbirine karıştırıyor, ya okumuyorlar ya da işlerine gelmiyor. Burada küçümsenen şey; BTR. Evet, BTR'de yaptığınız işleri herkes kendisi yapabilir. İdare ve öğretmenin kendisi yapması gereken şeyleri yapıyoruz. Nasıl ki, herkes e-okul'a not girmeyi öğrendi, kendisi giriyor, EBA'yı da öğrenecek. Zaten öğreniyorlar. Sürekli yazıcı kullanan idare, sorunla karşılaştığı yapılacak işlemi öğrenecek. ET'lere imaj atmayı her öğretmen öğrenip rehber öğretmeni olduğu sınıfın ET'sine imaj atacak gerektiğinde. Niye bizim üzerimize zimmetleniyor ET, yazıcı vb. Kaldı ki bu işler çok zor işler olsa bile yine de bizi ilgilendirmez. Bizim işimiz değil.
Dersi ise hiç kimse küçümsemiyor. Tam tersine etkili bir müfredat hazırlanırsa çok faydalı olur, diyoruz.
"Dersi küçümseyenler", "özgüvensizler" diye yeni bir ayrışma çıkarmayın branş içinde. Yazılanları dikkatli okuyun lütfen.
niyetim kimseyi ayrıştırmak değil hocam. sadece kendimize kıymet vermeliyiz ki herkes de versin. pek çok güzel beceri kazandırıyoruz öğrencilere. neden bunları netten de öğrenir diyoruz. her şey internette var. tek bizim için değil tüm branşlar için geçerli yani. ama en çok kenetlenmeye ihtiyacımız var. sadece canım sıkıldı yorumları okuyunca.
 
Hocam internetten öğrenir dediklerimiz öğrenci değil. Öğretmen ve idareciler için diyoruz onu. Bu başlıkta yapılan eleştirilerin %90'ı BTR'ye yönelik. Kimse derse bir şey demiyor. Ders için sadece müfredat daha verimli olacak şekilde geliştirilmeli diyoruz. Diğer branşların müfredatları da zaman içinde çağın gereklilikleri doğrultusunda geliştiriliyor. Müfredat iyileştirilsin demek, dersi küçümsemek değil ki. Tekrar olacak ama BTR'nin zor ya da kolay olması beni ilgilendirmiyor. BTR benim mesleğim değil. Mesleğim öğretmenlik ve ders anlatmak istiyorum. Üzerine çalışılmış ve geliştirilmis bir müfredatla dersimizin de çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Demek ki aynı yönde düşünüyoruz ne güzel hocam.
 
Normlar ders saatine göre belirleniyor. Ders saatleri yetersiz olduğundan BTR mecburi gibi oluyor artık. Genel sorunlar belli aslında. Bunlar netleştirilmelidir. İlden ile, ilçeden ilçeye, okuldan okula farklı uygulamalar mevcut. Bir yönetmelik, yönerge maalesef yok. Resmi yazı ile de olsa birliktelik sağlanmalıdır. Sonuçta BTR isteğe bağlı.
 
btr olmayı istememek en doğal hakkınız ama faydasını da görmezden gelmeyin.sıkıntı yaşayan arkadaşlarımız da var ama genele bakarsak çoğunluk çalıştığı idareden kıymet görüyor.bunun sebebi de küçük gördüğünüz btr.hayatın kanunu bu sana iş düşüyorsa kıymetlisin düşmüyorsa değilsin.btr de dikkat edilecek husus ezik olmamak.eğer ezik olursanız hem yaptığınızın kıymeti olmaz hem de amele olarak algılanırsınız
ders konusunda ise fazla ümitli değilim.7 ler zor 8 ler imkansız.bize yer açmak için hangi dersi kaldıracaklar?kaldırılacak branş tepki vermeyecek mi?seçmeli derslerden bize pay verirler mi(seçmeli derslerde hükümet politikasının ne olduğu beli(din düşmanı değilim)bu durumda seçmelileri kaldırıp bilişim dersini getireceklerini sanmıyorum).farzedelim 7 ve 8 lere ders geldi.bu önemimizi artıracak mı?bilişim sınıfı olmayan okullarda ders işlemek ne kadar faydalı olacak?ayrıca sınav temelli bir eğitim sisteminde dersiniz lgs sınavında yoksa istediğiniz kadar uğraşın bir noktadan sonra gereken ilgiyi görmüyor.birçoğumuzun derste duyacağı şey "hocam test çözebilir miyiz" olacak.yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal

madem başlık ütopya.bir ütopyada benden olsun.amaç beyin fırtınası yapmak.7 ve 8 lere ders gelsin diye uğraşıyoruz da acaba ilkokullara ders gelsin ve bu derse bilgisayar öğretmenleri girsin diye uğraşsak nasıl olur.
 
sıkıntı yaşayan arkadaşlarımız da var ama genele bakarsak çoğunluk çalıştığı idareden kıymet görüyor.bunun sebebi de küçük gördüğünüz btr. hayatın kanunu bu sana iş düşüyorsa kıymetlisin düşmüyorsa değilsin. btr de dikkat edilecek husus ezik olmamak.eğer ezik olursanız hem yaptığınızın kıymeti olmaz hem de amele olarak algılanırsınız
ders konusunda ise fazla ümitli değilim.7 ler zor 8 ler imkansız.bize yer açmak için hangi dersi kaldıracaklar?kaldırılacak branş tepki vermeyecek mi?seçmeli derslerden bize pay verirler mi(seçmeli derslerde hükümet politikasının ne olduğu beli(din düşmanı değilim)bu durumda seçmelileri kaldırıp bilişim dersini getireceklerini sanmıyorum).farzedelim 7 ve 8 lere ders geldi.bu önemimizi artıracak mı?bilişim sınıfı olmayan okullarda ders işlemek ne kadar faydalı olacak?ayrıca sınav temelli bir eğitim sisteminde dersiniz lgs sınavında yoksa istediğiniz kadar uğraşın bir noktadan sonra gereken ilgiyi görmüyor.birçoğumuzun derste duyacağı şey "hocam test çözebilir miyiz" olacak.yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal

madem başlık ütopya.bir ütopyada benden olsun.amaç beyin fırtınası yapmak.7 ve 8 lere ders gelsin diye uğraşıyoruz da acaba ilkokullara ders gelsin ve bu derse bilgisayar öğretmenleri girsin diye uğraşsak nasıl olur.
20 yıl okul okuyup kendinizi kıymetli görmüyorsunuz, bir müdürün size kıymet vermesini bekliyorsunuz. Kusura bakmayın ama bu eziklik hocam. Bir okul müdürünün haddi değil benim kıymetli olup olmadığıma karar verecek düşüncelere girişmek.
 
20 yıl okul okuyup kendinizi kıymetli görmüyorsunuz, bir müdürün size kıymet vermesini bekliyorsunuz. Kusura bakmayın ama bu eziklik hocam. Bir okul müdürünün haddi değil benim kıymetli olup olmadığıma karar verecek düşüncelere girişmek.
bu kanıya nasıl vardınız?
 
Bu bir kanı değil hocam, olamaz da. Kendi varlığını bir başkasına endekslemek tam olarak kendi kendini ezilen yapmaktır, bu da ezikliktir kısacası. Biz, aldığımız eğitimle kendimizi kendimize kanıtlarız. Kendimizi yetersiz gördüğümüz konular da muhakkak vardır ancak bu, bizim değerli olup olmadığımıza bir başkasının karar verebileceği anlamına gelmez. Hem bu nasıl bir cüret? Ben, şahsen hiç kimseye değerli veya değersiz sıfatını, sırf benim işimi görüp görmediğine bakarak yakıştıramam. Hicap duyarım.
 
Şu anda olayı başka tarafa çekiyorsunuz.bazı arkadaşlar idare tarafından baskı görmekte bazıları el üstünde tutulmakta.ben bu durumu dile getirirken siz alakası olmayan cevaplar veriyorsunuz.hoşunuza gitsede gitmesede ülkede durum bu.insanlar kime işi düşerse ona kıymet veriyor hatta yalakalık bile yapıyor.(bu arada işi düşmediği kişiler de değersiz degil.bu kadar açık yazayım ki buradan da farklı anlam çıkarmayın)
 
Hocam, idarenin işini yaparsanız tabii kıymet görürsünüz. Bizden başka idareden kıymet görmek için idarenin işini yapan var mı?

En büyük tehlike bu işte. BTR yıllardır devam ettikçe biz artık kendimizi müdürün sekreteri, memuru olarak görmeye başladık. Öğretmen olduğumuzu unuttuk. İdare herhangi bir öğretmeni yargılayabilecek bir pozisyonda değil. İdarenin gözüne girmek için angarya yapma zorunluluğumuz yok. Ama işimiz idarenin vereceği görevlere bağlı olduğu için böyle bir duyguya kapılıyor bazı arkadaşlarımız.

Sizin yazınızdan da şu anlaşılıyor, BTR görevlendirmesi bir an evvel sonlandırılmalıdır. Bazı arkadaşlar görevlendirme sonlandırılırsa derslerimizi vereceklerinin garantisi var mı diyorlar. Yok tabii. Ama görevlendirme devam ederse bizim öğretmen olduğumuzu unutacağımız kesin.

valla hocam düşüncem şu.btr kalkmasın ama ona muhtaç kalmayalım.btr de en basitinden çalışma saati bile net değil.bu şekilde idarenin insiyatifine bırakıla bırakıla nereye kadar.mesajımda yazdım ama arada kaynadı.8 lere dersin gelmesi bana çok zor bir ihtimal gibi görünüyor.bu mücadelenin yanında ilkokullara da dersin eklenmesini dile getirelim.
 
Geri
Üst