UYANIN BİLİŞİMCİLER ...!

Kodla Büyü
:(( daha göreve başlayalı 2 gün oldu ama 3 saatlik dersim olunca inanın çok soğudum... ders saatim dolsun diye resim müzik dersine giriyorum.. 3 saat için mi atamış meb beni:(
 
kazuo' Alıntı:
ghost' Alıntı:
Bizler ezilmekten usandık.
+1.

Üniversite sınavından ciddi puan alıp, programlarla projelerle geçen bir eğitim döneminden sonra, en hafif tabirle "ziyan" edilen başka bir personel yok Türkiye'de. Ama MEB; basiretsiz, iş bilmeyen yöneticiler yüzüden bu potansiyelden faydalanamıyor, daha da kötüsü bu elinden iş gelir kitle küstürülüyor. Birinin bu israfa son vermesinin zamanı geldi.


kesinlikle katılıyorum :alkis: :alkis:
 
Beden Eğitimi öğretmenlerinin yarısı kadar olamıyoruz. bizim şu anki haklarımızı bile alırlar yaknda bence elimizden.
 
Ya Allah aşkına ne yapmış Beden eğitimi milli eğitimin zaten beden eğitimine verdiği önem ortada bir ara zorunlu ders saatinin 4 saate çıkacağı söylentisi bile çıkmıştı.Yani onların üstün bir başarısı yok.milli eğitimin zaten bir politikası vardır onlar ne istiyorlarsa onu yaparlar.Bizim içinde elbet bir düşünceleri vardır yoksa bu kadar düşüncesizce pat diye dersi kaldıramazlar.Senelerdir kaldırılacak diye söylenti zaten oluşmuş durumda sadece bazı şeylere zemin hazırlıyorlardı.temmuz ayında bir anket çıkardılar kamuoyu araştırması yaptılar umarım bizim en az zarar göreceğimiz bir sonuç çıkar
 
reprobate' Alıntı:
Beden Eğitimi öğretmenlerinin yarısı kadar olamıyoruz. bizim şu anki haklarımızı bile alırlar yaknda bence elimizden.

Evet. özellikle seni en az 10 sene Afrika kıtasına bir ülkede(bu nijerya olabilir) bedavaya zorunlu görevli olarak çalışmaya zorlayacaklar. maaş yok,suyu Nil Nehrinden yiyeceğini de balta girmemiş ormanlardan karşılarsın.
 
öğretmenlikte 3. yılım. ne kadar mutluydum mezun olduğum zaman. üniversitedeki öğretim görevlileri bizim meslek için geleceğin mesleği demişlerdi. istediğim şehre atandım, okulum ve öğrencilerimi sevdim. küçük köy okulumun laboratuvarı vardı ama ne perdesi vardı ne panosu ne yazıcısı vardı. hafta içi 3-5 arası (formatör de değildim mecbur da değildim) sınıfı internet kafe olarak açıyordum ve paranın da tamamını sınıfıma harcadım. sınıfı kaliteli bir boya ile boyattım, yazıcı aldım, sınıfıma perde aldım, pano yaptırdım, klima taktırdık, kitaplık, yazı tahtası...vs sınıfım okulun en güzel sınıfı oldu.hatta yetmedi diğer sınıfa da perde taktırdım, öğretmneler odasına lazer yazıcı aldım ve sayamadığım bi sürü şey... şimdi ise severek yaptığım işimden resmen soğudum.şu düştüğümüz durumlara bakın? umarım cebit sempozyumu sesimizi duyurmaya yardımcı olur.
 
ghost' Alıntı:
2003 Ankara Üniversitesi Böte Mezunuyum.. Mesleğimde 7. yılıma giriyorum.

6. yılımda yaptıklarımı veya hepimizin standart olarak yaptıklarımızı anlatayım. ...Meslek dışı olanlar hariç

Yılın başında okula internet hattı çektim. Bunu wireless aparatlarla güçlendirip bahçede dahi internet olmasına olanak sağladım.
Birçok sınıfa projeksiyon ve Bilgisayar temin edip ,kurulumunu yaptım..
Okuldaki bütün bilgisayarları her ay kontrolden geçirip aylık yazılım yenilemelerini yaptım
Okulun web sitesi çöktü yeniden yaptım tabi bide resimleri eklemeyi unutursanız ,resimleri daha koymadınmı diyen 10-15 civarında bir öğretmen kitlesi karşınızda onlara laf anlattım
İdarenin işleri felan sıradan biliyorsunuz

Şimdi bu yukarıda yaptıklarımın Bilişim Teknolojileri Öğretmenliği ile bir alakası varmı diye sormak isterim. Şöyle bir bakınca var gibi gözüküyor değil mi..Web sitesi tasarlamayı biraz öğretmişlerdi tmm o hariç diyelim...

Tamamen BÖTE kaynaklı konuşuyorum

bütün öğretmenler aldıkları eğitimleri öğrencilerine aktarırlar bunlar öğretilerdir, hayatlarında edinmiş oldukları birikimleri ve padogojik formasyonlarını onlara eğitim olarak verirler ve eğitim öğretim düzenli birşekilde yoluna devam eder.

*Bana wireless hat çekmesini öğreten olmadı, işin garibi öğret diyende olmadı, ama çeken biz olduk, başka bir öğretmene sen yap dediğimde bana ben bunun eğitiminimi aldım nerden bileyim bunu anca sen yaparsın dediğini çok duydum.
*Projeksiyon bilgisayar kurmasını herkes biliyor artık ama öğretmene gel yapalım dediğinde yine benzer cevap, beni uğraştırma.. eee ben ...
*Aylık makineleri kontrol ederim tmm benim işim formatörüm haliyle, ama ben niye yazılımlarını kurayımki, bize üniversitede Windows işletimsistemi kurmasını öğreten olmadıki, öğret diyende olmadı ama adım öğretmen buda bir çelişki ( diğer öğretmenlerin bakış açısıyla)

Geçen yıl hizmetliye dedimki ; gel beraber çok amaçlı salonun duvarını beyaza boyayalım projeksiyon görüntüsü net olsun,
bana dediği şey şu : BEN ANLAMAM HOCA BOYADAN.

Ne diyebilirim birileri bizlere birşeyler yaptırıyor ancak garip olan bizler bu yapılanların eğitimini almadık, dolayısıyla bize bunları öğretde diyemiyorlar.

Geçen yıl psikolojimin yerine gelmesi için özelliklede Adımızın neden öğretmen olduğunu çözebilmek adına kendi kendime bir çalışma başlattım
Okulda başarılı yaklaşık 30 öğrencieye okul sonrası 200 saat Matematik, 100 saat Fen kursu verdim yaklaşık 100 saatde Rehberlik yaptım..
Okula öğrencilerden topladığım paralarla yeni fotokopi makinesi alıp onunla sınav bastım. Toplam 33 deneme sınavı yapmışım. Bunun kitapçık basımı , zımbalanması, çocukların başlarında durması, optik tarayıcı ile okunması ve sonuçların dağıtılması ve en son analizlerin velilerine ulaştırılması HERŞEY BANA AİT...

İnanın bu kadar iş yaptım ama rahatladım. Ben bunları yaparken haliyle kimse bana bilgisayarım bozuldu diye gelemedi. Müdür Müdür yardımcısı iş buyuramadı, sadece ben istediğim zaman gidip onların işleriyle ilgilendim.Bu dahi beni havalara uçurdu ilk kez kendimi güvende hissettim.

Anlatmak istediğim;

Tamam dersimiz almış olabilirler ama en azından bize artık emir vermesinler, buraya gel şuraya gel demesinler, hizmetli gelipte şu seni çağırıyor demesin artık. Bütün öğretmen arkadaşlarım adına konuşuyorum Biz bıktık artık, MEB in işlerini geçtik çalışanlarının kişisel işlerini yapmaktanda bıktık.
Bize gel git denmesin hakkımız olan ne ise onu versinler.

GEREKİRSE REHBER ÖĞRETMEN OLALIM ama yine GEL GİT diyeceklerse
o zaman MÜDÜR YARDIMCISI yapsınlar ...

Bizler ezilmekten usandık.

LÜTFEN UYANIN ARKADAŞLAR.. BENİMDE CANIM İSTEMİYOR AMA UYANMAK ZORUNDAYIZ.


Hocamı kelimesi kelimesine destekliyorum. Ben de Afyon dan gelmek için elimden geleni yapacağım..
 
Burada yazılanların tamamını okumaya gönlüm elvermedi, bi tane de ben ekliyim sıcağı sıcağına başımda geçeni:

Herşeye koşuyoruz evet, bilmesek de öğrenip yapıyoruz di mi? Bugün üzerime vazife olmayan bir işi seğeri rehberlik öğretmeninin emir veri gibi gelip benden istemesine,yani kendi işini bana yıkmasına izin vermedim aynen iade ettim yapamam diye ve müdüre şikayet edildim. Bana emir vermesine kızdım ondan geri çevirdim dedim. Kendisine ilk önce çok işim olduğunu o anda yapamayacağımı söyledim,ısrar edince kızdım yapmam dedim. ve müdüre dedim şimdiye kadar kimseyi geri çevirmedim yeri geldi bilmediğim konuda bile öğrenip herkese okulda her anlamda her alanda yardım ettim dedim. Ne cevap aldım? "Yani bu okul sana çok şey kazandırdı öyle mi".

Gerisi yok,kelimeler kiyafetsiz bende...
 
bu konuda bütün kelimelerin kifayetsiz kaldığını düşünüyorum ...
benimde meslekte 3. senem. buraya ilk geldiğimde iki sınıfa kurulmuş bilgisayar labı vardı.
birinde yerde kasalar sıraların üzerine konmuş 4 adet bilgisyar vardı.
bir kaçındada net vardı. ben kullanılmayan bilgisyr masalrını aldım diğer sınıfa kurdum 8 adet bilgisayr tak sök çıkar ..velhasıl 8 ide çalışıyordu.
öğrenciler 1 -2 ay içinde tekme tokat bu sayıyı nihayet 3 e düşürdüler..(Lİsedegörev yapıyorum...)
işi sıkı tutmaya çalıştım sayı tekrar 7 ye yükseldi. lab 2005 de kurulmuş ...
şu kadar söyleyeyim kasaların yarısında cd sürücü yok !!!! ama herkes bilişim çağı ayağında..
hani bilişm çağı ilköğretimlere kurulan lablarda öğrenci seneyi çağı yakalıyor GİBİ...
.liseye geliyor nerdeyse 10 sene geriye gidiyor... bu nasıl takiptir... kim takip ediyr..her şeyinden benmi sorumluyum anlamadım tamircimiyim neyim.... herşeyi göğüslenecem demeye ramak kaldı ki bana al eline tornavidayı tamir et de kullan yap hoca dediler...zoruma gitti... önemli olan elinde olandan bişeyler çıkarmaktır dediler... ve bunu bana diyen beden eğitimi öğretmeni ve edebiyat öğretmeni..
onlara sordum... acaba hanginiz kütüphanesinde yırtık sayfalardan kitapları birleştirip kitabı onarıp kullandınız kullandırdınız. ve hangi bedenci patlak topu şişirip onarıp tekrar kulladı. !!!!!!!!!!!!!!!!! cevap veremediler haliyle ama başta da dediğim gibi verecek cevapları olmasada siz haksızsınız..çünkü yatarak para kazanıyoruz... bi sorun olsa yapamadınız ..işte bittiniz ne biçim bilgisyarcısınız bişey de bilmiyorsun !!!! bilgisayarcı olup çıkıveriyoruz.... ama edebiyatçı bi kelimeyi yanlış kullansa şivesi bozuk yöredendir denir... mantık aynı bence...
özetle-- ben bana verilen sağlam ve tam donanımlı bilgisayarlar ile bilgisayar okur yazarı yetiştirmek için eğitim aldım.. bunu farkında olmasını istiyorum herkesin bana verilen kadro tanımında bunu istiyorum... okulumda maaş işlerini bile müdür yardımcısı her işe yetişemiypr bunu yapacak mutemetimiz de yok diye ben yapıyorum. yapmak zorunda kalıyorum nedeni müdür bana :::bunu en rahat bilgisayarcı yapar neden çünkü bilgisaayr kullanmayarak yapılamaz böyle şeyler. hani bilgisayar dersi seçmeliydi...notu yok... gereksiz... diğer hocalar bilgisayar olmasa kaç liram var bakamıyor.. bu nasıl bir çağ yakalama anlayışı.... gerçekten sessiz kalıyoruz.... ve uyanmalıyız...UYANMALIYIZ...
 
Bizleri ülke yararına çalıştırmanın bir yolunu bulmamalılar yazık değil mi bunca beyine?
 
5 aydan sonra okula bu hafta başladım ve BTS'de 3 tane bilgisayar çalışmıyordu, biri daha derste öğrenciler açarken patlama sesi geldi, o an açıp bakmadım ne oldu bilmiyorum bilgisayar açılmıyor. Teneffüste müdüre söyledim hocam demirbaştan düşeriz dedi, BTS'yi dağıtacağım nasılsa dedi, sebebi de sınıf açmak. ben de o bilgisayarlara elimi değmedim.. Bazı özel konular da araya girince iyice soğudum bu formatörlükten, hiç bir şeye özen göstermeyeceğim gibi her denileni yapmama kararını da almış bulunmaktayım.
 
kazuo' Alıntı:
Üniversite sınavından ciddi puan alıp, programlarla projelerle geçen bir eğitim döneminden sonra, en hafif tabirle "ziyan" edilen başka bir personel yok Türkiye'de. Ama MEB; basiretsiz, iş bilmeyen yöneticiler yüzüden bu potansiyelden faydalanamıyor, daha da kötüsü bu elinden iş gelir kitle küstürülüyor. Birinin bu israfa son vermesinin zamanı geldi.
:+1:
 
kazuo' Alıntı:
Üniversite sınavından ciddi puan alıp, programlarla projelerle geçen bir eğitim döneminden sonra, en hafif tabirle "ziyan" edilen başka bir personel yok Türkiye'de. Ama MEB; basiretsiz, iş bilmeyen yöneticiler yüzüden bu potansiyelden faydalanamıyor, daha da kötüsü bu elinden iş gelir kitle küstürülüyor. Birinin bu israfa son vermesinin zamanı geldi.
:+1:
 
sarı_sarı' Alıntı:
kazuo' Alıntı:
Üniversite sınavından ciddi puan alıp, programlarla projelerle geçen bir eğitim döneminden sonra, en hafif tabirle "ziyan" edilen başka bir personel yok Türkiye'de. Ama MEB; basiretsiz, iş bilmeyen yöneticiler yüzüden bu potansiyelden faydalanamıyor, daha da kötüsü bu elinden iş gelir kitle küstürülüyor. Birinin bu israfa son vermesinin zamanı geldi.

hocam 97-98 li yıllarda tıp fakülteleriyle Orta öğretim Matematik öğretmenliği arasında 1-2 puan farkı vardı..ÖYS li zamanlarda 470 li ÖYS puanlarıyla... ve 2003 *2004 ten sonrada kadro ihtiyacı o kadar azaldıki lise matematikte o yüksek puanlarla bu bölümlere girenler dersanelerde haftanın 6 günü gece yarılarana kadar çalışmak zorunda kaldılar yok parasına atanamadıkları için..biz de yüksek puan aldık..nolduu...
hatta ben inşaat mühendisliğinde 2 sene okuyup bırakıp bu bölüme girmiş bi insanım....

ama öss de kaç puan aldığımız önemli değil umurlarındamı sanki...bence de önemli olmamalı zaten o başka bi konu ve bunun bizim hakkmızı geri istememizle de bi alakası yok..nolmuş insanlar ne kadar yuksek puan alıp girdiği bölümlerden mezun olup atanamıyorlar ,yada okul birincisi olup atanamıyorlar..ODTÜ de insanlar ne kadar yüksek puanlar alıp öğretmenlik okuyor...yane bu sebepten mi hakkmızı aramılız..tabiki hayır..yane bu konunun konuşulması bile yersiz...Sonuçta biz bu bölümü okuduk ve atandık...

ÖNEMLİ OLAN BAĞIRIP ÇAĞIRIP HAKKIMIZI ARAMAMIZ...yane UYANMAK...EYLEME GEÇMEK...GERÇEK BİR EYLEME...
 
pinarsan83' Alıntı:
sarı_sarı' Alıntı:
kazuo' Alıntı:
Üniversite sınavından ciddi puan alıp, programlarla projelerle geçen bir eğitim döneminden sonra, en hafif tabirle "ziyan" edilen başka bir personel yok Türkiye'de. Ama MEB; basiretsiz, iş bilmeyen yöneticiler yüzüden bu potansiyelden faydalanamıyor, daha da kötüsü bu elinden iş gelir kitle küstürülüyor. Birinin bu israfa son vermesinin zamanı geldi.

hocam 97-98 li yıllarda tıp fakülteleriyle Orta öğretim Matematik öğretmenliği arasında 1-2 puan farkı vardı..ÖYS li zamanlarda 470 li ÖYS puanlarıyla... ve 2003 *2004 ten sonrada kadro ihtiyacı o kadar azaldıki lise matematikte o yüksek puanlarla bu bölümlere girenler dersanelerde haftanın 6 günü gece yarılarana kadar çalışmak zorunda kaldılar yok parasına atanamadıkları için..biz de yüksek puan aldık..nolduu...
hatta ben inşaat mühendisliğinde 2 sene okuyup bırakıp bu bölüme girmiş bi insanım....

ama öss de kaç puan aldığımız önemli değil umurlarındamı sanki...bence de önemli olmamalı zaten o başka bi konu ve bunun bizim hakkmızı geri istememizle de bi alakası yok..nolmuş insanlar ne kadar yuksek puan alıp girdiği bölümlerden mezun olup atanamıyorlar ,yada okul birincisi olup atanamıyorlar..ODTÜ de insanlar ne kadar yüksek puanlar alıp öğretmenlik okuyor...yane bu sebepten mi hakkmızı aramılız..tabiki hayır..yane bu konunun konuşulması bile yersiz...Sonuçta biz bu bölümü okuduk ve atandık...

ÖNEMLİ OLAN BAĞIRIP ÇAĞIRIP HAKKIMIZI ARAMAMIZ...yane UYANMAK...EYLEME GEÇMEK...GERÇEK BİR EYLEME...
Bizleri ülke yararına çalıştırmanın bir yolunu bulmamalılar yazık değil mi bunca beyine? İşte çözüm bulunmalı zaten bunu biz bulcaksak bu halde olmazdık. Sesimizi bi duyursak :verymad:
 
arkadaşlar,
çözüm formatörlük değil!!!! öğretmen olmak için gittik bu bölüme..öğretmenliği tadamıyoruz ama!!!milli eğitimde kadro verseler ne olcak bize??? dersimizi geri istiyoruz..... okula teknik eleman mı ne alacaklarsa alsınlar'!!ben ders anlatmak istiyorum öğrencilerime!!! dersin ortasında çağırılmaktan bıktım!! bugün müdür yardımcısının dediği:"okulda bilgisayar öğretmeni var; ama idareci bilgisayarlarının çoğu bozuk"... KULLANMASINI BİLMİYOSAN KALK YERİNDEN, İDARECEİ OLMA, GENÇLER OLSUN!!!
 
idarecilerin görevi gelen durumları idare etmektir değerli öğretmenlerim... bilmeselerde idare ederler bi şekilde :)...

umut ediyorum 2 sene içinde herşey düzene girecektir...
 
valla hocam siz bunu formatorler için diyorsunuz ama ben meslek lisesinde bt öğretmeniyim.meslekte 2. yılım ama burada herkesin yazdığı işlerin hepsinin yanında idarenn bisürü işini de yaptım haftasonları gidip fuar alanı da süsledim pazarcılık da yaptım aklınıza gelebilecek her turlu yazı işinde katiplik de ayrıca haftada 34 saat fiili 50 saat derse de girdim bir sürü fahri iş de yaptım ama gecen gun cok hasta olduum için müdürden bi saat izin istedim o da hastaneye iğne olmaya gidecektim ve ders rehberlikti bana hocam dersinize girin dedi sonra ertesi gun bana yine dersine girme de sunu da yap bunu da yap deyince yapaamam kusura bakmayın dedim die küstü bana :?
ağlar mısın güler misin :D
 
Geri
Üst