Yaşasın Tatil, Ölsün Okul!

Kodla Büyü

ozgurgitarim

Seçkin Üye
Seçkin Üye
Mesajlar
778
Bir Perşembe akşamı… Bir elim klavye de, diğer elim farede, gözüm haber sitelerinde, kulaklarım televizyonda yarın olacak tatili bekliyorum…
Vali ve ekibi toplanacak, yarın için karar verecekler...
ben bekliyorum, umutla, heyecanla, mutlulukla…

3 gündür kapalı zaten okullar, ne var sanki hiç uğraştırmadan bizi, toptan tatil etselerdi de, uğraşmasaydık bu kadar…
Ne olur sanki yarında tatil olsa… Ne gerek var şimdi toplantının, yollar kaygan kardeşim zaten, hava soğuk…
bunun toplantısı mı olur...

Benim bünyem kaldırmaz eksi bilmem kaç derecede yola çıkmayı…
Kafam kaldırmaz, uygun koşullar ve şartlar gerekir ders anlatabilmem için...
Arabayı çalıştıracak parmaklarım üşür...
okula gidince de, bu soğukta ders mi anlatılır…

Bir Perşembe akşamı, bir elim klavyede, diğer elim farede, kulaklarım televizyonda valiliğin açıklayacağı haberi bekliyorum…
Nasıl beklerse bir taze ölüyü mezar, bir günahı şeytan, ya da tan yerini ağarmasını bir hasta, ben de gelecek haberi öyle bekliyorum…

Bir profesörün yazısında okumuştum… Çocukta bulunan birkaç hasletten bahsediyor ve bunların yetişkin bir insanda olması durumunda o insanın veli bir kul, Allah dostu olabileceğini söylüyordu…
Bunlardan birisi rızık endişesinin olmamasıydı…

Ben de buna dayanarak şöyle diyorum: Tatile duyduğum arzuyu, çocuklara, öğretmenliğe, örneğin programlama öğretmeye duysaydım, tüm dünyanın belki de en önyargı duyulan ve en büyük sorunlarından birisi olan programlama, kod yazma eğitimine, kendi bölgemde, kendi okulumda, kendi çapımda bir çözüm bulmuştum…

Tatil için yaşıyor, tatil için çalışıyoruz…
Damarlarında kan yerine para dolanan bir zihniyetin reklam filminde görmüştüm, bu başarılı, kıvrak ve şeytani reklam sloganını…
Mesela öğrenmek için değil, öğretmek için değil, sevmek, sevilmek için hiç değil…
Allah’ı bilmek, tanımak, sevmek, ondan hakkıyla korkmak için değil… namaz için hiç değil...
Tatil için yaşıyor ve onun için çalışıyoruz…

Hala gelmedi haber, bu arada…
yarın erkenden kalkacaksın, sıcacık yatağından buz gibi havada…

4 sene üniversitede, 4 sene lisede, bilmem kaç sene orada burada emek çürütmüş bir öğretmene reva mı kardeşim bu kadar eziyet ya!
O kadar oku, dirsek, beyin, kol, bacak çürüt… Öss, Öys…
Doktorların, mühendislerin bile yapamadığı matematik, kuantum fiziği, cart mekaniği, curt mekaniği konularında binlercesine fark at, derece yap, fahrenhayt bina et…
Üniversitede o kadar didin, çalış, çabala… Ardından yine KPSS, ABS, HTTP, FTP, LLBS, KPDS…
Bir karlı Cuma sabahında, eksi bilmem kaç derecede, aç, açıkta, öğrenmeye her zamandan ve her dönemden daha çok ihtiyacı olan, ülkem gençlerine ders anlat…
Oldu mu şimdi…

Hani benim gençliğim, emeklerim nerede anne!

Her günümüz tatil olmalı bence bu soğuk kış günlerinde…

Ha!

Hava 18 derece, bahar ayı, kuşlar cıvıldarken, hava açık, hafif meltem rüzgârlı, can ve mal güvenliğim yerinde, doğalgaz ucuz, petrol yarı fiyatına, okul yakın, öğrenciler sorunsuz, idare problemsiz, bakanlık düşünceli, hükümet de Finlandiya’daki öğretmen maaşı ile Kanada’daki öğretmen maaşının toplamını verirse bana, neden olmasın kardeşim…
Gider anlatırım dersimi… elime mi yapışacak… önce vatan, önce hizmet…
hem ne demişler, vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır…

Evet…

Karlı bir İstanbul akşamında, bir Perşembe gecesi, bekliyorum…
bu saate kadar tatil olmadığı için, küfür etmemek için kendimi zor tutuyorum…
ne kadar düşüncesiz insanlar var bu güzel ülkemde…

Evet…

Cennet ülkem, güzel ülkem…
Bir televizyon röportajı geliyor aklıma… Afrika’nın bir ülkesi… Sudan’dı yanlış hatırlamıyorsam…
Şunu diyordu adam: Bize göre Allah-ı Zülcelal Hazretleri’nin Yeryüzündeki cennetidir sizin ülkeniz…
Denizler, muhteşem bir iklim, sular, güneş, bereketli topraklar ,ormanlar, kuşlar, böcekler…
Evet, Yüce Yaradan’ın bize bahşettiği bu güzel ülke…
Umurumda değil, bu güzellikler...
canımın güvende olması, malımın güvende olması...
sağlığımla yediğim zeytin ekmek ve ince belli bardakta sıcacık bir bardak çay...
I-Phone 9 XYZ, Audi Q99, 4+1 deniz manzaralı ev, ne zaman benim olacak, ondan haber verin bana…
Hiç işim olmaz benim ekstra çalışmalarla, ne kadar ekmek o kadar köfte…

Canım sıkıldığında atarım topu öğrencilere, olmadı idareye… biraz daha sıkarlarsa beni, veriştiririm arkadaş çevresine, sosyal çevreye, asosyal topluma…

Son çare aileye atmaktır topu… o da kurtarmazsa, eğitim sisteminin bozukluğu, haklı olarak kurtaracaktır beni…
Zaten bu çocuklardan bi b.k olmaz kardeşim…

Evet…

Ne oldu son durum, bir bakmam lazım haber sitelerine... yok yok yok, bir gelişme yok…
Haberlere bakarken, her bir karış toprağı, aziz şehitlerimizin kanlarıyla sulum sulum sulanmış ülkemde, bir acı çarpıyor gözüme…

Neler oluyor güzel ülkemde, bu kadar kan, gözyaşı…
Neler oluyor güzel coğrafyamda, bu kadar kan, gözyaşı, cinayet, katliam…
Yolsuzluk, hırsızlık, vahşet, dehşet… yalan, talan, dolan…
İhtiras, şehvet…
Yaz yazabilirsen, çünkü bitmez yazılacaklar, on parmak yazmaya çalışan parmaklarım…

Bir tiyatro sahnesidir hayat, kulisin tozunu yutmaya girer bazıları, doğarak, yuttuğu tozlardan sonra çıkar bazıları, ölerek…
Ne kadar etki bıraktığın önemlidir seyircide…

Bir yazarın bence müthiş bir tespiti vardı: Güzel ülkemin düzelmesi için önce öğretmen ve de imamların kendilerine çeki düzen vermeleri gerekiyor demişti…

Bence de biraz düşünmek lazım bu konuda, çalışmak…

Tatil olmadı… bir hareket yok, yazık…
Her neyse yorgun bünyem, yatmak gerekir artık…
biraz da küfretmek, yolsuzluklara, yalana, talana ihtirasa…

Ey Yüce Allah’ım, sonumuzu, ahir ve akıbetlerimizi hayr eyle…
İki cihanda yüzümüzü ak eyle...
Son nefesine rahmet meleklerini getirecek bir ömür sürmeyi nasip et…
Ey Yüce Dost, Ey Yüce Arşın sahibi… Ey yoktan var eden Allah’ım…
Arşın her yanını dolduran zatının nuru hürmetine, bütün mahlûkata hükmettiğin Kudretinin azametine, her yanı dolduran rahmetinin bereketine senden istiyoruz…
Senden başka İlah yoktur…
Ey çaresizlerin çaresi Allah’ım bize yardım et…

Ölmeden önce bizi uyandır ve İmanla, Kuranla, Namazla al canımızı…

Hepinize iyi geceler…

Allah Rahatlık Versin…
 
Şiirsel anlatımın güzel hocam, ağzına sağlık.

Hakketen sadece kendisi için çalışan bir millet olduk, devleti milleti geleceği düşünen kalmadı.
Ben işimi yaparım, paramı alırım, gerisini de düşünmem mantığı ileride çok pahalıya patlayacak bize. :(
 
ozgurgitarim bir baba olarak söylüyorum avatarın çok açıklı Allah kimseye yaşatmasın ama bir babaysan bilememde evladın yoksa Allah korusun başına gelmediyse o avatarı kullanmasan bence daha iyi olur.
 
:+1: eline ve emeğine sağlık hocam. Sıkılmadan okudum sonuna kadar.
 
Eline , yuzegine,klavyene saglik hocam. Cok guzel bir yazi olmus. :alkis:
 
Hocam güzel bir yazı olmuş ve gerçekten tatile paraya yatmaya boş boş gezmeye duydugumuz heyecanı işimize ve ahiretimize duysak çoğu konuyu aşmıştık sanırım
 
valla önceden teneffüste elektrikleri kapatır giderdim yazıktır devletin malı derdim kendi kendime. Geçen tam ışığı kapatırken aklımdan geçti ulan dedim ben bunu kapatsam ne oluyorki ya buradaki yalaka elektrik dağıtım şirketi götürecek ya daha yukarıdaki büyük başlar. Benim babamın emekli maaşına 24 tl zam geliyor enflasyon desen en az yüzde yirmi, fakir yine fakir ibrahim amca yine lastik ayakkabılı. Tabiki kapattım insanlık bizde kalsın dedim ama bunların aklımdan geçmesi bile durumu gerçekten özetliyor. İnsanı vatanından milletinden soğutuyorlar gerçekten bu işin sonu kesinlikle hayra gitmiyor.
Çözüm süreci desen tam bir felaket adam diyor şehit gelmiyor tamam gelmiyor daha sonra Allah korusun bir kaç milyon insan iç karışıkta ölürse pardon mu diyeceksiniz. Amcamların oturduğu mahallede kürtler ve türkler yıllardır beraber yaşıyor bugüne kadar hiç problem olmadı hatta çok samimi ilişkileri var. Geçen bu kobani protestolarında başka yerden gelen insanlar tarafından ufak bir iki eylem girişimi olmuş ve sonra mahalledeki kürtler türklere, türkler kürtlere küfürler savurmuş yani iç karışıklığa çok müsait bir hale getirdiler Allah sonumuzu hayır etsin.
 
okulların tatil olmasına öğrenci , öğretmen, idareci seviniyorsa bizim eğitimde bir sorun var demektir. eğitime de eğitim şart
 
Güzel ülkemin düzelmesi için önce öğretmen ve de imamların kendilerine çeki düzen vermeleri gerekiyor demişti

Hocam bu söz kime ait olduğunu biliyor musunuz?
 
sancaktepe' Alıntı:
Hayatimda okudugum en sacma yaziydi... partilerin ilce merkezlerinden gorevlendirilen mudurlerin muduryardimcilarinin yerlestirildigi egitim sisteminde hala egitim yapildigini yapilabilecegini sanan ulkemin saf bir ogretmeni kendi capinda icindekileri dokerek rahat bir uyku cekmek istemis. Emin olun ayni adam sabah kalktiginda ilk yaptigi is internete okullarin tatil olup olmadigina bakmak olmustur. Boyle ahkam kesen vicdan hirsizlarina sunu sorarim hep, bulundugun okulda gorev yapan ogretmenlerden farkini ortaya koyan bir somut calismani soylermisin? Onlardan farkli olarak ne yaptin, hangi ulusal yada uluslararasi calismayi yaptin, okulun senin sayende hangi kazanima ulasti.. cevap hep mazeretlerle doludur. Klavye basinda iyi olmak kolay, gercek yasamda sergilede goreyim aga... okullar hep tatil olsun istiyorum ben, cocuklarin daha fazla kandirilmamasi icin, okula egitim icin gelen o piril piril beyinlerin aslinda bir siyasi fikrin yapboz tahtasi olmasindan nefret ettigim icin...
+1
 
siz de hocamızın yazısına negatif yorumlarını yazan arkadaşların cevaplarını okurken hafif bir tebessüm yerleştirdiniz mi dudaklarınıza?
 
Bir öğretmenin kar tatilinden yola çıkarak öz eleştiri yapması çok da doğru olmamış. Sanki öğretmenler tatil olsun diye kar duasına mı çıktı? Eğitim sisteminin yanlışlığının ve insanlarımızın çarpık zihniyetlerinin sonuçlarını öğretmene yıkmak son derece haksızlık olur. Elimizden geldiğince öğrencileri eğitmeye çalışıyoruz; ama karşımızda büyük düşmanlar var, televizyon, kötü-dağılmış aileler, çevre vs. Bunlara karşı savaş verip kazanmak oldukça güç. Üstüne öğretmenleri itibarsızlaştırma çalışmaları, 3 ay yatıp, kara, yağmura tatil yapan, tembel ve açgözlü şahıslar görüntüsüne sokulmaları büyük bir yara. Öğretmenleri de yetiştiren bu eğitim sistemi. Puana göre meslek seçimi bir saçmalık. Yetenekle puan aynı şeyi işaret etmiyor. Bugün öğrencilere meslek tanıtmaya kalktığınızda size ilk sordukları ne kadar para kazanabilecekleri oluyor. Eskiden suçluları yakalamak için polis, çocukları eğitmek için öğretmen, hastaları iyileştirmek için doktor olacağım derdi geleceğin büyükleri. Şimdikiler tamamen parasal kaygıdalar.
Şunu da iddia etmiyorum ki bütün öğretmenler son derece fedâkâr çalışıyorlar. Yeni mezun olmuş 10 öğretmen gördüysem en fazla 4'ü gerçekten mesleğini normal seviyede yapmaya çalışıyor. Genç nesil ne yazık ki boş geliyor, bunda mesleğin bir önemi yok. Başka mesleklerde de aynı sıkıntılar var. Herkes az çalışıp çok para kazanma mücadelesi veriyor. Biz de kıyıya vuran deniz yıldızlarından kurtarabildiğimize bakıyoruz.

Ne iyimser, ne kötümser; gerçekçi olmak şart.
 
bence çok güzel bir yazı
fakat öğretmenler kadar kendi ile barışık olmayan başka bir meslek grubu var mıdır?
merak ettim doğrusu.

:o
 
togius' Alıntı:
ozgurgitarim bir baba olarak söylüyorum avatarın çok açıklı Allah kimseye yaşatmasın ama bir babaysan bilememde evladın yoksa Allah korusun başına gelmediyse o avatarı kullanmasan bence daha iyi olur.

2 tane oğlum var hocam...
Allah kaderlerini ve cümlesinin kaderini güzel etsin inşallah...
 
MEMEK' Alıntı:
Güzel ülkemin düzelmesi için önce öğretmen ve de imamların kendilerine çeki düzen vermeleri gerekiyor demişti

Hocam bu söz kime ait olduğunu biliyor musunuz?

Ahmet Şerif İzgören hocam, bir kitabından aklımda kalmış bu cümle, ama hangi kitabı olduğunu hatırlamıyorum...
 
bilisimci_009' Alıntı:
Hocam güzel bir yazı olmuş ve gerçekten tatile paraya yatmaya boş boş gezmeye duydugumuz heyecanı işimize ve ahiretimize duysak çoğu konuyu aşmıştık sanırım

İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar, sen akıllı davran ölmeden önce uyan diye bir sözü geldi aklıma Mevlana'nın hocam...
 
ozgurgitarim' Alıntı:
MEMEK' Alıntı:
Güzel ülkemin düzelmesi için önce öğretmen ve de imamların kendilerine çeki düzen vermeleri gerekiyor demişti

Hocam bu söz kime ait olduğunu biliyor musunuz?

Ahmet Şerif İzgören hocam, bir kitabından aklımda kalmış bu cümle, ama hangi kitabı olduğunu hatırlamıyorum...

hırsıza değil, bekçiye kızmak lazım :!:
 
Bir Perşembe akşamı… Bir elim klavye de, diğer elim farede, gözüm haber sitelerinde, kulaklarım televizyonda yarın olacak tatili bekliyorum…
Vali ve ekibi toplanacak, yarın için karar verecekler...
ben bekliyorum, umutla, heyecanla, mutlulukla…

3 gündür kapalı zaten okullar, ne var sanki hiç uğraştırmadan bizi, toptan tatil etselerdi de, uğraşmasaydık bu kadar…
Ne olur sanki yarında tatil olsa… Ne gerek var şimdi toplantının, yollar kaygan kardeşim zaten, hava soğuk…
bunun toplantısı mı olur...

Benim bünyem kaldırmaz eksi bilmem kaç derecede yola çıkmayı…
Kafam kaldırmaz, uygun koşullar ve şartlar gerekir ders anlatabilmem için...
Arabayı çalıştıracak parmaklarım üşür...
okula gidince de, bu soğukta ders mi anlatılır…

Bir Perşembe akşamı, bir elim klavyede, diğer elim farede, kulaklarım televizyonda valiliğin açıklayacağı haberi bekliyorum…
Nasıl beklerse bir taze ölüyü mezar, bir günahı şeytan, ya da tan yerini ağarmasını bir hasta, ben de gelecek haberi öyle bekliyorum…

Bir profesörün yazısında okumuştum… Çocukta bulunan birkaç hasletten bahsediyor ve bunların yetişkin bir insanda olması durumunda o insanın veli bir kul, Allah dostu olabileceğini söylüyordu…
Bunlardan birisi rızık endişesinin olmamasıydı…

Ben de buna dayanarak şöyle diyorum: Tatile duyduğum arzuyu, çocuklara, öğretmenliğe, örneğin programlama öğretmeye duysaydım, tüm dünyanın belki de en önyargı duyulan ve en büyük sorunlarından birisi olan programlama, kod yazma eğitimine, kendi bölgemde, kendi okulumda, kendi çapımda bir çözüm bulmuştum…

Tatil için yaşıyor, tatil için çalışıyoruz…
Damarlarında kan yerine para dolanan bir zihniyetin reklam filminde görmüştüm, bu başarılı, kıvrak ve şeytani reklam sloganını…
Mesela öğrenmek için değil, öğretmek için değil, sevmek, sevilmek için hiç değil…
Allah’ı bilmek, tanımak, sevmek, ondan hakkıyla korkmak için değil… namaz için hiç değil...
Tatil için yaşıyor ve onun için çalışıyoruz…

Hala gelmedi haber, bu arada…
yarın erkenden kalkacaksın, sıcacık yatağından buz gibi havada…

4 sene üniversitede, 4 sene lisede, bilmem kaç sene orada burada emek çürütmüş bir öğretmene reva mı kardeşim bu kadar eziyet ya!
O kadar oku, dirsek, beyin, kol, bacak çürüt… Öss, Öys…
Doktorların, mühendislerin bile yapamadığı matematik, kuantum fiziği, cart mekaniği, curt mekaniği konularında binlercesine fark at, derece yap, fahrenhayt bina et…
Üniversitede o kadar didin, çalış, çabala… Ardından yine KPSS, ABS, HTTP, FTP, LLBS, KPDS…
Bir karlı Cuma sabahında, eksi bilmem kaç derecede, aç, açıkta, öğrenmeye her zamandan ve her dönemden daha çok ihtiyacı olan, ülkem gençlerine ders anlat…
Oldu mu şimdi…

Hani benim gençliğim, emeklerim nerede anne!

Her günümüz tatil olmalı bence bu soğuk kış günlerinde…

Ha!

Hava 18 derece, bahar ayı, kuşlar cıvıldarken, hava açık, hafif meltem rüzgârlı, can ve mal güvenliğim yerinde, doğalgaz ucuz, petrol yarı fiyatına, okul yakın, öğrenciler sorunsuz, idare problemsiz, bakanlık düşünceli, hükümet de Finlandiya’daki öğretmen maaşı ile Kanada’daki öğretmen maaşının toplamını verirse bana, neden olmasın kardeşim…
Gider anlatırım dersimi… elime mi yapışacak… önce vatan, önce hizmet…
hem ne demişler, vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır…

Evet…

Karlı bir İstanbul akşamında, bir Perşembe gecesi, bekliyorum…
bu saate kadar tatil olmadığı için, küfür etmemek için kendimi zor tutuyorum…
ne kadar düşüncesiz insanlar var bu güzel ülkemde…

Evet…

Cennet ülkem, güzel ülkem…
Bir televizyon röportajı geliyor aklıma… Afrika’nın bir ülkesi… Sudan’dı yanlış hatırlamıyorsam…
Şunu diyordu adam: Bize göre Allah-ı Zülcelal Hazretleri’nin Yeryüzündeki cennetidir sizin ülkeniz…
Denizler, muhteşem bir iklim, sular, güneş, bereketli topraklar ,ormanlar, kuşlar, böcekler…
Evet, Yüce Yaradan’ın bize bahşettiği bu güzel ülke…
Umurumda değil, bu güzellikler...
canımın güvende olması, malımın güvende olması...
sağlığımla yediğim zeytin ekmek ve ince belli bardakta sıcacık bir bardak çay...
I-Phone 9 XYZ, Audi Q99, 4+1 deniz manzaralı ev, ne zaman benim olacak, ondan haber verin bana…
Hiç işim olmaz benim ekstra çalışmalarla, ne kadar ekmek o kadar köfte…

Canım sıkıldığında atarım topu öğrencilere, olmadı idareye… biraz daha sıkarlarsa beni, veriştiririm arkadaş çevresine, sosyal çevreye, asosyal topluma…

Son çare aileye atmaktır topu… o da kurtarmazsa, eğitim sisteminin bozukluğu, haklı olarak kurtaracaktır beni…
Zaten bu çocuklardan bi b.k olmaz kardeşim…

Evet…

Ne oldu son durum, bir bakmam lazım haber sitelerine... yok yok yok, bir gelişme yok…
Haberlere bakarken, her bir karış toprağı, aziz şehitlerimizin kanlarıyla sulum sulum sulanmış ülkemde, bir acı çarpıyor gözüme…

Neler oluyor güzel ülkemde, bu kadar kan, gözyaşı…
Neler oluyor güzel coğrafyamda, bu kadar kan, gözyaşı, cinayet, katliam…
Yolsuzluk, hırsızlık, vahşet, dehşet… yalan, talan, dolan…
İhtiras, şehvet…
Yaz yazabilirsen, çünkü bitmez yazılacaklar, on parmak yazmaya çalışan parmaklarım…

Bir tiyatro sahnesidir hayat, kulisin tozunu yutmaya girer bazıları, doğarak, yuttuğu tozlardan sonra çıkar bazıları, ölerek…
Ne kadar etki bıraktığın önemlidir seyircide…

Bir yazarın bence müthiş bir tespiti vardı: Güzel ülkemin düzelmesi için önce öğretmen ve de imamların kendilerine çeki düzen vermeleri gerekiyor demişti…

Bence de biraz düşünmek lazım bu konuda, çalışmak…

Tatil olmadı… bir hareket yok, yazık…
Her neyse yorgun bünyem, yatmak gerekir artık…
biraz da küfretmek, yolsuzluklara, yalana, talana ihtirasa…

Ey Yüce Allah’ım, sonumuzu, ahir ve akıbetlerimizi hayr eyle…
İki cihanda yüzümüzü ak eyle...
Son nefesine rahmet meleklerini getirecek bir ömür sürmeyi nasip et…
Ey Yüce Dost, Ey Yüce Arşın sahibi… Ey yoktan var eden Allah’ım…
Arşın her yanını dolduran zatının nuru hürmetine, bütün mahlûkata hükmettiğin Kudretinin azametine, her yanı dolduran rahmetinin bereketine senden istiyoruz…
Senden başka İlah yoktur…
Ey çaresizlerin çaresi Allah’ım bize yardım et…

Ölmeden önce bizi uyandır ve İmanla, Kuranla, Namazla al canımızı…

Hepinize iyi geceler…

Allah Rahatlık Versin…
Gerçekten güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık
Atmalıyız üzerimizdeki ölütoprağını herşeyi para için rahatımız için yapıyoruz yazık bize yazık bu vatana yazık
 
Geri
Üst