Yazmanın Dayanılmaz Hafifliği

Kodla Büyü

bucepholus

Aktif Üye
Mesajlar
161
yazı yazmak hakkında bazı karalamalar...

Yazı yazmak tek gecelik ilişki yaşamak gibidir. O an içinde bulunduğun zamanın zevkine varırsın ve daha sonrasını düşünmezsin. Seni bir yere bağlayıcılığı, esir etme durumu yoktur.Yazarsın ve biter ve öyle belli bir üslup takınmana da gerek yoktur. Gerçi insan kendini önemsiyorsa o zaman durum başkadır ama o zaman samimiyet sıskalaşır.
İnsan yazdığını daha sonra okuduğu zaman daha bi varıyor tadına sanki. Kendinizden birşeyler yazıyorsunuz ama yazma o an itibariyle bir tür içini boşaltma oluyor yazan için. Sonra alıp okuduğunuzda hasbihal havası veriyor yazdıklarınız...Ruhun içinde bulunduğu çalkantılara göre bazen bu satırları ben mi yazdım dediği bile oluyor insanın.Bazen çok ustaca geliyor cümleler bazen de olabildiğince acemice.Bazen de alabildiğine çocukca.
Finding Forrester(Başrolünde Sean Connery bir yazarı canlandırıyor) adlı filmde Yazar Forrester Çaylak Yazar Adayı Jamal Wallace yazmak yazmakla başlar diyordu.Gerçekten de yazmak ne düşünmek ne de ölçüp tartmakla değil sadece yazmakla başlıyor...
18.12.2008/Perşembe
 
Düşünceyi İfade Etmek Üzerine...

Fikirler ve düşünceler bir toplumu bir arada tutan ya da aralarındaki mantıklı yada mantıksız ayrışmalara sebep olan paydalardır. Anlaşılması ve anlatılabilmesi için güzel ve fesih bir dil gerektirirler. Aksi durumda düşüncelerin hiç ifade edilmediği ortamların daha da evla kabul edileceği dünyalar yaratırlar bize. İnsanların biribirini anlamamasından doğan kargaşa yanlış anlama ve anlaşılma raddesine geldiği anda evrimini tamamlamış olur Termodinamiğin ikinci kuralı:Düzensizliğin düzene baskın gelmesi.Bu anlatımlarla zannedilmesin ki herkesten İstanbul Türkçesi gibi sütlaç kıvamında bir Türkçe beklediğimiz. Sadece dili düzenli kullanmaya özen gösterme babında benim serzenişim. Gerçekten dilin canlı,gelişen bir varlık olduğuna inanıyordum ama bir gün mutasyona uğrayacağını hiç dşnmmştm.. şaka şaka düşünmemiştim...:)
 
Geri
Üst