sayın bakanımızın dün trtde yayınlanan programını izledim.
öncelik şunu söyliyeyim kesinlikle önceki bakanımızdan daha sempatik bir insan
geçmiş dönemdeki meb baknlarımızdan hasan ali yücelle kıyaslama yapılması kanaatimce haklsızlık olacak
genç ve dinamik bir bakan olan hasan ali yücel 41 yaşında yaşında göreve başlamış ve 8 yıl görevde kalmış
(bknz:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Hasan_%C3% ... .C3.B6nemi)
sonra arada başka bir tv kanalında avrupada şehir tanıtımlarıyla ilgili bir programa gözattım
tanıtılan şehirlerin mimari özelliklerinden bahsediliyordu. Programda italyada Floransanın ya da çek cumhuriyetinin başkenti olan prag'ın
tarihi yapılarını görünce benzer pek çok avrupa şehrini görünce verilecek tepkiyle şehirlere hayran kaldım.
acaba biz buralarda yaşasak nasıl olurdu diye içimden şöyle bir geçirmedim de değil...
ancak bu hayranlığım kendi topraklarını özdeğerlerini küçümseyici bir hayranlık noktasına varmadı.
her neyse adamlar yapmış taşı yontmayı başarmışlar. taşa böyle şekil veren insanların
eğitimde de benzer özeni göstermemiş olmaları düşünülemez.
"na to kefari,na to mermari" yani nato kafa nato mermer diye bir deyişin
avrupa kültüründen çıkmış olması şaşırtıcı değil.
adamlar taşı işlemeyi biliyorlar dedim tekrar.
sonra programa döndüm karmaşık duygular içerinde programı izlemeye devam ettim.
Türk eğitim sisteminde bilişimin geleceği ne olacak öğrencilerini
Gün be gün bembeyaz oya gibi işleyen öğretmenlerimiz hakkında
bakanımız neler düşünüyor diye merakla programı takip ettim.
program sonunda aklımda kalanlarsa bakanımızın türkçe'ye verdiği değer ve sempatikliği oldu...