Demokrasi ve Özgürlükler Adası açıldı

Demokrasi ve Özgürlükler Adası’ndaki kongre merkezinde gerçekleştirilen açılış törenine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Şentop, MHP Genel Başkanı Bahçeli, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, kabine üyeleri, kuvvet komutanları, TBMM Başkanvekili Celal Adan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, eski TBMM Başkanları, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve davetliler katıldı.

Yeni tip koronavirüs (COVID-19) tedbirleri kapsamında sosyal mesafe kurallarına uyarak kongre salonunda aralıklı oturan katılımcıların maske takarak izlediği tören, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın proje aşamalarının yer aldığı videonun gösterimiyle başladı.

Piyanist Emir İlgen’in konserinin ardından İstiklal Marşı okunacak ve saygı duruşunda bulundu.

Törende sırasıyla TOBB Başkan Yardımcısı Ali Kopuz, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşma yaptı.

Tören, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın yapacağı dua ile sona erdi. 

Demokrasinin en karanlık günlerinin tanığı: Yassıada

Yüz yıla yaklaşan Cumhuriyet tarihinin ilk darbesi olan 27 Mayıs 1960’ın üzerinden tam 60 yıl geçti. 27 Mayıs, demokrasiye düşürdüğü gölgeyle, pek çok acıya ve zulme yol açarken, darbenin en karanlık günleri hiç kuşkusuz Yassıada’da yaşandı.

Marmara Denizi’ndeki adalar grubunun bir parçası olan, İstanbul’a komşu bu küçük kayalık; 185 metrelik eni ve 740 metrelik boyu ile Bizans döneminde politik sürgünlerin uğrak yeri haline gelen bir zindan adası olarak kullanılmıştı.

İstanbul’a yalnızca birkaç kilometre uzaklıkta bulunan Yassıada, Cumhuriyet tarihindeki kötü ününü ise 27 Mayıs darbesi sonrası Demokrat Parti yönetiminin ve milletvekillerinin tutukluluklarına, sözde mahkemede yargılanmalarına ev sahipliği yapmasıyla aldı.

Başta dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes olmak üzere, dönemin bakanları ve DP milletvekilleri Yassıada’da kimi zaman hücrelerde, kimi zaman Bizans döneminden kalma zindanlarda tutuldu, aylarca tecrit edildi, aileleriyle dahi görüştürülmedi.

Yassıada’nın üzerine çöken karanlığın koyuluğunu daha da artıran olay ise Başbakan Adnan Menderes, Maliye Bakanı Hasan Polatkan ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun adadaki sözde mahkemenin verdiği kararlarla idam edilmeleri oldu.

Cumhuriyet tarihinin, demokrasinin en karanlık günlerine tanık olan ve böylece halk arasında “Yaslı Ada” olarak anılmaya başlanan Yassıada, Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak yeni bir döneme başladı.

Yassıada’dan Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları ve girişimiyle bundan 5 yıl önce başlayan çalışmalar tamamlandı.

Yassıada, eski günlerini geride bırakarak, toplumsal hafıza açısından son derece önemli bir kongre merkezine ve açık hava müzesine dönüştürüldü.

İşletmeciliğini Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) üstlendiği, günübirlik ziyaretlere de açılacak Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın iki temel işlevi olacak.

Öncelikle, Türkiye’nin demokrasi ve siyasi tarihinin utanç vesikaları olan darbe, tutuklamalar ve yargılamalar ülkenin genç nesillerine öğretilerek, Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun aziz hatıraları yaşatılacak.

İkinci olarak ise ulusal ve uluslararası demokrasi ve insan hakları toplantılarına ev sahipliği yapılarak, bu alandaki tarihi tecrübe küresel düzeyde paylaşılacak.

Adaya 40 bin yeni ağaç ve bitki dikildi

Bir dönem Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından eğitim üssü olarak kullanılan ve bu nedenle çok katlı beton binalara ev sahipliği yapan adanın yüzde 60’ı (inşaat alanının üç katı) peyzaj alanı olarak ayrıldı.

İklim ve araziye uygun 40 bine yakın yeni ağaç ve bitki dikilirken, adadaki mevcut nitelikli ağaçlar ve tescilli yapılar da korundu.

Müzeleri ve kongre salonu ile ada dünyaya açılıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle üzerinde durduğu konulardan biri olan adanın karanlık geçmişinin yeni nesillere ve dünyaya anlatılması amacıyla darbe yargılamalarına sahne olan spor salonu, 27 Mayıs Müzesi’ne dönüştürüldü.

Adadaki yapılardan biri de dünyanın demokrasi tecrübesi ve insan hakları tarihinin aktarıldığı Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi olarak değerlendirildi. Kütüphanesi ve sergi alanlarıyla birlikte ada, tam anlamıyla bir açık hava müzesi olarak tasarlandı.

Öte yandan; adada uluslararası alanda üst düzey katılımcıların da misafir edilebileceği dikkate alınarak 123 odalı kongre oteli, her türlü toplantıya ev sahipliği yapabilecek 500 kişilik kongre merkezinin yanı sıra cami, anıt ve park ile meydanlar da inşa edildi.

Adanın diğer yapıları ise tarihi Bizans sarnıcı ve zindanları, şato yapısı, seyir terasları, engelliler için yatay asansör, tarihi subay gazinosu, iskele idare ve kriz yönetim yapısı, karşılama yapısı, helikopter pisti, restoran ve personel yatakhanesi ile yönetim binasından oluşuyor.

Demokrasi Feneri ışığını yakıyor

Adanın en dikkat çekici yapısı ise 24 metre yüksekliğindeki taş yüzeyli Demokrasi Feneri.

Fenerin ışığı yalnızca adadan değil komşu adalardan ve İstanbul’un yakın kıyılarından da görülebilecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurguladığı gibi demokrasiye olan saygıyı ve inancı canlı tutan, simgeleyen bir yapı olarak Demokrasi Feneri, ışığıyla geleceği aydınlatacak. 

Kaynak: TRT Haber