2 yaşındaki Melisa’ya 32 yaşındaki babasından böbrek

İstanbul

RİZE’de dünyaya gelen 2 yaşındaki Melisa Kan’a anne karnındayken böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Doktorların ‘yaşaması mucize’ dedikleri minik kız, 32 yaşındaki babası Asım Kan’dan nakledilen böbrekle hayata tutundu. Melisa, böbreğinin tam 4 katı büyüklüğündeki böbrekle sağlığına kavuştu.


Rize’de yaşayan Asım ve Şeyma Kan çifti, iki yıl önce bir kız çocukları olacağını öğrendi. Şeyma Kan’ın (29) ultrason muayenesinde, 5 aylık bebeğin böbreklerinde bir kist olduğu belirlendi. Doktorlar, ‘bebeğin yaşaması mucize’ deyip anneye kürtaj önerdi. Bebeğinin kalp atışlarını duyduğu an, onun yaşaması gerektiğine karar verdiğini söyleyen Şeyma Kan, kızı Melisa’yı dünyaya getirdi. Doğduktan sonra kronik böbrek yetmezliği teşhisi konulan, böbrekleri ultrasonda dahi görülemeyecek kadar küçülen Melisa, 20 gün kadar yoğun bakımda kaldı. Kreatin değerleri yükselen Melisa için aile İstanbul’un yolunu tuttu. Yapılan tetkikler sonrası diyaliz tedavisi başlamadan Melisa için nakil kararı alındı. 2 yaşındaki küçük kız, 32 yaşındaki babası Asım Kan’dan alınan böbrekle sağlığına kavuştu. Operasyonu gerçekleştiren Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Volkan Turunç, Melisa’nın kendi böbreğinin 4 katı büyüklüğündeki böbrekle hayata tutunduğunu söyledi.

BABA ASIM KAN: DİYALİZ MERKEZLERİNİ GEZİN

Yaşadıklarının çok farklı bir duygu olduğunu ve bunları ifade etmekte zorlandığını söyleyen baba Asım Kan, ameliyata kızı için mutlu bir şekilde girdiğini anlattı. Diyaliz tedavisine korkulacak hiçbir yanı yok. Bir hayat bağışlıyorsunuz. Ameliyat süreci çok kolay geçti. Ben başlamadan Melisa için böbrek naklini düşündüklerini söyleyen baba Kan, “Bu ameliyatın insanların empati kurmaları adına diyaliz merkezlerini gezmelerini istiyorum. Oralarda insanların çektikleri acıları gördükten sonra herkes rahat bir şekilde organ bağışı yapacaktır diye düşünüyorum” dedi.

“YAŞAMASI MUCİZE DEDİLER”

Anne Şeyma Kan ise zorlu iki yıl geçirdiklerini belirterek, hamilelik süreci ve sonrasında yaşadıkları sorunları şu sözlerle anlattı:

“Doktorlar, ‘bebeğin doğduktan sonra yaşamayacak, aldırabilirsin, zaten ilk çocuğun bu riske girmeye gerek yok’ dedi. Söylenenlerin karşısında ultrasonda bebeğimin kalp atışlarını duyunca böyle bir şey düşünmedim. Tereddüt bile etmeden ‘kesinlikle onu dünyaya getireceğim’ dedim. Onun bana Allah’ın bir emaneti olduğunu düşündüm. Ne olursa olsun doğumu göze aldım.”

“BEDENLER TOPRAK DEĞİL CAN OLSUN”

Doğduktan sonra 20 gün kadar yoğun bakımda kalan Melisa’nın kreatin değerlerinin zaman zaman yükseldiğini belirten Şeyma Kan, “Melisa yaşıtlarından geri kalıyordu. Gelişemiyor ve boyu uzamıyordu. İştahsızlık da ciddi bir problemdi. Ben de ‘çocuğuma ne faydalı olabilir’ diyerek bir umut aradım. Sosyal medya üzerinden Op. Dr. Volkan Turunç’a ulaştım. İstanbul’a geldik ve yapılan tetkikler sonrası eşimin böbreği uygun görüldü. Ameliyata eşim ve çocuğumu birlikte yolladım. Bu duygusal anlamda zor bir süreçti. Ama şimdi kızım sağlığına kavuştu. İştahı açıldı, artık rahatlıkla yemek yiyor. Melisa’yı yemek isterken hiç duymamıştım. Bu bizim için çok güzel bir duygu. Nakil gerçekten mucizevi bir şey. Aileler, eğer imkanları ve vericileri varsa iyi hekimlerle birlikte nakli düşünsünler. Bakın Melisa ameliyat olalı kısa bir süre oldu ve şu an sağlık durumu çok iyi. Biz daha zor geçeceğini düşündük ama asla öyle zor bir süreç yaşamadık. Kesinlikle organ bağışına önem vermeliyiz. Bedenler toprak olmasın, insanlara hayat ve can olsun” diye konuştu.

“KASIĞA DEĞİL KARIN İÇİNE NAKLETTİK”

Melisa’nın ameliyatını gerçekleştiren Medicana Çamlıca Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Volkan Turunç, operasyonun diğer böbrek nakillerinden farkını şu sözlerle anlattı:

“Melisa’nın vericisi babasıydı. Kendi hastalıklı böbreklerinin 4 katı büyüklüğünde bir böbrek naklettik. Bu ameliyat, çocuk bedeninin küçük olmasından dolayı bazı cerrahi riskler taşıyordu. Burada ameliyat ve anestezi ekibinin tecrübesi çok önemli. Normalde erişkin hastalara uyguladığımız cerrahi tekniğin dışına çıktık. Her erişkin hastada büyük damarlar olduğundan onlarda böbreği kasık bölgesine naklediyoruz. Bu operasyonda erişkin böbreği büyük, çocuğun damarları küçük olduğundan kasık bölgesine yerleştirmek mümkün değildi. Bu nedenle böbreği karın içine naklederek vücudun ana toplar damarı ve atar damarına bağladık.”

Ameliyatın cerrahi riskler barındırdığını ifade eden Op. Dr. Volkan Turunç, anestezi ekibiyle koordineli olduklarını belirterek, “Ameliyat bitiminde karnı kapattığımızda büyük boyutlu bir böbrek küçük bir bedende olduğundan bazı problemler yaşadık. Çevre organlara ve büyük damarlara bası olabiliyor. Çocuğun kan hacminin büyük bir bölümünü birden böbrek çektiği için ciddi tansiyon düşüklükleri gibi komplikasyonlar görülebiliyor. Bu nedenle ameliyat sırasında anestezi ekibiyle uyumlu şekilde çalışmak gerekiyor” dedi.

TÜRKİYE’DE 5 BİN ÇOCUK KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ HASTASI

Türkiye’de yaklaşık 5 binin üzerinde kronik böbrek yetmezliği hastası çocuk olduğunu belirten Op. Dr. Turunç, bu çocukların nakil olmadıkları takdirde ciddi oranda büyüme ve gelişme gerilikleri yaşadıklarını hatırlattı. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Volkan Turunç, “Yaklaşık 5 bin çocuğun 2 bin ila 2 bin 500’ü ise böbrek nakli adayı. Büyük bir kısmı kadavra bekleme listelerinde. Maalesef birçok çocuk hastamız boş yere bekletiliyor. İyi bir ameliyat öncesi değerlendirmeyle uygun bir erişkin böbreği bulunarak her çocuk nakil olabilir. Melisa başarılı bir nakil sonrası yaşıtlarından farkı olmadan büyümeye devam edecek” diye kaydetti.

Kaynak: DHA