İstanbul
15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümüne ilişkin açıklamalarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Rahmi İncekara, “Ekonomi yönetiminin gerçekleştirdiği politikalar ve uygulamalarla darbe girişiminin yarattığı risklerin ekonomiye sirayet etmeden engellenebileceği gözler önüne serildi. Türkiye, 2017’nin ilk çeyreğindeki yüzde 5’lik büyüme ile G-20’nin en hızlı büyüyen üç ülkesinden biri oldu” dedi.
15 Temmuz darbe girişimi hakkında konuşan İstanbul Kent Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rahmi İncekara, seçimle göreve gelen hükümetlere yönelik darbe girişimlerinin doğrudan yabancı sermayenin ülkeye girişini engelleyerek ülkelerin kalkınma, büyüme ve teknolojik gelişimini yavaşlattığını belirtti. Darbe ve girişimlerin ülke ekonomisine etkileri hakkında açıklamalarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi İncekara, 15 Temmuz sonrası piyasaların kısa vadede darbe girişimine verdiği negatif tepki haricinde, uzun vadede Türkiye ekonomisinin bir yıl içerisinde toparlandığını ifade etti.
“EKONOMİYE SİRAYET ETMEDEN ENGELLENDİ”
Darbe girişiminin hemen ardından yapılan işlemlerin ve alınan önemlerin, ortaya çıkabilecek riski engellediğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi İncekara, şöyle konuştu:
“15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilk iş günü olan 18 Temmuz’da gözler ekonomiye çevrilecekti. Ani döviz çıkışı ve bankalardaki likidite sıkışıklığı ihtimali ekonomi yönetiminin riskleri erken tespit edip çeşitli önlemler alması ile bertaraf edilmeye çalışıldı. 17 Temmuz akşamı dönemin ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in çok sayıda uluslararası yatırımcı kuruluşun katıldığı bir telekonferans düzenleyerek dış piyasaları bilgilendirmesi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın ‘finansal piyasaların etkin işleyişinin sürdürülmesi amacıyla’ bankaların ihtiyaç duyacağı likiditenin sınırsız olarak sağlanacağını duyurması, Sermaye Piyasası Kurulu’nun borsadaki hızlı düşüşü engellemek adına firmalara herhangi bir limit olmaksızın borsada kendi paylarının geri alımını gerçekleştirme hakkının verildiğini açıklaması, Olağanüstü Hal’in ‘piyasa dostu’ olarak ilan edildiğinin vurgulanması, ekonomi yönetiminin gerçekleştirdiği politikalar ve uygulamalarla darbe girişiminin yarattığı risklerin ekonomiye sirayet etmeden engellenebileceği gözler önüne serildi.”
“TÜRKİYE, G-20’NİN EN HIZLI BÜYÜYEN ÜÇ ÜLKESİNDEN BİRİ OLDU”
Bu süreçte Borsa İstanbul’un da darbe girişiminin şokunu çabuk atlatarak 2017 yılının başından beri en çok getiri sağlayan hisse senetleri piyasalarından biri haline geldiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi İncekara, konuşmasını şöyle noktaladı:
“Türkiye ekonomisinin yeniden uluslararası yatırımcılar açısından cazip hale getirilmesi için Olağanüstü Hal’in kaldırılması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Türkiye’ye güvenin, yatırım yapmaktan vazgeçmeyin’ mesajı ile ulusal ve uluslararası yatırımcılara Türkiye ekonomisinin kararlılığını vurgulaması, yatırımcıların iç piyasada üretim ve ihracata hız vermesi, uluslararası piyasalarda ise Türk finansal varlıklarına olan güvenin artması, 2017 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5’lik büyümeyi beraberinde getirdi. Türkiye, 2017’nin ilk çeyreğindeki yüzde 5’lik büyüme ile G-20’nin en hızlı büyüyen üç ülkesinden biri oldu. Türkiye ekonomisinin darbe girişimine rağmen büyümeye devam etmesinde, Kredi Garanti Fonu’nun yeniden yapılandırılması, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler ve istihdamın desteklenmesi için alınan önlemler, kamu mali disiplini ve bankacılık sektöründe yapılan reformlar, kamu teşvik paketleri ve kredi musluklarının açılmasının önemli derecede etkisi oldu.
Ekonominin canlandırılmasına yönelik rakamsal örneklere baktığımızda, KOSGEB aracılığıyla birçok esnafa 50 bin liraya kadar kredi imkânı sağlanmış, Kredi Garanti Fonu altında vatandaşın çekeceği kredilere kefil olunarak 250 milyar liralık bir kredi hacmi oluşturdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Seferberlikte 2 milyon yeni istihdam yaratılması’ çağrısı doğrultusunda, 700 bin istihdam rakamına ulaşıldı.”
Kaynak: DHA