BBC muhabirleri ile yapılan röportajda, Dr. Rangan Chatterjee; gençlerde görülen ruhsal sağlık sorunları ile sosyal medya kullanımı arasında bağlantılar olduğunu gösteren çok sayıda bilimsel kanıt olduğunu açıkladı.*
Dr. Rangan Chatterjee’nin verdiği bir örnekte henüz 16 yaşında olup kendisine zarar veren bir çocuk acil servise kaldırılıyor. İlk bakışta çocuğun depresyona girdiği değerlendirilse de, doktorun çocukla yaptığı yüz yüze görüşmede, çocuğun üzerinde ciddi bir sosyal medya etkileşiminin olduğu ve etkileşimin çocuğu olumsuz yönde etkilediği görülüyor. Doktor çocuğa anti depresan ilaç vermek yerine çocuktan bir süre sosyal medya kullanımını azaltmasını ve yatmadan belirli bir süre önce telefonu elinden bırakmasını istiyor.
Bir süre sonra doktorun çocuğu motive etmesiyle çocuğun sosyal medya kullanımı sabahları iki saat ve akşamlar iki saatle sınırlaması sağlanıyor. Altı ay sonra çocuğun ruh sağlığında ve gelişiminde ciddi ilerlemeler kaydediliyor. Annesiyle yapılan görüşmede ise, sosyal medya kullanımını dengeye koyduktan sonra çocuğunun okulda ve arkadaş çevresinde daha mutlu olmaya başladığını ifade ediyor.
Dr. Chatterjee’ye göre bu ve benzeri olaylar, sosyal medyanın gençlerin hayatında ne denli büyük bir role sahip olduğunu ve bunun sorgulanması gerektiğini ispatlıyor: “Sosyal medya çocuklar ve gençlerin fiziksel ve ruhsal gelişiminde nasıl bir olumsuz etki oluşturuyor ?”
“Bunun büyük bir sorun olduğunu düşünüyorum ve bazı kurallara ihtiyacımız var: Toplumu teknolojiyi kullanmaya yöneltmek için nasıl eğitebiliriz, teknoloji bize zarar vermektense bize yardımcı olur mu?”
Hatta yakın zamanda ABD’li bir grup çocuk Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’e seslenerek Messenger Kids’i kapatmaya çağırdı.
Sosyal medya kullanımı nedeniyle şiddetli ruh hali değişiklikleri bildiren ergenlerin ve Facebook’a ait Instagram gibi platformlarda bombardıman altına alınan resimleri nedeniyle vücut görüntüsü ile yüzleri görülen genç kızların olumsuz ruh halleri bunların en büyük kanıtları.
2017 yılında The Royal Society of Public Health tarafından yapılan çalışmada; en popüler beş sosyal medya sitesini kullanan 11 ile 25 yaş aralığındaki 25 gencin ruh halleri takip edildi. Bu çalışmada Snapchat ve Instagram’ın yetersizlik ve kaygı duygularına ilham verme ihtimalinin en yüksek seviyede olduğu görüldü.
YouTube’un olumlu etkileri görülürken, Instagram’ın gençlerin kendi vücut görüntüleri hakkında kendilerini daha kötü hissetmelerine yol açtığı görüldü.
Çalışmaya katılan her 10 gençten 7 si, Instagram ve Facebook’ın kaygı duygularını daha da kötüleştirdiği görüldü. Katılımcıların üçte ikisinin Facebook üzerinden siber zorbalığa maruz kaldığı görüldü.
Peki çocukların ve gençlerin sosyal medyadan olumsuz yönde etkilenmemeleri ve siber zorbalıkla karşı karşıya kalmamaları için neler yapılabilir?
– 13 yaşın altındaki çocukların cep telefonu kullanımları sınırlanabilir ve bu yaşa kadar çocuklara sosyal medya hesabı açılmayabilir.
– Çocukların sosyal medya hesaplarına ait erişim şifreleri bilinmeli ve düzenli olarak kontrol edilmelidir.
– Çocukların güvenli internet kullanmaları sağlanmalıdır.
– Çocukların bilgisayarlarının monitörleri anne baba tarafından görülebilmelidir.
– Çocukların günlük sosyal medya ve internet kullanımları günde belirli bir süre ile sınırlandırılmalıdır.
– Yatmadan en az 1 saat önce çocukların telefon, tablet ve bilgisayarlarını kapatmaları ve bunun yerine kitap okumaları sağlanmalıdır.
Çeviri ve Derleme: Metafor
*Kaynak: BBC