İstanbul
Serabral Palsi’nin erken dönemde saptanabilmesi için ebeveynlerin çocukların motor gelişimini gözlemlemesi gerektiğini söyleyen Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Gülten Karaca, “4 aylık bebeklerin başını tutamaması Serebral Palsi’yi düşündüren bulgular arasındadır” dedi.
Halk arasında beyin felci olarak da bilinen ve bebeklik döneminde ortaya çıkan Serebral Palsi hastalığı çocukluk çağında görülen özürlülüğün en büyük nedenini oluşturuyor. Vücudun hareket ve duruşunda kalıcı bozukluğa yol açan bu hastalığın belirtileri, bebeklik çağında ortaya çıkıyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Gülten Karaca, 2 Ekim Dünya Serebral Palsi Günü öncesinde Serebral Palsi ve Botoks enjeksiyonu tedavisi hakkında bilgi verdi.
“Serebral Palsi, anne karnındaki gelişmekte olan fetüsün veya doğum sonrası ilk aylardaki bebeğin beyninin doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrasında değişik nedenlerle zarar görmesi sonucu ortaya çıkan ve aktivite kısıtlanmasına neden olan hareket bozukluğu hastalığıdır” diye konuşan Memorial Ankara Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Prof. Dr. Gülten Karaca şunları söyledi:
“Beyin gelişimini tamamlamadan önce ortaya çıkan bu hasar, çocuğun baş tutma, oturma, yürüme, el kavraması, etrafı algılama, yutma, konuşma gibi normal nörolojik gelişiminin gecikmesine ya da hiç gerçekleşememesine yol açmaktadır. Çocukluk çağının en sık özürlülük nedeni olan Serebral Palsi, bin canlı doğumun iki ya da dördünde görülmektedir. Bu hareket bozukluğuna epilepsi, konuşma ve algılama bozukluğu, şaşılık, yutma güçlüğü ve deformiteler eşlik edebilmektedir.”
AKRABA EVLİLİĞİ VE UZUN SÜREN YENİDOĞAN SARILIĞI RİSK OLUŞTURUYOR
Doğum öncesi, sırası ve sonrasında Serebral palsi riskini artıran nedenlerin bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Gülten Karaca, “Doğum öncesi döneme ait en önemli risk faktörü akraba evlilikleri olmaktadır. Bununla birlikte kromozom anomalileri, genetik sendromlar, gebelik sırasında annenin madde kullanımı, radyasyon ve bebeğin beyin gelişim bozukluğu da sebep arasında yer almaktadır. Doğum sırasındaki nedenler arasında ise 32 haftanın altında gerçekleşen erken doğumlar, düşük doğum ağırlığı, çoğul gebelikler, zor doğum ve doğum travması bulunmaktadır. Uzun süren yeni doğan sarılığı, menenjit veya ensefalit ve ilk 3 yaş yaşta gelişen travmatik beyin hasarı doğum sonrasında yer alan nedenleri oluşturmaktadır. Gösterilebilen/ispatlanabilen hiçbir neden olmaksızın da Serebral Palsi görülebilir” şeklinde konuştu.
BELİRTİLER, HASTALIK TİPİNE GÖRE DEĞİŞKENLİK GÖSTERİYOR
Prof. Dr. Gülten Karaca açıklamalarına şöyle devam etti:
“Serebral Palsi hastalığında beynin etkilenen bölgesi ve zedelenme derecesine göre her çocukta ortaya çıkan klinik tablo değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle Serebral Palsi’nin farklı tipleri bulunmaktadır. En sık görüleni ise “Spastik” tiptir. Spastik Tip Serebral Palsi hastalığı olan çocukların kaslarında ‘spastisite’ denilen bir katılık görülmektedir. Bu tür durumda olan çocukların her iki bacağında ya da vücudunun bir yarısında veya hem kol hem bacaklarda tutulum olmakta ve bu da doğru hareketlerin gelişmesine engel olmaktadır. Daha az sıklıkta görülen ‘Diskinetik’ adı verilen tip ise sarılık geçiren bebeklerde daha çok oluşurken, istemsiz hareketler hastalığın ana problemini oluşturmaktadır. Bu hasta tiplerinde işitme kusuru da görülebilmektedir.”
SEREBRAL PALSİ’Yİ DÜŞÜNDÜREN BULGULAR
Serabral Palsi’nin erken dönemde saptanabilmesi için öncelikle anne babaların çocukların motor gelişimini gözlemlemesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Karaca, “Motor gelişim basamaklarındaki gerilik ebeveynler için en önemli ipucu olmaktadır. Yeni doğmuş bebek ilk aylarda kol ve bacaklarında kendiliğinden ortaya çıkan kıpır kıpır hareketlere sahiptir. Bir kolu ya da bacağının bu hareketlere katılmaması, 4 aylık bebeklerin başını tutamaması, başparmağını sürekli avuç içinde ve elini sürekli yumruk şeklinde tutması, 8–9 aylık bebeklerin desteksiz oturamaması ve dönememesi, 10 aylık bebeklerin elinden tutup ayağa kaldırıldığında bacaklarının çaprazlaması ve emeklerken bacaklarını çekememesi, 18 aylık bebeklerin hala yürüyememesi ve konuşamaması, bebeklerde yutamama, salya akması, şaşılık, mental gerilik, epilepsi görülmesi Serebral Palsi’yi düşündüren bulgular arasındadır” dedi.
Prof. Dr. Karaca, “Bebekler ilk 1 yaşta her iki elini eşit kullanır. Çocuğun sol elli ya da sağ elli olduğu bir yaşından sonra belli olur. Bir yaşın altındaki bebeğe oyuncağını uzatıldığında hep aynı eliyle alıyorsa, diğer elini hiç kullanmıyorsa, bu bebeğin solak olduğu anlamına gelmez. Bu gibi durumlarda akıllara Serebral Palsi getirilmelidir” şeklinde bilgilendirmede bulundu.
“REHABİLİTASYON KİŞİYE ÖZEL UYGULANMALI”
Her hastalıkta olduğu gibi Serebral Palsi’de de erken tanının önemine vurgu yapan Prof. Dr. Karaca, “Her çocuğun Serebral Palsi hastalığından etkilenme şekli ve şiddeti birbirinden farklı olduğu için rehabilitasyonu da kişiye özel olarak uygulanmaktadır. Rehabilitasyon programı ile önemli olan çocuklara yemek yeme, oturma, yürümek gibi günlük yaşam aktivitelerinde maksimum bağımsızlık kazandırmak, okula ve sosyal hayata katılımını sağlamaktır” açıklamasını yaptı.
HASTALARIN KAS KATILIĞI BOTOKS TEDAVİSİ İLE GİDERİLEBİLİYOR
Serebral Palsi hastalığının rehabilitasyon tedavisinde Bobath, Vojta gibi nörofizyolojik egzersizler, denge çalışmaları, duysal eğitim, güçlendirme ve germe egzersizi, spor ve oyun aktiviteleri, ortezler uygulandığını dile getiren Prof. Dr. Karaca, “Bununla birlikte yüzde 80 oranında görülen “spastik” tipin tedavisinde, Botoks tedavisi uygulanmaktadır. Bu tedavide doğru kasa, doğru dozda botoks enjeksiyonu gerçekleştirilmektedir. Botoks enjeksiyonu sadece çocuğun fonksiyonelliğini engelleyen kas grubuna lokal olarak yapılmaktadır. Kas katılığının giderilmesi için Botoks enjeksiyonu yerine, ağızdan alınan ilaçların kullanımı durumunda, vücuttaki tüm kaslar aşırı gevşeyeceği için Serebral Palsili çocukların ayakta durması ve yürümesi engellenebilmektedir. Botoks tedavisi 2 yaşından itibaren uygun olan hastaların tedavisinde kullanılabilmektedir” dedi.
Kaynak: DHA