Okan Buruk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “İlk defa şampiyonluğa oynayan bir takımda çalışıyorum. İlk defa şampiyonluk hayali kuruyorum. Bunun hırsını, isteğini, hayalini, birçok şeyi kendi içimde barındırıyorum.” dedi.
“Avrupa Kupası’nda da devam eden bir takımız, bu ikisini bir arada götüren bir takımın hocası olmak beni çok mutlu ve motive ediyor.” sözlerini kullanan Buruk, “Oyuncularımızı da başarılar motive ediyor. Daha önce Akhisarspor’la Türkiye Kupası kazanmıştım. Bu sevinci yaşamıştım. Çok düşük bütçelerle kurulmuş, böyle bir takımda kupa kazanmak benim için çok önemli ve değerliydi. İnşallah bu sene de şampiyonluk kupasını gören teknik adam olurum. Bunun hayalini kuruyorum. Bu iş zor bir iş. Hayaller kuracaksınız, bunun peşinden koşacaksınız, takım olarak en iyisini yapacaksınız.. Hem benim, hem oyuncularımın hayali bu sene kupa kazanmak.” şeklinde konuştu.
Şampiyonluk yarışındaki rakiplerini de değerlendiren Buruk, “Herkes aynı şeyleri düşünüyor. Bu yarışın içinde olmak. Bunu düşünen 5-6 takım var. Herkes şampiyonluk hayali kuruyor. Biz de aynı şeyleri düşünüyoruz. Zorlu bir dönem olacak, ne zaman buradaki takım sayısı azalır, bunu bilemeyiz. Herkesin birbirini yendiği bir dönem oldu, son haftalarda şampiyonluğa oynayan takımların daha az puan kaybettiğini görüyoruz. Tahminim 7-8 haftadan sonra biraz daha ligin şekilleneceğidir ama şu anda bütün takımlar yarışın içerisinde ve herkes aynı hayali kuruyor.” ifadelerini kullandı.
Sezona ligde ve Avrupa’da dört yenilgi ile başladıklarını hatırlatan turuncu-lacivertli takımın teknik direktörü, “Oyun olarak çok kötü değildik, kazanabilirdik ama beklemediğimiz, kötü bir başlangıç oldu. Tam olarak toparlanamamıştık, kampa eksik gittik, sakatlarımız, cezalılarımız vardı. Gençlerbirliği maçını kazanarak ilk galibiyetimizi aldık, daha sonraki süreçte hem ligde hem Avrupa’da sadece sonuç olarak değil, oyun olarak da gelişen bir takım olduk. Her geçen gün üstüne koyarak gittiğimizi net bir şekilde görüyoruz. İnsanların bize olan yaklaşımları, geri bildirimleri çok olumlu. Lig, Avrupa Ligi ve Türkiye Kupası’nda devam eden bir takımız. Bu üçünde birden devam eden tek takım olmak çok değerli ama bir yandan da hiçbir şeyi başarmış değiliz. O yüzden ayaklarımız yere basıyor. İyi çalışıyoruz, iyi bir oyuncu grubuna sahibim. 2019’u güzel kapattık, inşallah mayıs ayını da aynı güzellikler içerisinde devam ettiririz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Geçen seneyi yenip, hafızalardan attığımızı düşünüyorum. Artık daha güvenliyiz”
Okan Buruk, “Medipol Başakşehir, son üç sezondur devre arasına lider girmişti. Bu kez ikinci sırada olmanız, sizi psikolojik olarak rahatlatabilir mi?” sorusuna ise, “Kötü başladık, iyi gidiyoruz. Bundan önce hep iyi başlayan, iyi giden, sonunu kötü bitiren bir takımdı. Abdullah Avcı ve Başakşehir takımı önemli işler yaptı. Çok başarılılardı ama sonunda iş istedikleri gibi gitmedi ve sonunu iyi bitiremeyen bir takım vardı. Bu senenin başında psikolojik olarak da bunu yaşadık. Geçen seneden kalan moral bozukluğu, kendine olan güvenin kaybolması… Çünkü geçen senenin son 6-7 maçında sadece 1 galibiyet alan bir takım vardı. Bunu yenmek gerekiyordu. Biz de çok kötü başladık ama sonraki bölümünde geçen seneyi yenip, hafızalardan attığımızı düşünüyorum. Artık daha güvenliyiz. Avrupa’daki başarı da bizi psikolojik anlamda inanılmaz güçlendirdi. Şimdi her şey çok daha iyi gidiyor ama futbol sonuç oyunu. Oynadığınız gün hep hazır olmak zorundasınız. Bir yandan çok ümitliyim, bir yandan da çok dikkatli olmamız gerekiyor.” yanıtını verdi.
Buruk, “Medipol Başakşehir’e kulüp tarihindeki ilk kupayı kazandırabilecek misiniz?” sorusunu ise, şöyle cevapladı:
“Onu görüyorum, hissediyorum. Bizim de birçok eksiğimiz var. Bunları düzeltmeye çalışıyoruz. Psikolojik anlamda takımımızın, önceki seneleri bilmiyorum ama duyduğum ve gördüğüm kadarıyla, geçen senelere göre daha güçlü olduğunu görüyorum. Geçen sene, birçok mevkide eksiklikler yaşanmış. Örneğin geçen sene ikinci yarı stoperde eksikler vardı, bu sene bunları daha iyi şekilde tamamladığımızı görüyoruz. Hücumda, forvette, savunmada birçok oyuncumuz var. Bir tek ilk yarıda Caiçara ve Uğur aynı anda sakatlandı. Roma maçı bu anlamda bizim için çok olumsuz oldu. Bir tek orada zorlandık ama onun dışında oyuncu grubumuzla her maçta birbirine benzer kadrolarla çıktık. Eksik arkadaşlarımızın yerlerini en iyi şekilde kapattık. Burada başkanımızın bize verdiği destek de çok önemli. Buradaki sinerji de inşallah taraftarımızla birlikte bizi iyi yerlere götürecek. Özellikle Avrupa kupası dönüşleri taraftarımızın bizi tesisin önünde karşılaması güzeldi. Stadımıza Başakşehir’i desteklemek için daha çok insanı bekliyoruz. Oyun ve ligdeki durumumuz sebebiyle daha çok seyircinin gelmesini hakettiğimizi düşünüyoruz. İnşallah bizi daha çok destekleyen insanlar çıkar.”
Medipol Başakşehir Teknik Direktörü, üç kulvarda yollarına devam etmelerinin şampiyonluk yolunda dezavantaj olmadığını düşündüğünü aktararak, “İlk yarıda da buradan doğru bir şekilde geçtik. Haftada 2-3 maç oynamaya alışan, bu psikolojide yaşayan, mental ve fiziksel olarak buna hazır bir takım olacağız. 3-4 günde bir maç bizi daha dinamik tutuyor. Çok uzun bir seyahat yapmıyorsanız, bazen üst üste maç oynamanın da avantajları oluyor. Takımlar form yakalıyor. Oyuncularımıza sert takvimi değil de hedeflerimizi göstereceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Bruma ile hiçbir görüşmemiz olmadı”
Transfer düşünmediklerinin altını çizen Okan Buruk, Galatasaray‘da da bir dönem forma giyen Bruma’yı transfer edecekleri yönündeki iddialarla ilgili olarak ise, “Şu anda transferle ilgili bir çalışma yapmıyoruz. Bir dönem takıma takviye anlamında bir şeyler yapabiliriz diye ben de söylemiştim ama şu andaki görüntü bizi hiçbir şey için acele ettirmiyor. Bir ihtiyaç olursa 31 Ocak’a kadar vaktimiz var. Bizim haberimiz olmadan da devamlı Bruma yazıldı. Bruma ile hiçbir görüşmemiz olmadı. Bruma’nın ayrılıp ayrılmadığını bile belki kimse bilmiyordur, büyük ihtimalle takımında devam edecektir. Bizim haberimiz olmadan böyle şeyler de yazılıyor. Daha az oynayan oyuncularımızı kazanmaya çalışıyoruz ama 31 Ocak’a kadar da bir vaktimiz var.” açıklamasını yaptı.
Kadrolarından hiçbir oyuncuyu bırakmaya niyetleri olmadığını belirten Buruk, “Arda’nın ayrılma isteği oldu, Arda ayrıldı. Onun dışında şu anda bize gitmek istiyorum diyen bir oyuncumuz olmadı ama olabilir de. Özellikle uzun süre alan oynayan oyuncularımızla ilgili bir düşüncemiz yok, hiçbir oyuncumuzu bırakmayacağız. Kimseden bir transfer teklifi gelmedi. Visca, Mahmut gibi isimler hep konuşuluyor, sezon başı da konuşuldu. Belki önümüzdeki yaz da aynı şeyler konuşulacak. Hedeflerimiz olduğunu söylemiştik. Bizden oyuncu alacak takım olmadığını, oyuncu alacak bir takım varsa bizim olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü Türkiye Ligi’nde, Avrupa Ligi’nde ve Türkiye Kupası’nda devam eden tek takım biziz. Takviye yapacak takım, istersek biz olabiliriz.” şeklinde konuştu.
“Yarıştığımız takımlar içerisinde, Sivas‘ı bunun dışında tutuyorum, maliyet olarak en düşük kulübüz”
Turuncu-lacivertli takımın teknik direktörü, “En geniş kadro Başakşehir’de” görüşlerine katılmadığını da vurgulayarak, “Birçok takımın geniş kadrosu olduğunu düşünüyorum. Yarıştığımız takımlar içerisinde Sivas’ı bunun dışında tutuyorum, maliyet olarak en düşük kulübüz. Kadro olarak da en dar kadroya sahip kulübüz diyebilirim. Onun dışındaki kulüpler hem bizden daha fazla para harcamış hem bizden çok daha fazla oyuncusu olan hem de çok daha kariyerli oyunculara sahipler. Bizim kadromuzun da iyi olduğunu düşünüyorum. Alternatif olması gerekiyor, birçok alanda oynuyoruz. Tabii ki iyi bir kadromuz var ama bence diğer takımların da benzer kadroları var. Kulübesinde birçok yıldız oyuncu bekleten kulüp var. Eren Derdiyok ve Yasin Öztekin, Göztepe kulübesinde bekleyen oyunculardı. Çok iyi ve kariyerli oyuncular ama işler istedikleri gibi gitmedi. O kulübeye de geniş diyebiliriz. Bizim kulübemize de geniş diyebiliriz ama her şey isimle olmuyor, oyuncuların performans vermesi çok önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
Okan Buruk, Demir Grup Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay‘ın, “Robinho’yu kadromda isterim” sözleriyle ilgili olarak ise, “Bize bir teklif gelmedi. Robinho maliyetle buraya geldi. Oradan böyle resmi bir teklif gelirse, hem oyuncunun hem de kulübün görüşü önemli. Bize böyle bir teklif gelmedi. Robinho’ya oyuncu ve kişilik olarak güveniyorum. Oynasa da oynamasa da ne çalışma temposunu değiştiriyor ne de yüzündeki gülücük eksik kalıyor. Çok pozitif bir insan. Hiçbir şeyi kendine dert etmiyor. Her zaman takımın yanında olmaya çalışıyor. Ondan çok memnunum. Çok önemli bir oyuncu, bize daha çok katkı sağlayacağını düşünüyorum. Şu anda istediği katkıyı veremedi ama o potansiyele sahip bir oyuncu. İnşallah ikinci yarıda birçok maçta bize destek verecek.” açıklamasını yaptı.
“Sporting, Mönchengladbach ve Roma’ya oranla bir seviye altta diyebilirim”
Bu sezon en üzüldüğü maçları, “Ligin başındaki maçlar tabii ki. İki Olympiakos maçı, oyun olarak daha iyiydik, birçok net pozisyonu kaçırdık. Şampiyonlar Ligi‘nden elenmek… İki Olympiakos maçı en çok üzüldüğüm maçlar diye söyleyebilirim.” sözleriyle anlatan Buruk, Borussia Mönchengladbach’ı yenerek turu geçmeleriyle ilgili olarak ise, “Zor maç olacağını biliyorduk. 90’da golü attık, 91’de direğimizden top döndü. Rakibimizin ne kadar güçlü olduğunu biliyorduk. Allah bize böyle bir başarıyı, galibiyeti nasip etti. Hem bizler hem de ülke için çok önemli bir galibiyet aldık. Turu geçen, Şubat 20’de tekrar maç oynamaya hazırlanan takım olduk.” ifadelerini kullandı.
Okan Buruk, UEFA Avrupa Ligi son 32 turundaki rakipleri Sporting Lizbon hakkında ise, “Güçlü bir takım, kadrosuna baktığımızda Bruno Fernandes gibi çok önemli bir oyuncuya sahipler. Hücum hattında birçok opsiyonları var. Sezona kötü başladılar, hoca değişikliklerinden sonra daha da toparlayan, oyunu biraz daha oturan bir takım haline geldiler. Porto maçını seyrettik, o maçta da gördük ki her takıma karşı üstünlük kurabilecek, maç kazanabilecek bir takım. Zor bir maç olacağını düşünüyorum ama Sporting’in ‘Mönchengladbach ve Roma’ya oranla gücü ne?’ derseniz, belki onlardan bir seviye altta diyebilirim ama yine de çok önemli oyunculara sahipler.” şeklinde konuştu.
Okan Buruk, “Avrupa kupası maçları için konuşurken sizde ekstra bir motivasyon görüyoruz. Bunu futbolculuk döneminde yaşadığınız başarıları, teknik adamlık kariyerinde de yakalama hedefi olarak yorumlayabilir miyiz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“En prestijli yer orası, hem kulüp hem teknik adam hem de oyuncular için. Keşke Şampiyonlar Ligi’nde olabilseydik. O heyecanı yaşasaydık. Bu bizim için daha önemli olabilirdi ama Avrupa Ligi’nde de aynı heyecanı yaşıyoruz. Avrupa kupasında gidiyorsunuz güzel statlarda iyi takımlara karşı oynuyorsunuz. Bunlar çok önemli ve değerli. Bunu teknik adam olarak ilk defa bu sene yaşıyorum. Buna da çok önem veriyorum. Hem Avrupa’yı hem de Türkiye’yi doğru bir şekilde götürmeye çalışıyoruz. Oyuncular için de bu güzel bir serüven. Başarılarla dolu bir sene geçirmek, Avrupa’da böyle takımlarla oynamak ve yenebilmek de onlar için de çok büyük mutluluk. Hem ben hem oyuncularımız hem de başkanımız buna çok değer veriyor. Ülkemiz de değer veriyor. Hepimizin ülkemiz için de bir görevi var, bu görevi de doğru bir şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz.”
“Arda’nın ilk maçındaki başarısı hala aklımda”
Arda Turan‘ın takımdan ayrılış sürecine de değinen Okan Buruk, şu sözleri kullandı:
“Arda ve Göksel Gümüşdağ’ın bir görüşmesi oldu. İki tarafın da özellikle Arda’nın kendi geleceği için yeni bir sayfa açmak istediği ortaya çıktı ve böyle bir karar alındı. Ona saygı duyuyorum. Arda benim için hem oyuncu hem de insan olarak çok değerli. Ülke için çok değerli. Kariyer olarak baktığınızda, en iyi kariyere sahip oyunculardan biri. Çok önemli başarılar yaşadı. Ülkemizi çok doğru bir şekilde temsil etti. Hem iyi insan hem iyi futbolcu hem de çok karakterli bir oyuncu. İlk defa bu sene teknik adam olarak çalışma şansı buldum. Futbolcu olarak beraber oynamıştık, takım arkadaşı olmuştuk. Arda’nın ilk maçındaki başarısı hala aklımda. Ama şimdi de teknik adam olarak bizim ona olan desteğimiz, onun bize olan desteği hep devam etti ama sonunda iki tarafın da çok istemediği gibi bir ayrılık oldu. Arda inşallah çok daha konsantre olmuş ve güçlü bir şekilde bir takımla anlaşırsa, en kısa zamanda kendini doğru bir şekilde ortaya koyacağına inanıyorum.”
“Her Türk teknik adam gibi bizler de milli takımda ülkemize hizmet etmeyi isteriz”
Medipol Başakşehir Teknik Direktörü, “Hedefleriniz arasında A Milli Takım teknik direktörlüğü var mı?” sorusunu şu şekilde yanıtladı:
“Şu anda çok başarılı bir teknik direktörümüz var. Şenol hoca, Avrupa şampiyonasına götürüyor. İnşallah bir sonraki ayakta Dünya Kupası’na takımımızı götürür. Ondan sonra da tabii ki Türkiye’de milli takımda çalışmak isteyen birçok insan var. Herkes için milli takım önemli bir değerdir, orada çalışmak önemli bir şeydir. Her Türk teknik adam gibi bizler de milli takımda ülkemize hizmet etmeyi isteriz. İleride öyle bir görev verilirse bunu tabii ki isteriz ama şu anda Şenol hocayı ve milli takımımızı çok başarılı buluyorum. İnşallah önce iyi bir Avrupa Şampiyonası sonra Dünya Kupası’na giden bir milli takım olur. Sonrasında Şenol hocanın vereceği karar önemli. Her Türk teknik adam böyle bir göreve layık görülmeyi hep ister. İnşallah ileride böyle bir şey nasip olur.”
“Abdullah Avcı, tüm Türk teknik adamlar için örnek bir isim”
Okan Buruk, “Bu sezon birkaç maçtan sonra yaptığınız ‘1-0 öne geçtikten sonra top çevirmeye başladık, bu da bir alışkanlık. Bunu değiştirmemiz gerekiyor.’ açıklamalarınız Medipol Başakşehir’in eski teknik direktörü Abdullah Avcı’ya eleştiri olarak da algılayanlar oldu. Bu konuyla ilgili ne söylemek istersiniz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Hiçbir şekilde Abdullah hocayı ne eleştirmek ne de başka bir şey… Abdullah hoca çok sevdiğim, çok değer verdiğim, devamlı görüştüğüm biri. Abdullah hocayı gerçekten çok başarılı buluyorum. İşini çok doğru yapan, disiplinli, çok çalışkan ve iyi bir karakter. Abdullah Avcı, tüm Türk teknik adamlar için örnek bir isim. Takımımızın oyun anlamında alışkanlıkları var, bu eleştirilecek bir şey değil. Topa sahip olmak da pas yapmak da bir oyun, bunu bazen çok fazla abarttığınız zaman… Bunu özellikle Konya ve Denizli maçından sonra söyledim. Oyuncularımdan en kısa zamanda rakip kaleye gitmelerini isteyen bir teknik adamım. Tabii ki pas yapacaklar ama pası da her zaman hücum yapmak, rakip kaleye gitmek için daha dikine bir şekilde kullanmamız gerekiyor. Bunu da oyuncularımdan istiyorum. Çok fazla geriye, yana oynayan bir takım değil, daha çok öne oynayan, dikine oynayan, rakip kaleye daha çok gol atmaya giden.. 1-0’lık oyun hiçbir zaman garanti olmuyor, 2-0, 3-0 yapmazsanız… Bunu son maçlarda doğru bir şekilde yaptık. Daha çok gol atan, daha çok rakip kaleye giden, maçları zorlaştırmadan kazanan bir takım olmamız gerekiyor. Tabii ki futbolun içinde her sonuç olacak ama mantalite olarak biraz daha rakip kaleyi daha çabuk düşünmemiz gerekiyor.”
Kaynak: CNN Türk