Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Serdar Kesikburun, ağrı kesicilerin doğru kullanımına ilişkin yaptığı açıklamada, bu grup ilaçların kas ve eklemler başta olmak üzere vücudun farklı bölgelerindeki ağrıları rahatlatmak amacıyla yaygın kullanıldığını söyledi.
Bu ilaçların “basit” olduğu yönündeki algının yanlış olduğuna dikkati çeken Kesikburun, “Ağrı kesicilerin çok masum ilaçlar olmadıkları, bilinçsiz kullanıldıklarında önemli yan etkilere neden olabileceği bilinmelidir. Hastalığa göre uygun ilacın, uygun süre ve dozda kullanımı olarak tanımlanabilecek akılcı ilaç kullanımı ilkelerinin ağrı kesiciler için uygulanması çok önemlidir” uyarısı yaptı.
“Karaciğere zarar verebilir”
Kesikburun, birden fazla ağrı kesici ilaç grubunun bulunduğunu anlatarak şu bilgileri verdi:
“Parasetamol etken maddeli ilaçlar, genelde ilk tercih olarak kullanılan nispeten güvenli bir ilaç olup etkinliği diğer ağrısı kesicilere göre daha azdır. Özellikle 75 yaş üstü bireylerde diğer ağrı kesicilerin olumsuz etkilerinin görülme olasılığı arttığı için parasetamol kullanımı önerilmektedir. Bunun yanı sıra bebeğe zararlı etkilerinden dolayı gebe kadınlarda birçok ilacın kullanımı yasaklanmışken ağrı durumunda parasetamolün alınması serbesttir. Ancak bu ilaçların da yüksek dozlarda ve uzun süre kullanımının karaciğere zarar vererek enzim yüksekliklerine neden olabileceği unutulmamalıdır.”
Doz ve süre doktor tavsiyesiyle belirlenmeli
Parasetamol dışında en yaygın kullanılan ağrı kesici grubunun ise steroid olmayan inflamasyon baskılayıcı ilaçlar olduğunu belirten Kesikburun, “Ağrı kesici etkinliği daha yüksek olan bu grupta çok sayıda farklı özelliklere sahip ilaç bulunmaktadır. Hangi ilacın, hangi dozda ve ne kadar sürede kullanılacağı doktor tavsiyesi ile belirlenmelidir. Aksi halde mide ülseri, kalp krizi riskinde artış ve böbrek yetmezliği gibi ciddi istenmeyen etkileri görülebilir” diye konuştu.
Mide ülseri olan ve mide kanama riski olan hastalarda bu grup ilaçların, mide koruyucu ilaçlarla birlikte kullanılması gerektiğine dikkati çeken Kesikburun, “Bir başka önemli husus da kronik ağrılı durumlarda bu ilaçların tehlikeli şekilde yan etki olasılığını artırarak uzun süreli yanlış kullanımıdır. Genellikle bu ilaçlar belli romatizmal hastalıklar dışında doktorlar tarafından birkaç haftalık kürler halinde belli süreler için reçete edilmektedir” dedi.
İlaç dışında önerilen farklı tedavi uygulamaları
Gereksiz ağrı kesici kullanımını önlemek için ilaç dışı farklı tedavi stratejilerinin uygulanmasının da faydalı olabileceğini dile getiren Kesikburun, “Örneğin, ağrı kesici merhemler, tablet olarak ağızdan alınan ağrı kesicilere göre çok daha güvenli olup tercih edilebilir. Yeni başlayan akut ağrılarda soğuk paketler, uzun zamandır var olan kronik ağrılarda ise sıcak paketler 20 dakika süre ile ağrılı bölge üzerine konarak evde güvenle uygulanabilir” dedi.
Kesikburun, kas ve eklem ağrılarında düzenli yapılacak tedavi edici egzersizlerin de ilaç kullanımını azaltabildiğine işaret ederek ağrılı bölgeye özel tedavi edici egzersizlerin maliyeti olmayan bir tedavi özelliği taşıdığını, evde ve ofiste kolayca yapılabildiğini söyledi.
Doç. Dr. Kesikburun, fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzman hekimlerinin yaptığı çeşitli kas ve eklem enjeksiyonlarının da ağrının giderilmesinde hızlı etki gösterdiğini belirtti.
Kaynak: TRT