Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İngiltere merkezli Financial Times gazetesine verdiği röportajda, “net hata noksan” kalemindeki rakamların geçici olduğunu belirterek, “Türkiye geçen yıl da neredeyse yılın yarısına kadar düzeltmelerle doğru hale geldi. Bu rakamlar da önümüzdeki yıla girdiğimizde bir miktar düzelecek” dedi.
“Türkiye, turizmde bir merkez haline geldi”
Türkiye’nin ciddi bir turizm geliri olduğuna dikkati çeken Nebati, ülkeye para girişinin artan turizm gelirinden kaynaklandığını dile getirdi.
Nebati, Türkiye’nin bir merkez haline geldiğine işaret ederek, “Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan sonra Rusya’dan gelen turist sayısının herkes düşeceğini beklerken, bu sayı arttı. Bu turistler, finansal sistemi kullanmadıkları için daha çok harcamalarını nakit yapıyor. Diğer ülkelerden de ciddi girişler var. Etrafımız savaş, Suriye’de var, Irak’taki, Rusya’daki, Ukrayna’daki durum malum. Bunlardan kaynaklı bir miktar girişler var” diye konuştu.
“Para bize hep legal yollardan geliyor”
Türkiye’nin uluslararası finans sisteminde dikkatli hareket eden ve burada gedikler açacak davranış sergilemeyen bir ülke olduğunu vurgulayan Nebati, şunları kaydetti:
“Bununla ilgili gerek iç, gerekse de dışarıdaki muhalif unsurlar, Türkiye üzerinde bir baskı olsun diye, ‘net hata noksan’da yer alan paranın nereden geldiğine ilişkin bilerek soru işaretleri oluşturmakta. Özellikle de seçime giderken cari açığın finansmanını gerçekleştirmenin getirmiş olduğu rahatlığı bize yaşatmak istemiyorlar. Bu konuda çok dikkatliyiz, hassasız. Ülkemizin dünyanın önemli bir ülkesi olduğunu, önemli bir finans merkezine dönüşmesi için gayret eden bir yapıya sahip olduğumuzun bilinciyle çok dikkat ediyoruz. Bize hep legal yollardan geliyor. Batı ‘Bu para nereden geliyor?’ diye sorguluyor ama ‘MİR ödeme sistemini yasaklarsanız, turizm amacıyla gelmiş olan kişi parayı neyle harcayacak?’ Bunu sorgulamıyor. Nakit harcayacak o kadar açık bir şey. Kendileri yapıyor, sonra da kendileri sorguluyor.”
“TCMB rezervleri daha da ilerleyecek seviyede”
Nebati, cari açıkta sene başındaki hedeflerle oluşan farkın, petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığına değinerek, 2020 yılında 28, 2021’de 51 milyar dolarlık enerji ithalatı yapıldığını, şu anki gidişata göre de bu rakamın 100 milyar doları aşacağını anlattı.
Ödemeler dengesinin sağlanması ve cari açığın karşılanmasının nasıl olacağı sorularının ortaya çıktığını belirten Nebati, “Türkiye’de ilk 7 ayda 32 milyar dolarlık cari açığı finanse ettik. Bunun bir kısmı net hata ve noksan, bir kısmını doğrudan satışlarla, turizm gelirleriyle kapatıyoruz. Yani önümüzdeki kalan 5 ay için öngörülen yaklaşık 18 milyar dolarlık bir cari açık. Bunun finansmanını da gerek net hata noksan ile gerekse turizm gelirleriyle ve ihracatımızdaki ivmenin devam etmesiyle karşılarız, bir sorunumuz yok” değerlendirmesinde bulundu.
“Cari açığı nasıl kapatacağımıza ilişkin planımızı yaptık”
Nebati, kur korumalı mevduat hesabıyla ülkenin çok önemli bir potansiyelini harekete geçirdiklerine dikkati çekerek, böylelikle dolarize olmuş bir toplumun parasının sistemden çekildiğini, Merkez Bankası rezervlerinin bu yıl 116 milyar dolarlara çıktığını ve daha da ilerleyecek hale geldiğini söyledi.
Döviz ihtiyacını içeriden de karşıladıklarını belirten Bakan Nebati, son 3 ayda doğal gaz fiyatlarındaki artıştan dolayı devasa döviz tüketen BOTAŞ’ın bile piyasadan bu ihtiyacı gidermeye başladığını, dolayısıyla TCMB rezervlerine baskının söz konusu olmadığını vurguladı.
Nebati, doğal gaz ve petrolde beklenen yüksek fiyatlara rağmen artışın sınırlı olduğuna işaret ederek, “Biz kötü senaryoya ilişkin cari açığı nasıl kapatacağımıza ilişkin de planımızı yaptık. Dolayısıyla önümüzdeki yıl da herhangi bir sorunla karşı karşıya kalmayacağız” ifadelerini kullandı.
“Türkiye rahat borçlanıyor”
Dünyada özellikle gelişen ülkeler açısından piyasanın daraldığını dile getiren Nebati, Türkiye’nin rahat bir şekilde borçlanabildiğini vurguladı.
Nebati, ülkelerin paralarını depo edebilecekleri yer arayışında olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:
“Bunların içerisinde en güvenilir ülkelerin başında da Türkiye geliyor. Çünkü Türkiye’nin özellikle Rusya-Ukrayna savaşında ortaya koymuş olduğu performans, tahıl koridorunu çözmüş olması, savaşın tarafları arasında bir denge politikası yürüterek barışın tesis edilmesi için gayret göstermesini dünya anlıyor. Dolayısıyla da gerek Avrupa, gerek Arap ülkeleri, gerekse de farklı ülkelerden ülkemize bir akış olacağı çok açık, beklentilerimiz var.”
Bu beklentiler gerçekleştiğinde TCMB rezerv değişimlerinin de görüleceğini ifade eden Nebati, şöyle devam etti:
“Bu yaz, gerek turizm, gerek üretim, gerekse ihracat açısından iyi bir sezon geçirdik. Tarım konusunda da çok iyi bir sezondu, tam bir verim patlaması oldu. Çiftçiye de çok iyi fiyat verdiğimiz için şu anda işlenmeyen topraklar bile işlenmeye başladı. Bu çok önemli. Biz finansal olarak da bunları destekliyoruz gerek GES’lerle, gerek sulama sistemlerinin geliştirilmesiyle ilgili. Çok iyi bir sezon geçirdiğimiz için önümüzdeki süreci çok daha rahat geçireceğimizi biliyorum.”
“Doğal gaz ile ilgili pazarlıkları yapacağız”
Akkuyu Nükleer Santrali’nde sözleşmedeki hedeflerin gerçekleştirilmesi için adımların atıldığını söyleyen Nebati, bu sürecin aksamadan yönetilebilmesi adına kaynakların zamanında gelmesi gerektiğini anlattı.
Nebati, Rusya’ya karşı Batılı ülkelerin tutumu nedeniyle Türkiye üzerinde baskı oluşturmak isteyenlerin, bu paranın nerelerde kullanılacağını sorguladığını belirterek, “Ticari sırra girdiği için rakamları vermekten kaçınıyorum. Ama biz Türkiye’ye gelen her miktarın mutlak surette amacına uygun bir şekilde kullanılması noktasında çok netiz. Yani Türkiye’ye Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşası için giren parayı, Türkiye’deki Akkuyu inşasının yapımı için harcadık” dedi.
Türkiye’nin Gazprom şirketinden doğal gaz için indirim ya da erteleme talep edip etmediğine ilişkin soru üzerine Nebati, şunları kaydetti:
“BOTAŞ ve ilgili birimler çalışıyorlar zaten. Bu, biraz ajite ediliyor. Her ülke bir malı aldığı zaman bunun pazarlığını yapar. Biz pazarlığımızı İran ve Azerbaycan ile de yapıyoruz. Türkiye’nin Rusya ile bir anlaşma yoluna gitmesi, indirim talep etmesi ya da fiyatların bu kadar yükseldiği bir dönemde belli sürelerle erteleme istemesi kadar doğal bir şey olamaz. Bunun problem haline dönüştürülmesi bir problem aslında. Biz doğal gazımızın 3’te 1’ini zaten Rusya’dan karşılıyoruz. Bizim oradaki her 1000 dolarlık maliyet azalması benim ülke bütçeme, cari açığımın finansmanına bir katkı sağlıyor. Onun için de bu pazarlıkları yapacağız, yapmaya devam edeceğiz.”
Kaynak: TRT Haber