CNN Türk’te Tarafsız Bölge programında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Özer, 19 milyon öğrencinin dersbaşı yaptığını, yeni eğitim-öğretim yılı hazırlıklarına Bakanlık olarak haziranda başladıklarını söyledi.
Bu yıl itibarıyla tüm öğrencilere sadece ders kitaplarını değil aynı zamanda yardımcı kaynakların da ücretsiz verildiğini aktaran Özer, “153 milyona yakın ders kitabı dağıtılırken 136 milyon da yardımcı kaynak tüm öğrencilere ulaştırıldı” diye konuştu.
Tüm okullara 60 bin temizlik elemanını ilk defa okullar açılmadan bir hafta önce gönderdiklerini dile getiren Özer, şöyle devam etti:
“Genelde bir ay sonra gönderilirdi. İstedik ki tüm öğretmen ve öğrencilerimiz tertemiz okullara gitsin. İIk defa Milli Eğitim Bakanlığı tüm okullara bütçe gönderdi. Okulların temizlik, kırtasiye, laboratuvar malzemesi, küçük onarımlar gibi ihtiyaçları var. Eğer Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu bütçeyi göndermezseniz okul yöneticileri, okul aile birlikleri ile ilişki kurmak zorunda kalıyor. Velilerden bağış adı altında yardımlar almaya çalışıyor. Tüm Türkiye’ye şunu göstermek istedik: Son 20 yılda ülkesi için bu kadar büyük bütçe ayıran bir Bakanlık, okullarının ihtiyacını karşılamaktan aciz kalamaz. Yazın okullar kapanır kapanmaz tüm okullarımıza 3 milyar 750 milyonluk bütçe gönderdik. Türkiye’de bütçe gönderilmemiş tek bir okul kalmadı. Doğrudan okula gönderildi. 2 milyar 150 milyon lirası kullanıldı. Okullarımızın bütçesinde hala 1 milyar 600 milyon lira kullanılmak üzere bekliyor. Bu bütçe sabit değil, ihtiyaç oldukça 4 milyara da çıkartabiliriz. Eğitim sistemimizin bu devasa yapısına rağmen çözülemeyecek bir problem yok. Önemli olan açık, şeffaf bir şekilde süreçleri konuşalım.”
“Bu yıl için 198 yeni okulu eğitim öğretime başlattık”
Bakan Özer, 4 bin 256 okulun büyük onarımlarını ve depreme yönelik güçlendirme çalışmalarını tamamladıklarını ifade ederek, “Temel eğitimde 10 bin okul projesini tamamladık. Bir yılda 3 milyarlık bir projeyi tamamladık. Yine bu yıl için 198 yeni okulu eğitim öğretime başlattık, 1457 yeni anaokulunu eğitim ve öğretime kazandırdık.” ifadelerini kullandı.
Özer, 1 Eylül’de 20 bin yeni öğretmeni atadıklarını, 750 bin öğretmenin ise son 19 yıl içine atandığını ifade etti.
Son atanan 20 bin öğretmenin 7 bin 503’ünün okul öncesi öğretmen olarak ayırdıklarını belirten Özer, “Türkiye son 20 yılda eğitim sistemini çok büyütürken yani öğrenci sayısını artırırken bir şeyi başardı ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısını azalttı. Türkiye’de çok güzel şeyler yapılıyor. Güzellikleri ön plana çıkartmamız ve bundan mutluluk duymamız lazım.” değerlendirmesini yaptı.
“Uzman öğretmenlerin maaşında 3 bin, başöğretmen olanlarında ise 5 bin lira fark olacak”
Özer, Bakanlığın ücretli çalışan öğretmenlerin kadroya geçmesiyle ilgili bir çalışmasının söz konusu olmadığını söyledi.
Öğretmenlerin meslek kanunu ile ilgili tartışmalara da değinen Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buradaki ana vurgu öğretmenler, sadece öğretenler değildir, hayat boyu öğrenenlerdir. Öğretmenlerle ilgili yeni bir unvan ihdas etmiş değiliz, bir iyileştirme yaptık. Eğitimini tamamlayan ve sınavda başarılı olan tüm öğretmenlerimiz ‘uzman’ ve ‘başöğretmen’ olabilsin istedik. Uzman ve başöğretmenliğe başvuran öğretmen sayımız 614 bin. Şu an itibarıyla yüzde 98’i eğitimi tamamladı. Bir eğitim sistemi ve toplum, öğretmeni kadar güçlüdür. Bizim tüm projelerimizde olmazsa olmaz olan şey öğretmendir. Onun için biz öğretmenlerimizi sürekli desteklemek istiyoruz. Göreve geldiğimizden beri öğretmenlerimize yatırım yapıyoruz. Öğretmenlerimizin istedikleri mesleki ve kişisel gelişim eğitimlerini alabilmeleri için paradigmayı değiştirdik. Uzman öğretmenlerin maaşında 3 bin, başöğretmen olanlarında ise 5 bin lira fark olacak. Eğitimi siyasallaştırmamalıyız, eğitim milli bir mutabakat gerektirir.”
“Beş yaşta okullaşma oranı yüzde 93 oldu”
Son 20 yılda okullaşma oranının yüzde 90’ların üzerine çıktığını dile getiren Özer, “Anaokuluna tüm dünya ciddi yatırım yapıyor. Eğitimde fırsat eşitliği için anaokulu çok önemli. Beş yaşta okullaşma oranı yüzde 78’di, yüzde 93 oldu. Hedefimiz yıl sonunda bunu yüzde 100’e, 3 yaştaki okullaşma oranını yüzde 14’ten yüzde 50’ye, 4 yaştakini de yüzde 35’ten yüzde 70’e çıkarmak.” ifadelerine yer verdi.
Bakan Özer, özel okul ücretlerinin iyileştirilmesi konusunda çalışmalarının devam ettiğini belirtti.
Meslek Eğitimi Merkezleri hakkında da bilgi veren Özer, şunları söyledi:
“2021 sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda ciddi değişiklik yaptık. Öncesinde Türkiye’de kalfa, çırak sayısı 160 bindi. Bugün 730 bin kalfa, çırak olan bir meslek eğitim sistemimiz var. Bir genç, Mesleki Eğitim Merkezi’ne gittiği zaman ayda 1750 lira cebine giriyor. İş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanıyor ve eğitimini tamamlıyor. Üçüncü yıl sonunda kalfa olanlar 2 bin 700 lira bir ücretle eğitim öğretimine devam ediyor. Küçük ve orta ölçekli işletmeler için en önemli unsur çırak ve kalfadır. Yıl sonuna kadar 1 milyon gencimizi bu sisteme dahil etmeyi hedefliyoruz. Gençler ve sektör tarafından inanılmaz bir rağbet var. Genç işsizliğe karşı önemli bir adım. İş dünyasına kulak vererek istihdamı yönetmek istedik. Tüm OSB’lerde meslek eğitim merkezi kurduk.”
“Kütüphanesiz tek bir okul kalmadı”
Özer, kütüphanesiz tek bir okulun kalmadığını vurgulayarak, “2021’de kütüphane projesini Emine (Erdoğan) Hanım’ın himayesinde başlattık, 16 bin 361 kütüphaneyi kısa sürede yaptık. Proje başlamadan önce 28 milyon kitap vardı, şu an 80 milyon kitap öğrencilerimizi bekliyor.” ifadelerini kullandı.
Kapatılan köy okullarını yeniden açtıklarını anlatan Özer, “Eğitim sistemimizde 6 bin 970 köy okulu atıl duruyordu. Dedim ki, ‘Bunları tekrar açalım.’ Köy ilkokulunu açabilmek için öğrenci sayısı kriterini kaldırdık. Aynı zamanda halk eğitim merkezleri olgunlaşma enstitüleriyle ayda 1 milyon vatandaşımıza eğitim hizmeti veriyoruz. 1600 köy okulunu köy yaşam merkezine çevirdik. Yıl sonunda 6 bin 970 köy okulunu köy yaşam merkezine çevireceğiz. Burada asıl önemli olan kadınlarımızı eğitmek.” şeklinde konuştu.
Kaynak: TRT Haber