“Bozkırın tezenesi” 1938 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde dünyaya geldi. Halk müziği ile yaşayan bir ailenin üyesiydi.
Neşet Ertaş, çocukluğunda okula gidemedi ve herhangi bir müzik eğitimi almadı. Ancak halk ozanı olma yolculuğu o yaşlarda başladı.
Anadolu insanını türkülerle anlattı
Müzik serüvenine, babası Muharrrem Ertaş’ın yanında gittiği düğünlerde saz çalarak adım attı.
1957’de “Neden garip garip ötersin bülbül” adlı ilk plağı ile adını duyurmaya başladı.
Mütevazı kişiliği ve samimiyeti ile bir sanatçıdan fazlasıydı.
Milyonların kalbini fethetti
Yalnızca sazın ve sözün üstadı değildi. Abdallar diyarı Kırşehir’de yaşamının pek çok farklı durağı oldu. İlhamını hep hayatın içinden, yaşanmışlıklarından aldı.
Hayatı anlatan türküleri ile bazen hüzünlendirdi, bazen de neşelendirdi. Dinleyenler, türkülerinde kendi hayatından bir kesit buldu. Bozlakları çok ağır, neşesi bile biraz hüzünlüydü.
Mütevazı kişiliğiyle gönülleri kazandı
Aşkı hep dillere destan oldu.Tıpkı Mecnun’un olduğu gibi, onun da bir Leyla’sı vardı. Aşkını da küskünlüklerini de hep türküleriyle dile getirdi.
Sazının tellerine vurdu, eşi Leyla Ertaş’a duygularını hep sanatıyla anlattı.
400 plak ve birçok kasete imza attı.
UNESCO, 2010’da Neşet Ertaş’ı “Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak kabul etti. Anadolu’nun güçlü sesi, 25 Eylül 2012’de hayatını kaybetti.
Haber: Ahmet Çakıcı
Kamera: Sinan Kement
Kaynak: TRT Haber