Burak Kılanç: YÖK veri paylaşımında tarih yazıyor

İstanbul

Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) hazırladığı ‘Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2019 Raporu’nu değerlendiren Eğitim Araştırmacısı Burak Kılanç, raporu çok detaylı ve başarılı bulduğunu belirterek YÖK’ün veri paylaşımı konusunda tarih yazdığını söyledi.


İstinye Üniversitesi Genel Sekreteri ve Eğitim Araştırmacısı Burak Kılanç, YÖK’ün örnek bir davranış sergilediğini vurgulayarak, “Dünya dijital çağın başlangıcında, bu dönüşüm yapay zeka ve veri analizini ve bu analizden elde edilen sonuçların kullanılmasını gerektirecek. En fazla ve en önemli veriye sahip olan kurumlar devlet kurumlarıdır. Dünya üzerinde veriye sahip olan kişi ve kurumların veriyi genellikle paylaşmadığını görüyoruz. Hatta buna ‘veri diktatörlüğü’ deniyor. YÖK son yıllarda yaptığı projelerle yükseköğretim konusundaki verileri işleyip kamuoyuyla çok cesaretli bir şekilde paylaşıyor, örnek bir davranış yapıyor. Tüm devlet kurumlarına örnek olması lazım. Eğer bir şeyi ölçmezseniz iyileştiremezsiniz. Mutlaka bir şeyleri ölçüp, analiz etmek ve ortaya koymak gerekiyor” dedi.

RAPORA EKLENEBİLECEK BİLGİLER

Kılanç, “Rapor çok detaylı ve başarılı bir çalışma olmuş. Yıllar içerisinde daha da genişleyip, fayda sağlayacak tablolar eklenecektir. Vakıf üniversitelerinde okuyan öğrenci ve mezun sayısı, bunların istihdam oranlarıyla ilgili gelecekte bilgilerin paylaşılması da çok kıymetli olacak” diye konuştu.

“RAPORUN TERCİH YAPACAK ÖĞRENCİLERE FAYDASI VAR”

Üniversitelerin AR-GE yatırımı konusunda eksik kaldığını hatırlatan Kılanç, “Bu çalışma 18 Temmuz’dan sonra tercih yapacak üniversite adaylarına fayda sağlar. Adaylar pek çok üniversitenin kendince ilan ettiği verileri değil doğrudan YÖK’ün raporda yayınladığı verileri kullanma şansına sahip olacaklar. Üniversitelerin 3 temel fonksiyonu vardır. Biri, öğrenci yetiştirmektir. Diğeri AR-GE yapmak, bilime katkı sağlamaktır. Sonuncusu ise topluma katkı sağlamaktır. Raporda üniversitelerin AR-GE boyutunda zayıf kaldığını görüyoruz. Üniversiteler, AR-GE faaliyetlerine toplamda 1,6 milyar lira harcamış. Bunun içinde sadece 41 milyonu kendi öz kaynaklarından çıkmış. Geri kalanını dış kaynaklardan sağlamışlar” dedi.

“ÖĞRENCİLERDEN ELDE EDİLEN GELİRLE EKONOMİLERİNİ DÖNDÜRÜYORLAR”

Raporun sistemdeki açık noktaları ortaya koyduğunu dile getiren Kılanç, “AR-GE’ye ayırdıklarının 5 buçuk katını yani 220 milyon lirayı reklam ve tanıtıma ayırmışlar. Görülen o ki vakıf üniversiteleri şu anda sadece öğrencilerinden elde ettikleri gelirlerle kendi ekonomilerini döndürebiliyorlar. Öyle olunca öğrenciyi cezbetmek için büyük bütçeler harcayarak kendilerini tanıtım yapmak zorunda hissediyor. Oysa bu işin doğrusu, üniversite bütçesinin eğer yapılabiliyorsa büyük bir kısmının AR-GE’den oluşan gelirler olması lazım. Rapor, sistemdeki açık noktaları ve çarpıklıkları ortaya çıkaran cesaretli bir çalışma. Üniversitelerin yöneticileri raporu değerlendirip olması gereken yöne yöneleceklerdir” ifadelerini kullandı.

“ÜNİVERSİTELER GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİNİ GÖRECEKLER”

Kılanç, sözlerini şöyle noktaladı:

“Biz de İstinye Üniversitesi olarak diğer üniversitelerle kendimizi kıyaslayıp, güçlü ve zayıf olduğumuz yönlerimizi gördük. Nitel ve nicel anlamda güçlü akademik kadromuzla, öğretim üyesi başına düzen öğrenci oranında ön sıralardayız. Benzer şekilde öğrenciye ve öğrenci memnuniyetine yönelik ayırdığımız kaynaklar ve harcamalarda, geçen sene olduğu gibi yine en önlerde yer alıyoruz. Hedefimiz, 2020 YÖK Vakıf Yükseköğretim Kurumları Raporu’nda tüm göstergelerde ileri gitmek.”

Kaynak: DHA