Sanat ve mimarlık tarihi, kültürel kimlikler ile kentleşme hakkındaki çalışmalarıyla tanınan tarihçi Dana Arnold, ‘Sanat Tarihi’ kitabında, sanat ve sanat tarihiyle ilgili pek çok konuyu ele alıyor. Aynı zamanda herhangi bir müzede, bir galeride, hatta sokakta karşılaşılan bir eserin kişiler için nasıl daha anlamlı hale gelebileceğinin de yollarını gösteriyor.
KARŞILAŞTIRMALI BİR İNCELEME
Yazar, kitapta sanata, sanatın üretilişine ve sunumuna, sanat eserini yorumlayıp anlamlandırmaya, ona değer biçmeye ve sanat tarihine dair birçok konuyu ele alıyor. Sanat eserini kavrayış bakımından antik, Rönesans, klasik ya da çağdaş sanat dönemleri arasındaki farklılıkları sorguluyor. Eser, sanatçı, izleyici ve hatta mekan arasındaki ilişkiyi inceliyor. Bunu yaparken Monet, da Vinci, da Fabriano, Velázquez, Raphael ve Rodin’den tutun Picasso, Chicago, Reynolds, Pollock, Warhol ve Man Ray’e kadar pek çok sanatçının eserlerini; Venedik Okulu’ndan Terakota Ordusu heykellerine kadar farklı birçok üslup ve anlayışı tartışıyor. Kitapta Baumgarten, Kant, Hegel, Marx, Freud, Gombrich, Foucault, Derrida gibi önde gelen düşünürlerin görüşlerinin estetik ve sanatı kavrama, eleştiri ve tarih yazımının sistemleşmesi konusunda ne gibi değişikliklere yol açtığı da karşılaştırmalı olarak ele alınıyor.
HEM BATI HEM DE DOĞU SANATI
Koç Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümü profesörü ve VEKAM Direktörü Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu da kitaba yazdığı önsözde Arnold’un bu yönüne dikkat çekiyor ve yazarın amacının, sadece Batı sanatının değil Doğu sanatının da farkında olarak, kültürler üstü bir okumayla sanat tarihi araştırma yöntemlerini veya sanatın tarihine nasıl bakılacağını genel okura ve üniversite öğrencisine kısaca tanıtmak olarak yorumluyor.
Kaynak: DHA