Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Avrupa Birliği (AB) ev sahipliğinde, videokonferans yöntemiyle düzenlenen 4’üncü Brüksel Konferansı’na katıldı.
“Koronavirüs karşısında bölgesel müdahale ve iyileşme” başlıklı oturumda konuşan Kıran, koronavirüs salgınında Türkiye’nin uluslararası yardım ve iş birliği çağrılarına cevapsız kalmadığına dikkat çekti.
Kıran, “Girişimci ve İnsani Dış Politika anlayışımızın bir yansıması olarak, halen dünyanın üçüncü en büyük tıbbi yardım ve destek sağlayıcı ülkesiyiz. Yardım talep eden 151 ülkeden 131’inin taleplerini karşıladık” dedi.
“Herkese ücretsiz sağlık hizmeti sağlıyoruz”
Kıran, Türkiye’nin uluslararası dayanışmaya katkıda bulunmanın yanı sıra mültecileri korumakla da yükümlü olduğunu, “çifte savaş” verdiğini söyledi.
Türkiye’nin sağlık alanında gerçekleştirdiği reformlar sayesinde salgınla mücadelede başarılı olduğunun altını çizen Kıran, “Mülteciler de dahil olmak üzere, herkese ücretsiz sağlık hizmeti sağlıyoruz. Bu durum salgını kontrol altına almamızı sağladı ancak küresel bir mücadelede, sağlık alanında uluslararası dayanışma olmadan başarıya ulaşmak mümkün değil” dedi.
“Sürdürülebilir çözümlere ihtiyaç duymaktayız”
Kıran, COVID-19’un henüz salgına dönüşmeden önce Türkiye’deki Geçici Barınma Merkezlerini güvenceye almak için hızlı şekilde düzenlemeler yaptıklarını söyledi.
Bu düzenlemelerin, koronavirüsün mülteci toplulukları üzerindeki etkisini ilk aşamada sınırladığını dile getiren Kıran, “Uzun vadede mültecilerin korunması ve ekonomik iyileşmesi için çok daha sürdürülebilir çözümlere ihtiyaç duymaktayız” dedi.
Kıran, Türkiye’nin bu alandaki sorunların üstesinden gelebilmek için finansal yardım, eğitim ve öğretimden oluşan üç yönlü tedbir aldıklarını aktararak, bu tedbirlere ilişkin detayları anlattı.
Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya’nın oluşturduğu Kıtalararası Ekonomik İşbirliği (MIKTA), G-20, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Türk Konseyi ortak bildirilerinde mültecilere ilişkin özel atıflar yer almasını sağladıklarını anlatan Kıran, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Antalya Diplomasi Forumu toplantısına ev sahipliği yaptığını anımsattı.
”Mülteciler ve sığınmacılar insanlık dışı muameleye tabi tutulmamalı”
Kıran, Türkiye’nin COVID-19’un, ülkelerin uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemek için bir bahane olmaması gerektiğini tüm platformlarda vurguladığını belirterek, ”Mülteciler ve sığınmacılar insanlık dışı muameleye tabi tutulmamalı ve geri gönderilmemelidir” dedi.
Suriye krizine etkili bölgesel yanıtın ancak Suriyelilerin ülkelerine “güvenli, gönüllü ve onurlu şekilde” geri dönüş yaptıklarında mümkün olabileceğinin altını çizen Kıran, Bakan Çavuşoğlu’nun girişimleri doğrultusunda Suriyelilerin geri dönüşlerine ilişkin Lübnan, Ürdün ve Irak Dışişleri Bakanlarıyla toplantılar yaptıklarını söyledi.
Kıran ayrıca, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ile de yüksek düzeyli diyaloğu sürdürdüklerini aktardı.
“İdlib’de 1,7 milyon yerinden edilmiş insan yaşıyor”
Bakan Yardımcısı Kıran, Suriye’de devam eden iç savaşa işaret ederek, “Şu anda İdlib’de 1,7 milyon yerinden edilmiş insan yaşıyor. Bu kişilerin hayatta kalabilmelerinin tek güvencesi uluslararası insani yardım” değerlendirmesini yaptı.
BM Güvenlik Konseyi’ndeki fikir ayrılıklarının Türkiye üzerinden Kuzeybatı Suriye’ye yardım götürme çabalarını sekteye uğrattığı belirten Kıran, ”Bölgeye yardımın ulaştırılabilmesini sağlamak için BM Güvenlik Konseyi’nin 2054 sayılı kararının süresinin bir an önce uzatılması gerekiyor” dedi.
Ortak hareket çağrısı
Kıran, Türkiye’nin önerisi üzerine, BMMYK ve Almanya’nın İdlib’de yarı kalıcı barınaklarla ilgili ortak proje üzerinde anlaşmaya vardığını anlattı.
AFAD, Türk Kızılay ve diğer Türk sivil toplum kuruluşlarının bu anlaşmayı uygulamak için aktif çaba göstermeye hazır olduklarını dile getiren Kıran, “Uluslararası toplumu bu projeyi desteklemeye çağırıyoruz” dedi.
İdlib’deki durumu iyileştirmeye ve Suriye’deki krize barışçıl çözüm bulmaya yönelik tüm çabalara destek olduklarını vurgulayan Kıran, “Mülteci krizinin hepimizin ortak problemi olduğunu göz önünde bulundurarak ortak hareket etmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum” sözlerini kullandı.