İstanbul
STRATEJİ Uzmanı Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, Türkiye- ABD ilişkilerini değerlendirdi. ‘ABD için hangisi daha önemli’ diyen Babüroğlu, “IŞİD/DAEŞ/HTŞ mi yoksa Irak, Libya ve Suriye’nin parçalanması mı? ya da İsrail’in güvenliğinin sağlanması, İran’ın yıkılması ve PYD/PKK devletçiğinin kurulması mı?” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin üretim ortağı olduğu F-35 uçağının gönderilmeme kararıyla başlayan S-400 krizi ABD’nin yaptırım tehdidiyle Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir sayfa açtı. ABD, Türkiye’yi, ‘S-400 alınırsa ağır sonuçları olur’ sözleriyle uyarırken Kuzey Suriye’deki YPG, PKK varlığı Amerikan desteğiyle her geçen gün daha da güçlendirdi. İstanbul Aydın Öğretim Üyesi Naim Babüroğlu ABD’nin Ortadoğu politikasını ve Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirdi.
ABD’NİN İDLİB OYUNU
ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan’ın Savunma Bakanı Hulusi Akar’a gönderdiği ve yine ABD tarafından basına sızdırılan yaptırım mektubuna değinen Dr. Naim Babüroğlu, “Bir gün sonra ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, İdlib için ‘Temelde bu çatışmanın donmuş olduğunu görmek istiyoruz. Hiçbir sınırın değişmesini istemiyoruz. Anayasa komitesinin hayata geçmesi için Türkiye ile yakın çalıştığımız politik bir süreç sürdürüyoruz’ açıklamalarını yaptı. ABD ASTANA sürecini işlevsiz kılmak istiyor. Türkiye’nin Suriye batısındaki askeri varlığı ve Rusya ile süren iş birliği ASTANA’yı gerekli kılıyor” ifadelerini kullandı. Jeffrey’in gündeme getirdiği Suriye’nin kuzeyindeki ‘uçuşa yasak bölge’ sözlerine de dikkat çeken Babüroğlu, ABD’nin PYD, PKK’yı koruyacak bir kalkan oluşturduğunu belirtti.
TARİH TEKERRÜR EDİYOR
ABD’nin PYD, PKK’yı koruyan ‘uçuşa yasak bölge’ uygulamasını 1991’de Irak’ın kuzeyinde yaşananlara benzeten Babüroğlu, “Körfez Savaşı sonrası Iraklı Kürtleri Saddam Hüseyin’den korumak için ilan edilen ‘Uçuşa Yasak Bölge’ PKK’nın canlanmasına, güçlenmesine uygun ortam sağladı. Jeffrey’in belirttiği ‘Uçuşa Yasak Bölge’, PYD, PKK’nın Suriye’de Fırat’ın doğusu ve Menbiç’te güçlenmesine neden olacaktır” ifadelerini kullandı.
“ABD İÇİN HANGİSİ ÖNEMLİ”
ABD’nin Suriye politikasını anlamak için Sovyet işgali altındaki Afganistan’da yaşananlara dikkat çeken Babüroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sovyet ordusu, 24 Aralık 1979 yılında Afganistan’ı işgal etmeye başlayınca, Ulusal Güvenlik Danışmanı Brzezinski, Başkan Carter’a: “Artık Sovyetler’in kendi Vietnam’ını hazırlama imkânına kavuştuğunu” söyler. ABD, Rusların Afganistan’ı işgal etmeleri için gerekli altyapıyı hazırlamış ve işgal için adeta teşvik etmişti. Afganistan’da Sovyet işgaline son vermek için ABD’nin yetiştirdiği, eğittiği ve silahlandırdığı radikal unsurlar, El Kaide adıyla dünyanın ve ABD’nin başına bela oldu. 1979’da başlayan Afganistan işgali sonunda, Brzezinski’nin dediği gibi Sovyetler İmparatorluğu gerçekten çöküşe doğru hızla yol almaya başladı. İşgalin ardından, Sovyetler yaklaşık 50 bin ölüyü ve 60 milyar doları Afganistan topraklarına gömmüştü. Brzezinski’ye, “Radikal İslamcıları desteklediğiniz, onlara silah sağladığınız ve onları eğittiniz için pişman değil misiniz” sorusu sorulur. Cevabı çok netti: “Dünya tarihi için hangisi daha önemlidir? Taliban mı, yoksa Sovyet İmparatorluğu’nun çökmesi mi? Kışkırtılmış birkaç Müslüman mı, yoksa Orta Avrupa’nın özgürleşmesi ve Soğuk Savaş’ın bitmesi mi?” Farkında mıdır bilinmez ama Brzezinski, aslında ABD’nin değişmeyen, karmaşık stratejisini iki cümlede özetlemişti.”
Türkiye’nin seçime zorlandığının altını çizen Babüroğlu, “Yıl 2019, aylardan haziran. Irak, Libya ve Suriye için ABD yetkililerine, Brzezinski’ye yöneltilen soru sorulduğunda yanıt değişmeyecektir: “ABD için hangisi daha önemli? IŞİD/DAEŞ/HTŞ mi yoksa Irak, Libya ve Suriye’nin parçalanması mı? IŞİD/DAEŞ/HTŞ mi, yoksa İsrail’in güvenliğinin sağlanması, İran’ın yıkılması ve PYD/PKK devletçiğinin kurulması mı? 6 Haziran 2019’da gazetede yer alan ABD Suriye Özel Temsilcisi’nin bu açıklamaları, Suriye’nin parçalanmasını isteyen; Türkiye sınırında radikal unsurların kontrolünde bir İdlib’i hedefleyen; ‘Uçuşa Yasak Bölge¨yle 1991’de Kuzey Irak’ta olduğu gibi, Fırat’ın Doğusu ve Menbiç’te PYD/PKK terör örgütünü güçlendiren bir yapı demek. ABD’nin bu hedefleri, açıkça Türkiye’nin ulusal çıkarlarına ve ulusal güvenliğine tümüyle aykırıdır” diye konuştu.
Kaynak: DHA