İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şansın Tüzün, COVID-19 önlemleri kapsamında evde kalan 65 yaş ve üstü vatandaşların, fiziksel hareketliliği bırakmamalarını, baharın gelmesiyle yüzünü gösteren güneşten de yararlanmalarını önerdi.
Hareketsiz yaşamın, COVID-19 açısından da risk taşıdığına işaret eden Tüzün, “Evde tutarak yaşlılarımızı virüsten korurken, onları evde kalmanın olumsuz bedensel etkilerinden korumayı da ihmal etmemeliyiz. Uzun süre evde kapalı kalan yaşlılarda çeşitli problemlerin ortaya çıkması kaçınılmazdır” dedi.
Ev içi kazalar çok ciddi klinik sonuçlara yol açabiliyor
Tüzün, yaşlı bireylerin ev içi kazalara maruz kalabildiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
“Bu oran yaş ilerledikçe yüzde 50’leri buluyor. Ev içinde gerçekleşen bu düşmeler, kırılgan yaşlılarda başta kırıklar olmak üzere çok ciddi klinik sonuçlara da yol açabiliyor. Üzücü olaylara mahal vermemek için evde kalınan bu dönemde yaşlılarımızı bekleyen tehlikelerden kas ve kemik kaybına karşı önlem almalıyız. Çünkü özellikle 50 yaşından sonra sarkopeni denilen kas kayıpları başlıyor. Gerek evde kalmanın getirdiği hareket kısıtlılığı, gerekse ramazan ayı nedeniyle iki öğün arasındaki uzun açlık döneminin kas kaybına neden olmaması için beslenme ve fiziksel aktivitenin optimal düzeyde tutulması gerekmektedir.”
“Hindi eti, ramazan sofralarında olması gereken faydalı bir besindir”
Kronik hastalığı olmayan ve oruç tutan yaşlılar için de önerilerde bulunan Tüzün, “Ramazan ayı içinde beslenmede, kilogram başına en az bir gram protein, kreatin ve omega 3’ten zengin besinler tüketmek, yeterli D vitamini almak, kas kayıplarını önlemek için çok önemlidir. Yaşlılar için hindi eti düşük kolesterol ve yüksek kreatin içeriği nedeniyle ramazan sofralarında olması gereken faydalı bir besindir” diye konuştu.
“Bahçe ya da balkonda güneşlenin”
Prof. Dr. Tüzün, evde kalan yaşlıların beslenmelerine özen göstermesi gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Evde kalmak, güneş ve hareketten uzak durmak bir diğer küresel pandemi olarak değerlendirebileceğimiz, D vitamini yetersizliğini de tetikliyor. Bu durum en fazla zaten yüksek risk grubunda olan yaşlılarımızı etkisi altına alıyor. Ülkemizin beslenme alışkanlıkları, D vitamininin diyetle alınması için çok elverişli değil. Yurt dışında olduğu gibi D vitamini katkılı ürünler yaygın olmadığından özellikle yaşlılar desteğe ihtiyaç duyabiliyor. Bilindiği gibi ultraviyole ışınları pencere camından geçmez. Evde kalanlar fırsat buldukça 20-30 dakika bahçe, balkon ya da pencereden vücutlarının yüzde 20’sini güneşe maruz bırakmaya çalışsınlar.
Ülkemizin coğrafi konumu dolayısıyla mayıs ayında güneş ışınlarından en çok yarar göreceğimiz dönem başlıyor ve bu durum ekim ayına kadar devam etmektedir. Dolayısıyla bu şansı iyi değerlendirmek gerekir. Yapılan son çalışmalar, D vitamininin bağışıklık sistemi üzerine etkileri dolayısıyla COVID-19’a karşı da koruyucu ve hastalığın şiddeti üzerinde etkili olduğunu göstermektedir.”
Kaynak: TRT