Dünya koronavirüsü aralık ayında Çin’de ortaya çıkan gizemli hastalıkla tanıdı. Hastanelere başvuranların şikayetleri birbirine benziyordu.
Yüksek ateş, öksürük ve nefes darlığı…
İlk duyuran doktor Li Wenliang hayatını kaybetti
Hastaların durumunun sıradan grip vakalarında farklı olduğunu ilk fark eden Wuhan’da görevli doktor Li Wenliang’dı. Sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşım yayınlayarak herkesi uyarmaya çalıştı.
Ancak bu videodan sonra halkı paniğe sevk etmek suçlamasıyla hakkında dava açıldı. Korobavirüs enfeksiyonu tehlikesini kamuoyuna duyuran Li Wenliang, 7 Şubat’ta aynı virüs yüzünden hayatını kaybetti.
Vaka sayısı artıyor
Hem Çin’de hem de dünya genelinde vaka sayısı artıyor. Çin’in pek çok kentinde hayat neredeyse durmuş durumda. Virüsün kolay bulaşması yüzünden bilanço daha da ağırlaşabilir.
Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan virüs sadece Çin’i değil tüm dünyayı etkiledi. Birçok ülke kendine göre önlem aldı ve almaya da devam ediyor. Virüsün bir tür mutasyona uğramış virüs olduğu biliniyor. Peki bundan sonra ne olacak? İnsanoğlu virüslerle savaş halinde mi ve en önemlisi virüslere karşı ne yapabiliriz?
Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Dr. Songül Özer:
“Bizim enfeksiyon hastalıkları profesörümüz bizi yetiştiren hocamız hep ‘Bu bir savaş arkadaşlar’ derdi. İnsanlar ile mikroorganizmalar arasında hep bir savaş var. Bu savaş yüzyıllardır devam ediyor, hep de devam edecek. Biz silah geliştiriyoruz, ne yapıyoruz antibiyotik üretiyoruz, bir virüs ise antiviral ilaç geliştiriyoruz ama onlar da hiç boş durmuyor. Mikroorganizmalar hepimizden belki de daha akıllı onlar da direnç mekanizması geliştiriyor.”
İnsanoğlunun virüslerle savaşı çok eskiye dayanıyor
Virüslerle mücadele son yıllarda SARS, MERS ya da koronavirüs gibi salgınlarla gündeme gelse de insanoğlunun virüslere karşı savaşı çok daha eski dönemlere kadar uzanıyor.
Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Asuman İnan:
“Aslında içinde bulunduğumuz yüzyıl gerçekten virüs çağı. Yüzyıla başlarken 1918 yılında dünya çapında salgın yaşandı. İspanyol gribi Birinci Dünya Savaşı’nda 50 milyon ile 100 milyon arasında ölüme yol açtı. Yine bugün konuştuğumuz koronavirüs çok da yeni değil. 2001’de SARS 2012’de MERS ile koronavirüs salgınını yaşadık.
Mutasyon geçiren virüsler geliştirilen ilaçları etkisiz kılıyor
Virüslere karşı savaşta bilim geliştikçe farklı antibiyotikler üretiliyor. Böylece hastalığın direnci kırılıyor. Ancak virüsler sürekli kendilerini geliştirerek zamanla bu ilaçları etkisiz hale getiriyor. Uzmanlara göre virüslerle savaşta insanoğlu hep bir adım geride.
Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Dr. Songül Özer:
“Yeni oluşan mikroorganizmalar, yeni oluşan bakteriler ve virüsler bizim kullandığımız antibiyotik ya da antivirallere dirençli olarak oluşuyor. Yani bu demek ki düşmanımız güçleniyor. Biz de tabi boş durmuyoruz. Biz de onlara karşı yeni ilaçlar geliştiriyoruz ama inanın onlar bizden daha hızlı çok çabuk direnç oluşturuyorlar. Biz hep bir adım geride kalıyoruz.”
Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Asuman İnan:
“Örneğin bu konuda en çok bildiğimiz ve gerçekten hayranlık duyduğum virüs grip virüsüdür. Grip virüsü salgın sırasında kendini değiştirebiliyor bu da salgının artmasına neden oluyor ama bazen de tamamen değiştiriyor. İnsanı yeniden daha yüksek dozda hastalandırabiliyor.”
Tabloyu daha da vahim yapan, virüslerin salgın sırasında bile mutasyona uğraması. Üstelik küresel ticaretin ve turizmin ulaştığı nokta, salgınların daha hızlı yayılmasını da beraberinde getiriyor.
Virüslerle savaşta en önemli aşama ise bağışıklık sistemini güçlendirmek.
Haber: Osman Küçükdalak
Kamera: Mustafa Oğuz
Kaynak: TRT