CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Suriye ve İdlib’deki gelişmeleri değerlendirdi.
İdlib’de Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarına, Suriye ordusu tarafından gerçekleştirilen topçu atışı sonucu şehit olanlara Allah’tan rahmet dileyen Kılıçdaroğlu, yaralılara geçmiş olsun temennisinde bulundu.
Suriye konusunu yıllardır dile getirdiklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, bütün komşularla barış içinde yaşama özlemi çekerken neden kavga edildiğini sordu.
Dış politikanın milli olması gerektiği konusunda dilinde tüy bittiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ülkenin çıkarları esas olduğunda, iktidar-muhalefetin olmayacağını söyledi.
Siyasetçilerin dış politika konusunda cümle kurarken “boğazda dokuz boğum olması gerektiğini” belirten Kılıçdaroğlu, “Asarım keserimle bu işler olmaz. Dış işlerinin ayrı bir dili, hukuku var. Bunu tamamen devre dışı bırakıp ‘dış politikayı ben yöneteceğim’ derseniz liyakati da devleti de yok edersiniz. Dış politikayı en iyi, yıllarını bu işe vermiş kişiler bilir. Bu konuda hayatında bir cümle kurmamış, makale okumamış, yazmamış kişiyi dış politikanın ana sorumlusu haline getirebilir misiniz?” dedi.
“Pinpon topu gibi…”
Dış politikanın, Türkiye’nin bulunduğu bölgede farklı bir tablosu olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütün komşularımızın yeraltı kaynakları zengin. Bunların başına bela olmuş durumda, egemen güçler burada. Egemen güçler ateşi kendi elleriyle tutmazlar, maşa kullanırlar. ‘Sen tut’ derler, sırtınızı sıvazlar, başınızı belaya sokarlar. Egemen güçlerin taşeronu olmamak bu coğrafyada önemlidir. Eğer pinpon topu gibi ABD ile Rusya arasında gidip gelirseniz iki taraf da sizi kullanmaya kalkar. En büyük tehlikelerden birisi budur. Bu tehlikeyi maalesef yaşıyoruz.
Suriye coğrafyası, İdlib bizim açımızdan da çok önemli. İdlib dışında bir sorun kalmadı. Bir tarafta ABD, bir tarafta Rusya. İki egemen güç, Suriye’yi istediği gibi kullanıyor. Orada çatışacak taraflara silah temin ediyor. Kimin silah fabrikatörleri para kazanıyor? Suriye’nin mi Türkiye’nin mi? ABD ve Rusya’nın. Uçak, top, mermi mi istiyorsun, hepsini veriyor. Taşeronlaşmak dış politikada tehlikelidir.”
“Kabak bizim askerimizin başına patlıyor”
Kılıçdaroğlu, BM’nin, Heyet Tahrir Şam’ı terör örgütü kabul ettiğini belirterek, İdlib bölgesinde sayılarının 20 ile 50 bin arasında değiştiğinin söylendiğini belirtti.
Vicdanı olan herkesin, “Bu terör unsurlarına silahları kim veriyor?” diye sorması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Masum çocukların kafalarını kesen, kadınları katleden bu terör örgütüne silahları kim veriyor? Çin, ABD, Rusya, Suriye, herkes rahatsız. Bizim de rahatsız olmamız lazım. 20 ile 50 bin arasındaki bu terörist unsurun Türkiye topraklarına girmesi halinde başımıza gelecek felaketi düşünmeliyiz.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Soçi’de geçen Eylül ayında varılan anlaşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önerisi üzerine, İdlib’deki bütün muhalif grupların ağır silah, tank, roket, top ve havan toplarının geri çekilmesinin ve yıl sonuna kadar bazı kara yollarının ulaşıma açılmasının taahhüt edildiğini söyledi.
Türkiye’nin üstlendiği bu görevi “imkansız görev” olarak tanımladıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Sen terör örgütlerinin elinden tankı, topu alamazsın. Niye bu görevi üstlendin? Kara yollarını onlar açsınlar. Geldiğimiz nokta dramatik. Soçi, Astana süreci bitti, hala bir sürü laf dolaşıyor ortada. Kabak bizim askerimizin başına patlıyor. Bunları söylediğimde rahatsız oluyorlar. Ben bunları dile getirdiğimde üzülüyorum.” dedi.
“Ben üzülmeyeyim de kim üzülsün”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, 50 kez, “Bu Suriyeliler milletin başına bela olacak.” dediğini dile getirerek, “Suriyelileri alın, ateşe atın.” demediğini, AB, BM ile konuşulması gerektiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Evlerini barklarını yapın, otursunlar. Trump, ‘Niye vatandaşlığa almıyorsun’ diyor. Sen al. ABD daha büyük ülke, alırsın bütün eyaletlere dağıtırsın, benden daha zenginsin. Cesaret edemiyor, alamıyor, bizimkilere tavsiye ediyor. Hemen 110 bin kişiyi vatandaşlığa alıyorlar. Ben üzülmeyeyim de kim üzülsün, ben itiraz etmemeyim de kim etsin.” diye konuştu.
5 öneri
Suriye ile ilgili 5 öneri sunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“İdlib’de konuşlanmış bulunan ve gözlem misyonu görevini sürdüren Mehmetçiğimizin can güvenliği her şeyden önemlidir. Dolayısıyla İdlib bölgesi başta olmak üzere Suriye’de görev yapan tüm Mehmetçiklerimizin can güvenliğini sağlamak adına gereken tüm askeri ve diplomatik adımlar kararlılıkla atılmalıdır.
Türkiye, Soçi mutabakatı ile ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemiş olmasından kaynaklı oluşan yeni koşullar nedeniyle en kısa zamanda Rusya ile birlikte İdlib’deki mevcut durumu yeniden değerlendirmelidir. Gerekli görülmesi halinde Soçi mutabakatının unsurları, değişen koşullara uyarlanmalıdır. Sahadaki mevcut duruma göre, gerekirse yeni bir ateşkes hattı belirlenmeli, Türk askeri de bu yeni ateşkes hattına göre pozisyonunu almalıdır.
Siyasi iktidar, öncelikle Suriye’de rejim değişikliğine odaklanan siyasetini terk etmelidir. Ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit eden gruplarla her türden iş birliği sonlandırılmalıdır. Suriye’de akan kanın durması ve siyasi geçiş sürecinin sağlanması için çaba göstermelidir. Bunun için bölgesel ve uluslararası planda diplomatik çabalar artırılmalı, en kısa zamanda anayasal sürecin yeniden canlandırılması için gerekli koşullar yaratılmalıdır.
İdlib’deki durum Türkiye’ye doğru yeni bir sığınmacı dalgasını hareketlendirmiştir. Bu konuda Türkiye’nin yalnız bırakılmaması gerekir. Bu sığınmacıların Suriye sınırları içinde oluşturulacak güvenli bir bölgeye tahliyesi ve bu bölgede iskanları için Rusya ve rejimle birlikte BM’nin ve AB’nin de sorumluluk üsteleneceği bir süreç ivedilikle başlatılmalıdır.
İdlib, ülkemiz için ulusal bir güvenlik sorunudur. Aynı zamanda İdlib’in Suriye toprağı olduğu gerçeği de unutmamalı. Bu bağlamda küresel bir tehdit olan terörist unsurlar ile muhalif grupların silah bırakmasına yönelik çabalar arttırılmalı; silah bırakmaya yanaşmayan terör ve muhalif gruplara karşı her türden kararlılık gösterilmelidir.”
Bu önerilerinde eksikler, yanlışlıklar bulunabileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, 5 maddenin yerine getirilmesi halinde Türkiye’nin bu bataklıktan daha rahat çıkabileceğini belirtti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gelecek hafta FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacağını sözlerine ekledi.