İstanbul
HAMİLE kalmak isteyen veya yumurta hücreleri erken yaşlanan kişilere uygulanabilen ‘mitokondri nakli’ ile ilgili konuşan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Gazi Yıldırım, “Bir başkasının genetik yapısıyla çocuk oluşturmuyoruz. Zaten çocuk genetik olarak yüzde 99 oranda anneye ait. Burada mitokondri nakli ile gelen DNA’ya ait parçalar yüzde 1’den daha az. Ufak da olsa bir gen transferi olduğu için tabi ki çiftlerin birlikte karar vermesi gereken bir durum” dedi.
Son zamanlarda gündeme gelen mitokondri naklini değerlendiren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Gazi Yıldırım, mitokondri naklinin tüp bebek çalışmalarına bir alternatif olduğunu ifade etti. Bu naklin, yumurta veya sperm bağışından çok farklı olduğunu kaydeden Yıldırım, dünyaya gelen bebeğin sadece o çifte ait olduğunu ve bir başkasına ait genlerin, bebeğin DNA’sında yüzde 1’den az oranda bulunduğunu vurguladı.
Mitokondriyi ‘hücrenin jenaratörü’ olarak tanımlayan Prof. Dr. Yıldırım, “Hücrelere enerji sağlayan yapılara mitokondri deniyor. Bunlar özellikle üreme hücrelerinde çok büyük önem arz ediyor. Mesela spermin mitokondrisi biterse ya da azalırsa, sperm hareketi bozuluyor, döllenme kapasitesini yitiriyor. Yumurtanın mitokondrisi biterse de döllenme, çoğalabilme, bölünebilme ve bir bebek oluşturabilme kapasitesi bozuluyor” dedi.
YAŞ SINIRLAMASI YOK
Mitokondrilerin kendi genetik yapıları olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yıldırım, “Üstelik bu genetik yapı sadece ve sadece anneden geçiyor. En büyük problem yaşlanmayla birlikte döl hücrelerinde mitokondri azalması. Özellikle ileri yaşlardaki kadınlarda ya da tüp bebek denemesini genç yaşta yapan ve yumurtası bir türlü döllenemeyen kadınlarda mitokondri nakli yapılabilir. Bu transferlerde kişinin kendi hücrelerinden veya daha genç birinin hücrelerinden mitokondri alınabiliyor. Bir noktada gen transferi gibi oluyor, çünkü anne tarafından içerdiği DNA’yı taşıyor. Özellikle yumurtalık yaşlanması olan gençlerde, ileri yaşlardaki çocuk isteyen yumurtası olup bölünme potansiyeli olmayan kadınlarda uygulanabilen bir yöntem. Herhangi bir yaş sınırlaması yok. Kişinin yumurtasının olduğu her yaşta uygulanabilir” diye konuştu.
ÇOCUK YÜZDE 99 ORANLA ANNEYE AİT
Mitokondri naklinin yumurta veya sperm naklinden çok farklı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yıldırım, “Bir başkasının genetik yapısıyla çocuk oluşturmuyoruz. Zaten çocuk genetik olarak yüzde 99 oranda anneye ait. Burada mitokondri nakli ile gelen DNA’ya ait parçalar yüzde 1’den daha az. Bu aslında itiraz et edilebilecek veya ‘Bu işlemi yaptırdık, çocuk artık bize ait değil’ denilecek bir durum değil. Bu noktada mitokondri nakli, sperm veya yumurta bağışı gibi değil. Genç birinin mitokondrileri alındığında sadece o bebeğin hücrelerine bir başkasının genleri de bulaşmış oluyor. Çünkü mitokondri çok spesifik ve ünik olan bir şey. Kişi mitokondriyi dışarıdan almış olsa bile kendi yumurtasıyla gebe kalıyor, kendi yumurtasıyla dölleniyor. O çocuk yine aynı çifte ait bir çocuk. Sonucunda yine de ufak da olsa bir gen transferi olduğu için tabi ki çiftlerin birlikte karar vermesi gereken bir durum” uyarısında bulundu.
TÜP BEBEK TEDAVİSİNİN ÇIKIŞ YOLU
Mitokondri naklinin hala deneme aşamasında olduğunu fakat ümit vaat ettiğini belirten Yeditepe Üniversite Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Gazi Yıldırım, konuşmasını şöyle noktaladı:
“Bu nakil, şu anda tamamen deneyimsel bir yöntem. Gelişen teknolojiyle kök hücre tedavileri gibi, kişi gençken elde edilen yumurtaların saklanması da söz konusu. Zaten şu anda bile yumurtalık rezervi yaşlanmaya başlayan ya da ailesinde erken menopoz olan kişilerin yumurtalarını saklıyoruz. Bu yumurtaların içerisinde mitokondriler de dondurulup saklanıyor zaten. Ama mitokondrilerin ayrıştırılıp saklanması gibi bir durum henüz söz konusu değil. İlerleyen zamanlarda belki mitokondri kitleri oluşturulabilir. Bunları hep zamanla göreceğiz. Çünkü tüp bebek gelişmeleri artık bir yerde tıkandı. Ama bu nakiller gibi, PRP gibi gençleştirme yöntemleri tüp bebek tedavilerinin çıkış yolu olacak.”
Kaynak: DHA