İstanbul
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Uzmanı Sesil Kalender, okulların açılmasına sayılı günler kala çocukların okula uyum sağlamasını kolaylaştıracak püf noktaları anlattı. Kalender, “Okul başlamadan önce okul ile ilgili çocukla konuşmak, konuşurken abartıdan uzak olmak, motivasyon oluşturmak, duygularını almak ve dinlemek önemli” dedi.
9 Eylül’de ilk ders zili çalacak. İlkokula gidecek tüm öğrenciler okula uyum sağlayabilmek için bu hafta eğitim öğretime başladı. Sürece uyum sağlamak için çocuklara ve ailelere önerilerde bulunan Mektebim Koleji Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Koordinatörü Sesil Kalender, ilkokulun çocukların hayatında en önemli dönüm noktası olduğunu söyledi. Kalender, ilkokula başlangıcın hem çocuk hem de aile için zorlayıcı ve adaptasyon gerektiren bir süreç olduğunu belirtti.
Çocukların kaygı ve korku yaşayacağını aktaran Sesil Kalender, “Ailede sorumluluk alıyor olup olmadığı, akranları ile olan sosyal iletişimi, benlik saygısı gibi durumlar okula alışma dönemindeki asıl belirleyiciler olabiliyor. Okul öncesi geçmişi olan bir çocuk bile ilkokuldaki sistem, beklentiler, sorumlulukların artışı, okul içerisinde kalınan daha uzun süreli zaman gibi değişiklikler uyum sağlamasını zorlaştırabiliyor” dedi.
AİLE ÖĞRETMENLE UYUM İÇİNDE OLMALI
Okul ve öğretmenlerle birlikte hareket etmenin önemine dikkat çeken Kalender, “Bazı okullar uyum programı dahilinde okula dönüş günü organizasyonları yapıyor. Bunları takip etmek, öğretmenlerle haberleşerek yapılan aktivitelere katılmak, okulun yönlendirdiği şekilde öğrencimizin yanında olup destek olmak çok önemli. Okul başlamadan önce okul ile ilgili çocukla konuşmak, konuşurken abartıdan uzak olmak (okulu hiç olmadığı bir yer gibi göstermemek olumlu veya olumsuz anlamda, örneğin sürekli oyun oynayacaksınız okulda gibi) fakat yapacağı, eğleneceği, merak edeceği aktiviteleri fark ettirmek, motivasyon oluşturmak, çocuğun kaygılarını öğrenmek, merak ettiği konularla ilgili sorularını cevaplamak, duygularını almak ve dinlemek önemli” diye konuştu.
ÇOCUKTA KAYGIYI AZALTMANIN YOLLARI
Okul öncesi hazırlığı çocukla beraber yapılmasını öneren Sesil Kalender, “Okul başlamadan önce okulun ihtiyaçlarına göre birlikte okul çantasını, gerekli okul malzemelerini almaya gitmek, odasını okul dönemine göre şekillendirmek, okul dönemi programı için birlikte bir günlük yapılacaklar çizelgesi oluşturmak gibi aktiviteler çocuğun kaygısını azaltarak, sınırlarını belirleyerek çocuğun okulun başlaması için motive olmasını sağlayabilir. Çocuk okuldayken anne, babanın nerede olduğunu ve ne yapacağını merak eder. Ona o okuldayken sizin neler yapıyor olacağınızı, çocuğunuzun kaçta okula gideceğini, kaçta döneceğini anlatıyor olmak, onu okuldan kimin nasıl alacağını anlatıyor olmak çok önemli. Rutinler ve sınırlar çocuklarda her zaman kaygıyı azaltır. Bunları çocukla paylaşmak ve özellikle de ilk zamanlarda bu rutinlere de uyuyor olmak çok önemli. Aksi takdirde çocuk sürece alışmaya çalışırken güven duymakla ilgili sıkıntı yaşayabilir” ifadelerini kullandı.
ÇOCUK NEDEN OKULDAN KORKAR?
Okul korkusunun temelinde çocuğun özellikle anneye aşırı bağımlı olması ve anne babadan ayrılma korkusunun yattığını söyleyen Kalender, şöyle konuştu:
“Çocuk anne babası olmadığında kendisine veya anne babasına bir şey olacağından korkuyor olabilir. Sorumluluk almaktan korkuyor olabilir. Annenin de çocuğa bağımlı olması okul korkusunu tetikleyebilir. Öğretmenin ilgi ve sevgisi diğer çocuklara da yöneleceğinden çocuk kendisine gösterilen ilgi ve sevgiden tatmin olmayabilir. Ev ortamı çok kuralsız ve patronun çocuk olduğu aile yapılarında, çocuklar bir düzen bütünü olan eğitim kurumlarına uyumda akranlarına kıyasla güçlük çekmekte ve okula gitmeyi istemeyebilmektedirler.”
Çocuğu okula gitmek istemeyen anne babalara önerilerini sıralayan Kalender, “Okula karşı direncin belirtilerini tanıyarak, sorun daha da kemikleşmeden önlem alın. Çocuğunuzla sık sık konuşarak okula gitmek ile ilgili hem olumlu hem de olumsuz duygu ve düşüncelerini dile getirmesine yardımcı olun. Anne babalar bazen olumsuz duygu ve düşüncelerin konuşulduğu zaman daha da artacağını düşünerek konuşmaktan kaçınmaya çalışırlar. Fakat çocukların davranışlarında meydana gelen değişikliklerin her biri yardım çağrısıdır ve yardım çağrıları duyulmalıdır. Duyulmaması sorunun daha da alevlenmesine yol açacağı gibi, ayrıca duygusal gelişimini de olumsuz etkiler. Çocuğun okul ile ilgili duygu ve düşünceleri karşısında yargılayıcı, küçümseyici, alaycı, suçlayıcı olmayın. Çocuğu okula göndermekten hemen vazgeçmeyin. Akşam eve geldiğinde okul ile ilgili konuşmak istemeyen çocuklar ile de hemen başka keyifli konular hakkında sohbete başlamalısınız” dedi.
Kaynak: DHA