İstanbul
Tarihçi Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, “15 Temmuz darbe girişimi, toplumun değerleri kullanılarak sahnelenmiş 40 yıllık bir tiyatronun sonunda ortaya çıktı. Bu anlamda 15 Temmuz, dünyadaki diğer darbelerden negatif anlamda çok daha benzersiz, ahlaksız ve ihanet dolu bir darbeydi” dedi.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde (FSMVÜ) düzenlenen ‘Yeni Türkiye’nin Dönüm Noktası: 15 Temmuz 2016’ panelinde akademisyenler, 15 Temmuz darbe girişiminin sebeplerini ve sonuçlarını tarihi, edebi ve sosyal perspektiften değerlendirdi.
Panelin açılış konuşmasını yapan FSMVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahameddin Başar, 15 Temmuz’u Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olarak nitelendirerek, “Tarihimiz zaferlerle, fetihlerle doludur. Malazgirt’ten Kosova’ya, Otlukbeli’den Mercidabık’a, Dumlupınar’dan Çanakkale’ye ve daha niceleri. Tüm bu zaferler dış düşmanlara karşıydı. 15 Temmuz’da ise düşmanımız içimizdendi. Ordumuzun içindeki hainlerdi. Karanlık başlayan gece çok şükür ki zaferle sonuçlandı” diye konuştu.
“SONUÇLARI İTİBARIYLA 15 TEMMUZ EŞSİZ BİR GÜNDÜR”
15 Temmuz 2016 darbe girişiminin tarihte benzerine rastlanmayan bir durum ortaya çıkardığını ifade eden FSMVÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun ise, “Tarih boyunca meşru iktidarları dönüştürmek, kendi ihtirasları için yeniden şekillendirmek isteyen pek çok devrim, inkılap, kalkışma yaşanmıştır. Onlarla mukayese ettiğimizde 15 Temmuz, harekete kalkışanlar ve milletimiz açısından iki benzersiz durumu ortaya koymuştur. İlk Meclisin açılışından yani 1876’dan 15 Temmuz’a kadar yaklaşık 15 darbe girişimi ve sonuçlanmış darbe gördük. Hiçbiri 15 Temmuz’a benzemiyordu. Hiçbir darbe meşru gösterilemez ama şunu söylemek mümkün: O darbelerin neredeyse tamamında meşru iradenin karşısında varlık gösterme ihtimali olanlar bu işi yapmıştı. Ama 15 Temmuz darbe girişimi, toplumun değerleri kullanılarak sahnelenmiş 40 yıllık bir tiyatronun sonunda ortaya çıktı. Bu anlamda 15 Temmuz, dünyadaki diğer darbelerden negatif anlamda çok daha benzersiz, ahlaksız ve ihanet dolu bir darbeydi” ifadelerini kullandı.
Türkiye ve dünyadaki darbeler tarihine bakıldığında 15 Temmuz’un ikinci benzersiz yönüyle karşılaşıldığını söyleyen Prof. Dr. Kurşun, “Bir milletin hızlı bir şekilde kendisini organize edip darbe girişimini geri püskürttüğü başka bir darbe görülmemiştir. Bu nedenle 15 Temmuz, milletimizin iradesine ne denli sahip olduğunu anlamak bakımından da eşsiz ve sürekli anılmaya değer bir gündür” dedi.
“ÖMER HALİSDEMİR, BUGÜNÜN ASIM’I, ULUBATLI HASAN’IDIR”
Edebiyat penceresinden 15 Temmuz’a bakan Eğitim Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Şaban Sağlık da yaşanan olayların kayda alınması, gelecek nesillere aktarılması ve onlardan ders çıkarılması açısından edebiyatın üstlendiği role vurgu yaparak, şunları kaydetti:
“Bir yaşanan edebiyat, bir de yazılan edebiyat vardır. 15 Temmuz’da milletin bizzat kendisi destanı, şiiri, hikâyeyi sokağa taşımıştır. Onları kahramanlık filmi izliyormuş gibi izledik. Hikâye, şiir, musiki canlı olarak meydanlarda, caddelerdeydi. Bunların edebi metin olarak ortaya koyulması elbette zaman alacaktır. Ancak şimdiden 15 Temmuz’un birçok kahramanı vardır. Onlardan biri Ömer Halisdemir’dir. Ömer Halisdemir, bugünün Asım’ı, belki de Ulubatlı Hasan’ıdır. Okla gömleği delik deşik edilme pahasına o bayrağı yere indirmeyen Hasan neyse, haini alnından vuran Ömer Halisdemir de odur” diye konuştu.
Kaynak: DHA