Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs kısa sürede binlerce kişiye bulaştı. Bugün dünya genelindeki can kaybı 300 bine yaklaştı. Vaka sayısı ise yaklaşık 4,5 milyonu buldu. Virüsün yayılmasında “süper taşıyıcı” olarak isimlendirilen kişiler de önemli yer tutuyor.
[Fotoğraf: AA]
“Bir kişi birçok kişiye bulaştırabiliyor”
COVID-19 daha çok solunum yoluyla bulaşan bir hastalık olduğu için hızlı yayılıyor. Her hasta, ortalama 2,2 kişiye virüs bulaştırıyor. Ama bir de “Süper taşıyıcı” olarak adlandırılan kişiler var ki hastalığı bilmeden onlarca kişiye bulaştırabiliyorlar. Haydarpaşa Numune Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Asuman İnan, süper taşıyıcılığı şöyle anlatıyor:
“Bir kişinin, çok sayıda kişiye virüs bulaştırabilme gücü diyebiliriz. Bunun nedeni tam olarak tanımlanabilmiş değil. Virüs yükünün fazlalığına mı yoksa o kişinin bağışıklık sistemine mi bağlı bilmiyoruz. Ancak bazı kişiler, hastalık belirtileri göstermese dahi birden çok kişiye enfeksiyonu bulaştırabiliyor. Buna ‘Süper taşıyıcılık’ deniyor. Tarihte de örnekleri var… Mesela 20. yüzyılın başında asemptomatik taşıyıcı olan bir aşçı 50’den fazla kişiye tifo bulaştırmıştı.”
Yakın tarihte de süper taşıyıcılık ile ilgili örnekler mevcut. Doç. Dr. Asuman İnan, bununla ilgili bir örnek de veriyor:
“2003 yılındaki SARS salgını sırasında indeks bir vaka, 76 kişiye hastalık bulaştırdı. Yine MERS salgınında 5 vakanın 154 kişiye virüs bulaştırdığı tespit edildi. Sierra Leone’de bir cenazeye katılan 28 kişide en ölümcül enfeksiyonlardan biri olan ebola görüldü.”
ABD, Singapur ve Güney Kore’de görülen vakalar
Koronavirüs başladığından bu yana da süper taşıyıcılıkla ilgili dünyanın çeşitli yerlerinden vakalar bildiriliyor. Bunlardan biri ABD’de görüldü. Massachusetts eyaletinde 104 vaka tespit edildi. Vakaların, Boston kentinde düzenlenen bir konferansa katılan bir ya da bir kaç süper taşıyıcı yüzünden görüldüğü yönünde tahminler var.
Bir başka örnek Singapur’dan… Singapur’da düzenlenen bir konferansa Çin’in Vuhan kentinden biri kişi de katıldı. Konferans katılımcılarından bazılarının ülkelerine döndükten sonra koronavirüs olduğu saptandı.
Güney Kore’de yaşanan ve “31. vaka” olarak adlandırılan olay da bir başka örnek. Güney Kore’de başlayan koronavirüs salgınında vakalar bir anda hızla arttı. Yapılan inceleme sonucu ülkede görülen 31. vakanın, tanı konulana kadar iki kilise ayinine katılarak yüzlerce insana bu virüsü bulaştırdığı belirtildi.
[Fotoğraf: Getty Images]
Geriye dönük araştırmalar sonunda tespit ediliyor
Bu noktada akıllara “Süper taşıyıcı nasıl anlaşılır?” sorusu geliyor. Doç. Dr. İnan, “Süper taşıyıcılar, semptomu çok olmayabilen, henüz belirtileri başlamamış kişiler olabiliyor. Sadece ciddi hastalık semptomları olan ya da hastaneye yatan kişiler olsa, bizim bunları ayırmamız ve toplumdan uzak tutmamız daha kolay olur. Ama süper taşıyıcıları çoğunlukla olay bittikten sonra, ‘Neden oldu?’ sorusunun cevabını bulmak için yapılan geriye dönük araştırmalar sırasında saptıyoruz” diyor.
[Fotoğgraf: AA]
Bu tehlikeyi bertaraf etmek için, kendinde hafif bile olsa hastalık belirtisi gören kişilerin toplu alanlara girmekten kaçınması gerekiyor. Doç. Dr. İnan bunun başkalarını ve kendimizi korumak için zorunlu olduğunun altını çizerek şu uyarıyı yapıyor:
“Eğer zorunlu olarak dışarı çıkılacaksa maske takılması diğer insanları koruma açısından çok önemli. Sosyal mesafeyi korumak lazım. Maskenin ağzı ve burnu kapatacak şekilde düzgün takılması da el hijyenine uyulması da şart. Çünkü her birimiz hasta ya da süper taşıyıcı olabiliriz ve başkalarına zarar verebiliriz. Bunu bilmemiz mümkün değil. Bu önlemler başkalarına zarar vermemek ve kendimizi korumak adına çok önemli.”
Kaynak: TRT