Mustafa Şentop, Pendik’te gerçekleştirilen Armelsan Yeni Ar-Ge Merkezi Açılış Töreni’ndeki konuşmasında, Türkiye’de son yıllarda kamu ve özel sektör şirketleri marifetiyle gerçekleştirilen stratejik yatırımlar arasında en çok dikkati çekenin savunma sanayi alanında yapılanlar olduğunu söyledi.
Dünyanın en büyük 100 savunma şirketi arasında 7 Türk şirketi bulunduğunu belirten Şentop, bu şirketlerin sayısının daha da artacağına inandığını dile getirdi.
AR-GE faaliyetlerinin önemini anlamak için 21. yüzyılda ülkelerin geçirdikleri değişimi görmenin çok önemli olduğunu kaydeden Şentop, “Bu değişim, dönemler ve dalgalar halinde devam etmekte ve ülke ekonomilerine gelişmek için fırsatlar sunmaktadır. Bunların değerlendirilmesinde Almanya, Çin, Güney Kore gibi ülkeler somut örneklerdir. Saydığım ülkelerin tamamında büyümenin ardındaki gerçek itici güç, siyasi istikrarla birlikte AR-GE faaliyetlerine verilen önem ve bu alanlarda yapılan yatırımlar olmuştur.” diye konuştu.
Şentop, AR-GE’ye yapılan harcamaların hem şirketlerin büyümesini sağladığına hem de ülke ekonomilerinin gelişmesinde bir güç olduğuna işaret ederek, dünya ticaretinin 2020 yılında bir miktar daralsa da 2021’de yeniden büyüme yoluna girdiğini ve toplam ticaretin 20 trilyon dolara ulaştığını aktardı.
Aynı süreçte dünya ekonomilerinin toplam gayrisafi hasılasının 95 trilyon dolara ulaştığını bildiren Şentop, oluşan gayrisafi hasıladan en büyük payı dünyada önde gelen birkaç gelişmiş ülkenin aldığını söyledi.
Şentop, sözlerine şöyle devam etti:
“21. yüzyılın sonlarına kadar dünyanın en büyük şirketleri, petrol ve otomotiv alanındaki şirketlerdi. Bugün ise bu sıralama değişmiştir. Artık bilgisayar, elektronik, yazılım ve internet alanında faaliyet gösteren şirketler günümüzün en büyük ve en hızlı büyüyen şirketleri haline gelmiştir. Piyasa değerleri milyarlarca dolar eden bu şirketlerin kendileri ve bulundukları ülkeler, devletler, araştırma ve geliştirmeye özel önem veren devletlerdir, ülkelerdir. Bugün AR-GE harcamalarında lider ülke Amerika Birleşik Devletleri’dir. Dünyadaki araştırma, geliştirme, harcamalarının 4’te biri Amerika Birleşik Devletleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Onu 400 milyar dolara yakın harcamasıyla Çin takip ediyor. Bu iki ülkenin küresel gayrisafi hasıladan aldıkları pay ise toplam yüzde 40’ı aşmaktadır. Bu oran, ülkelerin gelişmişlik seviyelerine, ekonomilerinin büyüklüklerine göre de azalarak devam etmektedir.”
Türkiye’de ise geçmişte AR-GE’nin ihmal edilmiş bir konu olduğunu belirten Şentop, “Ancak hemen her alanda olduğu gibi son yıllarda AR-GE konusunda da bir zihniyet devrimi gerçekleşmiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yapılan bu 20 yıldaki gelişimin, değişimin en önemli unsuru nedir diye sorulduğunda verilmesi gereken cevap, benim kanaatimce bir zihniyet devrimidir. Al-kullan yerini üret-sat anlayışının almasından itibaren AR-GE’ye hem devletimiz hem de özel şirketlerimiz gereken önemi vermeye başlamışlardır. Son yıllarda artan üretim ve ihracat kapasitemizin arkasında AR-GE harcamalarına ayrılan kaynak çok önemli bir yer tutmaktadır. Gayrisafi pastadan ayrılan miktarın artmasının yanı sıra 2002 yılında AR-GE faaliyetlerinde çalışan kişi sayısı bugüne kıyaslandığı zaman 2,5 kattan fazla artmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Artık uluslararası ölçekte rekabet edebilecek bir konuma ulaştık”
Şentop, Armelsan’ın suyun altıyla ilgilenen bir çalışma alanını tercih ederek gözle görülmeyen ancak Türkiye’nin güvenliği için çok değerli olan bir konuya odaklandığına dikkati çekerek, “Yerli gemi inşaat sanayisinde ve uzantısı olan su altı teknolojisinde artık uluslararası ölçekte rekabet edebilecek bir konuma ulaştık. Yerli ve milli gemilerimize 600 metre derinliğe kadar olan bütün denizaltılarımıza hayat desteği veren, personelini o derinliklerde gerektiğinde kurtaracak her türlü kabiliyete sahip tam teşekküllü tıbbi imkanlarla donatılmış araçlarımızla gurur duyuyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’nin milli teknolojilerin önünü açacak, insansız ve otonom su altı araçlarının üretimi çalışmalarına hızını artırarak devam ettiğini anlatan Şentop, bu çalışmaların son yıllarda fevkalade büyük gelişmeler gösteren SİHA ve İHA’lar olduğunu belirtti.
Şentop, bu tür çalışmaların Türkiye’nin etki alanını ve gücünü artırmaya hizmet edeceğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Nükleer tehditler, bütün dünyanın uyacağı bir şekilde ve yoğunlukta dile getiriliyor. Savaş artık geçmiş asırların silahlarıyla değil, 21. asrın teknolojik harp teknikleriyle gerçekleşecektir. Bu yeni teknolojiler insanlar arasındaki mesafeyi daralttıkça tahribat ve ölüm oranlarında da artışları müşahede ediyoruz. Bu durum, bütün dünya için büyük bir tehdittir. Barış ve huzurun teminatı Türkiye’nin bu teknolojilere sahip olması ve bu alanlarda yatırım yapması, denge ve caydırıcılık bakımından, milli menfaatlerimizin himayesi bakımından çok önemlidir. Hiç kimseyle düşman olmak istemeyiz. Ancak bize düşmanlık edecek olanlardan daha güçlü ve teknolojik olarak onlara göre daha donanımlı olmak mecburiyetindeyiz. Özellikle başkalarının rüzgarıyla yelken açan Yunanistan gibi lokomotif değil, vagon devletler için söylenecek bir tek sözümüz vardır, bizim muhatabımız esasen kuklalar değil onları idare eden kuklacılardır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya beşten büyüktür.’ ifadesi eski dünya düzenine karşı çok önemli bir cevaptı. Son Birleşmiş Milletler toplantılarında o 5 ülke başkanlarının da arasında bulunduğu birçok kişi artık 5’ten büyük bir dünya gerçeğini realite eden, kabul ettiklerini ortaya koydu. Düzenin değişmesi gerektiğini bizzat onlar ifade ettiler. Bu sebeple yeni dünya düzeni, fiilen ve resmen aslında başlamıştır. Kovid-19 sonrası ortaya çıkan ekonomik daralmalar ve restleşmeleriyle vahşi kapitalist düzenlerin ve egemenlerin dünyayı hazin noktalara düşürdüğü zamanlardan geçiyoruz. Her zamankinden daha temkinli ve kararlı politikalar izliyor olmamız dünya barışı bakımından çok çok önemli bir katkıdır. Tarih bunun böyle olduğunu da gösterecektir.”
Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın karakteri sebebiyle yeni zorluklarla karşı karşıya olduğuna işaret eden Şentop, çalışmalara ve yeni teknolojilerle verilecek desteklere Türkiye’nin ve yeni dünya barışının ihtiyacı olduğunu kaydetti.
Şentop, “Gözümüzü bir tek saniye kapatmamıza izin vermeyen bu coğrafyada ayakta kalmak için daima temkinli olmak mecburiyetindeyiz. Armelsan ulusal ve uluslararası boyutta en üst düzeyde yerli ve milli katkıyla Türk savunma sanayinin ihtiyaçlarını karşılamak, ileri teknoloji ve yaratıcı sürdürülebilir çözümler sunmak amacıyla faaliyetlerine başlamıştır.” ifadelerini kullandı.
“Yürüyüş yetmez, koşmamız lazım”
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir de açılışı yapılan Armelsan’ın Büyüyen ve gelişen savunma sanayisinde yeni bir katma değer sağlayacağını söyledi.
Demir, “Savunma sanayi bir zincir, bir bütündür. Milli ve yerli teknoloji hamlemizi devam ettiriyor. Gerek kamuda gerek vakıfta gerekse özel şirkette olsun biz bu ailenin üyeleri olarak onlarla birlikte yürümeyi ve bu sektörü dünyanın en önde geleni yapmayı hedef edindik. Şimdiye kadar çeşitli adımlar atıldı ama yürüyüş yetmez, koşmamız lazım çünkü Türkiye’nin çok daha güçlü yerde olması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
İnsansız unsurların çok önemli olduğunu dile getiren Demir, geleceğin muharip ve teknoloji ortamında insansız sistemlerin çok önemli rol oynayacağını kaydetti.
Konuşmaların ardından, TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve beraberindekiler, Armelsan’ın açılan merkezini gezerek, savunma sanayisinde kullanılan cihazlar hakkında bilgi aldı. Şentop, Armelsan’ın şeref defterine imza attı.
Programa, Armelsan Savunma Yönetim Kurulu Başkanı Yetkin Karakaş ve davetliler katıldı.
Kaynak: TRT Haber