Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, Dünya Uzay Haftası dolayısıyla değerlendirmede bulundu.
Türkiye’nin uzaya ilişkin 10 yıllık strateji belgesi niteliğindeki Milli Uzay Programı’nda belirlenen hedeflere ilişkin son durumu anlatan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen yıl açıkladığı programda 10 ana hedefin yer aldığını söyledi. Yıldırım, “Çalışmalarımızda 10 hedefte de hiç hız kesmeden yürümeye devam ediyoruz. Bazılarında daha hızlı, bazılarında daha yavaş gelişmeler olsa da hepsinde ilerliyoruz.” diye konuştu.
Hibrit motorun imalatına başlanacak
En çok merak edilen hedeflerden “Ay Görevi” programının bir “bayrak gemisi” niteliğinde olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi:
“Ay misyonumuz, 2028 sonu 2029 başı gibi Ay’ın yüzeyine yumuşak iniş yapabilmek ve bir aracın Ay sathında veri toplamasını sağlamak. Mümkün mertebe bugüne kadar çalışılmamış, tespit edilememiş konuların çalışılmasını istiyoruz ama böyle bir şeyi ülke olarak yapmadık ve Türkiye’nin bugüne kadar bir ‘derin uzay’ misyonu yok. Yaptığımız uzay çalışmaları hep yakın yörünge ve yer sabit yörüngeden ibaret. Bu hiç yapılmamış bir iş olduğu için önce bunu öğrenmemiz gerek. Bu yüzden bir ön faz koyduk projeye ve önce biz büyük oranda yerli imal edeceğimiz aracımızı yapalım, kendi özgün hibrit motorumuzla Ay’a ulaşalım dedik. Buna da sert iniş dedik. Bu projemizde şu anda tasarımlar bitti. Uyduya çok benzeyen bir uzay aracı.
Arkasında büyük bir itki sistemi olacak, o da hibrit motorumuz. 2,5-3 ton arası bir ağırlığı olacak, yaklaşık bir araba büyüklüğünde. Bu ay itibarıyla imalatına başlanacak. Bir kısım parçalarında ne yazık ki dışa bağımlılık devam ediyor. Bunların da tedarik sürelerinde pandemi dolayısıyla bir uzama var. Bunların hepsinde şu anda çalışıyoruz. Bugünden itibaren 1,5-2 sene içinde bu misyonumuzu gerçekleştireceğiz.”
“Türkiye, Ay’a ulaşabilen bir avuç ülkeden biri olacak”
Bu aşama tamamlandığında ülkenin artık başka bir noktada olacağına dikkati çeken Yıldırım, “Türkiye, Ay’a ulaşabilen bir avuç ülkeden biri olacak, teknolojik olarak bir sıçrama yapacak. Yaklaşık 380 bin kilometre bir yolculuk. O yolculuk boyunca aracı yöneteceğiz, rotasından sapma olursa düzelteceğiz, haberleşeceğiz, komut vereceğiz, tüm ölçüm verilerini alacağız. Bunların hepsi Türkiye için heyecan verici, ilk defa olacak işler. Bunu başardıktan sonra da ikinci adım yumuşak iniş çalışmalarına başlayacağız. Onun da fikri çalışmaları başlamış durumda.” ifadelerini kullandı.
“7-10 gün bilimsel çalışma yapılacak”
Yıldırım, “Türk Astronot ve Bilim Misyonu” hedefine ilişkin de TÜBİTAK aracılığıyla bir çağrı açıldığını ve 50’ye yakın deney teklifi geldiğini bildirdi. Bunlar arasında bugüne kadar hiç yapılmamış deneylerin de yer aldığını belirten Yıldırım, belirli kriterlere göre yapılacak deneylerin seçileceğini ve Türk uzay yolcusunun, ISS’de kalacağı 7-10 günlük süre içinde bu deneyleri gerçekleştireceğini anlattı.
“700 civarında müracaat aldık, bu sayı 30’a kadar indi”
Yıldırım, Türk uzay yolcusunun seçimi kapsamında da başvurular için bir internet sitesi kurulduğunu anımsatarak, “Buraya çok ilgi oldu, site 30 binin üzerinde ‘tık’ aldı ama 1,5 sayfa süren kriterler ve ağır şartlar var. Herkese göre değil uzaya çıkmak. Çok stresli, fiziki ve psikolojik yükleri olan, mutlaka bir teknik arka plan isteyen, dil bilgisi ve sağlık şartları, yaş boy kriteri… 700 civarında müracaat aldık, sonra bunlar elenmeye başlandı, sunulan bilgilerin doğruluğundan yola çıkarak bu sayı 30’a kadar indi.” dedi.
Elemeye ilişkin de bilgi veren Yıldırım, ciddi sağlık taramalarının yapıldığını, adayların yabancı dil düzeylerinin test edildiğini dile getirdi.
“Son 2 kişiyi seçmeye yakınız”
Yıldırım, tüm kriterlere bakıldığında aday sayılarının düştüğünü belirterek şunları kaydetti:
“Son 2 kişiyi seçmeye yakınız. Psikolojik testler gibi çalışmalar devam ediyor. Bunları sadece TUA ve TÜBİTAK yetkilileri yapmıyor çünkü Türkiye bir astronot çalışmasını ilk defa gerçekleştiriyor. Bazı şeyleri teorik olarak bilsek de yapmış olan birilerinin devrede olması çok daha güvenilir oluyor. İş birliği yaptığımız Axiom Space adlı ABD şirketi ile bu çalışmayı yapıyoruz. Hem astronot eğitimini onlardan alıyoruz hem de ilk Türk uzay yolcusunu uzay istasyonuna onlar götürüp getirecek. İnşallah kasım ayı gibi 1 asil, 1 yedek 2 adayımız seçilecek, açıklanacak ve ondan sonra ABD’de 5-6 aylık bir eğitim süreci başlayacak. Bu eğitim alındıktan sonra da 2023 yılının ikinci yarısında fırlatma gerçekleşecek ve 7-10 gün ISS’de bilimsel çalışma yapılacak.”
“Ülkemizi uzayda kuvvetli şekilde temsil etmemiz lazım”
TUA’nın uluslararası organizasyonlarda uzayla ilgili konularda Türkiye’yi temsil ettiğini vurgulayan Yıldırım, Avrupa, Afrika, Asya ve Amerika gibi dünyanın her yerinden ülkelerle de ikili ilişkiler yürüttüklerini söyledi.
Yıldırım, TUA’nın ikili anlaşma imzaladığı ülke sayısının 10’u geçtiğini belirterek, “Uzay konusunda ABD, Rusya, Çin gibi insanlı uçuşlar yapabilen veya Japonya, AB, Hindistan gibi diğer konuları tek başına başarabilen ülkeler hariç diğer bütün ülkelerin iş birliği yapması lazım. Aksi takdirde hem çok zor hem çok maliyetli hem de yavaş oluyor. Bizimse yavaşlığa hiç tahammülümüz yok. Zaten geriden geliyoruz, mutlaka arayı kapatarak ülkemizi uzayda çok kuvvetli şekilde temsil etmemiz lazım. O yüzden ikili iş birlikleri çok önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
“Uzay Havası Merkezi kurma hedefimiz vardı, bunun çalışmaları bitti sayılır1
Milli Uzay Programı’ndaki uzay limanı çalışmaları, bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi gibi hedeflerde de Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ile koordineli çalıştıklarını vurgulayan Yıldırım, şunları ifade etti:
“Burada bazı ülkelerle iş birlikleri söz konusu. Uzay Havası Merkezi kurma hedefimiz vardı, bunun çalışmaları bitti sayılır. Kendi ajansımız bünyesinde böyle bir merkez kuruluyor ve bu hayata geçtiği zaman dünyaya da hitap edebilecek bilimsel bir merkez olacak. Bir Uzay Teknoloji Geliştirme Bölgesi kurulması konusunda ODTÜ içinde güzel bir alanda çalışmalar devam ediyor. Bizim merkezimiz de oraya taşınacak. Ciddi sinerji oluşturacak, yurt içi ve dışından uzay firmalarının bir araya geleceği bir yapı düşünüyoruz. Uzay ekosisteminin ve insan kaynağının geliştirilmesi, bunların hepsi bizler için vazgeçilmez şeyler.”
“Milli Uzay Programı, Türkiye’nin, 84 milyonun kucaklaması gereken bir program”
Yıldırım, geleceğin uzayda olduğunu ve gençlerin bu alana yönlenmesinin önem taşıdığını belirterek, “Milli Uzay Programı, Türkiye’nin, 84 milyonun kucaklaması gereken bir program. Uzaya da Ajansımıza da her yaştan ilgi var ama bu ilginin artarak ve bilgilenerek de devam etmesini arzu ediyoruz. Bunun için elimizden geleni yapıyoruz, halkımızın da desteğini bekliyoruz.” dedi.
Kaynak: TRT Haber