Üniversiteye yeni başlayacak öğrencilere uzmanından tavsiyeler

İstanbul

BU sene üniversiteye başlayan öğrencilere önerilerde bulunan Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar, başka şehirde okul kazanan gençlere başlangıçta ev yerine yurtta kalmalarını tavsiye etti. Üniversite hayatının, liseden daha farklı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Koçkar, “Bazı okumalar oldukça karmaşık ve zorlayıcı gelebilir. Böylesi durumlarda rehberlik ve danışmanlık birimlerinden destek istemeliler” dedi.


Altınbaş Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar, üniversiteye yeni giren öğrencilerin karşılaşabileceği uyum sorunları ve bunların nasıl aşılabileceği konusunda öğrencilere çeşitli önerilerde bulundu. Bu noktada ailelere de büyük görev düştüğünü belirten Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar, ailelerin çocuklarını baskı altında bırakmadan anlamaları gerektiğini vurguladı.

BAŞLANGIÇTA YURT TERCİH EDİLMELİ

Üniversiteyi başka bir şehirde okuyacak olan öğrencilere yurtta kalmayı öneren Prof. Dr. Koçkar, “Daha önce ailesinden ayrılmamış bir genç hemen bir evi çekip çevirmekte zorlanabilir. Bu yüzden başlangıçta yurtta kalmayı tercih etmelerini öneririm. İlerleyen dönemde, okula ve şehre uyum sürecinde yol aldıktan sonra durumu yeniden değerlendirebilirler. Yurtta veya evde kalan öğrencilerin yaşam tarzları ve olayları ele alış biçimleri farklı olabilir. Kimi genç derli toplu, kimi dağınık olabilir. Bazıları sessiz iken kimileri gürültücüdür. Ailesi dışındaki kişilerle bir arada yaşamaya çalışmak zorlayıcı olabilir. Gençler bu konularda yurt yetkililerinden ya da okullarındaki danışmanlardan, arkadaşlarından destek istemeli” dedi.

ÜNİVERSİTEDE OKUMAK, GİRMEKTEN ZOR

“Üniversiteye yeni başlamış bir gence akademik yaşam başlangıçta zor gelebilir” diyen Prof. Dr. Koçkar, şu noktalara değindi:

“Düşük notlar alan genç şaşırabilir. Zira üniversiteye girmek, üniversitede okumaktan çok daha kolaydır. Lise ise üniversiteye kıyasla çok daha kolaydır. Üniversitenin liseden en önemli farklarından biri, öğrencinin kendi programını takip etme zorunluluğudur. Üniversitede öğrenciye ‘ders çalış, okula git, gece iyi uyu’ diyecek kimse olmayacaktır. Öğrenci, kendisi için en iyi yöntemi bulmalı, çalışma alışkanlığı geliştirmeli. Bu noktada zaman yönetimi çok önemlidir. Öğrencinin bunu öğrenmesi gerekir. Ayrıca her öğretim üyesinin ne istediğini anlamaya çalışmalılar, onların beklentilerine göre hazırlanmalılar. Bu da belirli düzeyde bilişsel esneklik, çalışma ve çaba gerektirir.

Kimi yeni üniversiteliler, kendilerinden lisede beklenenin bir hayli üzerinde okuma yazma görevi ile karşılaşınca şaşırabilir. Bazı okumalar oldukça karmaşık ve zorlayıcı gelebilir. Çalışmalar, beklediğinden daha uzun sürebilir, bu da öğrencinin performans kaygısı yaşamasına yol açabilir. Gençler böylesi durumlarda rehberlik ve danışmanlık birimlerinden destek istemeli.”

ABUR CUBUR YİYEREK KİLO ALMAMALI

Yeni üniversitelilerin yeme içme konusunda sıkıntılar yaşayabileceğine de değinen Prof. Dr. Koçkar, “Hiçbir yemek anne yemeğine, ev yemeğine benzemez. Alışılan yeme içme düzeni de değişecektir. İlk yıl abur cubur ile beslenen öğrencilerin kilo aldıkları sıklıkla görülür, buna dikkat etmeliler” dedi.

DERS DIŞI ETKİNLİKLER DE ÖNEMLİ

Üniversitelerde çok sayıda kulüp ve ders dışı etkinlik imkanı bulunabileceğini belirten Prof. Dr. Koçkar, “Öğrenci bunlardan hangilerine gideceğine karar vermekte zorlanabilir. Eğer çok sayıda aktiviteye katılır ve dikkati dağılırsa, başarısı düşebilir. Tabi belirli düzeyde aktiviteye katılmak, öğrencinin zamanını daha iyi değerlendirmesine ve başarısının artmasına da yardımcı olur. Her öğrenci kendine göre bir denge oluşturmalı” diye konuştu.

AİLELER ÇOCUKLARA BEKLENTİLERİNİ AKTARMALI

Çocuklarının üniversiteye başlaması sebebiyle ailelere de önerilerde bulunan Prof. Dr. Koçkar, konuşmasını şöyle noktaladı:

“Üniversiteye yeni adım atan öğrencilerden bazıları sık sık evini ailesini ararken bir bölümü de nadiren aramayı tercih edebilir. Aile bireylerinin bu konuda öğrenciden beklentilerini aktarması yararlı olabilir. Ayrıca arama saatleri ve öğrencinin uyku saatlerinin de ailesi tarafından biliniyor olması fayda sağlayacaktır. Veya kimi gençler anne baba ya da yakınlarından açıkça destek isterken kimileri aslında kendileri açısından çok önemli bazı ayrıntıları başkalarına aktarmamayı tercih edebilir. Anne babalar, çocuklarının neler yaşadığını, nelerle karşılaştığını elbette anlamaya çalışacaklardır. Ama bunları çok fazla sorgulamaya girmeden onların anlatmasını sağlamaya çalışmalılar.”

Kaynak: DHA