Yerli motorlar 2021 yılında zırhlı araçlarda kullanılmaya başlanacak

Özel Maksatlı Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçlar Projesi kapsamında üretilecek 100 adet 6×6 ve 8×8 araç için platform ve motor geliştirme çalışmaları sürdürülüyor.

FNSS Genel Müdürü ve Üst Yöneticisi Nail Kurt, ilk kez yerli motorların kullanılacağı projeye ilişkin bilgiler verdi.

Proje kapsamında Yerli Motor Tedariki Alt Yüklenici Sözleşmesi imzaladıkları TÜMOSAN’ın bu araçlara uygulanabilecek bir baz motoru olduğuna işaret eden Kurt, bu motorun gücünün artırılması, askeri bir ürün haline getirilmesi ve test edilmesi konusunda çalışılması gerektiğini söyledi.

TÜMOSAN’ın belli bir noktaya geldiğini dile getiren Kurt, sonrasında birlikte bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının (SSB) oluruyla sözleşmenin imzalanmasıyla 6×6 ve 8×8 araçlara yönelik motorun hazırlıklarının yapılmasına geçildiğini belirtti.

“2021 yılı içinde yerli motorla bir zırhlı araç gösterebileceğiz”

Bunun için ciddi bir mühendislik maliyeti bulunduğunu ve sözleşmenin imzalanmasının beklendiğini anlatan Kurt, “Bütün bu konular bir baza geldi, el sıkıştık, imzalar atıldı. İlk etapta 450 beygir, sonra 550 beygirlik bir motorun ortaya çıkartılması da önümüzdeki süreçte belki yıl sonu, belki biraz daha önce oluşacaktır. Araç teslimatlarına, hatta 6×6 ve 8×8 araç testlerine bu motorla girmeyi öngörüyoruz. Bu da 2021’e denk gelecek. 2021 yılı içinde yerli motorla bir zırhlı araç gösterebileceğiz.” dedi.

“Sektöre çok fazla misyon yüklendi”

Türk savunma sanayisinin önemli bir parçası olmaktan gurur duyduklarını vurgulayan Nail Kurt, savunma sanayisinin bu kadar öne çıkmasının, ürün gamı anlamında ihracat başarılarının sektöre çok fazla misyon yüklediğini söyledi.

Bazı şeylerin genel sanayiden çok fazla ayrılamadığına işaret eden Kurt, şöyle konuştu:

“Elektronik altyapınız, elektronik sanayiniz yoksa ne yapacaksınız? Her şeyi ASELSAN, havacılıkta da TAI yapsın… Bunlar mümkün değil. Aynı şekilde her şeyi FNSS yapsın, mümkün değil. Özellikle kara araçlarından bahsediyoruz. Otomotiv sanayisinden çok fazla yararlanıyor olmanız lazım. Özellikle motor ve transmisyon konularında, paletli araçlarda transmisyon farklıdır ama yine de dişli kutuları altyapısının ciddi anlamda evrilmesiyle ortaya çıkar böyle şeyler.

Otomotivde maalesef katma değer çok fazla yaratamadığımızı düşünüyorum. Bu altyapılar buradan gelecekti. Pars’ın bir aks sistemini kendimiz tasarlayıp üretiyoruz. Halbuki bir telefonla ‘9 tonluk aksınız var mı, yoksa kolayca adapte edip yapar mısınız’ deme lüksü var Alman veya ABD firmalarının. Bizim böyle bir lüksümüz yok. Biz her şeyle kendimiz uğraşıyoruz ama bir yere kadar. Diferansiyel de yapıyoruz, çok ciddi anlamda dişli de tasarlayıp üretiyoruz ama bu bir şanzımana, vites kutusuna, motora geldiğinde bunu tek başınıza yapmanız, ekonomik olarak yapmanız mümkün değil.

Yapacağınız motor yılda 3-4 milyon motor üreten bir üreticinin motoruyla rekabet edecek, bu mümkün değil. Rekabetten geçtik, stratejiktir, ‘Bunu yapın biz bunu alacağız’ da denilebilir. Bu da ancak ambargolar gelince oluyor ama ‘Ben yapacağım’ deyince ortaya çıkacak bir şey değil, zor ve zorlanıyoruz tabii ki. TÜMOSAN’ın otomotivden 350 beygir altyapısı olmasa bu da zordu.”

“Her türlü desteğe hazırız, veriyoruz da”

Kurt, 1500 beygir bir tank motoru yapabilmek için de ciddi anlamda bilgi birikimi ve sanayi geçmişi gerektiğini söyledi.

Bunun yanında dünyada bu tür ürünleri 120 yıldır üreten ve geliştiren firmalar bulunduğuna işaret eden Kurt, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Tankta şanzımanın gerçekten sıfır, yerli yapılması motordan daha zordur. Durum böyleyken biz FNSS olarak bir motor, şanzıman üreticisi haline gelebilir miyiz diye düşündüğümüzde çok sürdürülebilir olmadığını gördük ama otomotiv firmaları böyle düşünmeyebilir. Şu anda kara sistemlerinde rekabet ettiğimiz BMC ve Otokar’ın bir otomotiv tarafları var. Onların düşüncelerine de saygımız var, daha değişik bakabilirler, haklıdırlar da.

Tamamen bir araç üreticisi olarak otomotiv sanayisi ürünü olması gereken bir ürünün seri üretimine soyunmamız çok sürdürülebilir değil. Biz olaya böyle bakıyoruz. Bunu söylerken ‘Ben bu işi yapacağım’ diyen herkesle kol kola girip, elimizden gelen her türlü desteği, bütün bilgimizi aktaracak şekilde vermeye hazırız ve yapıyoruz da. TÜMOSAN da bunun bir örneğidir. Herkesin görevi olmalı, bir uzmanlığı olmalı. Herkes her şeyi yaparsa çok sürdürülebilir olmuyor diye düşünüyorum.”

“Yerli motor ciddi ihtiyaç”

Nail Kurt, Türk savunma sanayisinin geldiği aşamada yerli motor ve güç grubunun ciddi bir ihtiyaç olduğunu vurguladı.

SSB’nin çok yerinde hamleleriyle bu geliştirme projelerinin başladığını dile getiren Kurt, şunları kaydetti:

“Bunun bütün yükünü, teknolojisini ve altyapısını savunma sanayisine yüklersek sürdürülebilirliğinden korkarım. Bugün Türkiye’de yerli motor, transmisyon olmasını en çok kim istiyor derseniz, herhalde bizden daha çok isteyen biri yoktur. Çünkü her yerde karşımıza bir zorluk olarak çıkıyor ama otomotiv sanayisiyle el ele verilmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Yılda 50-100, bazen 30 araç için motor yapacaksınız, öbür tarafta yılda 2 milyon ticari araç üretilecek, ticari anlamda ve yerli motor yok. Oturup, konuşup bir şey yapalım diyesi geliyor insanın, ben de onu yapıyorum şu anda.”

Kaynak: TRT Haber