İki gün art arda NATO görevi yapan Türk F-16’ları Yunan uçaklarının tacizine uğradı.
23 Ağustos’ta Doğu Akdeniz’de NATO’nun “Varlık Gösterme Harekatları” kapsamında uçuş yapan iki F-16’ya kilit attılar. Türkiye NATO nezdinde şikayetçi oldu, diplomatik olarak girişimde bulundu. Hemen ertesi gün bu kez NATO erken uyarı uçağına eşlik eden F-16’lar taciz edildi. Yine kilit attılar yine Türk uçakları tacizci Yunan uçaklarına müdahale etti.
Kilit atarak yapılmaya çalışılan şey ise uzmanlara göre kışkırtmak. Zira kilit atmanın bir sonraki adımı füzeyi ateşleyecek tetiğe basmak. Verdikleri mesaj ise “sizi her an vurabiliriz”…
Şu ana kadar Yunanistan’a hem havada hem diplomatik alanda gereken yanıt verildi. Peki ama Yunanistan yanlış olduğunu bile bile bunu neden yapıyor? Yunanistan’ın bu tacizleri ne ifade ediyor? SETA Araştırmacısı Bilgehan Öztürk TRT Haber’e değerlendirdi.
“Türkiye batı nezdinde sorunsallaştırılmak isteniyor”
“Tacizlerin iki amacı var. Birincisi bu şekilde yapılan tacizler uluslararası medyanın ve kamuoyunun dikkatine sunulduğu zaman bu Yunan F-16’larının Türk F-16’larına tacizi şeklinde verilmiyor. Türkiye ile Yunanistan arasında bir gerginlik olduğunda Yunanlar, batı kamuoyunda kendilerine yönelik olumlu bir eğilim olduğunun farkındalar. Bu durumdan hareketle yaşanan eylemleri kendileri için avantaja çevirmeye çalışıyorlar.
Bir süredir Türkiye’yi NATO’nun sorunlu müttefiki olarak kodlamaya çalışan bir eğilim mevcut. Bu radar kilitleme olayıyla yapılmaya çalışılan şey ise Türk ve Yunan Hava kuvvetleri arasında bir gerilimin oluşturulmasına yol açarak Türkiye’yi batı nezdinde daha da sorunsallaştırmak.
Türkiye, Rusya – Ukrayna savaşında iki ülke arasında bir denge siyaseti yürütüyor. Türkiye’nin bu denge gözeten yaklaşımı istismar edilmeye çalışılıyor. Yunanistan Türkiye’yi Rusya yanlısı, batı kampına yeterince destek olmayan, yaptırımlara katılmayan sorunlu bir imajla batıya sunmak istiyor.
Bu tacizlerle Türk Hava Kuvvetleri’nin fevri davranması, gerginliği yükseltecek bir karşılık vermesi ve mümkünse bir kriz çıkarması amaçlanıyor. Çünkü Yunan tarafı bir krizin çıkması halinde bunun kendi hanelerine bir artı puan olarak yazılacağının farkında.”
“Türkiye fevri bir harekette bulunursa Yunan tarafı istediğini elde edecek”
Bilgehan Öztürk bu noktada sözlerini desteklemek için 2020’de yaşanan Fransız – Türk gemi hadisesini hatırlatıyor. O olayda da Fransa Türkiye’yi suçlamış ancak tek bir somut delil ortaya koyamamıştı. Aksini gösteren deliller Türkiye tarafından NATO’ya verilmiş, buna rağmen kamuoyunda Türkiye karşıtı bir algı oluşmuştu.
Öztürk o dönemde yaşananlar ile bugün olanların benzerliğine dikkat çekiyor.
“Bir Fransız gemisiyle bir Türk gemisi arasında bir hadise yaşanmıştı. Biz büyükelçimiz aracılığıyla NATO’nun yetkili organlarında çok tatmin edici bir açıklama yaptık. Olayda açık bir şekilde suçlu olan Fransız gemisi olmasına rağmen kamuoyundaki algı, Türk ve Fransız gemisinin karşı karşıya geldiği ve Türk gemisinin tacizde bulunduğu yönündeydi.
Yunanistan’ın burada bütün yapmaya çalıştığı, Türkiye ile bir hadise yaratmak. Çünkü bunun bir şekilde haberleştirileceğini ve uluslararası kamuoyuna Yunanistan’ın işine gelecek şekilde sunulacağının farkında.
Türkiye’nin fevri bir hareketle gerginliği tırmandıracak bir faaliyette bulunması durumunda Yunan tarafı istediğini elde edecek. Çünkü bir kriz durumunda hem ABD’de hem de Avrupa Birliği’nde Yunan tarafını tutacak bir ortam ve atmosfer mevcut. Amaç halihazırda Türkiye’yi sorunlu bir müttefik olarak göstermeye çalışan bir ortam varken bunu bir seviye öteye taşıyıp derinleştirmek.”
“Yunanistan bu ve benzeri adımlar atmaya devam edecek gibi görünüyor”
Öztürk’e göre Yunanistan’ın hedefi batı algısını etkilemek ve Yunanistan’ı Ukrayna, Türkiye’yi Rusya gibi göstermek.
“Bu hadiselerin ötesinde Ukrayna savaşı başladığından bu yana Yunanistan’ın batı kamuoyunda derinden derine işlemeye çalıştığı bir tema daha var. Aslında radar kilitleme dahil Yunanistan’ın bir süredir gerginliği tırmandırma politikası ile amaçladığı şey, ülkesini batı kamuoyunda Avrupa’nın kapısı olarak kodlamak ve sunmak. Yunan tarafı, Ukrayna ile Rusya arasında ortaya çıkan zıtlığın bir benzerini Yunanistan ile Türkiye arasında kurmaya çalışıyor.
Nasıl ki Ukrayna batı kampıyla iyi ilişkilere sahip olan yüzünü batıya çevirmiş ve batı müttefiki bir ülkeyken Rusya’nın haksız bir saldırısına maruz kalmış, mazlum bir ülkeyse; benzer bir şekilde batının sadık müttefiki Yunanistan’da ‘batıya ait olmayan Türkiye’ tarafından haksız bir şekilde saldırıya maruz bırakılıyor imajı çizilmeye çalışılıyor. Yunanistan, Batı kamuoyu nezdinde Ukrayna-Rusya ilişkisi ile Yunanistan-Turkiye ilişkisinin aynı türden ilişkiler olduğu yönünde bir algı çalışması yürütüyor.
Bugün konuştuğumuz radar kilitleme hadisesi sadece bir örnek. Bu ve benzeri pek çok adımı ilerleyen zamanlarda hele hele Ukrayna savaşı devam ettiği sürece Yunanistan’dan beklemek lazım.”
Kaynak: TRT Haber