Peak 1.8 milyar dolara satıldı

Kodla Büyü

bil_for

Seçkin Üye
Seçkin Üye
Mesajlar
524
Türkiye için gurur verici bir haber.

"
2010 yılında İstanbul’da Sidar Şahin tarafından kurulan Peak Games, 1.8 milyar dolara dünyanın en büyük oyun firmalarından ABD merkezli Zynga’ya satıldı. Zynga 900 milyon dolar nakit, 900 milyon dolar hisse verecek. Peak, bu satış işlemi ile Türkiye’nin ilk milyar dolarlık girişimi (unicorn) olmayı başardı.
"
 
Açıkçası bunun gurur verici hiçbir tarafı yok. Çünkü:

1) Bu alkışlanacak bir şey değil. Yemek sepeti de 550 milyon dolara satıldı. Şimdi Fadime Ananın Ev Yemekleri'nden söylediğimiz mantıdan ABD payını alıyor. Sermayenin ta kendisi, yani altın yumurtlayan tavuğun sahibi, artık ABDli bir şirket. Sonra her şey yabancı malı diye kimse ağlamasın yani.

2) Biz, yani ülke olarak, devlet olarak, toplum olarak, eğitim sistemi olarak, üniversiteler olarak Peak Games'e bir gram destek olmadık. Destek olan varsa çıksın desin ki biz böyle destek olduk. Tamamen özel teşebbüs. Yani bizim eserimiz değil ki gurur duyalım. Hatta, bizim sayemizde değil, bilakis bize rağmen elde edilmiş bir başarı. Müteahhit cenneti ülkede inşaata her türlü destek verilir, vergiler affedilir, müteahhitler bile korona paketine dahil edilir, kredi faiz oranları düşürülür vs. Oysa bu adam "oyun geliştireceğiz" dediğinde adamın anası babası bile gülmüştür belki, kaldı ki devlet bir destek versin. Herkes dibine kadar inşaata yatırım yapıyor. Bizimle ilgili kısmını da şöyle sorayım :bugün bu vizyonu anlayabilecek bir tane okul müdürü var mı? Kaç tane veli var çocuğunun scratch ile code.org ile vakit geçirmesini doğru bulan? Test çözsün ha test çözsün! Yönetici kademesini hiç saymıyorum. Ancak "vatana millete hayırlı olsun!" diye tebrik eden birkaç atanmış var. Geri kalanında bu da yok.

Teknokentlerde verdikleri destekleri de duyuyoruz; klavye, fare ithal eden şirket teknoloji şirketiyim diye geçiniyor oralarda. Allah'tan Peak Games bir teknokentte değil de, yanlışlıkla olayın teknokent marifetiyle olduğu düşünülmüyor. Yoksa borazan gibi bağırır, "bakın teknokent kurduk, bizim sayemizde oldu" diye, bunu da propaganda malzemesine dönüştürürlerdi. Kaçırmazlardı böyle fırsatı.
 
Ne zaman bu işin lisesi açılır. Öğrenciler bu bölümü deli gibi bilinçli ister. Öğretmenler çağrılır. Seçilir. Yine bunlar 1 yıl eğitimler alır. Bu öğretmenler eğitimi lise çağından itibaren verir o zaman umudumuz olur. Gurur duyulur. Velilerin bakışı, toplumun bakışı ne zaman değişir. Kim bilir. Bunlar olmadıkça benim için önemi yok.
 
Açıkçası bunun gurur verici hiçbir tarafı yok. Çünkü:
2) Biz, yani ülke olarak, devlet olarak, toplum olarak, eğitim sistemi olarak, üniversiteler olarak Peak Games'e bir gram destek olmadık. Destek olan varsa çıksın desin ki biz böyle destek olduk. Tamamen özel teşebbüs. Yani bizim eserimiz değil ki gurur duyalım. Hatta, bizim sayemizde değil, bilakis bize rağmen elde edilmiş bir başarı. Müteahhit cenneti ülkede inşaata her türlü destek verilir, vergiler affedilir, müteahhitler bile korona paketine dahil edilir, kredi faiz oranları düşürülür vs. Oysa bu adam "oyun geliştireceğiz" dediğinde adamın anası babası bile gülmüştür belki, kaldı ki devlet bir destek versin. Herkes dibine kadar inşaata yatırım yapıyor.

buzdagi83 hocam yazınızdaki 1. maddeye ve 2. maddeden alıntı yapmadığım kısımlara tamamen katılıyorum. Son paragrafta yazdığınızla ilgili ise bilgim yok. 2. maddenizde alıntı yapıtığım kısma cevap olur belki:

EZhGIt2WsAEBTeh.jpg
 
Açıkçası bunun gurur verici hiçbir tarafı yok. Çünkü:

1) Bu alkışlanacak bir şey değil. Yemek sepeti de 550 milyon dolara satıldı. Şimdi Fadime Ananın Ev Yemekleri'nden söylediğimiz mantıdan ABD payını alıyor. Sermayenin ta kendisi, yani altın yumurtlayan tavuğun sahibi, artık ABDli bir şirket. Sonra her şey yabancı malı diye kimse ağlamasın yani.

2) Biz, yani ülke olarak, devlet olarak, toplum olarak, eğitim sistemi olarak, üniversiteler olarak Peak Games'e bir gram destek olmadık. Destek olan varsa çıksın desin ki biz böyle destek olduk. Tamamen özel teşebbüs. Yani bizim eserimiz değil ki gurur duyalım. Hatta, bizim sayemizde değil, bilakis bize rağmen elde edilmiş bir başarı. Müteahhit cenneti ülkede inşaata her türlü destek verilir, vergiler affedilir, müteahhitler bile korona paketine dahil edilir, kredi faiz oranları düşürülür vs. Oysa bu adam "oyun geliştireceğiz" dediğinde adamın anası babası bile gülmüştür belki, kaldı ki devlet bir destek versin. Herkes dibine kadar inşaata yatırım yapıyor. Bizimle ilgili kısmını da şöyle sorayım :bugün bu vizyonu anlayabilecek bir tane okul müdürü var mı? Kaç tane veli var çocuğunun scratch ile code.org ile vakit geçirmesini doğru bulan? Test çözsün ha test çözsün! Yönetici kademesini hiç saymıyorum. Ancak "vatana millete hayırlı olsun!" diye tebrik eden birkaç atanmış var. Geri kalanında bu da yok.

Teknokentlerde verdikleri destekleri de duyuyoruz; klavye, fare ithal eden şirket teknoloji şirketiyim diye geçiniyor oralarda. Allah'tan Peak Games bir teknokentte değil de, yanlışlıkla olayın teknokent marifetiyle olduğu düşünülmüyor. Yoksa borazan gibi bağırır, "bakın teknokent kurduk, bizim sayemizde oldu" diye, bunu da propaganda malzemesine dönüştürürlerdi. Kaçırmazlardı böyle fırsatı.
@buzdagi83 hocam yazdıklarına katılıyorum.
Herkese, herşeye rağmen Türkiye'den bir yazılım şirketinin bu denli başarılı olup değer kazanması bizim için gurur vericidir. Bu başarı Türk yazılımcılar için örnek alınacak, cesaret verecek... bir girişim olarak sürekli hatırlanacak.
Kodlamanın önemini veliye, yöneticiye gözlerine soka soka, kafalarına vura vura derler ya aynen onun gibi anlatabileceğiz.

Satılmasa daha iyiydi ama umarım bu satıştan elde edilen sermaye ile dünya çapında iş yapacak yeni bir projeye imza atarlar.
 
buzdagi83 hocam yazınızdaki 1. maddeye ve 2. maddeden alıntı yapmadığım kısımlara tamamen katılıyorum. Son paragrafta yazdığınızla ilgili ise bilgim yok. 2. maddenizde alıntı yapıtığım kısma cevap olur belki:

Ekli dosyayı görüntüle 66572

Maalesef cevap bu değil hocam. Kosgeb'in yazılım şirketlerine verdiği destekler birkaç yüz bin lira gibi rakamlardan ibaret. Ar-ge'ye 750 bin liraya kadar destek veriyor. İstanbul'da bir tane vasat ev parasıdır ancak. Bu mu destek? 10 yazılımcı/tasarımcı çalıştıran bir şirketin aylık ödediği maaş 100 bin liradan aşağı değildir. Diğer giderleri hiç saymıyorum. Ortaya doğru düzgün bir oyun/yazılım konması bir yıldan fazla sürüyor. Oyunlar için bu süre en iyi ihtimalle 1 yıl diyebilirim. Üstelik verdikleri bu paranın içinde ekipman, kira, eğitim, yazılım lisansları da dahil. Hepsi bu kadar yani.

Bugün Cry Engine ile oyun yapacağım deseniz Cry Engine 500 bin euro para istiyor. Unreal veya Unity gibi başlangıç bedeli olarak düşük ücretlerle ama ileride şirket ortaklığı üzerinden bir oyun motoru ile başlasanız bile, milyonlarca dolarlık reklam ve pazarlama bütçeleri olmadan oyun işinde başarılı olmanız çok ama çok zor. Neyse. Şu da var ki yazılım/oyun şirketleri ar-ge kapsamına giriyor mu ondan da emin değilim zaten. Koronavirüs için maske üretmek isteyen şirket de ar-ge desteğine başvuruyor, saanen cinsi keçi yetiştirmek isteyen de aynı ar-ge desteğine başvuruyor. Ciddiyim. :)

Ayrıca görseldeki bilginin kaynağı neresi hocam? Çünkü maalesef yanlış bilgi olabileceği gibi, kategoriler de çok genel. Detaylı bilgi iyi olurdu doğrusu. Yani ar-ge teşvikleri diyor ama bu ar-ge yapan start-up'ların kaçı yazılım/oyun şirketi belli değil? Aynı soru Tübitak bünyesindeki start-up'lar için de geçerli? Rekabetçi sektör, kalkınma ajansları, kosgeb desteklerinin kaçı yazılım şirketi? Yani bu görselde bahsi geçen desteklerden faydalanan şirketlerin yazılım/oyun geliştirme şirketleri olduğuna emin misiniz? Buna dair bir kaynak var mı?

Hatta daha da ötesi, dediğim gibi klavye-fare ithal edip teknoloji şirketi olduğunu iddia ederek bu desteklerden faydalananlar olabileceğini de göz önünde bulundurarak cevaplamanızı istediğim bir soru var, yazılım/oyun şirketi olduğunu iddia eden bu şirketlere verilen teşviklerin dönüşü ne olmuş? Asıl soru bu zaten. Belge üzerinde yazılım, inovasyon, ar-ge, oyun denilerek projelendirilen, iş modeli sunulan, tahmini bir gelir beklentisi yapılan bu şirketler gerçekten var mı, kağıt üzerinde mi kalmışlar, yoksa kâr etmişler mi? İnşallah birileri Bmw 5.20 alsın diye verilmemiştir o teşvikler.

Kısacası bu desteklerin ihtiyaç sahiplerine gittiğini temenni ediyorum sadece. Destek alan şirketler içinde gerçekten ihtiyaç sahibi yazılım/oyun şirketleri de vardır belki ama zaten görselde iddia edilen sayılar çok küçük, devletin ve toplumun vizyonu da bu doğrultuda değil ne yazık ki. Hatta "melek yatırımcı" denilen yerli yatırımcıların da vizyonu bu doğrultuda değil. Arsa almak varken kim yazılıma para yatırır di mi ama?

Biliyor musunuz bilmiyorum ama Peak Games'in kurucusu Sidar Şahin'in şirketteki payı sadece %21. Gerisi nerede? Yabancı yatırımcı Peak Games'in oyun geliştirme ihtiyaçları karşılığında çoktan satın almış o hisseleri. Hatta bu 4. kez yatırım almasıymış. Ama bu sefer toptan satıldı. Yani personel maaşları, kirası, vergisi, eğitimi şusu busu derken bu iş bayağı pahalıya patlıyor. Şirketin 100 çalışanı var. Aylık ödedikleri maaş 1 milyon liradan fazladır zaten. Yabancı yatırımcı oyun sektörünün yazılımın ne kadar kıymetli bir şey olduğunun farkında olduğu için vizyon sahibi. Biz değiliz. Benim ilk gönderide demek istediğim şey de buydu.
 
Son düzenleme:
Hocam görselin kaynağı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın resmi twitter hesabı, diğer sorduğunuz soruları da bakanlığa bilgi edinme kanunu çerçevesinde sorabilirsiniz. Detaylı bilgim yok maalesef.
 
Yabancı ürünleri(bilhassa israil ve abd) burada boykot etmeye davet eden, çarşaf çarşaf o ürünlerin listesini yayınlayan arkadaşlar acaba bu satış hakkında ne düşünüyorlar çok merak ediyorum. Hele bir açıklayıversinler bakem
 
satıldığını duyunca keşke satılmasaymış dedim kendi kendime ama arkadaşlar birde şu yönü var bu satışın;
böyle bir sektör var ve bundan milyar dolar kazanılabiliyor vb haberlerin yayılması güzel bir algı oldu, hatta bizlerin buralarda birşeyler konuşmasına sebebiyet verdi yeniden bu konu gündeme geldi. Bunlar önemli şeyler. Bizler halen daha "bilgisayar-oyun" kelimesi yanyana geldiğinde "git ders çalış" cümlesini otomatik olarak beynimizde kuruyoruz zaten.
 
Her ne kadar yaptıkları oyunlar renk eşleştirme, okey, 101 gibi oyunlar olsa da ortada büyük bir başarı var. Oyun sektöründe dönen paralar, sektör olarak sinema, müzik vs. sektörleri geçeli çok oldu. Çünkü oyun diyince Mario gelmiyor artık akla. Oyunlar için orkestralarla çalışılıyor, seslendirme sanatçılarıyla çalışılıyor, film ayarında ara videolar çekiliyor vs vs. Yani pek çok disiplini içinde barındıran bir alana döndü artık.

Dünyadaki pek çok ülke oyun sektöründe dönen paranın farkına varalı çok oldu. Temelde bir bilgisayar ve ufak bir ekiple işi kurabiliyorsun. Bu örnekte de gördüğümüz gibi bu ufak ekip milyonlarca dolarlık bir marka haline gelebiliyor. Üstelik bu ülkede bunun olması apayrı bir başarı bence.

Nedeni için apayrı bir paragraf lazım. Çünkü; bu sektör diğerlerinden biraz farklı. Ürünü ürettim, sattım, para geldi yenisini ürettim, sattım gibi bir döngü yok burada. Bir oyunun geliştirilmesi en az 1-2 sene sürüyor. Reklam yapmadan tutması imkansıza yakın. Reklam yapsan bile piyasa çıkınca hemen tutmama ihtimali de var. Para kazanmaya 4-5 sene sonra başlayacaksın belki de. Hangi şirket getirisi olmadan o kadar uzun süre dayanır. Piyasa bu yüzden kapanıp giden firmalarla dolu. Ki pek çok ülke de oyun yapacam diyen adama devlet destek veriyor. Ona rağmen batıp gidiyorlar. Bizde oyun yapacam diye yola çıksan kimse yüzüne bakmıyor. Çünkü sektör daha yolun başında. Ee aklında sağlam bir fikir var diyelim. Her ne kadar tek kişinin seslerini, grafiklerini, kodlamasını yapıp başarılı olduğu örnekler olsa da kendi başına başarılı olman çok zor. Yanına bir arkadaşını alıp yapmaya başladın diyelim. Bu tarz girişimlerin de pek çoğu başarısızlıkla sonuçlanıyor. Küçük bir ekip topladın bir ofis tuttun diyelim. Bu adamlar taş yemeyecek herhalde. Üstüne birde şirket kurma, personel maaşı,sigortası vs. gibi kalemlerde binince, durum iyice zorlaşıyor. Devlet demiyor ki arkadaş sen oyun şirketisin, diğer şirketlerden farklısın, hemen para kazanamazsın, sen vergini aylık verme 2 sene sonra başla, ben sana destek olayım.

Peki bu iş nasıl düzelecek? Devlet ne zaman farklı değerlendirmeye başlar bu sektörü ? Bakar ki bir şeyler yapılmaya başlanıyor, bir hareketlilik var. Anca o zaman bir şeyler oluyor bu sektörde, ben destek olayım der. Peki kaçımız oturup bir şeyler üretelim derdindeyiz? Evet zorlukların farkındayız ama kaçımız bir şeyler yapıyoruz bu konuyla ilgili?
 
Ülkemizde 2 büyük şirket vardı.Birini İsviçre satın aldı..Peak Games de Ortadoğu pazarını elinde bulunduruyordu satıldı.Yani oyun endüstrisi bilişimin tepe noktasıdır.Ülkemiz için bunlar ilham verici idi staj imkanı vardı ne oldu artık şirket kurup bir oyun çıkarıp satmak ve ekiple Amerika'ya yerleşmek en iyisi olacak.
 
Oyun sektörü matematik,fizik,fizik motoru,2d ve3d tasarım, web, yapay zeka, programlama, animasyon...herşeyi kapsıyor.Meb bugün okullarda oyun programlama ve oyun tasarımı adlı 2 tane bölüm açsın bu ülkede bilişim dersi lgs yksnin önüne geçer.Fuarlara gidiyorum işsiz bilgisayar mühendisleri oyun şirketlerinde staj için sıraya giriyor.Bu konuda çok şey kaybettik.Bu Zynga geçen sene de 3 yıllık bir oyun şirketimizi ekibiyle satın alıp ABD'ye götürdü.Bu işe destek ilgi şart.
 
Çoğu insanımız Kanada Vancouverda bu eğitimi almaya gidiyor.Maya ve grafik konusunda takip ettiğim 2 kişi evini sattı orada eğitim aldı şimdi biri Walt Disneyde çalışıyor.Al sana beyin göçü.
 
2 bin metre yazılım

Dün Peak’i yoktan var edip Zynga’ya 1,8 milyar dolara satan beyinleri kutlayınca, değerli bir okurum geçmişten bir anıyı göndermiş.
Ben de paylaşmak istedim:
“Bilim dünyasının duayeni olarak bilinen Ali Akurgal, bir söyleşi sırasında yaptıkları 2 milyon dolarlık ihracatlarını nasıl gerçekleştirdiklerini anlatmıştı:
"1992 yılında Netaş’ta ilk yazılım ihracatını gerçekleştirdik. Hazırlanan bir yazılım paketini; tuşa bastık, o zaman internet falan yok, çatıdaki çanak marifeti ile vallahi de billahi de müthiş bir hız olan 128kb/s ile, İngiltere’ye uydu üzerinden yolladık. Faturayı da pullu posta ile yolladık. 2 milyon dolar bankaya geldi. Kasaya koyduk. Aradan 3-4 ay geçti, vergi memurları geldiler. Dediler ki, 'Siz bir fatura yollamışsınız, 2 Milyon dolarlık'. 'Evet' dedik. 'Bu para ödenmiş' dediler. Biz yine 'Evet' dedik. 'Ama mal çıkışı yok, bu hayali ihracat' dediler! Bunun üzerine vergi memurlarını Ar-Ge’ye aldık, bir bilgisayarın başına oturttuk. 'Şu ‘enter’ tuşuna basar mısınız?' dedik. Biri bastı; sonra 'Ne oldu?' diye sordu. '300 dolarlık ihracat yaptınız, bunun faturasını yollayacağız, o da ödenecek' dedik. Adam sanki bir suç varmış da ortak olmuş gibi hissetti ve çok kötü oldu. Daha sonra yazılım nedir, uydu bağlantısı nedir, bunlar ne kadar para eder tek tek anlattık. Adamlar anladılar anlamasına ama mevzuata göre mal çıkışının olması gerekiyormuş. Tabii o zamanlar CD yok, hatta kaset bile yok, yalnızca makaralı bant kullanılıyor. Biz de yazılımı iki makaraya kaydettik ve gümrük komisyoncusuna verdik. Ancak gümrük memuru 'Tırlar nerede?' diye sormuş. Gümrük komisyoncusu da 'Tır yok tüm mal 2 makarada' demiş. Gümrük memuru iki makaranın 2 milyon dolar edeceğine inanmadığı için işlem yapmamış. Gümrük memuru bize inanmadığı için mahkemeye bile gidildi. Bilirkişi heyeti kuruldu. Bizim makaraların 2 milyon edip etmeyeceğini incelediler. Vallahi nasıl incelediler inanın bilmiyorum ama mahkemeyi kazandık. Bu kez aynı komisyoncu, aynı gümrük memuruna aynı makaraları mahkeme kararı ile götürüp işlemi yeniden başlattı. Ancak işlem sırasında, ihraç malının birim fiyatının girilmesi gerekiyormuş. Bakmışlar, zarfta teyp bandı var, makarası 1.000 metreden 2.000 metre yazılım diye yazmışlar. Böylelikle, Türkiye'den ihraç edilen ilk yazılımın birimi metre olarak tescillendi.”


Fatih ALTAYLI'nın bugünkü yazısından.

https://m.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/2701300-2-bin-metre-yazilim
 
Açıkçası bunun gurur verici hiçbir tarafı yok. Çünkü:

1) Bu alkışlanacak bir şey değil. Yemek sepeti de 550 milyon dolara satıldı. Şimdi Fadime Ananın Ev Yemekleri'nden söylediğimiz mantıdan ABD payını alıyor. Sermayenin ta kendisi, yani altın yumurtlayan tavuğun sahibi, artık ABDli bir şirket. Sonra her şey yabancı malı diye kimse ağlamasın yani.

2) Biz, yani ülke olarak, devlet olarak, toplum olarak, eğitim sistemi olarak, üniversiteler olarak Peak Games'e bir gram destek olmadık. Destek olan varsa çıksın desin ki biz böyle destek olduk. Tamamen özel teşebbüs. Yani bizim eserimiz değil ki gurur duyalım. Hatta, bizim sayemizde değil, bilakis bize rağmen elde edilmiş bir başarı. Müteahhit cenneti ülkede inşaata her türlü destek verilir, vergiler affedilir, müteahhitler bile korona paketine dahil edilir, kredi faiz oranları düşürülür vs. Oysa bu adam "oyun geliştireceğiz" dediğinde adamın anası babası bile gülmüştür belki, kaldı ki devlet bir destek versin. Herkes dibine kadar inşaata yatırım yapıyor. Bizimle ilgili kısmını da şöyle sorayım :bugün bu vizyonu anlayabilecek bir tane okul müdürü var mı? Kaç tane veli var çocuğunun scratch ile code.org ile vakit geçirmesini doğru bulan? Test çözsün ha test çözsün! Yönetici kademesini hiç saymıyorum. Ancak "vatana millete hayırlı olsun!" diye tebrik eden birkaç atanmış var. Geri kalanında bu da yok.

Teknokentlerde verdikleri destekleri de duyuyoruz; klavye, fare ithal eden şirket teknoloji şirketiyim diye geçiniyor oralarda. Allah'tan Peak Games bir teknokentte değil de, yanlışlıkla olayın teknokent marifetiyle olduğu düşünülmüyor. Yoksa borazan gibi bağırır, "bakın teknokent kurduk, bizim sayemizde oldu" diye, bunu da propaganda malzemesine dönüştürürlerdi. Kaçırmazlardı böyle fırsatı.
Tamamen katılıyorum hocam
 
Geri
Üst