Daha bu tartışmalar çoooooook uzar arkadaşlar. Bunun sonu gelmez. Emin olun gelmeyecek de. Çünkü yıllardır gelmedi. Geldi de benim mi haberim yok acaba?
Ve inanın çoğu zaman bu da bizim kendimizden kaynaklanıyor. Kendimizi biz ezdiriyoruz. Kendi ayağımıza sıkıyoruz.
Şimdi şunları şunları yapmayalım diye yazsam, çoğunuz itiraz edersiniz. Ama dikkat çekmenin başka bir yolu olmadığını düşünüyorum. Bakın sağlıkçılara. (Gerçi TTB başkanı hain çıktı. O ayrı konu. Vatan hainleri için yaşasın cehennem!)
(Örneğin kimse BTR almasın, e-sınav görevi almasın, hafta sonu sınavlarında görev istemesin, sendikasından istifa etsin, vs. Neden bunları yazıyorum onu da açıklayayım. Bunlar yapılması zorunlu olan şeyler değil. Hepsi isteğe bağlı. Değilse asli görevlerimizi elbette yerine getirmeliyiz. Elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. Sonuçta kursağımızdan geçen her lokmayı, her yudum suyu helal ettirmeliyiz ve derdimiz kursaktan haram geçmemesi olmalı.)
BTR kadrosu olsun diyoruz diğer taraftan da bilişim öğretmenleri teknisyen değildir diyoruz. Kendi kendimizi bitiriyoruz. Yaklaşık 6 yıldır BTR görevi yapmış biri olarak iki yıldır BTR görevi istemiyorum. Kaldı ki paraya da o kadar ihtiyacım var. Kredi ödüyorum. Çocuğum okuyor. Eşim çalışmıyor. Enflasyon vs. Gurur meselesi yaptım ve BTR almıyorum. Kıt kanaat geçinmeye çalışıyorum.
Ayrıca kimse bana "İyi de hocam BTR görevi resmi olarak şöyle, mevzuatta böyle herkes hakkını bilsin." falan demesin. Maalesef sahada kimse resmi yazıya bakmıyor. Açık seçik BTR=teknisyen algısı hakim idari kafalarda. Bununla mücadele etmek boşuna. Değilse yıllardır bunu hâlâ tartışıyor olmazdık.
Neymiş efendim eğitim aksamasınmış. Elimize mi yapışacakmış. Eğitimin aksayıp aksamaması bizim sorumluluğumuzda mı ki böyle düşünelim. Maalesef ağırlığımızı koyamadığımız sürece hafife alıyorlar bizi. DYK, egzersiz, BT sınıfı, kitap, müfredat, techizat, tesisat, malzeme, donanım, vs hiç bir şey yok. Ama herşeyi bizden bekliyorlar. Pandemide herkes uzaktan eğitim yaptı, idarecileri bile evden yürütsün işlerini dediler ama BTR için kimse bir şey demedi. Uzman öğretmenlik kriterlerinde BTR'nin adı bile geçmedi. Ama projeler dendi mi herkes hemen Bilişim teknolojileri branşı der. İyi de bize beyin takımı olan öğrenciler lazım. Onlar da hafta içi sürekli olarak diğer derslerin DYK'sına katılıyorlar. Hafta sonu bile katılanları var. Bir kaç öğrencimin velisine yarışmaya katılsın çocuğunuz dedim. Aman hocam gerek yok, derslerinden geri kalmasın, sınavları düşmesin dedi. Açıkçası bu sistemde ben olsam ben de öyle yaparım.
Bir de bunları yazınca konu siyaset yapıyor diyorlar. E bunları nerede tartışacağız. Nerede içimizi dökeceğiz. Ya daha biz kendimize destek olamıyoruz, bilâkis köstek oluyoruz. Kendi kendimize dertleşebildiğimiz, içimizi dökebildiğimiz başka bir yer var mı? Uzman öğretmenlik konulu forumlara bakıyorum hep kilitlenmiş.
Yahu yıllardır dönüp dönüp aynı şeyleri yazıyor, aynı şeyleri tartışıyoruz. Branşımızla ilgili maalesef iyi bir yere gitmiyoruz işte. Varsa buyurun yazın. Pilot uygulama da rafa kalktı.
Yani dostlar bunlar bize müstehak. Ve bu günler daha iyi günlerimiz bence.
Ben %100 haklıyım da demiyorum ha. Belki benim de yanlış düşündüğüm yerler vardır. İşte alın size tartışma ortamı. Buyurun tartışalım. Tabi konu kilitlenmezse. Yanıldığım yerler varsa da bunu kabul edecek kadar da erdemli olduğumu düşünüyorum.
Ve maalesef bunları yazınca da ya troll ya da hain yaftası yiyoruz.
Not: Allah şahidimdir ki, tamamen yaşadıklarımdan ve edindiğim tecrübelerime dayanarak yazıyorum. Zıtlaşma ya da karşıtlık ile ilgisi yoktur paylaşımlarımın. İşim siyaset yapmak olsaydı her konuda yazardım. Ama biz bilişimciyiz, öğretmeniz ve sadece alanımızla ve branşımızla ilgili konularda yazıyorum. Maalesef polyanacılık yapamıyorum. Sağlık, adalet, çevre, orman, askeriye, emniyet vs konularda tartışmıyorum ki. (Yönetime selam olsun.)
Allah devletimize zeval vermesin.
Devletimiz var olsun. Varlığı daim olsun.
Derdim branşıma ve mesleğime katkıda bulunmak, değer katmak. Branşım ile ilgili her şey benim için bir dava haline geldi artık. Büyük bir heyecanla başladığım, aşk ile yaptığım işim ve branşım sanki elden gidiyormuş gibi hissediyorum. Tek meselem bu. Yoksa çok mu abartıyorum, vehim mi yapıyorum bilmiyorum.